Ailesinin zoruyla kaldığı cemaat yurdundaki baskıdan şikayet ederek hayatına son veren tıp öğrencisi Enes Kara‘nın intiharı, cemaat ve tarikat yurtlarının durumunu yeniden gündeme getirdi.Eğitim-Sen Trabzon Şubesi yayınladığı yazılı açıklama ile duruma tepki gösterdi.
Eğitim-Sen Trabzon Şube Başkanı Engin Nur ismi ile yapılan yazılı açıklamada;
“Son yıllarda artarak devam eden gerici tarikat ve cemaat yurtlarındaki vakalara bir yenisi daha eklendi. Yüreklerimizi dağlayan Enes KARA’nın intiharı karşısında aynı nakaratları dinlemeye tahammülümüz kalmadı.” denildi.
Eğitim-Sen Şube Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Engin Nur; Gördüğü baskılara dayanamayıp,hayatına son veren Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara‘nın intiharı ile ilgili şunları söyledi:
“GERİCİ TOPLUM İNŞAA ETME ANLAYIŞI ÇOCUKLARIMIZI ÖLDÜRÜYOR!“
“20 yaşında bir Tıp Fakültesi öğrencisi Enes KARA, cemaat yurdundaki baskılara dayanamayıp intihar ediyor, çektiği videoda nedenlerini anlatıyor. Ülkenin her tarafında, iktidar marifetiyle çok büyük çoğunluğu kaçak ve izinsiz cemaat ve tarikat yurtları ile dolduruldu. Aladağ’da, Karaman’da, Kaimder’de, Alimder’de ve daha bir çok yurtta yaşananlar toplum hafızasında yerini korurken; şimdi de Elazığ’da bir tıp öğrencisinin cemaat yurdundaki baskılara dayanamayıp intihar ettiği haberini aldık.“
“ARTIK YETER…“
“Kamusal ve Laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşan iktidarın, gerici toplum inşa etme politikalarının sonucunda gençler bu yurtlarda intihar ediyor, tacize uğruyor ve öldürülüyor. En son Antalya Alimder yurdunda bir genç, satırlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Bu yurt kaçak ve izinsiz işletilen bir yurttu ve açılışını Dış İşleri Bakanı Mevlüt ÇAVUŞOĞLU’nun yaptığı haberleri yer aldı. Türgev, Tügva, Ensar, Semerkant, ve ilim yayma cemiyetleri gibi vakıflara ait beş yüzün üzerinde yurt bulunurken, izinsiz ve kaçak yurt sayıları binlerle anılmaktadır.
Eğitim çağındaki çocuklarımız kimlere ve hangi zihniyete teslim edilmiş sorularını haklı olarak soruyoruz…?
Laik, sosyal hukuk devletinde tüm çocuklar Devletin –Kamunun- himayesinde ve denetiminde olmalıdır. Devlet gerekli önlemleri alarak bütün yoksul halk çocuklarının barınma ihtiyacını gidermelidir. Kamusal eğitimin de gereği budur. Ancak iktidar bunu bilinçli bir şekilde yapmayarak çocuklarımızı cemaat ve tarikatların kucağına itmektedir. Bu kabul edilemez. Daha önce bir çok tarikat yurdunda yaşanan, ölümler, cinsel istismar ve tecavüzler konusunda sessiz kalan, “bir kereden bir şey olmaz” diyen zihniyetin çocuklarımızın hayatını yok eden gerici politik uygulamalarına ARTIK YETER! Bu ölümleri, tecavüzleri ve istismarları kanıksamayacağız, susmayacağız. Kamusal, laik, eşit ve bilimsel eğitimin inşası için mücadeleye devam edeceğiz.
