KONUK YAZAR: Arslan BULUT / Yeniçağ Gazetesi ( arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr )
19 yaşındaki bir tıp öğrencisinin aile baskısıyla kaldığı tarikat evinde yaşadığı bunalım sonucu intihar etmesi, ekonomik krize rağmen gündemin birinci sırasına yükselince AKP sözcüsü Ömer Çelik, “Gencecik bir insanın ölümü üzerinden kindar bir dille kavga, ideolojik hesaplaşma ve ayrışma üretenlerin yaptığı şey asla kabul edilemez ve ahlaki değildir” dedi!
AKP, iktidar partisi olduğu için konuyu “Yüreğimiz yandı” diye geçiştiremez! Sorun şu ki tarikat evlerinin yaygınlaşması, AKP ideolojisinin eseridir.
AKP iktidarına bu konuda yönelik eleştirilerin sebebi, ülkenin gençlerini tarikat veya cemaat yurtlarına mecbur edecek politikalar uygulamasıdır. Bilimsel düşüncenin gelişmesini önleyici bir etkisi bulunan, toplumların dinamizmini çökerten tarikat ve cemaat yapılanmaları, eski deyimle tekke ve zaviyeler, AKP döneminde yükselişe geçti.
***
Tekke ve zaviyeler Osmanlı devletinin çöküş sebeplerinden biriydi.
Mehmet Akif Ersoy, kendisi de tarikat mensubu olmasına rağmen, esas olarak Teşkilatı Mahsusa görevlisiydi ve devletin çöküşünü durdurmak için elinden geleni yapıyordu. “Sofuluk” adlı şiirinde durumu şöyle anlatıyordu:
Sofuluk satıyorsun, elinde boy boy tesbih
Çevrende dalkavuklar; tapınır gibi, la-teşbih!
Sarık cübbe ve şalvar; hepsi istismar, riya
Şekil yönünden sanki; Ömer’in devri, güya!
Herkes namaz oruçta; hepsi sözünü dinler
Zikir Kur’an sesinden, yerler ve gökler inler!
Ha bu din, iman, takva; inan ki hepsi yalan
Sen onları kendine taptırırsın vesselam!
Derdin davan sadece, hep nefsi saltanatın
Şimdilik putu sensin, tapılan menfaatin!
Hey kukla kafalı adam, dinle sözümü tut
Bunların dilinde Hak; ama kalbi dolu put!
Bu şiiri, 2016 yılında Rahmi Turan, “Gericilik, yobazlık, Allah ile aldatmak, dini siyasete alet etmek, sadece günümüzün olayı değil. Yüz yıl önce de durumumuz böyleydi, iki yüz yıl önce de” diyerek paylaşmıştı.
Tarikatlar, “kukla kafalı adam” yetiştirir.
Konuyla ilgili “dini yazılar” sitesinde, “Mehmet Akif ve Gerçek İslam” başlıklı yazıda da bu şiirle birlikte “Kimi tarikat önderlerinin yalanlarla milleti uyuşturduğu, kendileriyle ilgili kerametler uydurttuğu, kendilerine çiftlikler, köşkler kurdurduğu, müritlerinin malından, mülkünden servet sahibi olduğu, kimi müridine eşini boşatıp kendi nikâhına aldığı, kendine harem kurdurduğu nice örnekler ile karşılaşıldı. Birileri kalkıp ‘Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır’ diye hadis uydurduktan ve insanın kendisini şeyhine ‘Ölünün kendisini ölü yıkayıcısına teslim ettiği gibi teslim etmesi’ gerektiği şeklinde izahlar yaparak bunu da takvanın göstergesi olarak saydıktan sonra, bunca şeyh, müritlerini şeytana kaptıracak değildi!” deniliyor.
Tabii bunlara, cemaat veya dini vakıf yurtlarında çocuklara tecavüz edildiğini de eklemek gerekir.
***
Peki AKP neden, devlet yurtları yerine, cemaat yurtlarının artmasına yol verdi? AKP neden köy okullarıyla birlikte devlet parasız yatılı okullarını da yok etti? Tarikat ve cemaat yurtlarında, öğrenciler zihinsel olarak, tıpkı Enes Kara‘nın videoda anlattığı gibi yoğun olarak meşgul edilsin de bırakın ülke meselelerini düşünmeyi, ders çalışacak vakit bile bulamasın diye mi?
İktidarın uyguladığı yanlış politikalara direnebilecek en büyük güç olan üniversite gençliği de tarikat ve cemaat yurtlarına mahkûm edilerek uyuşturulmuş olmuyor mu?
Üstelik bu yurtlarda veya evlerde kalan gençler, devletin kurucularına ve doğrudan devlete düşman olarak yetiştiriliyor.
Hangi devlet, kendisini yok edecek bir nesil yetiştirilmesine izin verir? Şayet devleti demokratik yolla ele geçirenler, yeni bir devlet kurmaya karar vermişse mevcut devleti yıkmak için böyle bir yola başvurur!