Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, yine haklı çıktı. Üşümezsoy, aylar öncesinden yaptığı açıklamalarda İstanbul’da beklenen büyük depremde Silivri-Kumburgaz-Büyükçekmece’deki deprem riskine dikkat çekmişti. Öte yandan Kandilli Rasathanesi yöneticileri bugün yaptığı açıklamalarda Üşümezsoy’un aylar öncesinden yaptığı değerlendirmeleri destekler nitelikte açıklamalarda bulundu.
İstanbul’da beklenen beklenen büyük depreme ilişkin araştırmalar devam ediyor.
Elde edilen bulgularda son olarak Kandilli Rasathanesi yöneticileri Silivri-Kumburgaz-Büyükçekmece’yi içine alan fay parçasında anormallik olduğunu belirtti.
Bu bölge için olası kırılma beklenen alan olarak bu hat öne çıkarken Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, yine haklı çıktı. Tahminlerinde haklı çıkan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Kandilli Rasathanesi yöneticilerinin İstanbul depremine ilişkin açıklamalarını aylar öncesinden duyurmuştu.
Yeniçağ’ın haberine göre; Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Küçükçekmece Gölü’nün güney kesiminde yani Büyükçekmece ile Yeşilköy arasında aktif fayın olmadığını ancak Kumburgaz çukurunda aktif fayın 6,5 büyüklüğünde deprem bile yapsa bile bölgedeki fayları ve heyelanları tetikleyebileceğini aylar öncesinden söyledi.
KANDİLLİ YÖNETİCİLERİ ŞENER ÜŞÜMEZSOY’UN SÖYLEDİĞİ BÖLGEYE DİKKAT ÇEKTİ
Üşümezsoy, Marmara Denizi’nde deprem potansiyeli riski olarak Kumburgaz çukurundaki 40 kilometrelik fay hattına dikkat çekerken, Silivri-Büyükçekmece düzlüğü yani Kumburgaz kıyısı boyunca olan düzlük deprem anında güneye doğru Kumburgaz çukuru üzerine bindirerek kırılacak fay tipi olduğunu belirtmişti.
Kandilli yöneticileri de Üşümezsoy’un aylar öncesinden söylediği bilgileri doğrulayarak, İstanbul’da 7’den büyük olması beklenen deprem için Silivri-Kumburgaz-Büyükçekmece açıklarını işaret etti.
Ayrıca Üşümezsoy, Yeşilköy’den Büyükçekmece’ye 20 kilometre, Büyükçekmece’den Silivri’ye 30 kilometre ve Silivri’den Tekirdağ’a ve Şarköy bölgesine kadar 60 kilometrelik fayların bir seferde kırılacağı ileri sürülen modele karşı çıkarak böyle bir fayın söz konusu olmadığını söyledi.
Üşümezsoy’un aylar öncesinden yaptığı açıklamanın tamamı şu şekilde:
Ayrıca Üşümezsoy, Yeşilköy’den Büyükçekmece’ye 20 kilometre, Büyükçekmece’den Silivri’ye 30 kilometre ve Silivri’den Tekirdağ’a ve Şarköy bölgesine kadar 60 kilometrelik fayların bir seferde kırılacağı ileri sürülen modele karşı çıkarak böyle bir fayın söz konusu olmadığını söyledi.
“7,5’lik deprem olmasa da 6,5 büyüklüğünde deprem de olsa Beylikdüzü ve Avcılar sırtının iki yanında heyelanlar var. Ve bu heyelanları aktive edebilecek yarı diri faylar var. ‘Bu fayları bu depremler tetikleyebilir’ diyen bir tez var. Bu tez de aslında 6,5’lik deprem için bile bu bölgeye uyarıyor. Küçükçekmece Gölü’nün güney kesiminde yani Büyükçekmece ile Yeşilköy arasında aktif fay yok ama Büyükçekmece’nin Batı’sında Kumburgaz çukurunda aktif fay 6,5’lik deprem bile yapsa o bölgedeki fayları ve heyelanları tetikleyebilir.
Marmara Denizi’nde yegâne risk taşıyan yani stres taşıyan fay Kumburgaz çukurundaki 30 veya 40 kilometrelik fay hattıdır. Ve bu fay ters fay olarak Silivri-Büyükçekmece düzlüğü yani Kumburgaz kıyısı boyunca olan düzlük deprem anında güneye doğru Kumburgaz çukuru üzerine bindirerek kırılacak fay tipidir.
