2 Temmuz 1993’te yaşanan Sivas Katliamı’nın üzerinden 29 yıl geçti. Yirmi dokuz yıl önce Madımak Oteli’ne düşen ateş yüreğimizi yakmaya devam ediyor.
2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşamını yitirenler her yıl olduğu gibi bugün de Türkiye’nin farklı yerlerinde düzenlenen eylem ve etkinliklerle anılıyor. Son yıllarda sosyal medya da anmalar için; “#unutMADIMAKlımda” etiketi en yaygın bir şekilde paylaşılıyor.
Sivas Katliamı, Madımak Katliamı ya da Madımak Olayları olarak bilinen 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas‘ta gerçekleşen ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilmiş olan Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli‘nin yakılması ve çoğunluğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanının yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetmesi ile sonuçlanan olaylardır. Madımak Olayı‘nda dışarda toplanan göstericilerden de iki kişi de hayatını kaybetmiştir.
Madımak Olayı
Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında, aralarında Aziz Nesin‘in de bulunduğu pek çok sanatçı ve fikir insanı dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin‘in özel davetlisi olarak bu kente geldi. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlendi.
Binlerce kişiden oluşan karşıt grup, Kültür Merkezi’nden yeniden Hükümet Meydanı’na geldi. Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti.
Madımak Oteli’nin yakılması
Madımak Olayı ‘nda grup önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı. Madımak Oteli tutuşturulan perdeler ve alt katta bulunan eşyalarla birlikte yakıldı. Otele sığınmış olan kişilerden, aralarında Asım Bezirci , Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin‘in de bulunduğu 35 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Aralarında Aziz Nesin‘in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin, merdivendeki görevli tarafından darp edilip, merdivenden itfaiye aracı etrafında toplanan karşıt görüşlü kalabalığa doğru itildi. Başından yaralanan Aziz Nesin‘i linç girişiminden araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi`ne götürüldü.
Madımak Olayı sonucunda 33 konuk, 2 otel görevlisi ve 2 gösterici yaşamını yitirdi. Akşam saatlerinde valilikçe ilan edilen ”2 günlük sokağa çıkma yasağı” ile birlikte, güvenlik güçleri şehirde tam bir hakimiyet sağlayayarak olayların önüne geçebildi.
2 Temmuz 1993 yılında meydana gelen insanlık dışı bu olayın üzerinden geçen 29 yıla rağmen acılar dünkü sıcaklığını korumaya devam ediyor.
Sivas Katliamında, yaşamdan acı bir olay neticesinde koparılan 33 yurttaşımız ve 2 otel çalışanı için,her yıl olduğu gibi bu yıl da; çeşitli platformlarda anma ve olayı kınama mesajları yayınlandı.
SİVAS KATLİAMININ 29. YILINDA UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ!
Atatürkçü Düşünce Derneği Samsun Şubesi, 2 Temmuz 1993 yılında yaşanan bu acı olayın yıl dönümünde yazılı açıklamada bulundu.
ADD Samsun Şube Başkanı Dr. Işık Özkefeli ismi ile yapılan yazılı açıklamada; “Sivas Katliamı ’nın 29. yıl dönümünü büyük hüzünle ve acıyla anıyoruz. 35 aydınımızı yakan zihniyet laik, demokratik ve hukukun üstünlüğüne dayalı Cumhuriyetimize saldırmıştı, bunu çok iyi biliyoruz…” denildi.
ADD Samsun Şube Başkanı Dr. Işık Özkefeli:
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kurtuluş ve kuruluş sürecinin esaslarını Sivas Kongresi ile Sivas’ta ilan etmişti. “Tam bağımsızlık” ilkesi; laik, demokratik, sosyal, üniter ve hukuk devleti özelliklerini kapsayan ulus devletin, yani, Türkiye Cumhuriyeti’nin habercisiydi…
Sivas, bu anlamda Cumhuriyet Devrimi’nin en önemli kavşağıdır. Önemli kalesidir, önemli kilometre taşıdır.
Yıllarca, siyasi iktidarlarca beslenen gerici yapıların “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak!” sloganlarını unutmadık. Oy uğruna Sivas Katliamına seyirci kalanlar; ülkemizi tek kişi yönetimine taşımış, parlamenter çoğulcu sistemi ortadan kaldırmış, Gazi Meclis’in itibarını yok etmiş ve Atatürk Devrimi kazanımlarına savaş açmıştır.
2 Temmuz Katliamı, laik ve demokratik Cumhuriyet’e vurulan ağır bir darbedir.
Tartışmasız, gerici bir isyandır. Bu isyanın unutulması, unutturulması mümkün değildir. Tüm bu nedenlerle, 2 Temmuz Katliamı’ ndan çıkarılacak dersler çok önemlidir:
-Laiklik ilkesi; toplumsal barışın, huzurun ve bütünlüğümüzün vazgeçilmezidir.
–Laiklik demokrasinin, özgürlüğün ve Cumhuriyetin teminatıdır. Birey olmak demektir.
– Gerici, bölücü, iş birlikçi güç odaklarına ve yapılanmalarına artık izin verilmeyecektir.
-Devrim Kanunları mutlaka uygulanacaktır.
– Parlamenter sisteme, özgürlükçü, çoğulcu siyasi yaşama yeniden geçilecektir.
