BİR DEPREM Mİ OLMASI GEREKİYORDU?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yıllardır sanki savaştaymışız gibi nasıl da birbirimize düşmanca davrandık! Bir sportif faaliyet için nasıl can alacak noktaya getirildik? Nasıl bir canı, başka bir forma giydi diye ölünceye kadar dövdük?

Yanlış bir hareket yaptı diye onbinlerce kişi birinin anasına, babasına, karısına, çocuğuna  nasıl küfrettik? Nasıl barbarlığımızla övünür hale geldik? Nasıl bunlara aklı başında dediğimiz insanlar da katılıp ön saflarda hareket etti? Nasıl?

Dört büyük takımın taraftarının beraber maç seyretmesi için bir deprem mi olması gerekiyordu? Kendi formalarını giyerek bir başka takımın müzesini ziyaret etmesi için depremde binlerce insanın ölmesi mi gerekiyordu?

FUTBOL DOSTLUGU

Aklı başında diye düşündüğümüz başkanlar, yöneticiler demeç verirken, yenilir yutulur olmayan sözler söylemişken bir araya gelip ortak, güzel bir iş yapmak ve herkese örnek olmak için binlerce binanın yıkılması mı gerekiyordu?

Evden arabamızla çıktığımızda birbirimizi hiç tanımadığımız halde “Kırmızı ışıkta bilmem kaç saniye fazla bekledi!” diye nasıl nefret edercesine kornaya uzun süre bastık? Nasıl yanından geçerken el kol hareketi yaptık?

Yolumuzu kesti deyip arabadan inip karısı ve küçük çocuğu arabadayken camlarını kırmak için elimize ne geçirdiysek arabasına nasıl vurduk? Çocuğun korku dolu bakışlarını gördüğümüz halde arabanın üstüne çıkıp nasıl tepindik?

Hiç tanımadığınız birine “Yardımcı olurum!” diye bilmem kaç yüz kilometre gittikten sonra yıkıntılar arasında arabaların oluşturduğu kuyrukta arabanla saatlerce sabırla beklerken gösterdiğin olgunluğu ve tavrı göstermen için bir deprem mi olması gerekiyordu?

Yığınlar arasında gördüğün bir çocuğun korkmaması için bütün şefkatinle çok hassas davranmanı her çocuğa göstermen için bir deprem mi olması gerekiyordu?

Sabahın köründe tarlasına gidip yetiştirdiği marulu, lahanayı, pazıyı, maydanozu, kemikleşmiş parmaklarıyla koparıp “Bir kaç kuruş kazanırım!” diye pazara getirdikten sonra alıcıyı beklerken bulduğu taşın üstünde titreyerek oturan teyzenin yetiştirdiklerini almak için bir liralık pazarlığı nasıl yaptık?

Sabah yetiştirdiği tavuklardan elde ettiği günlük yumurtayı pazara getiren, satıp okul masraflarını çıkarmaya çalışan bir gençle söylediği fiyatı bilmem kaç lira aşağıya düşürmek için nasıl da uzun uzun ahkam kesercesine pazarlık yapmışız?

TEYZE edited

Yıkıntıların başında üşümekten titreyen insanlara yardım edebilmek için seferber olduğumuz bu günlerde, onlara bir sıcak çorba vermeyi, titreyen ellerinin arasına bir çorap koyabilmeyi insanları ne kadar mutlu ettiğini algılamamız için bir deprem mi olması gerekiyordu?

Deprem bölgesinde çocukların okuması için elimizdekileri oraya gönderme yarışına girdiğimiz bu dönemde eğitimin çok önemli olduğunu anlamak için her tarafın yıkılması mı gerekiyordu?

Deprem için toplanan vergilerin “Biz bir deprem ülkesiyiz!” deyip başka ihtiyaçlara kullanmamanın gerekli olduğunu ve hazırlıklı olmanın ne kadar önemli olduğunu algılamamız için bir deprem mi olması gerekiyordu?

Kendi evlerimizi yaparken bile güvenliğimizi hiçe sayarak “Dört duvar olsun, yeter!” mantığıyla hareket edip sonra o dört duvarın bize tabut olacağını anlamak için deprem mi olması gerekiyordu?

İnsan hayatında bazı olayların önemli olmadığını, büyütmemenin önemli olduğunu, nefretin sonunda olan olayın nefretle ilgisi olmadığını, kalp kırmanın bu kadar basit olmadığını, özür dilemenin bir erdemlik olduğunu, abartılı ve taraflı anlatımların hiç düşünülmeden taraftar toplamasının olmaması için büyük bir deprem mi olması gerekiyordu?

BİR DEPREM Mİ OLMASI GEREKİYORDU?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Vira Trabzon ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!