Bugün 5 Aralık Kadın Hakları Günü… Bugün, Atatürk Devrimleri’nin en önemlilerinden birisi olan, Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesinin 88. yıl dönümü.
Bugün 5 Aralık Kadın Hakları Günü… Bugün, Atatürk Devrimleri’nin en önemlilerinden birisinin, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının yıl dönümü. 5 Aralık 1934’de Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile kadınların ilk kez oy kullanmasının ve aday olabilmesinin önü açıldı. Türkiye, Fransa’dan Fransa ve İtalya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştı.
TÜRKİYE’DE KADINLARA SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ TANINMASI
Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi; toplumsal hayatta gerçekleşen Atatürk Devrimleri’nin en önemlilerinden birisidir.
1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934’de Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile tanındı.
KADINLARIN KATILDIĞI İLK BELEDİYE SEÇİMLERİ
Kadınlar siyasal haklarını ilk kez 1930 yılındaki Belediye seçimlerinde kullandılar. Seçimler, Eylül başından Ekim’in 20’sine kadar sürdü. Şehir meclislerine girebilen kadınlar arasında İzmir seçimlerinde Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF)’nın iki kadın adayı olan Hasane Nalan ve Benal Nevzat Hanımlar ile, İstanbul seçimlerinde CHF adayı olan Rana Sani Yaver (Eminönü), Seniye İsmail Hanım (Beykoz), Ayşe Remzi Hanım (Beyoğlu), Nakiye (Beyoğlu), Latife Bekir (Beyoğlu) Hanımlar vardı.
BELEDİYE SEÇİMLERİNDE SEÇME VE SEÇİLME HAKKI
Kadınların belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkı 3 Nisan 1930’da Belediye Kanunu’nun kabul edilmesiyle tanındı.
İLK KADIN MUHTARIN SEÇİMİ
Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Demirdere köyünde (Bugünkü Karpuzlu ilçesi) yaklaşık 500 oy alarak seçimi kazanan Gül Esin, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın muhtarı oldu.
MİLLETVEKİLİ SEÇME VE SEÇİLME HAKKI
Türkiye’deki kadınlar milletvekili olabilmek için ilk adımı 1923’te atmışlardı. Bu adım, kadınların 1923 yılında Nezihe Muhiddin önderliğinde ilk kadın partisi ‘Kadınlar Halk Fırkası’nı kurma isteğiydi. Fakat 1909 Seçim Kanunu sebebiyle bu parti kurma girişimi, Kadınlar Halk Fırkası’nın Türk Kadınlar Birliği adlı derneğe dönüşmesi ile sonuçlanmıştı.
1924 anayasası hazırlanırken kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olması gündeme geldi ancak TBMM genel kurulunda bu hakların yalnızca erkeklere tanınması fikri ağır bastı.
Gerekli yasal değişiklik 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin sunduğu Anayasa ve Seçim Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öngören yasa önerisi sonucu gerçekleşti. Öneri, 5 Aralık 1934’te Mecliste görüşüldü. Yapılan oylamada, 317 üyeli Meclis’te, oylamaya katılan 258 milletvekilinin tamamının oyuyla değişiklik önerisi kabul edildi.
Anayasanın 10. ve 11. Maddeleri değiştirilerek her kadına 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkı verildi. Bu anayasa değişiklikleri çerçevesinde İntibah-ı Mebusan Kanunu (Milletvekili Seçimi Kanunu)’nda 11 Aralık 1934’de yapılan değişiklikler sonucu anayasada tanınan haklar seçim kanunuyla da düzenlendi.
Yasanın çıkmasının ardından 7 Aralık 1934’te, Türk Kadınlar Birliği İstanbul’da Beyazıt Meydanı’nda büyük bir kutlama mitingi ve Beyazıt’tan Taksim’e bir yürüyüş düzenledi.
Kadınların ilk kez oy kullandığı ve aday olabildiği TBMM V. Dönem seçimleri 8 Şubat 1935’te yapıldı. 17 kadın milletvekili ilk kez TBMM’ye girdi. Ara seçimlerde bu sayı 18’e ulaştı. Böylece kadınlar TBMM’deki tüm milletvekillerinin (400) yüzde 4,5’ini oluşturdular.
FRANSA VE İTALYA’DAN ÇOK DAHA ÖNCE
Bu oran, Cumhuriyet tarihinde kadınların TBMM’de en yüksek temsil oranlarından birisiydi. Bu özelliğini de 2007 genel seçimlerine dek korudu. Türkiye, Fransa’dan Fransa, İtalya, Hırvatistan, Slovenya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, Yunanistan’dan 15, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştı.
