Haber: M. Furkan Uzun
“Türkiye’nin Daha Acil ve Çözülmesi Gereken Daha Önemli Sorunları Var”
Çoğunluğu İstanbul’da yaşayan ve çeşitli meslek gruplarından oluşan Trabzon Düşünce ve Kültür Platformu; gerek ilin, gerek bölgenin gerekse de ülkenin sorunlarıyla ilgili konuşmaya ve sorunlara çözüm önerileri sunmak anlamında, Vira Trabzon TV üzerinden gündemi değerlendirmeye devam ediyor.
2016 yılı Aralık ayında İstanbul’da yaşayan bir gurup Trabzon’lu tarafından kurulan ve 5. Dönem Başkanlığını, İstanbul Barosu Eski Başkanı Avukat Muammer Aydın’ın yürüttüğü, aralarında pek çok meslek gurubundan Trabzonlular’ın bulunduğu, Trabzon Düşünce ve Kültür Platformu, ”yeni Anayasa” tartışmalarını 3 hukukçu üyesi ile görsel yayın organımız Vira Trabzon TV’ye değerlendirdi.
İstanbul Barosu’nun eski başkanlarından Muammer Aydın, Trabzon Barosu Başkanı Sibel Suiçmez ve CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu üyesi Turan Aydoğan son günlerde gündemi meşgul eden ”yeni Anayasa” tartışmalarını Vira Trabzon’a yorumladı.
CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Av.Turan Aydoğan: ‘’Önce Tek Adamcı Rejimi Ortadan Kaldıracak Bir Anayasa Yapmak Gerek’’
İktidarın Anayasayı değiştirebilecek iradeye sahip olmadığını belirten Aydoğan, ‘’Yeni Anayasa tartışmalarının özeti esasında denize düşen yılana sarılır atasözüdür. Yakın tarihten anımsatmalar yapmak istiyorum. Bundan birkaç ay önce Adalet Bakanı bir reform çağrısında bulundu. Onun akabinde de AKP’nin iki önemli ismi Bülent Arınç ve İhsan Arslan bu reformun gerekliliği açısından düşüncelerini açıkladılar ve ikisi de AKP tarafından neredeyse infaz edildi.
Hükümetin iki ortağının arasındaki karşılıklı birbirine ayar verme süreci içerisinde bu konular konuşulurken, Bülent Arınç birdenbire bu konuların mağduru ilan edildi. Bunun bir benzeri çok yakın tarihte bizler, yani bu iktidarın dışında olan ve ülkenin önündeki engelleri temizleme açısından çalışmalar yapan siyasiler olarak Türkiye’nin yeni bir Anayasaya ve Anayasa değişikliğine ihtiyacı olabileceğini dile getirdiğimizde sayın Cumhurbaşkanı ”ne Anayasası kardeşim bu Anayasa neyinize yetmiyor” tarzında ifadeler kullandı. Bugün geldiğimiz nokta içerisinde bu tartışmanın bazı temel nedenleri var.
Bu iktidar sabıkalıdır. Bir siyasetçi olarak şunu söyleyebilirim ki bugüne kadar önümüze gelen her türlü yeni yasama faaliyeti içerisinde bu iktidarın, bu ülkenin demokratik hayatını tuzağa düşürmeyen hiçbir şey görmedim. Çok yakın tarihte de büyük değişiklikler oldu. Türkiye’nin Baroları bölündü, baroları bölen yasa çıkarıldı. Türkiye’nin haberleşme özgürlüğüne ilişkin sosyal medyaya çeki düzen veren yasa çıkarıldı. Türkiye’de özel hayatın gizliliği dahil olmak üzere birçok konuyu yerinden oynatan yasalar çıkarıldı. Kitle İmha Silahlarına ilişkin yasa çıkarıldı, bu yasanın maksadı farklı bir şeydi ama döndü dolaştı sivil toplumun kapısına kilit vuracak şekilde bir yasa çıkarıldı. Bu iktidar tekçi, tek adamcı bir iktidar modelidir. Bu iktidarın yüzünü demokratikleşmeye dönme ihtimali yoktur. Anayasamızın en ağır değişiklik hali 16 Nisan referandumu ile birlikte Anayasamızın demokratik devlet ve hukuk devleti ilkesine aykırılık oluşturabilecek yeni bir Anayasa haline bürünmesine neden olan halidir’’ diye konuştu.
