CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi ekonomik krizden çıkaracak istikrarlı büyüme modelini ve para politikaları konusundaki yol haritasını açıkladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi ekonomik krizden çıkaracak istikrarlı büyüme modelini ve para politikaları konusundaki yol haritasını açıkladı. Toplantıda ABD’li yazar, ekonomist Jeremy Rifkin, Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Prof. Dr. Refet Gürkaynak’ın aralarında olduğu İkinci Yüzyıla Çağrı Grubu tanıtıldı. “Siyaset üstü kurul” olarak tanımlanan ekip, para politikaları, büyüme ve istihdam üzerine çalışacak.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’ndeki vizyon toplantısında, Türkiye’yi ekonomik krizden çıkaracak istikrarlı büyüme modelini açıkladı.
Teknolojik gelişmelerin ve yatırımların ülkeye çekilip, istihdamın arttırılması ve para politikaları konusundaki yol haritasını duyurdu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, salona CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile geldi.
Toplantıya katılanlar arasında CHP’li milletvekilleri, CHP’li belediye başkanları da yer aldı.
Salonda “Gençlik seninle durma ilerle, seni başkan yapacağız” sloganları atıldı.
“HER ŞEY BU ÜLKEDE ÇOK AMA ÇOK GÜZEL OLACAK”
Partisinin vizyon belgesini açıklayan Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başlıkları şu şekilde:
*Her şey bu ülkede çok ama çok güzel olacak. Bugün sizleri Türkiye için uyanmanın ve ayağa kalkmanın ve büyümenin vizyonunu ortaya koymak için davet ettik.
*Bugün burada halkımızdan ne için oy isteyeceğimizi öğreneceksiniz. Sadece bir adaya, başka bir tek adama bir zümrenin çıkarına asla oy istemeyeceksiniz.
*Artık oyu halkımızdan, herkes için daha iyi bir yaşama yeni bir düzene, yeni bir Türkiye hayaline yeni bir siyaset kültürüne ve yeni bir siyaset üstü anlayışa oy isteyeceksiniz. İste bu yeni sistemi bugün açıklıyorum.
“YENİ BİR TEK ADAM ARAMIYORUZ”
*Krizden alnımın akıyla ve hep birlikte çıkacağız. Asıl zor olan, ülkenin yeniden yapısal bir krize girmesini kalıcı olarak engellemek.
*Çünkü bu ülke durmaksızın krizlere girdi, krizlerden çıktı şimdi de derin bir krizin içerisindeyiz. Sürekli aynı girdaba düşen halkımız ekonomik ve sosyal olarak dayanılmaz acılar çekti. Bugün ülkenin kaderini değiştirme günüdür.
*Bunun için yönetim anlayışını, yaklaşımımızı kökten değiştirmeliyiz. Ancak bunun çaresi, mevcut tek adam gitsin, başka bir tek adam gelsin değildir.
*Tek adam gitsin mi? Evet gitsin. Tek adam rejimi bitsin mi? Evet bitsin. Ancak yerine çalışan yeni bir sistem gelsin. Yeni bir tek adam aramıyoruz.
“MESELE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN O BÜYÜK HAYALİNE SAHİP ÇIKMAKTIR”
*Bugün bizden bambaşka bir sistemin alt yapısını dinleyeceksiniz Türkiye Cumhuriyeti’ni ikinci yüzyılında bir daha artık böyle acımasız, adaletsiz ve kutuplaşmış dönemler yaşamayacak.
*Partimizin ikinci yüzyıla çağrı beyannamesinde ilan ettiğimiz gibi, ülkemizin üzerine çöken kara bulutları dağıtıp Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştırma ve onu aşma kararlılığını bugün bir adım daha ileriye taşıyoruz.
*Türkiye’yi, kurumları yeniden inşa edilmiş, sistemi yasal çerçeveye oturtulmuş, toplumsal güven ve huzurun hakim olduğu, bölgesinde barışın ve refahın merkezi haline geldiği bir Türkiye’yi inşa edeceğiz.
*Dolayısıyla meselemiz, sadece hükümeti devralma meselesi değildir. Mesele Mustafa Kemal Atatürk’ün o büyük hayaline sahip çıkmaktır.
*İnşallah bize nasip olacak. Bugün yepyeni bir güç birli ile tanışacaksınız. 70 kişiden oluşan büyük bir güç birliğinden söz ediyorum.
