DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, partisinin Kars Sarıkamış ilçe kongresinde konuştu.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Bir ülkenin Başbakanı ya da Cumhurbaşkanının her şeyden anlaması şart değil. Her şeyi bilmesi de şart değil ama bilmediğini bilmesi lazım. Ama Erdoğan ‘Benim alanım ekonomi’ diyor. Madem alanı o, düzeltsin ekonomiyi niye yapamıyor? Ekonomimiz bir süredir içinde bulunduğu bu krizden çıkamıyor. Bataklığın içinde şu anda ülke. Şu andaki hükümetin enflasyonu tek haneye indirmesi bir hayal. Yapamazlar. Çünkü bilmiyorlar” dedi.
Babacan, sözlerine; Sarıkamış Şehitlerini anarak başladı. Babacan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“SİYASETİN ESKİ YANLIŞ ALIŞKANLIKLARINA DA KARŞI ÇIKIYORUZ”
“Hükümet kurulduktan sonraki ilk 90 gün ve ilk 360 günde ne yapacağımızı bütün detaylarıyla açıklamaya başladık. Üzerinde çalıştığımız yaklaşık 20 kadar başlık var. Ve şu anda tamamlanan 400 kadar eylem var. Ve bu 20 başlığın her birisi için ayrı ayrı tanıtım programı yapacağız. Tarımla başladık ama esnaf ve KOBİ’lerimizle ilgili ayrı bir eylem planımız var. Yine sosyal yardımlarla ilgili ayrı bir eylem planımız var. Eğitimle, sağlıkla, kültür sanatla, dijital dönüşüm ve teknolojiyle ilgili eylem planlarımız var. Hukuk ve adaletle ilgili yargı reformuyla ilgili eylem planlarımız var. Yani hükümet iş başına geldiği anda biz bütün bunların hazırlığını tamamlamış olacağız. Vatandaşlarımıza duyurmuş olacağız. Ve her bir adımın bütçe yükü de hesaplanmış durumda. Biz ‘Günü gelince bakarız’ demiyoruz. Siyasetin eski yanlış alışkanlıklarına da karşı çıkıyoruz.
Muhalefet partileri genelde problemleri, sıkıntıları ortaya koyuyor. Ancak dikkat edin şöyle; çözüm üreten, çözüm öneren kim var? Hangi çözümleri öneriyorlar. ‘Neyi yapacaklar’ diye sorduğunuzda orda koskoca bir boşluk var. Siyasetin bir laf üretme kısmı var. Bir de iş üretme kısmı var. DEVA Partisi siyasetin iş üretme kısmı.”
“A’DAN Z’YE HER ŞEYE ZAM GELİYOR, EN ÇOK ÇİFTÇİMİZİ VURUYOR”
Tarım ve hayvancılıkta yaşanan sıkıntılara dikkat çeken Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sorunun kaynağı ülkemizin makroekonomik dengelerinin bozulmuş olması. Döviz kurunun artık bu hükümet tarafından kontrol edilememesi. A’dan Z’ye her şeye zam geliyor memlekette ama bu en çok çiftçimizi vuruyor. En çok da hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızı etkiliyor.
“MERKEZ BANKASI’NIN ŞU ANDA PİYASAYA TAM 150 MİLYAR DOLAR BORCU VAR”
“Merkez Bankası artık bağımsız bir kurum değil. Merkez Bankası’na sürekli hükümetin bilinçsiz müdahalesi var. 2018 Haziran’ındaki seçimle beraber Cumhurbaşkanı bütün yetkiyi tek elinde topladı. Ve hemen seçimden sonra bir kabine kurdu. Yakın bir akrabasını da bakan olarak görevlendirdi. O gün bugündür, yani taraflı partili Cumhurbaşkanı göreve başlayıp, akraba bakanı da görevlendirdikten sonra Merkez Bankası’nın tam 130 milyar dolarlık döviz rezervini cayır cayır satarak, şu anda eksi 60 milyar dolara indirdiler. Merkez Bankası’nın kasalarında 90 milyar dolar civarında döviz ve altın görünüyor, ama o döviz ve altın dışarıdan borç alınmış döviz ve altın. Hatta dışardan alınanında 60 milyar doları da satılmış, onun için eksi 60’a düşmüş durumda. Yani Merkez Bankası’nın şu anda piyasaya tam 150 milyar dolar borcu var. Bunun karşısında da elinde sadece 90 milyarlık bir döviz ve altın varlığı var.”
“SÜREKLİ KUR KRİZLERİYLE YAŞAYAN BİR ÜLKE HALİNE GELDİK”
Döviz rezerviniz kalmayınca, eksiye düşünce; döviz kurlarını kontrol edebilecek güç elinizde kalmıyor. Ve sonunda da işte sürekli kur krizleriyle yaşayan bir ülke haline geldik.
Cumhurbaşkanı ‘Yetkinin hepsini bana verin, faiz de enflasyon da nasıl düşermiş ben göstereceğim’ diyordu. Tam üç yıl oldu. Üç yıldır bu faiz niye düşmüyor? Bu enflasyon niye düşmüyor? Bu kur niye artıyor? Şu anda Merkez Bankası’nın faizi yüzde 19. Bu Avrupa’nın en yüksek faizi. Dünyanın en yüksek yedinci faizi. Hani ne oldu faizle mücadele? Merkez bankası şu anda emrinde değil mi? Son iki yılda şu anda dördüncü Merkez Bankası Başkanı.
“MADEM ALANI O, DÜZELTSİN EKONOMİYİ”
Bir ülkenin Başbakanı ya da Cumhurbaşkanının her şeyden anlaması şart değil. Her şeyi bilmesi de şart değil ama bilmediğini bilmesi lazım. Ama Sayın Erdoğan ‘Benim alanım ekonomi’ diyor. Madem alanı o, düzeltsin ekonomiyi niye yapamıyor?
Maalesef şu anda her alanı tamamen eline yüzüne bulaştırmış kötü bir yönetimle karşı karşıyayız. Ekonomimiz bir süredir içinde bulunduğu bu krizden çıkamıyor. Bataklığın içinde şu anda ülke. Şu andaki hükümetin enflasyonu tek haneye indirmesi bir hayal. Yapamazlar. Çünkü bilmiyorlar.”