Dünyanın en çok gazeteci tutuklayan ülkesi Türkiye’de 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlanıyor.
İktidar ve devlet baskısından patron ve yönetici baskısına, işsizlikten hayat pahalılığına kadar pek çok zorluğa rağmen gerçekleri topluma ulaştırmak amacıyla emek harcayan tüm gazeteciler, her yıl daha zor koşullarda hayatta kalmaya, gerçeklerin peşinden koşmaya çalışıyor.
Siyasi iktidar, gerçekleri karartmak amacıyla devletin tüm olanaklarını kullanarak gazeteciler üzerinde baskı kuruyor, gazetecileri cezalandırıyor…
Türkiye’deki ağır ekonomik kriz, ücretleri baskılanarak “üç kuruşa” çalışmak zorunda olan gazetecileri yoksullukla baş başa bırakıyor…
Artan işsizlik “elindekinden de olmamak” kaygısını büyütürken, gazetecilerin üzerine çöken patron ve yönetici baskısı, gerçekleri değil gerekenleri makul kılıyor, özgür gazeteciliği köreltiyor…
Güvencesiz çalışma, “serbest” çalış(am)ma ve işsizlik, gazetecileri sosyal ölüme mahkum ediyor…
Gazeteciler susturuldukça, köleleştirildikçe, yoksullaştırıldıkça gerçekler kararıyor, Türkiye kararıyor.
Ama yine de siyasetçiler, basın baronları, patronları, yöneticileri 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor. Gazetecileri baskılayarak gerçekleri ve Türkiye’yi karartanlar el birliğiyle istediklerini kutlayabilirler.
Gazetecilerin adil gelir, güvence ve gelecek koşullarını çoğaltarak karanlığı dağıtana kadar, elimizi uzatmıyoruz.
Güvencesiz, güvenliksiz, geleceksiz gazeteciler olarak biz çalışamıyoruz, kutlamıyoruz!
Vira Trabzon