“BAY KEMAL ASLA GERİ ADIM ATMAZ”
*Ne derlerse desinler inandığım vizyon yolculuğundan asla geri adım atmayacağım. Çünkü ne istediğimi ve bu yolun nereye varacağını daha başlarken biliyordum. Hepiniz şuna inanın Bay Kemal çıktığı yoldan asla geri adım atmaz.
*Kısa bir süre sonra da Almanya’ya gideceğim. Seyahatlerimde ve sonrasında bahsettiğim bu 70 değerli isimle tek tek görüştüm.
*Onları siyaset üstü güç birliğine katılmaları için davet ettim. Elimizde üç büyük güç var, bize inanan halkımız, siyasi gücümüz ve dostlarımızla kurduğumuz siyaset üst güç birliğimiz.
*Bizler siyasi ve siyaset üstü, rozetli veya rozetsiz unutmayın hepimiz ülke için vatan için birlikteyiz.
“VATANLARI İÇİN ÇALIŞACAKLAR”
*Bahsettiğim bu sistemi hangi mantıkla oluşturdum? Bu değerli 70 kişi Türkiye için 24 saat çalışan bir güç birliği olacak. Bir daha ifade edeyim. 24 saat çalışan bir güç birliği olacak.
*Bir kısmı günü bitip uyumaya hazırlanırken dünyanın diğer yanındaki vatanseverlerimiz ve dostlarımız güne merhaba diyecekler. Devlet 7 gün 24 saat çalışacak.
*Zamanın, mekanın, enlemlerin, boylarım ötesinde kesintisiz üreten Türkiye’yi şimdiden inşa etmeye başlıyorum. Bakınız, bu 70 değerli isim ne bir kişi için, ne bir parti için, ne de iktidar için çalışacaklar. Onlar vatanları için çalışacaklar vatanları.
*Çünkü Bay Kemal olmak böyle bir şey. Çünkü benim işim birleştirmektir. Çünkü benim işim sistemi kurmaktır. Çünkü benim işim sistemi çalıştırmaktır. Benim işim o sistemi ayrıca kalıcı kılmaktır.
*Bugün bizimle ülkeyi birlikte dönüştürmeye cesaret edenlerin bazılarını huzurlarınıza çağıracağım.
*Önce onlar anlatsınlar. Sonra ben çıkıp adım adım yapacaklarımızı özetleyeceğim. Buradan dinleyeceğiniz değerli konuşmacılar, tüm karanlığa rağmen ışığa çok yakın olduğumuzu size anlatacaklar.
TEK TEK TANITTI
*Sayın Jeremy Rifkin ile tanışacaksınız. Kendisi Almanya’da Merkel’in endüstri ve sanayi teknolojileri danışmanıydı. Çin Devlet Başkanı’nın da danışmanlığını yaptı.
*Benim de yeni endüstriyel dönüşüm başdanışmanım. Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında gösterilen Sayın Daren Acemoğlu bizimle birlikte olacak.
*Ben Sayın Acemoğlu’nun gelecek yıllarda Nobel ödülü alacağından da yüzde yüz eminim. Sayın Öztrak, ülkeye nefes aldıracak makroekonomik çözümleri.
*Sayın Böke, dijital kalkınma ve yeşil dönüşümü. Sayın Hakan Kara ve Sayın Refet Gürkaynak, para politikalarını. Sayın Ufuk Akçiğit, istihdam politikalarını.
*Sayın Hacer Foggo ise sosyal politikalarımızı anlatacak. Bu değerli isimlerle kurduğum sistem Türkiye’yi hızlıca karanlıktan çekip aydınlığa çıkaracak. Cumhuriyet kendi özünden güç alarak yeniden şahlanacak. Haydi başlayalım.
RIFKIN ‘İKLİM KRİZİNİ’ ANLATTI
Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Jeremy Rifkin, toplantıya video konferansla bağlandı.
*Bilimsel, teknik ve ekonomik girdi sağlayacağım. Türkiye’nin kapsamlı bir yön haritası oluşturmasına yardımcı olacağım. Sayın Kılıçdaroğlu ülkesini bir dönüşümden geçirecek.
*Bu bir sanayi dönüşümü ve sıfır karbon emisyonu içeriyor. Benim ekibim AB’de temel mimari görevlerde yer aldı ve aynı şekilde Çin’de iklim değişikliği gibi konularda da görev aldı. Birleşmiş Milletler’de de önemli görevler üstlendik.
