Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsü Faik Öztrak, düzenlediği basın toplantısı ile haftalık gündemi değerlendirdi.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, KRT TV program yapımcısı Afşin Hatipoğlu ve Yeniçağ Gazetesi Yazarı Orhan Uğurluoğlu’nun uğradığı saldırılarla ilgili açıklama yapan Öztrak;
“Türkiye’nin göbeğinde başkentimiz de Ankara’da, ana muhalefet partisi liderine linç girişiminde bulunuyor, mafya artıkları ve çeteler siyasetçilere, gazetecilere olmadık tehditler savuruyor yetmiyor, kalleşçe saldırıyor, hükümetten tık yok. Saray rejiminin ‘küçük ortağı’ ise; bu terör saldırılarının arkasında ki mafya bozuntularına sahip çıkıyor ve bıyık altından sırıtarak olan bitenden keyif alıyor. Geçtiğimiz cuma günü de uzaktan kumandalı çeteler Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı sayın Selçuk Özdağ, basın mensupları Sayın Orhan Uğuroğlu ile sayın Afşin Hatipoğlu’na kalleşçe saldırdılar. 24 saat içerinde gerçekleştirilen ve organize olduğu açıkça belli olan bu saldırıların amacı; basın özgürlüğünün, demokrasimizin ve bu ülkede siyasetin özgürce yapılabilmesinin önünü kesmektir yani terördür. Bu yaşanılanlar sıradan olaylar değildir. Tekrar söylüyorum, demokrasiye darbedir ve terördür. Bunlar vaka-ı adliyeden de değildir. Biz bu saldırıları lanetliyoruz. Saray Hükümeti’nin failleri bir an önce yakalayarak, yargıya teslim etmesini, yargının da hızlı bir şekilde gereğini yapmasını bekliyoruz” dedi.
Salgın koşulları ve aşılama dönemi ile ilgili de basın mensuplarına açıklamalarda bulunan CHP Sözcüsü Faik Öztrak;
“Salgın çok kötü yönetildi. Salgının yükü fedakâr sağlık çalışanlarımızın omuzlarında kaldı. Saray ise vaka sayısı hasta sayısı oyunlarıyla kendine vitrin yapmaya çabaladı. Yüzlerce sağlık çalışanımızı kaybettik. Aşı süreci de çok kötü yönetiliyor. Aşıda tüm dünya zamana karşı yarışıyor. Bazı ülkeler nüfusunun yüzde 20’sini aşıladı bile. Ama biz bu yarışta maalesef çok geride kaldık. Aşıların 11 Aralık’ta geleceği söylendi. Ama aşılama ancak 13 Ocak’ta başlayabildi. 11 Aralık’tan bugüne, 8 bin 20 yurttaşımızı kaybettik. Bu gerçekten çok korkunç bir tablo… Hani bu ucube tek adam vesayet rejiminde kararlar son derece hızlı alınacaktı ? Maalesef “şahsım vesayet rejiminde” her alanda olduğu gibi aşıda da tam bir fiyasko yaşandı. Tüm dünya hükümetleri aşılamadaki yarışı görerek, yurttaşlarına pek çok farklı kaynaktan aşı tedarik etti. Ama biz ne yaptık? Devletin görevi aşıda özendirici kampanya yapmak değildir. Devletin görevi önce vatandaşını en kısa sürede aşı yapma ve sağlığını güvence altına almaktır. Bu ülkede hükümet yalakası şarkıcıların, türkücülerin aşıda önceliği var. Bu ülkede genç AKP MKYK üyelerinin aşıda önceliği var. Genç AK Partili Belediye Meclis Üyelerinin de önceliği var. Ama daha pek çok doktora, sağlık çalışanına, güvenlik görevlisine aşı yapılmadan kayırmacılık baş göstermiş durumda. Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu vatandaş olarak mutlaka aşı olacağını ifade etti ama önceliğim sağlık çalışanların aşılanması olduğunu da söyledi. Genel Başkanımızın ve partimizin düşüncesi eldeki sınırlı sayıdaki aşının önce sağlık çalışanları için kullanılmasıdır.” diye konuştu.
Salgın koşulları ve ekonomik göstergelerin endişe edilecek durumlara geldiğini hatırlatan Faik Öztrak, ekonomik sıkıntıları sebebiyle intihar eden ve intihar teşebbüsünde bulunan vatandaşları örnek göstererek hükümeti ağır bir dille eleştirdi.
