İstanbul Barosu 2008 – 2010 Dönemi Başkanı ve Trabzon Düşünce ve Kültür Platformu Sözcüsü Av. Muammer Aydın, bir açıklama yayımlayarak geçtiğimiz günlerde gündeme gelen “Emekli Amiraller Bildirisi” hakkındaki görüşlerini kamuoyu ile paylaştı.
“İKTİDAR KANADI VE YANDAŞLARI KIYAMETİ KOPARDI”
“Emekli Amiraller ve Bildiri” başlığıyla yayımlanan açıklamada, “ABD Karadeniz’e girmeye Montröyü Kanal İstanbul eliyle delmeye çalışıyorken emekli Amiraller Anayasa 26. Maddeye uygun duyuruda bulundular” diyen Aydın, “Vatansever oldukları için uzman oldukları bir konuda çok önemli bir duyuru yayınladıkları halde iktidar kanadı ve yandaşları kıyameti kopardılar. “ ifadelerini kullandı.
Bildirinin suç teşkil ettiğini iddia edildiğini, darbe, cunta ve muhtıra olduğunun söylendiğini hatırlatan Aydın, “Anayasa 138 bir yana bırakılarak Yargıtay ve Danıştay dahil Allah’ını seven ilgili ilgisiz vicdanlı her yandaş açıklamalar yaptı. Hele bir Yargıtay üyesinin açıklamaları evlere şenlikti ve alenen suç içeriyordu.” dedi.
“DURUM DİKKAT EKİCİ VE HUKUKA AYKIRI”
Av. Muammer Aydın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Oysa bildiride Özet olarak, Meclis Başkanınca başlatılan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin tartışılması ve tarikat evinden çıkan cübbeli sarıklı amiral konusuna vurgu yapılarak olası tehlikelere dikkat çekilmişti. Buna rağmen FETÖ kumpaslarına uğramış ve yıllarca cezaevlerinde hayatları karartılmış ve gelecekleri ile birlikte ülkeye sağlayacakları faydaları da engellenmiş bu amiraller görevde oldukları zamanda bile akıllarından darbeyi, cuntayı ve muhtırayı geçirmemiş kahraman ve gözü pek insanlar yeniden bir kere daha lekelenmişlerdir. Oysa FETÖ ‘nün tezgahlarını ve olanları herkes gördü ve artık bunlar net olarak biliniyor. Ancak yaşananlara ve edinilen bunca tecrübeye rağmen hiçbir yetkileri ve güçleri olmamasına rağmen emekli amiraller ansızın sabahın köründe asılsız suçlamalarla karşı karşıya kalarak gözaltına alındılar. Üstelik Amirallerin 8 gündür kötü koşullarda hukuka aykırı olarak ortada suç ve suçlu yok iken emniyette gözaltında tutuldukları yetmiyor gibi yaşları sebebiyle 12 Nisan’da ifadeye çağrılan diğer Amiraller ile birlikte ifadeleri alınmak üzere gözaltı süreleri 4 gün daha uzatılmış ve eziyet devam ettirilmiştir. Mademki diğerleri davetiye ile çağırıldı, diğer 10 amirali neden gerekmediği halde gözaltına alındı. Bu durum bile dikkat çekici ve hukuka aykırı. “
“VATANSEVERLER YİNE DARBECİLİKLE SUÇLANIYOR”
Kendisinin İstanbul Barosu Başkanı olduğu dönemde olduğu gibi, şimdi de hukuka uygun davranmak yerine “ben yaptım oldu” hukukunun uygulandığını, gözaltı gerekmediği halde uygulandığını ve insan haklarının hiçe sayıldığını belirten Aydın, şöyle devam etti:
“TSK ve Komutanlar, vatanseverler yine darbecilik ile suçlanıyorlar. Oysa ortada ne “darbe “ var ne de “suç”. Bu sebeple de insan hakları, Anayasal Haklara, Adil yargılanma ilkesine, masumiyet karinesine ve suçta şahsilik prensibi ile CMK‘nın şüpheli lehine olan düzenlemelerine kesinlikle uyulmalıdır. Çünkü Amirallerin davetiye ile çağırıldıklarında korkmadan ve gün sektirmeden ifade vermeye gideceklerinde hiç kuşku yoktur. Ama buna rağmen hukuk devletine ve yasalarına saygılı oldukları bilinen amiraller FETÖ kumpaslarında olduğu gibi şimdi de sabahın köründe asılsız suçlamalarla yaka paça gözaltına alındılar.