“AKDENİZ’İN 22 ÜLKESİ DÜNYANIN GERİ KALANINDAN YÜZDE 20 DAHA HIZLI ISINIYOR”
*Sayın Acemoğlu ile birlikte çalışıyor olmak mutluluk verecek bana. Son dönemdeki iklim çalışmaları bize şunu gösteriyor.
*Akdeniz’in 22 ülkesi, yani 480 milyon kişi, dünyanın geri kalanından yüzde 20 daha hızlı ısınıyor. En hızlı yağmur azalımı da bu bölgede görülüyor.
*Bu şekilde devam ederse burası yerleşilemez hale gelecek. Her Akdeniz ülkesinin bu konuyu ele alması gerekiyor. Birlikte çalışırsak ancak başarılı olabiliriz.
“BU YOLCULUKTA BÜTÜN TÜRK HALKININ DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLMASI GEREKİYOR”
*Bu yolculukta bütün Türk halkının dayanışma içerisinde olması gerekiyor. Bunu akılda tutarak bir düşüncemi paylaşmak istiyorum.
*Türkiye’de Akdeniz Havzası’nda yaşayan insanlara olan biten anlatmak zorunda bile değiliz, çünkü herkes bunun farkında. Çok ciddi seller yaşanıyor.
*Yaz aylarına geldiğimizde ise kuraklık ve susuzluk kıtlıklar yaşanıyor. Sonbaharda ise fırtınalar, tayfunlar bizi vuruyor. Bunların hepsi bir araya gelerek ekosistemimizi altüst ediyor. Bu yalnızca insan hayatı değil, gezegendeki diğer hayatları da tehdit eden bir gerçek.
“BEŞ KEZ ÖNEMLİ YOK OLUŞLAR YAŞANDI ŞİMDİ İSE ALTINCISININ BAŞINDAYIZ”
*Z kuşağı başta olmak üzere şunu söylemek istiyorum; İnsanlık için çok önemli bir zaman diliminden geçiyoruz. Daha önce beş kez önemli yok oluşlar yaşandı.
*Şimdi ise altıncısının başındayız. Bilim insanları bunu bu şekilde söylüyor. Karşımızdaki gerçeği olduğu gibi görmemiz ve bir anlamda uyanmamız gerekiyor. İklim değişiyor çünkü küresel ısınmaya yol açan gazlar salınıyor.
*Bu gazlar, güneşten gelen ışığın dünyadan yansımasını engelliyor. Her bir derecelik artış için atmosfer yüzde 7 daha fazla ısı emiyor.”
FAİK ÖZTRAK: İSRAFA SON VERECEĞİZ
Rifkin’in ardından kürsüye CHP sözcüsü Faik Öztrak sahneye çıktı. Öztrak’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“DÜNYA YENİ BİR SANAYİ DEVRİMİNİ YAŞIYOR”
*Ünlü düşünür Gramsci’nin deyimiyle; ‘Eskinin öldüğü, ama yeninin henüz doğmadığı…’ Bu arada çok farklı hastalık belirtilerinin ortaya çıktığı bir ara dönemdeyiz.
*2008’de Küresel Finans Krizi; dünyaya hâkim olan ekonomik modeli temellerinden sarstı. 2020’de Küresel Covid salgını küresel arz zincirlerinin dağılmasına yol açtı. 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali uluslararası güç ve güvenlik dengelerini çatırdattı.
*Küresel sistem, yön bulmak için kendine yeni kerterizler arıyor. Uluslararası ticaret ve tedarik zincirlerinin rotası, ilkeler ve değerler temelinde, ‘dostluk’ ve ‘müttefiklik’ ekseninde yeniden çiziliyor. Dünya yeni bir sanayi devrimini yaşıyor.
*Yaşadığımız Dördüncü Endüstri Devrimi’nin yakıtı ‘işlenmiş veri’, iletişim teknolojisi ise sanal ve gerçek dünyanın bütünleşmesi.
*Otonom robotlar ve karanlık fabrikalar, nesnelerin interneti ve bulut teknolojileri, üç boyutlu yazıcılar ve artırılmış gerçeklik; tüm iş yapış biçimlerini değiştiriyor. Yaşamın her alanını dönüştürüyor.
“TERTEMİZ BİR GELECEK İNŞA EDECEĞİZ”
*Bu yeni dönemi iyi okuyan devletler, iyi hazırlık yapan milletler, yeni dönemin kazananları olacak. Hızla zenginleşecek.
*Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında ülkemizi Dördüncü Endüstri Devrimi’nin takipçisi ve tüketicisi değil, geliştiricisi ve üreticisi yapmaya kararlıyız. Temiz enerjiyle, temiz üretimle, temiz fonlarla, temiz toplumla, tertemiz bir gelecek inşa edeceğiz…
“MİLLETİMİZİ ORTA GELİR TUZAĞINDAN KURTARACAĞIZ”
*Zenginleşeceğiz. Milletimizi, orta gelir tuzağından kurtaracağız. Kimseyi geride bırakmayacağız.
*Bu büyük hamleyi Türkiye’deki ve dünyadaki tüm bilim insanlarımızla kuracağımız, büyük iş birliğiyle gerçekleştireceğiz. Biz; sahip olduğumuz üstünlükleri ve ülkemizin potansiyelini çok iyi biliyoruz.
*İnsanımıza güveniyoruz. 4,5 saatlik uçuş mesafesinde; 58 ülkeye, 1,5 milyarlık nüfusa, 22 trilyon dolarlık bir pazara erişim imkânımız var. Çalışabilir aktif nüfusumuz, çocuk ve yaş almış bağımlı nüfusumuzdan hala daha hızlı artıyor.
GENÇLERİMİZİN İŞSİZLİĞİ EN BÜYÜK İSRAFTIR
*Ama bu fırsat penceresinin kapanmakta olduğunun da farkındayız. Gençlerimiz ülkemizin en büyük servetidir.
*Gençlerimizin işsizliği ise en büyük israftır. Biz; genç ve dinamik iş gücümüzü, en etkin şekilde kullanacağız.
“ÜLKEMİZİ HAK ETTİĞİ ZENGİNLİĞE KAVUŞTURACAĞIZ”
*Girişimci, rekabetçi, dünyayı iyi tanıyan iş insanlarımız var. Genç ve dinamik iş gücümüzle, bilim insanlarımızla, küresel arenada rekabet eden iş insanlarımızla, eşsiz coğrafi konumumuzla, küresel tedarik zincirlerinin yeniden dizildiği şu günlerde Afro-Avrasya’nın en önemli arz ve tedarik merkezi olmaya kararlıyız. Ülkemizi hak ettiği zenginliğe kavuşturacağız.
“YENİ NESİL KALKINMA STRATEJİMİZİ HAZIRLADIK”
*Ekonomi Masamızla 44 ilimizi gezdik; 40 bin kilometreden fazla yol yaptık. İş ve meslek örgütleriyle konuştuk. Sorunlarını dinledik, fikirlerini aldık.
*Yeni Nesil Kalkınma Stratejimizi hazırladık. Ekonomideki büyük yangını da gördük. Acilen önce feraha, ardından da refaha kavuşturacak bir programın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha tespit ettik.
“YÜKSEK RİSK PRİMİNİ HIZLA AŞAĞIYA ÇEKMEMİZ GEREKİYOR”
*Kısa sürede ferahlamak için yanlış ekonomi politikalarının neden olduğu belirsizlik çarkını kırmamız; ülkemizin olağanüstü yüksek risk primini hızla aşağıya çekmemiz gerekiyor.
*Bunu gerçekleştirmek için; önce Merkez Bankası’nın başına tüm dünyanın saygı duyduğu bir ismi atayacağız. Merkez Bankası’nın hedefi ‘Enflasyonu kalıcı olarak düşük, tek haneye indirmek’ olacak.
*Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığını güvence altına alacak yasal düzenlemeleri hemen yapacağız. Makro ihtiyati politikaları asli işlevine döndüreceğiz.
2023 BÜTÇESİNİ YENİDEN YAPACAĞIZ
*Ekonomik öncelik ve ihtiyaçları gözeterek, 2023 Bütçesini yeniden yapacağız. Şatafata ve israfa son vereceğiz.
CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINI ÇANKAYA KÖŞKÜNE TAŞIYACAĞIZ
*Cumhurbaşkanlığı makamını ait olduğu yere, Çankaya Köşküne taşıyacağız. Sağlanacak tasarruflarla krizin ezdiği kırılgan kesimleri destekleyeceğiz. ‘Mali kural’ uygulamasını başlatacağız. Türkiye Varlık Fonu’nu tasfiye ederek, bütçe birliğini sağlayacağız.
*Kamu Özel İşbirliği Projeleri başta olmak üzere, devletin sırtındaki tüm koşullu yükümlülükleri, Durum ve Hasar Tespit Komitesi eliyle ortaya çıkaracağız. Hızla atacağımız bu adımlarla, kısa sürede ekonomide öngörülebilirliği artıracak, risk primimizi düşürecek, makroekonomik istikrarı sağlayacağız.
“TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ DEMOKRATİK, KURALLI DÜNYADADIR”
*Feraha kavuşmak için, iki önemli çapamız var. Güçlü Türkiye, güçlü Avrupa’dır. Türkiye’nin geleceği demokratik, kurallı dünyadadır. Avrupa Birliği üyelik müzakerelerini canlandıracağız.
*Bu çerçevede özellikle; 23. Yargı ve Temel Haklar Faslının gereklerini hızla tamamlayacağız. Bu fasıldaki siyasi blokajın kaldırılmasını da AB’den isteyeceğiz.
STRATEJİMİZİ DÖRT SÜTUN ÜZERİNE İNŞA ETTİK
*İkinci çapamız ise; hızla hayata geçireceğimiz ‘Yeni Nesil Kalkınma Stratejimiz’ olacak. Bu; hem ülkemizi ferahlatacak, hem de kalıcı refaha ulaşmamızın önünü açacak.
*2030 gündemi, sürdürülebilir kalkınma amaçları ve Paris İklim Anlaşması, aslında stratejimizin en önemli küresel referanslarıdır.
*Biz stratejimizi dört sütun üzerine inşa ettik: Demokrasisi, kurumları ve kuralları güçlü Türkiye; üreterek zenginleşen, rekabetçi Türkiye, zenginliği adil paylaşan Türkiye, temiz ve yeşil Türkiye.
‘BİZE KRAL DEĞİL, KURAL GEREK’ DİYORUZ
*Neden kurumları ve kuralları güçlü Türkiye? Güçlü bir demokrasi, kurum ve kurallar; toplumda can ve mal güvenliğini, istikrar ve huzuru sağlar.
*Yatırımı, istihdamı, aşı, işi artırır. Zenginliğin önünü açar. Bugün fert başına gelirimiz Üyesi olduğumuz Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) ancak dörtte biriyse, bunun en önemli nedenlerinden biri kurumlarımızın kalitesinin OECD’nin ancak yarısı kadar olmasıdır.
*Bu da daha önceki rakamlarla. Herhalde bugün bunu yapsak, yarısı bile değiliz. Biz bu nedenle ‘Bize kral değil, kural gerek’ diyoruz. Kurumları ve kuralları güçlü Türkiye’de; ‘Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistem’ olacak.
“SİYASİ AHLAK YASASINI ÇIKARACAĞIZ, SİYASETİN İTİBARINI KORUYACAĞIZ”
*Cumhurbaşkanı tarafsız olacak. 85 milyonu kucaklayacak. Yargı bağımsız ve tarafsız olacak. Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü olacak.
*Merkez Bankası başta olmak üzere düzenleyici ve denetleyici kurumların araç bağımsızlıkları yasal güvence altında olacak. Kamu İhale Kanunu’nu uluslararası normlara uygun şekilde yenileyeceğiz. İhalelerde şeffaflık ve rekabeti sağlayacağız.
*Atamaları sadakate göre değil, liyakate göre yapacağız. Kayırmacılığa son vereceğiz. Siyasi ahlak yasasını çıkaracağız, siyasetin itibarını koruyacağız.
“TÜRKİYE’Yİ GRİ LİSTEDEN ÇIKARACAĞIZ”
* Kara paraya sıfır tolerans göstereceğiz. Türkiye’yi, Mali Eylem Görev Gücü’nün gri listesinden çıkaracağız. Kurumları ve kuralları güçlü Türkiye’de, OECD ülkeleriyle bu konuda aramızdaki makası, 2030’a kadar hızla kapatacağız.
*Stratejimizin ikinci sütununda; zenginleşen, rekabetçi Türkiye var. İlk iş; küresel, bölgesel ve yerel kalkınma dinamiklerini takip eden, özel kesim ile yeni iş birliği modellerine öncülük eden, ekonomideki oyunculara ufuk veren Strateji ve Planlama Teşkilatı’nı kuracağız.
*Zenginleşen, rekabetçi Türkiye’de; sanayimizin, Endüstri 4.0 dinamikleri ile Dijital Dönüşüm ve Yeşil Dönüşüm ışığında yüksek teknolojili, katma değerli bir yapıya dönüşmesini destekleyeceğiz. Bu çerçevede üniversite-sanayi-sivil toplum-kamu iş birliği modellerini en etkin şekilde kullanacağız.