CHP Sözcüsü Öztrak, “Cumhuriyet tarihimizin en ağır anlarından birini yaşıyoruz. Ekonomimiz entübe, çiftçilerimiz entübe, esnaflarımız entübe. Esnafımız demişken; esnaflarımız cinnet geçirme noktasına gelmiş durumdalar. Bundan 20 yıl önce başbakanlık önünde kasa atın esnaf, şimdi Ankara Kalesi’nin burçlarından kaldırıp kendini atma noktasına gelmiştir. Çanakkale’de 28 yaşında bir genç, ‘hayattan bir beklentim kalmadı’ diyerek canına kıymaya kalktı. Gençlerimizi bu hale getirmeye hakkımız yoktur. Bu ülkenin insanları saraya canı ile ihtarname çekiyor ama sarayın duvarlarından içeriye ulaşmıyor galiba” şeklinde konuştu.
Geçtiğimiz hafta ekonomi masası ile birlikte Ankara’nın Polatlı ilçesinde bir dizi çalışma gerçekleştirdiklerini, tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin artan maliyetler sebebiyle zor durumda olduklarından bahsederek esnafın sicil affı isteğine dikkat çeken Öztrak, esnaf kefalet kooperatiflerinden çekilen kredilerin faizsiz bir şekilde ertelenmesi yönünde çağrı yaptı.
Turizm konusuna da değinen Öztrak, “ortalık satılık otel ilanından geçilmiyor. Gazeteler beş yıldızlı iflas diye başlık atıyor. Antalya’daki otellerin bankalara borcu 6 milyar 700 milyon dolara ulaşmış durumda. Turizmciler banka borçlarının yeniden yapılandırılmasını istiyor. Bu arada Turizm deyince, Turizm ve seyahat acentaları da unutmamak gerekiyor. Otellerimiz turizmin çiçek bahçesi ise seyahat acentalarımızda o bahçenin arılarıdırlar. 2020’de bahçede çiçekler açmadı arılarda bal yapamadı, belki 2021’de çiçekler yeniden açacak. Acilen tedbirler alınmazsa önümüzdeki yıllarda Turizm sektörü felç olabilir” ifadelerini kullandı.
Çarşı ve pazarlardaki fiyat yüksekliğine de değinen CHP sözcüsü, açıklamalarını şu şekilde noktaladı:
“TÜİK’ in açıkladığı enflasyon ile çarşı ve pazardaki enflasyon farkı ikiye katlamıştır. İzahı olmayan şeylerin, mizahi olur. Aslında ülkemiz kara mizah ülkesi oldu. Marketlerdeki raflarda satılan Ayçiçek yağı artık ‘Tektaş Pırlanta’ muamelesi görür duruma gelmiştir. Gençlerimiz artık tektaş pırlanta yerine evlilik teklifi yapmaya 5 kiloluk Ayçiçek yağı ile gidecek duruma gelmiştir. Bir koli yumurtanın fiyatı tavuğun fiyatını geçmiş, Millet diyor ki; ” Tavuk ile horoz ayrılmış, nafakayı bize ödetiyorlar. ” Bu zamana kadar hiç görmediğimiz açlığı şimdi görüyoruz. Millet öğün atlayarak ayakta durmaya çalışıyor. Çöp konteynerlerinden ya da Pazar döküntülerini toplayarak ayakta kalmaya çalışan vatandaşlarımızın görüntüleri artık sıradanlaştı.
Sayın Erdoğan, 18 yıl yönettiğiniz bu ülkede insanlarımız pazar artıklarından, çöpten topladıkları meyve sebze ile evlerine rızık götürmeyi çalışıyorsa; faturasını ödeyemediği için elektriği kesilenlerin sayısı milyonlarla ifade edilmeye başladıysa, millet sayenizde askıda kuru ekmek görüyorsa; pek çok asgari ücretli yoksulluk sınırının altında ise, bundan sorumlu bir hükümet olmalı öyle değil mi? Anadolu’nun kalbi Kayseri’de Sadece son bir ayda 7 vatandaşımız canına kıydı. O Kayserili; Türkiye’nin en zengin üretim merkezlerinden biriydi ama şimdi Kayserililer ucuz karnabahar ve elma için şu karda kışta ucu görünmeyen kuyruklarda beklemeye başladı. Bu gidişat doğru değildir. Türkiye bunu hak etmemektedir.”
