VİRA TRABZON ÖZEL HABER
İstanbul’da bazı ilçelerde, önümüzdeki 3 yılı kapsayacak toplu iş sözleşmelerinde ki (TİS) anlaşmazlıklar, kamuoyuna yansıyan tartışmalar ve işçilerin bazı belediyelerde aldığı grev kararları; bunun nedenlerini ve de yansımalarını sizler için derledik.
Cumhurbaşkanlığı tarafından 20/11/2017 tarihli 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile, kamuda taşeron yöntemiyle çalışan 900 bin işçi devlet kadrolarına veya kamuya ait şirketlere işçi statüsünde geçişleri 1 Nisan 2018 tarihinde yapılmıştı. Bu düzenlemeyle geçişi yapılan işçilerin ücretleri 31/10/2020 tarihine kadar altı ayda bir sadece yüzde 4 zam gelecek şekilde ücretlendirilmesi sağlanmıştı.
696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamuya geçen taşeron işçilerin maaş mağduriyetleri geride kalan 3 yıl içinde enflasyon karşısında erimeye ve ciddi manada mağduriyetler yaşanmaya devam etti.
Taşerondan kadroya geçen çalışanlarla ilgili süreç, 2017 sonunda çıkarılan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle başladı. Kararnameyle, kamu idarelerinin yanı sıra, belediye ve bağlı kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalışanlar kadroya alındı. Ancak işçilerin toplu sözleşme ve sendika süreçlerinde kademeli bir geçiş öngörüldü. Bu yıl 696 Sayılı KHK’ya tabi işçiler için sözleşme yenileme tarihidir. Bu vesile ile 3 yıllık süreç içerisinde %4+4 maaş zammı ile idare etmeye çalışan ve aldıkları maaş enflasyon karşısında eriyen işçiler,3 yıllık süreci kapsayan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) için haklarını alma yoluna hak arama eylemlerine başladılar.
İstanbul’da son haftalarda CHP’li bazı ilçe belediyelerinde işçiler, toplu iş sözleşmesi süreçlerinin tıkanması üzerine grev kararı aldı.
Geçtiğimiz günlerde Kadıköy Belediyesi işçilerinin grevi, belediye ile sendika genel merkezi arasında varılan anlaşma ardından sona erdi.
Bunu takiben Maltepe Belediyesi’nde işçiler 23 Şubat’ta greve çıktı.
Kartal, Ataşehir ve Beşiktaş’ta ise belediye binalarının girişine grev kararı asan işçiler, anlaşma sağlanamaması durumunda Mart ayında greve çıkacaklarını duyurdu.
Görüşmeler sürerken hükümet yetkilileri, toplanmayan çöplere de vurgu yaparak ortadaki durumun CHP’nin kötü belediyecilik anlayışını sergilediğini savunarak siyasi malzeme yapmaya devam ediyor. Sosyal medyada bazı CHP’liler ise grevlerin en düşük ücret alan AKP’li belediyelerde değil de işçilere daha iyi maaşlar sunan CHP belediyelerinde yapıldığını belirtiyor ve bu durumu eleştiriyor.
Belediyeler, sendikanın talep ettiği ücretlerin kendi bütçelerini zorladığını söylerken sendika sözcüleri ise kendileri için belediyede hangi partinin olduğunun önemli olmadığını, insanca yaşanacak bir ücret talep ettiklerini belirtiyor.
Yaşanan bu sürecin ardından, AKP’ye yakın bazı basın yayın organları ve taraftarlarının kamuoyunda yaratmak istedikleri algıyı engellemek üzere İBB duruma el attı.
Maltepe Belediyesi’ndeki grev nedeniyle toplanmayan çöplerle ilgili açıklamada bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyen çöplerin İBB tarafından toplanacağını duyurdu.
İBB’den yapılan açıklamada; “Maltepe’de halk sağlığı için çöpleri topluyoruz. Maltepe Belediyesi’nde yaşanan grev nedeniyle, çok sayıda vatandaş tarafından temizlik ve çöp toplanmamasıyla ilgili İBB’ye şikayet iletildi. Halk sağlığının ve dengeli bir çevrede yaşamanın anayasal bir hak olduğunu dikkate alan İBB, ilçedeki çöpleri toplamaya başladı” denildi.
İstanbul’daki bazı CHP’li ilçe belediyelerinde, işçilerin greve gitmesiyle ilgili neler biliniyor ve İşçiler neden eylem yapıyor?
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş), Bakırköy’de belediye şirketlerinin yetki itiraz davaları nedeniyle toplu iş sözleşmelerinin imzalanamadığı gerekçesiyle, bir süredir Bakırköy’de eylemler düzenliyor.