*Evlatlarımızı ekonominin ve çağın gerektirdiği yeteneklerle donatacak bir milli eğitim politikasını uygulayacağız.
*Eğitimde niceliğe değil, kaliteye odaklanacağız. Üniversitelerimizde bilimsel özgürlüğü ve özerkliği sağlayacağız. İnternete erişimi özgürleştireceğiz. Şehirlerimizin veri iletim alt yapısını güçlendireceğiz.
OECD ÜLKELERİ İLE ARAMIZDAKİ MAKASI 2030’A KADAR HIZLA KAPATACAĞIZ
*Ar-Ge faaliyetlerini destekleyen kurumsal yapıyı güçlendireceğiz. Yaratıcı endüstrilerin özelliklerini dikkate alarak, bu endüstriye teşvik ve destekleri daha da güçlendireceğiz.
*Girişimi destekleyen finansal araçları çeşitlendireceğiz. Yeşil yatırımların, sürdürülebilirlik projelerinin ve sosyal yatırımların finansmana ulaşımını kolaylaştıracağız. Fin-Tekleri ve dijital ödeme sistemlerini yaygınlaştıracağız.
*Zenginleşen, rekabetçi Türkiye’de; bu konuda OECD ülkeleri ile aramızdaki makası 2030’a kadar hızla kapatacağız.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ YENİDEN YÜRÜRLÜĞE SOKACAĞIZ”
*Gelelim stratejimizin üçüncü sütununa: Zenginliği adil paylaşan Türkiye’de ülkemizde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Aile Destekleri Sigortasıyla her aileye asgari bir gelir sağlayacağız. Kayıt dışılığı azaltarak vergi tabanını genişleteceğiz.
*Vergi yükünü adil dağıtacağız. Dolaysız vergileri esas alan, dolaylı vergilerin ağırlığını azaltan vergi yapısını tesis edeceğiz. Sendikalaşmanın, örgütlü toplumun önünü açacağız.
*Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacağız. Cinsiyet eşitsizlikleriyle etkin şekilde mücadele edeceğiz.
*Kadınların iş yaşamına katılımı önündeki engelleri kaldıracağız. Kadınların toplumsal hayattaki konumunu güçlendireceğiz. Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans göstereceğiz. İstanbul Sözleşmesini yeniden yürürlüğe sokacağız.
“KANAL İSTANBUL GİBİ RANT PROJELERİ İÇİN KULLANMAYACAĞIZ”
* Sınırlı kamu kaynaklarını, Kanal İstanbul gibi rant projeleri için kullanmayacağız. Kaynaklarımızı GAP, DAP, KOP ve DOKAP başta olmak üzere bölgesel ekonomik gelişmişlik farklarını azaltacak yatırımlarda kullanacağız.
“TOPLUMSAL UZLAŞI YOLUYLA OLUŞTURACAĞIZ”
*Ve stratejimizin son sütunu; Temiz, yeşil Türkiye… Dünya ekolojik limitlerine yaklaşıyor, özellikle de bölgemiz. Türkiye’nin Paris İklim Anlaşmasını onaylamasını, 2053 için net sıfır emisyon hedefi vermesini önemsiyoruz. Bu konudaki stratejilerimizi, Sayın Böke sizlere anlatacak.
*Ama ben kısaca birkaç başlığa değineyim. Karbonsuzlaşma Stratejisini ve Yeşil Mutabakatı, ekolojik krizin tüm muhatapları ile beraber, toplumsal uzlaşı yoluyla oluşturacağız.
*Döngüsel ekonominin imkânlarından sonuna kadar yararlanacağız. Çevreci ürünler ve sürdürülebilir üretime yönelik özel finansman yöntemleri geliştireceğiz. Temiz, Yeşil Türkiye’de; bu konuda OECD ile aramızdaki makası kapatacağız.
“BİZ HAZIRIZ. MİLLETİMİZ HAZIR
* Nereye gideceğini bilmeyen kaptana hiçbir rüzgâr yardım edemez. Biz ülkemizi nereye götüreceğimizi, insanlarımıza nasıl bir gelecek sunacağımızı çok iyi biliyoruz. Temiz enerjiyle, temiz üretimle, temiz fonlarla, temiz toplumla, tertemiz bir gelecek inşa edeceğiz…
*Bu iddialı hedefleri yakalamaya milletimizi önce feraha, sonra refaha kavuşturmaya hazırız. Biz hazırız. Milletimiz hazır.”
FOGGO: SOSYAL DEVLET DÖNEMİ BAŞLIYOR
CHP Yoksulluk ve Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo açıklamalarda bulundu.