Anayasa tartışmalarının gündemi meşgul etme amacı taşıdığının altını çizen Aydoğan, şunları söyledi:
‘’Bütün bunlara baktığımız zaman şunu görüyoruz ki; ortaya atılan bir laf dışında bir şey yok. Bizi bu alana tıkarak burada meşgul etmek istiyorlar. Bu Anayasa tartışmalarının içerisinde yeni bir gündem yaratma amacı bulunduğunu düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı bugüne kadar yürüdüğü her yolda garanti adımlar atarak yürümüştür fakat bu Anayasa konusunda tam tersi bir görüntü görüyoruz. Birden ortaya atıldı. Bu çıkış iyi niyetli olmadığı gibi de anlamsız bir çıkış. Biz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini Anayasanın giriş maddelerine aykırı buluyor ve hem hukuk hem de demokratik devletin yok edildiğini düşünüyoruz.
İdarenin denetimden uzak olduğu bir devlete demokratik devlete demek gibi bir durumumuz olamaz. Biz Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Anayasanın ilk maddelerine aykırı olduğunu düşünüyoruz. Biz bu yutturmacanın tarafı değiliz ve olmayacağız. Bizim gündemimiz yoksulluk, işsizlik, insan hakları meselesidir. Suni gündemler değil. Bu Anayasa değişmelidir. Ancak bu Anayasayı değiştirecek irade iktidarda yok.
Önce bu tek adamcı rejimi ortadan kaldıracak bir Anayasa yapmak gerekiyor. Biz bunu tartışmayacaksak o zaman tartışabileceğimiz bir durum yok. İtibarsız iktidar, ülkeyi de itibarsız hale getirdi. Dış politikamızı bilmeyenler yönetiyor. Trump’ın karşısında el pençe durmak, Putin’in kapısında bekletilmek bunları saymak bile istemiyorum. ‘’
‘’Boğaziçi Öğrencileri Tamamen Barışçıl’’
Boğaziçi Üniversitesi Eylemlerine de değinen Aydoğan’’ Eğitim politikalarımız sürekli değişiyor. Çocuklarımız darmadağın durumda. Boğaziçi olaylarında gencecik çocuklar akademik ve demokratik haklarını aramak için bir şeyler söylemeye çalışıyorlar. Ellerinde hiçbir barışçıl yöntemi bozacak tek bir şey yok. İktidar ve ortağı dışındaki tüm partiler barış çağrısı yapıyor. Ancak iktidar oraya terör damgası vuruyor. İnsanda biraz vicdan olur.
Gencecik çocuklara terörist diyenler, gencecik çocuklar üzerinden terör tarifi yapanlar, gencecik çocuklar üzerinden iktidar kurtarmaya çalışanlarda bir vicdan sorunu vardır. Sayın Ayşe Buğra’ya terörist damgası vuruldu. Ayşe Buğra, siyasi bir kimlikle hareket etmeyen birisi. Üstelik o rektör o koltuğa otururken ilk olarak Ayşe Buğra’ya teşekkür edip üzerimde emeği çoktur diyen bir rektör. Burada nasıl bir hukuk devletinden bahsedebiliriz? Bizim buradaki çağrımız uzlaşı sistemidir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi toplum üzerinde güvenirliğini kaybetmiştir’’ şeklinde konuştu.
Trabzon Barosu Başkanı Av.Sibel Suiçmez: ‘’Anayasa Değil, Zihniyet Değişmeli’’
Anayasa tartışmalarının gündem değiştirmekten ibaret olduğunu dile getiren Suiçmez şöyle konuştu:
‘’Ülkemizde ekonomi bu kadar bozukken, yoksullaşma bu kadar artmışken, pandemi koşullarında insanların sağlıklarından endişe ettikleri bir ortamdayken, siyasette kullanılan dilin bu kadar kötü bir ortam içerisinde vatandaşın derdi, yeni Anayasa veya Anayasa değişikliği olamaz.
Trabzon’da da Türkiye’nin hiçbir ilinde de gündem bu değil. Beğeniriz beğenmeyiz fakat bir Anayasamız var. Anayasaya uymayan bir zihniyetin elinde yeni bir Anayasa yapma olayı nasıl gerçekleşecek ben bunu gerçekten çok merak ediyorum. Bizim derdimiz yeni bir Anayasa değil, olan bir Anayasaya uyulmamasıdır. Bu ülkede iktidar, hükümet, yargı, mahkemeler Anayasamıza uygun davranmıyor.
‘’Anayasaya Uymayan ve Anayasayı Uygulamayan Bir İktidar Tarafından Yönetiliyoruz’’
Anayasa yapmanın kolay bir şey olmadığını ifade eden Suiçmez, ‘’Bu hukuksuzlukla, bu üslupla, bu ötekileştirme diliyle, bu hedef gösteren dille insanlar nasıl Anayasayı tartışacak? İstedikleri gibi konuştuğunuz zaman iyisiniz fakat istedikleri gibi konuşmadığınız zaman terörist ilan ediliyorsunuz. Anayasamıza uymayan bir iktidar tarafından idare ediliyoruz. Bu bir an önce değişmeli. Öncelikli olarak değişmesi gereken şey Anayasa değil, zihniyet yapısıdır.
