Çiftçiler Sendikası, 17 Nisan ‘Uluslararası Çiftçi Mücadeleleri Günü’ vesilesiyle açıklama yaparak, çağrıda bulundu…”Gıda egemenliği olmadan gelecek yoktur…”
Çiftçiler Sendikası, 17 Nisan ‘Uluslararası Çiftçi Mücadeleleri Günü’ vesilesiyle yazılı açıklama yaparak, çağrıda bulundu…Yapılan açıklamada ‘Gıda Egemenliği’ vurgusu yapılarak, “Gıda egemenliği olmadan gelecek yoktur…” denildi.
Çiftçiler Sendikası Genel Başkanı Ali Bülent Erdem ve Çiftçiler Sendikası Genel Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu ismi ile yapılan yazılı açıklamada, gıda egemenliğinin önemine yönelik vurgu yapıldı.
Açıklamada, “Gıda krizinin sürekli büyüdüğü, yoksulların, emekçilerin gıdaya erişiminin her geçen gün zorlaştığı günümüzde daha adil ve onurlu, halkların kendi kültürlerine uygun, doğayla uyumlu bir gıda sistemi bugün daha fazla ihtiyaçtır ve bunun için kolektif bir çaba gereklidir” denildi.
Çiftçiler Sendikası Genel Başkanı Ali Bülent Erdem ve Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu, gıda egemenliğinin önemine ilişkin yaptığı açıklamada, “Gıda krizinin sürekli büyüdüğü, yoksulların, emekçilerin gıdaya erişiminin her geçen gün zorlaştığı günümüzde daha adil ve onurlu, halkların kendi kültürlerine uygun, doğayla uyumlu bir gıda sistemi bugün daha fazla ihtiyaçtır ve bunun için kolektif bir çaba gereklidir. Bunun içinde Kır ve kent arasında dayanışma ve sınıf ittifakları kurmaktan ve güçlendirmekten başka çaremiz yoktur” dedi.
Yapılan açıklamada şöyle denildi:
GIDA EGEMENLİĞİ OLMADAN GELECEK YOKTUR!
“Küresel adaletsizlik ve açlık her geçen gün artıyor. Pandemi ve yaşanan bölgesel savaşlar, uluslararası sermayenin ve serbest ticaret anlaşmalarının dayattığı zehirli ve pahalı tarım girdilerinin kullanıldığı endüstriyel tarım sisteminin ne kadar dayanaksız olduğunu bir kez daha göstermiştir. Gıdanın metalaştırılması ve serbest piyasaya bırakılmış olması, ülkelerin ihracata yönelik ürünler
iüretmeye yönelmesine ve ithalata bağımlılıklarının artmasına neden olmuştur. Hükümetlerin sermaye yanlısı politikalarında ısrar etmesi, gıdanın şirketler tarafından kontrolünü arttırmış, gıda krizini derinleştirmiştir. Şirketlerin gıda sistemi bir yandan ülkeleri ithal, sağlıksız ve pahalı gıda ürünleri ile doldururken, diğer yandan tarım girdilerinin fiyatlarını küresel olarak yükselmesi küçük çiftçileri/ köylüleri üretimden koparmakta, borca, yoksulluğa, açlığa ve sürüklemekte, mülksüzleştirmekte, yerlerinden yurtlarından etmektedir. Yoğun enerji ve kimyasal zehir kullanımını zorunlu kılan endüstriyel tarım sistemi aynı zamanda toprağı, suyu, havayı tahrip etmekte, iklim krizinin de önemli sebeplerinden birisi olmakta, insanların bağışıklığına ve sağlığına da zarar vermektedir.
Çiftçilerin Uluslararası Mücadele Günü 17 Nisan.
Çiftçi-Sen’in de bileşeni olduğu La Via Campesina (Çiftçi-Yolu) kurulduğu günden bu yana çok uluslu şirketlerin kontrol ettiği gıda sistemine karşı mücadele sürdürüyor, çiftçilerin, kırsalda çalışan diğer insanların haklarını savunuyor. Bu mücadelede çitçiler/köylüler tıpkı 1996 yılının 17 Nisan’ında olduğu gibi bir çok arkadaşını kaybetmiştir. Brezilya’da Topraksız Kır İşçileri- MST’li çiftçiler toprağa erişmek için verdikleri meşru mücadele sırasında şirket ve devletin güvenlik güçleri tarafından saldırıya uğramış ve 19 MST üyesi acımasızca katledilmiştir. La Via Campesina (Çiftçi Yolu) çiftçileri anmak ve onların katledilmesinin nedeni olan şirketlerin gıda sistemine karşı mücadelenin yükselteceği bir gün haline getirmek için 17 Nisan’ı “Çiftçi Mücadele Günü” olarak belirlemiştir. O tarihten bu yana her 17 Nisan’lar “Çiftçilerin Uluslararası Mücadele Günü” olarak ortak gündemli değişik eylem ve etkinliklerle bütün Dünya da anılmaktadır.
2022 yılının bir başka anlamı: köylü enternasyonalizmini gerçekleştirerek neoliberal tarım politikalarına, şirketlerin dayattığı İkili Ticaret Anlaşmalarına, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması’nın (GATT) Uruguay Raund’unda tarımın konu edilmesine ve 1995 yılında DTÖ’ne dönüştürülmesine karşı dayanışmanın ve kolektif mücadelenin başlamasının 30. Yılı olmasıdır.