Hacer Foggo’nun satırbaşları şöyle:
*Bugün burada ilan edilen vizyon ile güçlü sosyal devlet ile fırsat eşitliği dönemi başlıyor. Bu kalkınma vizyonunun en önemli boyutlarından biri sosyal devlettir.
*Çünkü sosyal devlet, bir çocuğun beslenme hakkı ile eğitime erişme hakkı arasında bir fark görmez.
*CHP iktidarının ilk 6 ayında Aile Destekleri Sigortası Kurumu kurulacak. Tüm sosyal yardımlar tek bir çatı altında toplanacak.
*Hiç kimse sosyal yardım almak için kapı kapı dolaşmak zorunda kalmayacak. Devlet, zorda olanın ayağına gidecek.
PROF. DR. KARA: KALKINMAYI DESTEKLEYECEK POLİTİKAYA İHTİYAÇ VAR
Merkez Bankası’nın eski Baş ekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, video konferans yoluyla toplantıda konuştu.
Kara’nın satırbaşları şöyle oldu:
*2001 yılından alınan dersler, daha önceki dönemde alınan derslerle birlikte bütün bunlar bir arada devreye konulursa o zaman sağlıklı bir kalkınma ve refah artışı için elverişli bir zemin oluşturulur diye düşünüyorum.
*Kolay değil, birikmiş sorunlar var. Fakat sorunları öteleyerek, görmezden gelerek veya içe kapanarak halledemeyiz.
*Türkiye’nin 40 yıla aşkın dışa açılma deneyimi var. Buradan artık sert bir şekilde geriye dönüş çok zor.
*Bununla yaşamasını ve buradan gelebilecek olumlu faktörleri ön plana çıkaran, olumsuzları dengeleyen araç tasarımına ve kurumsal tasarıma ihtiyaç var.
*Bunu yaparken de ülkeye özgü ihtiyaçları gözetmek gerekiyor. Geçmişten alınan dersleri de içselleştirmek lazım. Bu çok önemli. Çünkü dışarıdan şablon şeklinde gelen politikaların sürdürülebilir olmadığını geçmişte yaşayarak gördük.
*Türkiye sahip olduğu birikim ve beşeri sermaye ile bence bunları yapabilecek kapasiteye sahip. Yeter ki daha bilimsel normlara doğru dönüşü destekleyen bir iklim oluşsun.
PROF. DR. GÜRKAYNAK’DAN ENFLASYON MESAJI
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Refet Gürkaynak da video konferansla toplantıya bağlandı.
Gürkaynak, şöyle konuştu:
“ENFLASYONU NASIL DÜŞÜRECEĞİMİZİ BİLİYORUZ”
*Enflasyon yükseltip büyüme mümkün değil. Hiçbir zaman olmadı. 2 ay sonrasına vadeli çek yazılamayan ülkeye yatırım yapılamaz.
*Merkez Bankacılığı güven işidir. Bütünsel bir değişiklik elzem. Sadece merkez bankacısını değiştirerek enflasyonu düşüreceğimiz konusunda kendimizi kandırmayalım.
*Enflasyon, fakirden alıp zengine veren en aşağılık vergidir. Makro ihtiyati politikalarının sahibi yok, bir sahibi olmalı. Vergi reformu yapılmak zorunda. Gelir vergisi toplanması gerekiyor.
*Bunları yaptıktan sonra Merkez Bankası’na dönüp işini doğru düzgün yap diyebiliriz. Türkiye varlık içinde yokluk yaşıyor.
*İyi iktisat politikası yapmak mümkün. Türkiye’de enflasyonu düşüren politikanın maliyeti var. Bu maliyet bir kere ödenecek.
*Gelecek nesiller kurtulacak. Enflasyonu düşürmek mümkün, nasıl yapacağımızı biliyoruz. Toplumsal mutabakat ve niyet gerekiyor bunun için
PROF. DR AKÇİĞİT: ÇOK FAZLA ALANDA SIKINTILARIMIZ VAR
Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, video konferansla toplantıda konuşma yaptı.
Akçiğit, şunları söyledi:
*Türkiye’deki rekabet ortamın 2013’ten sonra bozulmaya başlıyor. Bu rekabeti yeniden yerine oturtabilmek gerek. Sanayi politikaları ile eğitim politikaları birbirinden ayrı düşünülemez.
*Beşeri sermayeye yatırım yapmamız gerekli. Yetişmiş deneyimli araştırmacılar yurtdışına gidiyor.