Bugün Laikliğe karşı savaş açanlar, kendini bilmezler, tarikatların peşinde koşanlar Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti için gaflet, dalalet ve hıyanet içerisinde olan hainlerdir.
2 Temmuz Katliamı’nda yitirdiğimiz aydınlarımızı, sanatçılarımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz. Ailelerine, sevenlerine ve tüm ulusumuza tekrar sabır ve başsağlığı diliyoruz.“
Ülkemizin aydınlık yüzü 33 canımızın bilime, aydınlığa düşman, Laik yaşam karşıtı Ortaçağ zihniyetinin temsilcileri tarafından canice yakılarak aramızdan koparıldığı Sivas-Madımak katliamı ne ilk ne de son katliamdır.
Farklı inançları, kültürleri, kimlikleri bir zenginlik değil, tehdit olarak gören tekçi-otoriter zihniyet yeni katliamlara davetiye çıkarmaya devam etmiştir.
MADIMAK OTELİ’NE ATILAN ATEŞ,YÜREĞİMİZİ DAĞLAMAYA DEVAM EDİYOR.
Çeşitli bileşen ve STK’ları bünyesinde bulunduran çatı örgütlenmesi Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu,Sivas Katliamı’nın 29.yıl dönümü sebebiyle yazılı açıklamada bulunarak,olayı ve sorumluları kınadı…
Emek ve Demokrasi Platformu adına Başkan Engin Nur ismi ile yapılan yazılı açıklamada;
“2 Temmuz 1993’te yaşanan Sivas Katliamı’nın üzerinden 29 yıl geçti. Yirmidokuz yıl önce Madımak Oteli’ne düşen ateş yüreğimizi dağlamaya devam ediyor.” denildi.
Emek ve Demokrasi Platformu Adına Engin Nur:
“Ülkemizin aydınlık yüzü 33 canımızın bilime, aydınlığa düşman, Laik yaşamkarşıtı Ortaçağ zihniyetinin temsilcileri tarafından canice yakılarak aramızdan koparıldığı Sivas-Madımak katliamı ne ilk ne de son katliamdır.Farklı inançları, kültürleri, kimlikleri bir zenginlik değil, tehdit olarak gören, tekçi-otoriter zihniyet yeni katliamlara davetiye çıkarmaya devam etmiştir.
Sivas Katliamı’ndan sonra 19 Aralık, Gazi, Roboski, Reyhanlı, Suruç başta olmak üzere pek çok katliam yaşanmıştır. Milyonların eseri Gezi Direnişi’nde gençlerimiz sokak ortasında katledilmiştir. Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı 10 Ekim Ankara Gar Katliamı ile yüreğimize 103 bıçak daha saplanmıştır.
Yaşanan onca katliam gibi Sivas katliamının da gerçek sorumlularının açığa çıkarılıp hesap sorulması engellenmiştir.
İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olamayacağı evrensel hukuk ilkesi ve bu ilkeye uygun olarak Türk Ceza Kanunu’nda yer alan düzenleme yok sayılmıştır. Katliamın firari sanıkları zaman aşımından yararlandırılmıştır.
Ne yazık ki aynı coğrafyada barış içinde, kardeşçe bir arada yaşama zeminimizi hedef alanlar bugün de iş başındadır.
Aradan geçen 29 yıla rağmen 33 insanımızın canice yakılarak öldürülmesine hala katliam demiyorlar. Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan katliama “Sivas olayları”, katledilen insanlara “vefat edenler” demeyi sürdürüyorlar.
Sömürü, haksızlık ve hukuksuzluk üzerine kurulu yönetimlerini baskı ve zora dayanarak ayakta tutmaya çalışanlar toplumu daha fazla kutuplaştırmak, bölmek için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar.
Hayatımızın her hücresinin ülkeyi karanlığa boğmak isteyen gerici zihniyetle kuşatılmasına seyirci kalmamızı istiyorlar.
Aydınlıktan, bilimden, laiklikten, seküler yaşamadan vazgeçmemizi, iktidarlarına biat eden kullara dönüşmemizi istiyorlar.
Her geçen gün daha çekilmez hale gelen baskı, zor ve sömürü düzenine teslim olmamızı, insanlığa karşı işlenen katliamları unutmamızı bekliyorlar.
Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu olarak, yirmi dokuzuncu yıl dönümü vesilesiyle, Sivas Katliamı nezdinde yaşadığımız tüm katliamları bir kez daha lanetleyip yaşamını yitiren insanlarımızı saygıyla anarken diyoruz ki:
Katliamlara, ölümlere alışmayacağız, unutmayacağız, unutturmayacağız. Karanlığa teslim olmayacağız. Kutuplaştırma siyasetine karşı zenginliğimiz olan farklılıklarımızı ısrarla ve inatla koruyacağız.
“Dostluğu ve sevgiyi, onlarla birlikte büyüsün, bütün dünyayı sarsın diye yeni doğmuş tüm bebeklerin yüreğine yazmak” için;
Karanlığa karşı aydınlığı, zulme karşı adaleti, zorbalığa karşı özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz.
Özgür, demokratik, laik bir ülkede barış içinde bir arada yaşam mücadelemizedevam edeceğiz. Yaşadığımız katliamların hesabını barışın, kardeşliğin, emeğinülkesini kurarak soracağız.”
CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU
İYİ PARTİ GENEL BAŞKANI MERAL AKŞENER
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI EKREM İMAMOĞLU