La Via Campesina açlık, toplumsal adaletsizlik, iklim değişikliği ve gıda krizinin çözümü olarak Gıda Egemenliğini tarif etmiştir. Gıda egemenliği halkların kendi kültürlerine uygun, sağlıklı gıdaları üretme, sahip olma ve kendi tarım sistemlerini belirleme hakkıdır. Şirketlerin ve piyasaların değil gıdayı üreten ve tüketenlerin ihtiyaçlarını temel alır. Gıda Egemenliği mücadelesi; mücadeleyi yürütenlerin ortak görüşlerini ifade eden Nyeleni Bildirgesi’yle de küresel bir hareket haline dönüşmüştür.
2018 yılında kabul edilen “Birleşmiş Milletlerin Köylülerin ve Kırsal Bölgelerde Yaşayan Diğer Kişilerin Hakları Deklarasyonu” (Köylü Hakları Deklarasyonu ) Gıda Egemenliğini bir hak olarak tanımıştır. La Via Campesina 17 Nisan’ın bu yılki teması olarak, Gıda Egemenliği için hükümetlerin Köylü Hakları Deklarasyonu’ndaki yükümlülüklerini yerine getirmelerini, köylüleri, küçük çiftçileri destekleyici kamu politikaları uygulamalarını talep ederek, bu talebe uygun mücadelelerini yıl boyunca yükseltme olarak belirlemiştir.
(1)ÇİFTÇİ-SEN olarak,17 Nisan’da Ayvalık ve Salihli olmak üzere iki yerde etkinlik yapıyoruz. Ayvalık’ta “Gıda Egemenliği Mücadelesinde Zeytin Savunması”, Salihli’de “Gıda Egemenliği Mücadelesinde Agroekoloji” başlıklı söyleşi ve forumla çiftçilerin uluslararası enternasyonalist mücadelesine katkı sunmaya çalışacağız.
(2) ÇİFTÇİ-SEN’in Kurucu üyesi olduğu La Via Campesina Avrupa Koordinasyonunu’da (ECVC) (3)17 Nisan Çiftçilerin Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken Avrupa Parlamentosu Üyelerine, Avrupa Komisyonu Başkanı’na ve diğer AB yetkililerine çağrıda bulunarak BM. Genel Kurulu’nda kabul edilen kısa adı “Köylü Hakları Deklarasyonu” olan “Birleşmiş Milletler Köylüler ve Kırsal Alanda Çalışan Diğer Kişilerin Hakları Bildirgesi”ni uygulamaları ve Halkların Gıda Güvencesi’nin teminatı olarak Gıda Egemenliği’nin tesis edilmesi için çaba sarf etmelerini istemiştir.
Çiftçi Sen Olarak Diyoruz ki;
- İthalata bağımlı tarım politikalarından vazgeçilmelidir.
- Hasat dönemlerinde çiftçilerin ürün fiyatlarını baskılandıran ithalatlardan vazgeçilmelidir.
- Çiftçilerin üretim maliyetlerini karşılayan ve adil geliri garanti eden taban fiyat uygulamaları yapılmalıdır.
- Dünya Ticaret Örgütü den çıkılmalı, Serbest Ticaret Anlaşmaları reddedilmelidir.
- sağlıklı tohuma, toprağa, suya, havaya erişimi sağlanmalı, ekosistemi tahrip eden uygulama ve yatırımlardan vazgeçilmelidir.
- Köylülerin/ çiftçilerin agroekolojik üretime geçişini kolaylaştıran kamu politikaları uygulanmalıdır.
- Köy tüzel kişilikleri, mal varlıkları otlak ve meralarıyla birlikte geri verilmelidir.
- Çiftçilerin atalık yerel tohumlarla üretim yapmasını zorlaştıran “Tohumculuk Yasası” iptal edilmeli, desteklerden yararlanamayan yerel atalık tohumla üretim yapan çiftçilerin desteklenmeleri sağlanmalıdır.
- Mevsimlik tarım işçileri sosyal güvenceye kavuşturulmalı, iş güvenliği ve işçi sağlığı sağlanmalı, örgütlenmelerinin önünü açan düzenlemeler yapılmalıdır.
- Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen “Köylülerin ve Kırsal Bölgelerde Yaşayan Diğer Kişilerin Hakları Deklarasyonu”na (Köylü Hakları Deklarasyonu ) uygun iç hukuk düzenlemesi yapılmalıdır.
Köylü Hakları Deklarasyonu Hemen Şimdi Uygulansın!
Gıda krizinin sürekli büyüdüğü, yoksulların, emekçilerin gıdaya erişiminin her geçen gün zorlaştığı günümüzde daha adil ve onurlu, halkların kendi kültürlerine uygun, doğayla uyumlu bir gıda sistemi bugün daha fazla ihtiyaçtır ve bunun için kolektif bir çaba gereklidir. Bunun içinde Kır ve kent arasında dayanışma ve sınıf ittifakları kurmaktan ve güçlendirmekten başka çaremiz yoktur.
17 Nisan Çiftçilerin Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle Gıda Egemenliği için birlikte mücadele etme çağrımızı yineliyoruz.
Köylü Hakları Deklarasyonu Hemen Şimdi Uygulansın!
Gıda Egemenliği Hemen Şimdi!