*Yurtdışına gittiklerinde verimliliklerinde yüzde 25 artıyor. Türkiye’de kalan bağlantı halinde olduğu insanların da verimliliği artıyor.
*Türkiye’ye döndüklerinde ise verimlilikte azalma yaşanıyor. Türkiye ekonomisini nerede bıraktıysak orada kalmış, 60 yıldır değişen hiçbir şey yok.
*Çok sıkıntılı alan var ama yapacak çok şey de var. Kısa zamanda düzeltebileceğimiz çok şey olur.
*Teşhisi doğru koymazsak sesi en yüksek çıkanı dinlersek çözüm olmaz. Ülkenin çok fazla yetişmiş insan var. Önemli olan partiler üstü çalışabilmek.
“YÖK’Ü KALDIRACAĞIZ, BOGAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ÖZGÜRLEŞECEK”
Dijital ve yeşil dönüşüm politikalarını anlatan CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke sunumunda şunları kaydetti:
*Çalışanlar için en kötü koşulların olduğu 10 ülke arasında Türkiye. Adil bir dönüşümü gerçekleştirdiğimizde temiz fonları Türkiye’ye getireceğiz. Yeni bir kamucu anlayışla yönetmeye geliyoruz. Her şeyin önüne kamu yararını koyacağız. Yeteneklere, insana yatırım yapan yeni bir kamucu anlayışıyla geliyoruz.
*Etki analiz ve değerlendirme kurulu kuracağız. Nitelikli istihdam da yaratmış olacağız. Kamunun kaynakları yandaşlık üzerinden değil kamu yararı yaratmak için kullanılacak. Kamu ihale kanununu yeşil ekonomi ile uyumlu, kara para aklama suçları ile mücadele eden şekilde değiştireceğiz. Temiz ihale dönemi başlayacak. Kamunun kaynakları yolsuzluk içeren ihalelerle harcanmayacak.
*Gençler için hayata atılma fonu oluşturacağız. Becerilerin dönüşümü için kişisel eğitim hesapları geliyor. Torpille değil yeteneklerimizle var olacağız. İş bulmak için “danışmanını ara” uygulaması başlatacağız. İnşa edeceğimiz toplu sosyal konutlarda her 20 binadan biri ortak alan olacak. Orada kreş, dijital kütüphane olacak.
*YÖK’ü kaldıracağız, Boğaziçi Üniversitesi ve tüm üniversiteleri hep birlikte özgürleştireceğiz. Barış akademisyenlerini yeniden öğrencileri ile buluşturacağız. Yurtdışına giden bilim insanları ile bilim köprüleri kuracağız.
*Teknoloji elit bir grubun tekelinde olmayacak. Yenilenebilir enerji ile 3 katına çıkan elektrik faturaları gümbür gümbür düşecek. 2023’ten başlayarak iktidarımızda yeşil bütçe reformunu başlatacağız. Bugünün buhranında hiç karamsarlığa kapılmayacağız. Artık rantın, yolsuzluğun dönemi sona eriyor.
ACEMOĞLU: ENFLASYON KONTROL DIŞINDA
ABD’den toplantıya bağlanan Prof. Dr. Daron Acemoğlu “Türkiye’nin kurumları probleme açık. Yargıya, yolsuzluğu denetleme kurumlarına bakabilirsiniz. 2006’dan sonra kurumlarda bir çökme var. Türkiye’deki kurumların düzeyi giderek kötüleşiyor. Freedom House endeksine göre Türkiye’de siyasi haklar 1980’ler düzeyine geldi. En büyük demokrasi çöküşü Türkiye’de oldu. İfade özgürlüğünde korkunç bir çöküş var. Şu an enflasyon tamamen kontrol dışında. Bu çarpıtılmış bir sistemin sonucu. Çözümler var. Türkiye’nin potansiyeli çok yüksek. Kısa dönemde normalleşme için para politikalarını değiştirerek enflasyonu değiştirmek gerek. Şirket ve banka bilançoları düzelmeli. Yoksulluğu ve işsizliği azaltacak bir çerçeve olmalı. Orta dönemde Türkiye’nin teknolojik atılım ve yatırım yapması gerek. Doğru kurumsal yapılar ve demokrasi olmadan bunlar olmaz. Türkiye’nin tarih boyunca problemi, devlet güçlü olsa da toplum güçlenemiyor. Türkiye’nin geleceği için iyimser olmak çok mümkün” dedi.