Birinci önceliğimiz Anayasa değişikliği değildir. Zamanlama ve ortam da zaten buna uygun değildir. Bu ülkede vatandaşlarımız artık yargı ve hukukun kalmadığını dile getiriyorlarsa iktidar buna kulak asmalı, buna yönelmeli. Biz hukukçuların derdi Anayasa değişikliği değil, Yasalara uyulmasıdır. Bu tartışmaların gündem değişikliğini amaçladığını düşünüyorum.
Anayasa yapmak, değiştirmek veya bozmak kolay şeyler değildir. Bu ülkede gençlerimiz artık umutsuzsa, ilk fırsatta yurt dışına gitmeyi düşünüyorsa burada bir sorun vardır. Bu sorunun nedeni hükümettir’’ diye konuştu.
Trabzon Düşünce ve Kültür Platformu Başkanı Av.Muammer Aydın: “Siyasal İslamcı iktidarın Halka Demokrasi Dağıtması Mümkün Gözükmüyor’’
İktidarın Anayasa yapabilecek gücü olmadığını ifade eden Aydın şunları dile getirdi:
“2005’te de AKP yine böyle bir Anayasa taslağı ortaya attı. Üzerine tartışıldı, tartışıldı sonra üzerinde bile durulmadı. AKP’nin bir tavrı var. Bir şey istiyorlarsa onu ortaya atıp halka tartıştırıyorlar sonra da ortağıyla birlikte hareket ederek bir yere varmaya çalışıyorlar.
Siyasal İslamcı, tek adamcı bir yönetimin elinin zayıflamış olma ihtimali çok yüksek gözüküyor. Bu nedenle de elini kuvvetlendirmeye çalıştığını düşünüyorum. Mecliste bunu yapacak çoğunluğa da sahip değil. Zaten Siyasal İslamcı bir iktidarın demokratik bir Anayasa yapması ve halka demokrasi dağıtması asla mümkün gözükmüyor. AKP Anayasa değişikliğini değil, bana yasa sana yasak anlayışını istiyor.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Demokratik Devlet Yapısına Uygun Değil’’
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye’nin yapısına uygun olmadığını kaydeden Aydın, şunları söyledi:
‘’Bu iktidar 16 Nisan 2017 referandumu ile 70 maddesini değiştirerek Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gibi bir hükümet sistemi getirdi. Bu hükümet sistemi ne Türkiye’nin yapısına uygun ne de dünyada hiçbir demokratik devletin yapısına uymayan bir sistemi bugün ülkemizde uyguluyorlar. Bu tek adamcı sistem, Cumhurbaşkanlığı’nın tarafsızlığını da ortadan kaldırdığı için zaten anayasamızın maddelerine aykırı bir sistem. Anayasa değişikliği yapmak gerekiyorsa ki bana göre gerekiyor. Bunun için önce parlamenter sisteme geri dönüş yapılmalıdır. Bugünkü ortam yeni Anayasa yapımına uygun değildir. Bu meclis yapsa yapsa Anayasa değişikliği yapabilir bu meclisin yeni anayasa yapma şansı yok.
Ülkemizde ekonomi dibe vurmuş durumda, küçük işletmeler kapandı büyük işletmelerde son demlerini yaşıyor. Ekonomi pandemiden önce batmıştı bugün çok daha kötü durumda. Eğitime bakıyoruz günü birlik politikalarla ilerliyordu şimdi yalan yanlış bir eğitim sistemiyle eğitimi idare etmeye çalışıyorlar fakat bu asla eğitim değil. Sağlığa bakıyoruz rakamlar üzerinden oynama yapılıyor.
Ölü ve hasta sayıları gizleniyor. Bu iktidarın yeni bir Anayasa yapabilecek gücü yok. Ülke gündemini değiştirmek ve kaybettiği o gücü elde etme amacını güderek böyle bir fikir ortaya attı. Türkiye’nin öncelikli olarak iç barışa ihtiyacı var Anayasa tartışmaları daha sonra, parlamenter sisteme dönüş yapıldıktan sonra gündeme gelmelidir.
Siyaset denilen kavram, söylediğinin ve yaptığının arkadaşında olmaktır. Bugün söylediğini yarın yalanlamak değildir. Bunu şunun için söylüyorum sayın Bahçeli, onlarca hakaret ettiği Erdoğan’la ittifak kurdu. Söylediklerini yalanlıyor. Siyaset yanar döner bir olay değildir. Sayın Cumhurbaşkanı, bu ülkede siyaset yapıyor ancak söylediklerine bakıyorsunuz öyle bir dili var ki tam bir nefret dili. Benden olmayanı kabul etmem, siz teröristsiniz diyor.’’