Çiftçiler Sendikası Çiftçi-Sen, Pandemi sürecinin gıda enflasyonuna yol açtığını vurgulayan bir açıklama yayınladı.
Çiftçiler Sendikası Genel Başkanı Ali Bülent Erdem imzası taşıyan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
1984 yılından bu yana Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu’nun (IFAP) kuruluş günü olan 14 Mayıs, “Dünya Çiftçiler Günü” adı altında kutlanıyor. Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu tarım şirketlerini de içinde barındıran, büyük gıda şirketlerinin yönettiği bir organizasyondur. İkinci paylaşım savaşı sonrasında, 1946 yılında kurulmuştur. Bilindiği gibi 1946 yılından sonra ülkelerarası yeni iş bölümü ve “Yeşil Devrim” adı altında tarımı şirketlerin kontrolüne geçirmenin ilk adımları atılmaya başlanmıştır. IFAP da “Yeşil Devrim” proje ve politikalarının ürünü olarak ortaya çıkmış ve 1947 yılında kabul edilen Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması’na uygun hareket etmeye çalışmıştır. 1980’li yıllar ise tüm Dünya’da neoliberal politikaların hakim olmaya başladığı yıllardır. Uygulanan neoliberal tarım politikalarıyla şirketlerin önü daha da açılırken, küçük çiftçiler yok edilmektedir. Bugünün kutlanmak üzere 1984 yılında ortaya çıkması da manidardır. Lakin şirketlerin kendileri dışında üretim yapan hiçbir çiftçiye tahammülü yoktur, bu nedenle Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu’nun (IFAP) kendisi de kurum olarak neoliberal politikalardan etkilenmiş ve ekonomik nedenlerle 2010 yılında tasfiye olmuştur. Onun yerine şirketler, kendilerinin daha da belirgin olduğu Dünya Çiftçileri Örgütü (WFO) adı altında yeni bir örgütlenmeye gitmişlerdir.
Uygulanan neoliberal tarım politikaların sonucu olarak bir yanda şirketler, diğer yanda ise kazanmayan, mesleklerini topraklarını kaybeden, sözleşmelerle şirketlere bağlanan, çiftçilik bilgileri değersizleşen, tohumları yasaklanan küçük çiftçiler, aile tarımı yapanlar, köylüler vardır.
”Covid-19 Salgını Yoksulların Sağlıklı Gıdaya Erişim Haklarını Ellerinden Almıştır”
Covid-19 Salgınıyla beraber yoksulların sağlıklı gıdaya erişemez hale geldiklerinin altı çizilen açıklamada ”Siyasi iktidarlar Covid-19 pandemisini gerekçe göstererek ortaya koydukları yasaklarla şirketlerin gıda sistemini güçlendirecek kararları almışlardır. Oysa salgın, sağlıklı gıdaları üretmenin ve onlara ulaşmanın; yetersiz beslenme ve açlığa karşı yerel gıda sistemlerinin önemini ve dirençliliğini, gıdanın giderek daha az sayıda şirketin eline geçmesinin tehlikesini göstermiş, gıda enflasyonuna yol açmış, yoksulların sağlıklı gıdaya erişim haklarını da ellerinden almıştır.
Gelinen noktada iki farklı gıda sistemi söz konusudur. Birincisi: ekolojik sistemi tahrip eden, endüstriyel temelli, kâr amaçlı, petrole dayalı, şirketlerin gıda sistemi. İkincisi: halkların kendi kültürlerine uygun, doğayla uyumlu tarım ve gıda sistemlerini belirleme hakkına sahip olduğuna inanan halkın gıda sistemi olan Gıda Egemenliği’dir” denildi.
Açıklama şu ifadelerle sona erdi :
”Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu tarım şirketlerini de içinde barındıran, büyük gıda şirketlerinin yönettiği bir organizasyondur. Küçük çiftçilerin kendilerini yok etmeye çalışan şirketlerle birlikte kutlayacak günleri yoktur.
Dünyanın küçük çiftçileri 1996 yılında beri 17 Nisan’ı Uluslararası Çiftçi Mücadele Günü olarak belirlemiştir. 1996 yılının 17 Nisan gününde, Brezilya’da MST (Topraksız Kır İşçileri Hareketi) üyeleri toprağa erişmek, tarım reformu yapmak için verdikleri meşru mücadele sırasında Eldorado do Carajas’da şirket ve devletin güvenlik güçleri tarafından saldırıya uğramış, 19 MST üyesi acımasızca katledilmiştir. Bu nedenle küçük çiftçilerin küresel örgütü La Via Campesina 17 Nisan’ı Uluslararası Çiftçi Mücadeleleri Günü olarak ilan etmiştir.
Endüstriyel gıda sisteminin bir parçası olan ve çiftçiyi üretim yapamaz hale getirenlerin ortaya attıkları bir gün çiftçilerin günü olamaz”