“TÜRK KADINI; İNSAN OLMANIN GEREĞİ OLAN ONURLU DURUŞUNDAN ASLA VAZGEÇMEYECEKTİR“
Atatürkçü Düşünce Derneği Samsun Şubesi, 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme hakkı verilişinin 88.yıl dönümünde yazılı bir açıklamada bulundu. Samsun Şube Başkanı Dr. Işık Özkefeli ismi ile yayınlanan yazılı açıklama şu şekilde;
“Büyük Devrimci Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yaratıcısı olduğu “ Ulus Devlet Modeli” yani Türkiye Cumhuriyeti bir “ çağdaşlaşma” atılımıdır.
Türk kadınının layık olduğu değere ulaşmasına çok önem veren Atatürk sayesinde kadınlara, 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme ve seçilme, 1933 yılında çıkarılan Köy Kanunuyla muhtar seçme-seçilme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934’te Anayasada yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır. Türk kadınını layık olduğu değere kavuşturan bu anayasa değişikliği dünyanın çoğu modern devletlerinden önce Türkiye Cumhuriyetinde gerçekleşmiştir. 1935 seçimleriyle 18 kadın milletvekili TBMM girebilmiştir. Seçme seçilme hakkı Türk kadınının birçok alanda önünü açmış kadın haklarının gelişmesini sağlamıştır.
Büyük Önder’e göre; kadınını sosyal yaşamdan uzak tutan, geri plana atan, tecrit eden, cahil bırakan bir milletin yaşaması, ayakta kalması mümkün değildir:
“ Bir toplum kadınlardan ve erkeklerden oluşur. Toplumun bir yarısı topraklara zincirle bağlı iken, diğer bir yarısının yükselmesi mümkün müdür?” sözü bu konudaki bakış açısının net anlatımıdır.
Milli Kurtuluş Savaşı’nda kadınlarımızın, vatanın her yerinde mücadeleye katılımları, dünya tarihinde saygıyla anılmaktadır. Büyük Devrimci ATATÜRK; “dünyada hiç bir milletin kadını ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez.” sözleriyle bunu teyit etmektedir.
ATATÜRK Türkiye’sinde, 08 Şubat 1935’de gerçekleşen genel seçimlerde, 18 kadın, milletvekili olarak TBMM’de yer almıştır. Avrupa’nın ve dünyanın büyük kaosa, 2. Dünya Savaşı’na sürüklendiği bir dönemde, ATATÜRK Türkiye’si böylece yine fark yaratmıştır.
Ancak Atatürk’ün kadınlarımıza vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkı büyük ölçüde kâğıt üzerinde kalmış, kadınlar ne yazık ki uygulamada ailesinin seçtiğini seçmiş, kendisi ise seçilememiştir… Özellikle de son 20 yıldır, kazanılan tüm haklar gerilemiş toplumsal baskı, eğitim sistemi ve siyasilerin söylemleriyle gittikçe arttırılmıştır.
Kadınlarımızın, sahip olduğu haklarının bilincine varmaları da büyük önem taşımaktadır. Ülkenin geleceğinin belirlenmesinde ve gelişme yolunda atılacak tüm adımlarda görev almalı, yeniliklerin öncüsü olmalı, siyasal yaşamda etkinliğimizi artırmalı ve ülke yönetiminde daha fazla söz sahibi olmalıyız.
Millet olarak ATATÜRK’e çok şey borçluyuz. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, çocuğuyla… Milletimizin her bir ferdini bu sorumluluğun bilincinde olmaya çağırıyoruz.
Bu toprağı vatan yapan, kadını ve erkeğiyle Büyük Türk Milletidir! Kadınlarımız Korunmak ve temsil edilmek için iltimas dilenmiyor. İnsan olmaktan gelen hakkı aramak için cinsiyetin önemi yoktur, bunun için birlikte mücadele edeceğiz. Biz Atatürkçü Türk Kadınları olarak iyi biliyoruz ki; Kadın hakları için verilecek mücadele, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatma mücadelesinden ayrı değil, eşdeğerdir. Kadının yaşamın her alanındaki sorunlarının çözümlenmesi, bilinçlendirilmesi ve kadın haklarının geliştirilmesi için çalışmalarımız yılmadan devam edecektir.
Toplumların gelişmesi, uygarlaşması kadınların eğitimli ve eşit haklara sahip olması sayesinde olabilecektir.
Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasının 88. yılını kutlarken başta ülkemiz olmak üzere dünyadaki tüm kadınların uğradığı haksızlıkların son bulmasını diliyoruz.
Atatürkçü Düşünce Derneği çatısı altında, binlerce kadın üyemiz, yöneticilerimiz ve şube başkanlarımız Büyük ATATÜRK’e minnet duyarak çalışmaktadır. Sorumluluk duygusuyla, büyük özveriyle mücadele veren tüm kadın üyelerimizin ve kadınlarımızın Seçme ve Seçilme Hakkı kazanmalarının yıl dönümünü kutluyoruz.
Atatürk’le fark yarattık… Atatürkçü Düşünce ile fark yaratmaya devam edeceğiz…“