Diğer belediyelerde ise toplu iş sözleşmelerinde Genel-İş üyesi işçilerin talep ettikleri ile belediyelerin sundukları şartlar konusunda uzlaşmaya varılamadığı durumlarda işçiler greve yöneliyor.
İşçilerin farklı talepleri olmakla birlikte bunların merkezinde ücret zammı yer alıyor.
İşçiler, özellikle daha önceden taşeron şirketlerde çalışırken sonradan belediye şirketlerine geçen işçilerin ücretleriyle ilgili iyileştirmelerin önemli olduğuna vurgu yapıyor.
Kadıköy’deki grev sürecinde ne yaşandı?
İstanbul’da, toplu iş sözleşmesi süreçlerinin tıkanması üzerine greve çıktığı ilk ilçe Kadıköy oldu.
İşçiler 16 Şubat’ta grevi başlattı.
İki gün sonra yani 18 Şubat’ta ise Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, Genel-İş Genel Merkezi ile anlaşmaya vardıklarını ve belediyede en düşük işçi maaşının ikramiyeler ve yıllık ödenen sosyal yardımlar dahil aylık net 5 bin 275 TL olduğunu açıkladı.
Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube yöneticileri ise anlaşmaya sert tepki gösterdi ve genel merkezin şubenin ve tabanın iradesini yok saydığını belirtti.
Maltepe’de son durum ne?
İstanbul’da Maltepe Belediyesi’nin işçileri, 1588 kişiyi kapsayan toplu iş sözleşmesinde (TİS) anlaşma sağlanamaması üzerine 23 Şubat tarihinde greve başladı. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 2 No’lu Şubesi üyeleri, belediyenin Temizlik İşleri Şantiyesinde bir araya gelerek saat 00:00’da “Bu işyerinde grev var” yazılı pankartı şantiye girişine astı. Gece yarısından itibaren temizlik işleri dahil belediye çalışması durduruldu.
Kadıköy’den sonra yine benzer şekilde sürecin tıkanması üzerine Maltepe Belediyesi’nde de işçiler greve çıktı.
Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Genel-İş’e sunulan en düşük ücret alan emekçilere ikramiyeler hariç yüzde 47’lik zamla 4.188 TL ücretin reddedilerek grev kararı alındığını” belirterek, ”yetkili sendikanın 5200 TL talep ettiğini bunun ise bütçelerini aştığını” söyledi.
Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 2 No’lu Şube Başkanı Yenigül Özen Dolgun ise yaptığı açıklamada; “Belediyede 93 kişinin yasal asgari ücret olan brüt 119 TL günlük ücretle, yaklaşık 450 işçinin ise günlük brüt 123 TL ile çalıştığını söyledi. Şube Başkanı Dolgun; “Taban ücrete yüzde 40’ın üzerinde zam yaptığını belirten belediye yönetiminin bu teklifinden etkilenen yalnızca 35 kişidir. Ücret zammı olarak herkese günlük 11 TL brüt zam teklif edilmiştir. Bu teklifin oransal karşılığı yüzde 5 ile yüzde 8 arasındadır” dedi.
Bu arada Belediye Başkanı Kılıç, çalışmak isteyen ve çöp toplamaya giden işçilerin engellendiğini, buna karşı gerekli tutanak ve görüntüler alınıp yasal başvuruların yapıldığını belirtti.
Sendika yetkilileri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi logolu araçların da ilçede çöp toplamaya çalıştığını söyledi.
Sendika yetkililerinden bunları “grev kırıcılık” olarak değerlendiren açıklamalar geldi. Sosyal medyada bazı sokaklarda, çöpleri mahalle sakinlerinin topladığını gösterdiği belirtilen videolar paylaşıldı.
Maltepe Belediye Başkanı, Cuma günü yaptığı açıklamada, “Emekçilerimiz demokratik hakkını kullanıyor, saygı duyuyoruz. Biz de Maltepe’ye hizmet hakkımızı kullanmak istiyoruz. Sendika ile görüşmelerimiz sürüyor. Hem halkımızı hem de emekçilerimizi memnun edecek bir sonucu kısa süre içinde alacağız” dedi.
Maltepe’de de anlaşma sağlandığını taraflar sosyal medyadan duyurdu.
Haberimizi yayına hazırladığımız esnada; Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve DİSK Genel-İş Sendikası arasında anlaşma sağlandığına dair haber kamuoyuna paylaşıldı.
DİSK Genel-İş Sendikası, resmi sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşım ile haberi doğruladı. Genel-İş Sendikası yaptığı açıklamada;
“Maltepe Belediyesi’nde toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı. Yapılan anlaşmaya göre ikramiye dahil en düşük ücret net 4700 TL oldu. Uyuşmazlık nedeniyle 23 Şubat’ta başlayan yasal grevimiz bugün itibariyle sona ermiştir” denildi.
Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç da haberi sosyal medya hesabından duyurdu. Ali Kılıç, kendisine ait sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada;
“Genel İş Sendikası ile sürdürdüğümüz Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanmıştır. Bu süreçte sağduyu ve anlayışını esirgemeyen halkımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Genel Başkan Yardımcımız Veli Ağbaba, İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu‘na özverileri için Maltepe Halkı ve kurumum adına teşekkür ediyorum” dedi.
İBB: Maltepe’de halk sağlığı için çöpleri topluyoruz
Maltepe Belediyesi’ndeki grev nedeniyle toplanmayan çöplerle ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi devreye girdi. İBB’den yapılan son dakika açıklamaya göre toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyen çöplerin İBB tarafından toplanacağı duyuruldu.
İBB’den yapılan yazılı açıklamada; “Maltepe Belediyesi’nde yaşanan grev nedeniyle, çok sayıda vatandaş tarafından temizlik ve çöp toplanmamasıyla ilgili İBB’ye şikayet iletildi. Halk sağlığının ve dengeli bir çevrede yaşamanın anayasal bir hak olduğunu dikkate alan İBB, ilçedeki çöpleri toplamaya başladı” denildi.
Yapılan açıklamada;“Pandemi döneminde temizlik koşullarının taşıdığı hayati önem nedeniyle, bu şikayetlere İBB’nin kayıtsız kalması, toplum sağlığı açısından mümkün değildir. Bu sebeple, grev hakkına saygı duymakla birlikte, Maltepe’de toplum sağlığını tehdit eden unsurlar İBB iştiraki İSTAÇ marifetiyle toplanmaktadır” denildi.
“Sağlıklı çevrede yaşamanın anayasa bir hak olduğunun altı çizilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Büyükşehir sınırları içinde çevrenin korunması genel yetkisi 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. Maddesinin (i) bendi uyarınca Büyükşehir Belediyesine verilmiştir.
Yine,1593 Sayılı Hıfzıssıha Kanunu’nun çeşitli maddeleri, çevre ve toplum sağlığının korunması konusunda belediyeleri yetkili kılmaktadır. Bu çerçevede; grev nedeniyle Maltepe ilçesinde toplanmadığı için, çevre sağlığına zarar veren ve salgın hastalık üreme ve yayma riski taşıyan çöplerin toplanmasına, Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda bulunan ana arterler ve meydanlar öncelikli olmak üzere, katkı sağlanmaktadır.”
“Grev kırıcı yakıştırması kabul edilemez. Bu sözü sahiplerine iade ediyoruz.”
“Bazı çevrelerce İBB’ye yönelik ‘grev kırıcı’ yakıştırmasının, içinde bulunduğumuz salgın ortamı şartlarında kabul edilmesi mümkün değildir. Bu yakıştırmayı, İBB ailesi olarak sözün sahiplerine iade ediyoruz. Maltepe Belediyesi’nin temizlik işçilerinin hak ettiği ücreti alması konusunda da ilgili kurumla İBB olarak görüşmelerimiz devam etmektedir. Arzumuz, bir an evvel bu grevin tarafları memnun edecek şekilde sona ermesidir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ilçe ya da parti farkı gözetmeksizin, toplumun genelini ilgilendiren sorunlara her yerde güçlü bir şekilde müdahale etmeye devam edecektir” denildi.
Ataşehir, Kartal ve Beşiktaş’ta ki durum nedir?
Toplu iş sözleşmesi süreçlerinde anlaşma sağlanamaması üzerine Ataşehir, Kartal ve Beşiktaş belediye binalarının girişlerine de grev kararı asıldı.
Eğer önümüzdeki süreçte de ayrı ayrı belediyelerde anlaşma sağlanamazsa işçiler 2 Mart’ta Ataşehir’de, 4 Mart’ta Kartal’da, 15 Mart’ta Beşiktaş’ta greve çıkmayı hedefliyor.
Bu belediyelerin ilgili kurumları ile sendikalar arasındaki görüşmeler yoğun bir şekilde sürüyor.
Hükümet nasıl yaklaşıyor?
Hükümet yetkilileri, son günlerde greve çıkılan ilçelerde yaşananlarla ilgili olarak CHP’yi suçluyor.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta içinde partisinin TBMM’deki grup toplantısında salona, “CHP’li belediyelerin beceriksizliği” isimli bir video izlettirdi.
Erdoğan konuşmasında, “CHP; çöp, çukur, çamur. Bu kadar basit bir konuda bile vatandaşlarımıza hizmet veremeyenleri yok saymayacağız, kayıp olarak ilan etmeyeceğiz de ne yapacağız?” dedi.
