Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu, katıldığı Teknofest tanıtım toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dün yaşanan eylemlerin ardından ilk kez kameralar karşısına geçen Bulu, protestolara ilişkin “Bazı gruplar protesto kültürünü aşırıya götürdüler” ifadelerini kullandı.
İstifa edip etmeyeceği yönündeki soruya yanıt veren Bulu, “İstifayı asla düşünmüyorum” şeklinde konuştu.
Her zaman Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olma hayalinin olduğunu dile getiren Bulu, ” Boğaziçi’nin paydaşlarıyla birlikte, mezunlarıyla, öğrencileriyle, hocalarıyla hatta etraftaki esnaflarıyla birlikte biz Boğaziçi Üniversitesi’ni çok daha iyi noktalara taşıyacağız” dedi.
“Boğaziçi Üniversitesi Türkiye’nin en köklü kurumlarından biridir. O yüzden de Boğaziçi öğrencilerinin ve hocalarının her türlü görüşü çok kıymetli. Boğaziçi’nde demokratik sınırlara uyduğu sürece insanların kendini ifade etme hakları vardır” diyen Bulu, “Boğaziçi Üniversitesi’nde maalesef bazı gruplar bu protesto kültürünü biraz aşırıya götürdüler” dedi.
“Protestonun sınırını iyi çizmemiz lazım”
Dün yaşanan olaylara değinen Bulu, “Mesela evvelsi gün olan olaylarda rektörlük binasının 3 kapısı da ablukaya alınarak içeride çalışanların saat 21.00’e kadar dışarıya çıkmaları engellendi fiili olarak. Bununla ilgili uyarılar yapılmasına rağmen öğrenciler başkalarının özgürlüğünü engelleyici bir tavra girdiler. Bu kapsamda da tabi ki uyarılmalarına rağmen abluka kalkmadığı için bununla ilgili bir tedbir almak zorunluluğu doğdu. Bütün olay bundan ibarettir. Ama mesela dün akşam böyle bir şey olmadığı için öğrenciler demokratik olarak daha önce yaptıkları protestolarını yapmaya devam ettiler. Bütün olay bundan ibarettir. O yüzden de bu protestonun sınırını iyi çizmemiz lazım. Dün mesela gayet iyi şekilde bu protestolar devam etti olay bundan ibarettir” diye konuştu.
“Üniversite yönetimi LGBT’nin resmi kulüp olmasına karar vermemiştir”
LGBTi+ kulübüne ilişkin tartışmalara da değinen Bulu, kulübün 2 seneyi aşkın bir süredir de aday kulüp olduğunu, kulüplerin gerçekten tanımlanan görevleri içinde kalıp kalmadıklarını, uyup uymadığı, başarılı bir şekilde yapıp yapmadıklarının izlendiğini belirterek, “Normalde de 2 senede bir karar verir üniversite kulübün devamı ya da durdurulması ile ilgili. LGBT’de bu 2 sene geçmiştir. Üniversite yönetimi bu 2 sene geçmesine rağmen LGBT’nin resmi kulüp olmasına karar vermemiştir. Bunun üzerinde de 6 aydan daha fazla bir süre geçmiştir. Üniversite bu konuda bir onay vermemiştir. Bununla birlikte son olaylarda bu Kabe ile ilgili provokasyon ve daha sonrada LGBT’nin odasında yapılan aramalarda, resmi kurumlar tarafından böyle bir arma yapılma zorunluluğu oldu Kabe ile ilgili provokasyondan sonra. LGBT ile ilgili yasadışı yayınlarında odada bulunması sonucu adaylık süreci sonlandırılmak zorunluluğu oluşmuştur. Hikaye bundan ibaret” ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin “Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin anne ve babalarına tavsiyeniz var mı?” sorusuna yanıt veren Bulu, “Öğrencilerimizin sadece dersle değil, ders dışı faaliyetlerde de yer almaları çok kıymetli. Kulüpler de bunların olmazsa olmazı. Bunun dışında da birçok etkinliğe zaten katılıyorlar. Boğaziçi de belki bunun en iyi ekosistemlerinden bir tanesi. Sadece kulüpler değil, mesela girişimcilik ekosistemi, sanatla ilgili ekosistemlerimiz hepsi gerçekten çok iyi. Bu kapsamda öğrencilerimiz yani anne-babalara söyleyeceğim şey; öğrencileri de bu şekilde düşünmeleri gerekir diye öneriyorum. Ve Boğaziçi gerçekten bunu en güzel sunan üniversitelerden birisi ve bundan sonra da böyle olmaya devam edecek” dedi.
Bulu’nun açıklamaları şöyle:
“Asla istifayı düşünmüyorum”
“Boğaziçi Üniversitesi’nde rektör olmak benim çok uzun süreden beri hayalimdi. Yıllar önce galiba 22 sene önce Siyaset Meydanı’nda Ali Kırca’ya ben zaten bunu ifade etmiştim. Bu dünyada şimdiye kadar birçok noktada birçok tecrübe kazandım. Ben bu tecrübelerimi Boğaziçi Üniversitesi’nde rektör olarak aktarma hayaliyle yaşadım çok uzun süredir. Şu anda bu noktaya geldiğim için bu hayalim gerçekleştiği için çok memnunum. Boğaziçi’nin paydaşlarıyla birlikte, mezunlarıyla, öğrencileriyle, hocalarıyla hatta etraftaki esnaflarıyla birlikte biz Boğaziçi Üniversitesi’ni çok daha iyi noktalara taşıyacağız. Boğaziçi evet bugün de çok iyi bir yerdedir. Ama gerçekten dünyanın ilk 100 üniversitesi arasına sokma hedefim var. Ve bunu yapabileceğime inanıyorum 4 sene içerisinde. O yüzden de asla istifayı düşünmüyorum ve Boğaziçi’ni de ilk 100’e sokak için elimden geleni yapacağım”
Bakan Soylu’ya teşekkür
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Ben Bakan olduğum sürece rektörümüzün odasına girişe izin vermeyeceğim” açıklamasının sorulması üzerine Bulu, “Boğaziçi Üniversitesi’nde demokratik protesto kültürü her zaman vardır. Benden önceki rektör de belki bu kadar basına yansımadı ama benzeri protestolarla karşı karşıya kaldı. Ben de kalıyorum, ben buna çok saygı duyuyorum. Çünkü kesinlikle öğrencilerimizin, hocalarımızın, kendi düşüncelerini ifade etme özgürlüğü var. Şimdiye kadar da bunlarla ilgili en ufak bir karşı duruş göstermedim, göstermeyi de düşünmüyorum. Çünkü demokrasinin olmadığı, eleştirinin olmadığı yerde gelişme olmaz. Mutlaka hepimizin hatası olabilir. Biz bu eleştirileri dinleyerek daha doğru uyguluyoruz. Ama burada demokrasi bir uzlaşma kültürü gerektirir. Yani ‘ya benim dediğim olacak, ya hiç’ mantığı doğru bir mantık değil. Demokrasi zaten buna izin vermez. O yüzden Sayın İçişleri Bakanına çok teşekkür ediyorum. Çünkü 1-0 mantığıyla gelen bir protesto eylemi varsa orada doğal olarak onun gerektiği bariyerlerin konulması gerekiyor. Abluka olayında olduğu gibi. Eğer siz rektörlüğü ablukaya alırsanız ‘ben senle konuşmayacağım, ben seni yok sayıyorum’ dediğiniz anda orada demokratik ilkeler maalesef çalışmıyor. İnşallah bundan sonra bu tip şeyler olmaz diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.