İktidar ve yandaşları yine o yıllarda olduğu gibi şimdi de mağduru oynuyorlar. Yandaş TV’lerde ve sosyal medyada olaylar akıl ve vicdan süzgecinden geçirilmeden siyasi görüş öne alınarak gelecek erken seçimde sağlayacakları fayda ile alacakları oyların hesapları yapılarak akıl ve vicdana sığmayan açıklamalar yapılıyor.
Anayasa Mahkemesini kapatmayı öneren hukuk devletinin ne olduğunu unutan bir siyasetçi, AKP ve Genel Başkanı Hakkında Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde bir dönem bağıra bağıra aleyhte söylediklerini unuturcasına ve sanki amirallerin rütbelerini kendisi ulufe olarak dağıtmış gibi “Rütbelerini sökün, maaşlarını kesin, hapse tıkın,” diyerek girdiği ittifakın hakkını veriyor ve oy için yandaşlık yapıyor, acımasızca görevde oldukları dönem gibi emeklilik dönemlerinde de ülkesine hizmet etmekten başka amaçları olmayan amiralleri karalamaya ve ocaklarını söndürmeye kalkışıyor.”
“FETÖ YÖNTEMLERİYLE AMİRALLERE SALDIRIYORLAR”
Bir zamanlar FETÖ’yü öven ve methiyeler düzen Ergenekon, Balyoz kumpaslarında FETÖ’nün TV’lerde ve gazetelerde, her yerde sözcülüğünü savunuculuğunu yapmış olan gazeteci sıfatlı taşıyan kimselerin de bugün aynı yöntemler ile aynı naraları atarak emekli amirallere saldırdıklarını belirten Aydı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Önceki yazımda da önemle belirtmiştim, Amiraller ile ilgili “Darbeci” diye yayın ve haber yapan kişi, FETÖ kumpasları ve Ergenekon döneminde vatanseverlere saldıranlardan biri olan Zihni Çakır.
Adı ve yaptıkları nerede durduğu kamuoyu tarafından çok iyi bilinen bu kişi, emekli amirallerin daha yayınlamadığı ve yayınlanacağı zamanını bile bilmedikleri bu duyuruyu, taslak bildiriyi imzalamayan bir yandaş amiralden alarak gece 23 sularında “Darbe” diye yayınlayan kişi.
Oysa şerefiyle görev yaptığı Türk Deniz Kuvvetleri’nden yaptığı uyarılara rağmen uyarıları dinlenmediği için tehlikeyi görüp sezerek 2010 yılında FETÖ yüzünden görevinden ayrılmak zorunda kalan ve o tarihten beri FETÖ ile, haksızlıklar ve hukuksuzluklarla mücadele veren vatanseverliğinde şüphe olmayan dostum, arkadaşım, müvekkilim olan ve “Bu saldırıların, bu kumpasların arkasında Pennsylvania’da yaşayan Fethullah Gülen var” diyen, ABD ‘de FETÖ elebaşının evinin önünde açıklamalar yapan Türker Ertürk ve aynı mücadeleyi vermiş ve halen de veren diğer vatansever Amiraller asla ve asla darbeci ve cuntacı olamazlar. Buna rağmen iktidar ve yandaşları daha önce olduğu gibi, yaşanan tecrübelerden istifade etmeden ders almadan, üstelik bilinçli olarak mağdur edebiyatı yaparak Zihni Çakır’ın söylemlerine uyarak amirallere “darbeci”, “cuntacı” diyorlar.
Oysa Türker Ertürk dahil tüm bu vatansever ve korkusuz amirallerin hiç biri darbeci ve cuntacı olmadılar ve olamazlar da. Olabileceklere dikkat çeken uyarılarda bulunan ve uzman oldukları konuda Anayasal haklarını kullanarak bildiri yayınlayarak zarar değil yarar sağlayan bu vatansever insanlar derhal serbest bırakılmalıdır, Yeniden Eziyet etmeyin bu insanlara.”
“TSK’NIN DÜZENİNİ BOZMAYA ÇALIŞAN SİNSİ BİR PLAN”
Açıkça ABD tezgahı kokan, Türkiye’yi savaşa sokmaya çalışan, Montrö’yü tartıştırarak delmeye çalışan, TSK‘nın düzenini bozmaya çalışan bir sinsi planın olduğunu ifade eden Aydın, “Türk kamuoyunun dikkatlerini çekmeli ve hepimiz uyanık olmalıyız.” diyerek sözlerini sonlandırdı.