Erdoğan, partisinin İstanbul İl kongresinde yaptığı konuşmada da, “Bu şehri yeniden çöp dağlarına, kokuya, yokluğa, ihmale maruz bırakanlarla, 2023’te sandıkta hesaplaşacağız.” diye konuştu.
Bu arada hükümete yakın medya organlarında ve hükümet destekçisi sosyal medya hesaplarında özellikle grev sonucu toplanmayan çöp görüntüleri kullanılarak CHP eleştiriliyor ve yaşananlarla 1994 yerel seçimleri öncesinde İstanbul’da yaşananlar arasında paralellik kurulmaya çalışılıyor.
Belediyeler ve CHP konuyu nasıl değerlendiriyor?
Türkiye’de asgari ücret yılbaşında net olarak 2825 TL olarak açıklandı.
Geçen yılın sonundaki asgari ücret görüşmeleri sırasında CHP, bunun en az 3100 TL olmasını savunmuştu.
Sonrasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla CHP’li belediyeler ardı ardına en düşük maaşlarını yükselttiklerini açıkladı.
Buna göre bazılarında daha yüksek olmak üzere CHP’li belediyelerde en düşük maaş 3100 TL oldu.
Ağırlıklı olarak CHP’li belediyelerde yetki sahibi olan Genel-İş’in internet sitesi ve sosyal medya hesabındaki açıklamalarına bakıldığında, sendika ile birçok CHP’li il ve ilçe belediyeleri arasında son dönemdeki toplu iş sözleşmelerinde anlaşmaya varıldığı, bazı yerlerde imzaların kutlamalar eşliğinde atıldığı görülüyor.
Ancak İstanbul’daki bazı belediyelerde yaşanan anlaşmazlık süreçlerinde, CHP’li belediyeler genelde yüksek zamları kabul ettiklerini ancak sendikaların istedikleri zam oranlarınınsa çok yüksek olduğunu ve bütçelerini zorladığını savunuyor.
Kaynak : GENEL-İŞ
Grev kararlarının CHP’lilerin bir bölümü içinde rahatsızlık yarattığı bir gerçek.
Son yıllarda bazı grevler, Cumhurbaşkanlığı tarafından “genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte olmak” gibi gerekçelerle ertelenmişti.
Sosyal medyaya bakıldığında CHP destekçisi bazı hesaplardan, bazı grevler ertelenirken bazılarının ertelenmemesini “manidar” bulduklarını belirtiyor.
“Sendikalar neden AKP belediyelerinde değil CHP belediyelerinde grev yapıyor?”, “Yapılanlar hak mücadelesi değil bunlar, AKP’nin propagandasına neden oluyor”, “Tıpkı 1994 seçimleri öncesindeki grevlerin SHP’yi zayıflatması gibi bunlar da CHP’yi zayıflatıyor” gibi yorumların yapıldığı görülüyor.
DİSK ne diyor?
DİSK Yönetim Kurulu, Cuma günü söz konusu belediyelerdeki toplu iş sözleşme süreçlerine dair bir açıklama yaptı.
“Emeğin hakları olmadan demokrasi olmaz!” başlıklı açıklamada DİSK’in sermaye, iktidar ve siyasi partilerden bağımsız olduğu belirtildi ve “DİSK’i hizaya çekme cüretini gösterenler bilsinler ki, DİSK’in hizasını siyaset esnafları, patron ve iktidar odakları değil sadece işçi sınıfının çıkarları ve mücadelesi belirler” ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, neden bazı belediyelerde grev hakkının kullanıldığı sorusunun yanlış olduğu belirtildi:
“Bakanlar Kurulu’nda olan grev kararlarını erteleme yetkisi de ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ ile beraber cumhurbaşkanına verildi. Bu durum ülkemizde zaten sınırlı olan grev hakkını iyiden iyiye kullanılamaz hale getirdi. AKP iktidarları döneminde 17 erteleme kararıyla, 200 bine yakın işçinin grevi fiilen yasaklandı.
“Bu ülkede demokrasi isteyen aklı başında herkesin sorması gereken soru neden bazı belediyelerde bu hakkın kullanıldığı değil, neden iktidara bağlı belediyelerde bu hakkın kullanılmasının engellendiğidir. ‘Neden DİSK’li işçilerin grev hakkını kullandığı’ değil, örgütlü ve örgütsüz diğer işçilerin bu hakkı neden kullanamadığıdır.
Açıklamada, “aksi yöndeki yöndeki her tartışmanın, merkezinde otoriter bir emek rejimi olan anti-demokratik gidişata hizmet etmek anlamına geleceği” savunuldu.