Bu 6,5 büyüklüğünde deprem oluşturacağı ileri sürülür. Bundan önceki açıklamalarımda Yalova’dan çıkıp Yeşilköy’e 60 kilometre, Yeşilköy’den Büyükçekmece’ye 20 kilometre, Büyükçekmece’den Silivri’ye 30 kilometre ve Silivri’den Tekirdağ’a ve Gaziköy’e kadar 60 kilometrelik fayların bir seferde kırılacağı ileri sürülen modele karşı çıkarak böyle bir fay söz konusu değil. 7.7’lik deprem söz konusu değil diye açıklama ve kanıtlamakla vaktimizi harcamıştık. Daha sonra ise 1894 yılında Yalova ile Yeşilköy arasındaki Adalar fayının stresini yitirdiği çünkü 1894 depremi Yalova Çınarcık ve Çınarcık’ın güney kıyısındaki fayın kırılmasıyla 1894’te Yalova ile Yeşilköy arasındaki fay stres olmadığı ortaya çıkmıştır.
Bunun üzerine Yeşilköy’den başlayıp Yeşilköy-Büyükçekmece 20 kilometre, Büyükçekmece-Kumburgaz fayı 30 kilometre ve Silivri’den Gaziköy’e kadar 60 kilometrelik fay bir seferde kırılacak 110 kilometrelik fay kırılacak 7.5’lik deprem olacak diye bir söylem söz konusuydu.
Marmara Denizi’nin tabanının araştırılmasıyla 1912 ve yalnızca Gaziköy’e kadar kırıldığı ileri sürülen depremdeki fayın Marmara Denizi’nde 60 kilometreye kadar girdiği ve kırıldığı yani Tekirdağ çukuru Batı sırt ve Silivri çukurundaki 60 kilometrelik fayın kırıldığı ortaya çıkmıştır.
Bunun üzerine Yeşilköy’den başlayıp Büyükçekmece’ye kadar giden yani orta sırtı kesen fay hattı ve 20 kilometrelik fay hattı ile Kumburgaz çukurundaki fay hattı 50 kilometrelik fayın stres taşıdığı ve bu anlamda da 7.0’lık deprem olacağı o dönemde TUBİTAK adına açıklama yapan Naci Görür, 7.0’lık 7.5’lik depremde 15-16 kat fark olduğu da vurgulanmıştır. Yani 16 kat daha düşük deprem söz konusudur deyip Marmara’dan iyi haber diye gazetelerde manşet olmuştur. Herkesin sevindiği ve büyük deprem bekleyenlerin karşı çıktığı bu habere ben bu fayın Yeşilköy’den Silivri’ye kadar 50 kilometre veya Yeşilköy’ün daha doğusundan Silivri’nin ortasına kadar giden 60 kilometrelik fayın söz konusu olmadığını burada iki fayın olduğu ve iki fayın birbiriyle birleşmediği bunlardan Kumburgaz çukurundaki fayın 40 kilometrelik fay olduğu ve Silivri çukurundan Büyükçekmece açıklarında sonlandığı yegâne risk taşıyan fayı bu olduğu bundan sonra diğer kolun bu faya eklenerek Büyükçekmece açıklarından başlayıp orta sırtı kat ederek Yeşilköy’e kadar uzanan kesiminin söz konusu olmadığını daha önce açıklamıştık.
Aynı şekilde Büyükçekmece ile Yeşilköy arasındaki kesim Marmara Denizi’nin açılması noktasında çalışan bir faydır. Bu fay, Yeşilköy’den de Yalova’ya kadar giden bir faydır. Bu Marmara Denizi açılırken çalışmış, Çınar çukuru fayı bugün aktif değildir. Bu anlamda risk taşıyan fay Kumburgaz çukurundaki faydır diyen tezimizi hep tekrar ettik.
“BİZİM UZUN ZAMANDIR BEKLEDİĞİMİZ DEPREMDİ”
Herkes 1999 depreminin devamı olarak Adalar fayına doğru giden bir faydan bahsederken biz bu fayın düşey ve Marmara Denizi’nin açılması döneminde çalışan bir fay olduğu ve Kuzey Anadolu Fayı olmadığı Kuzey Anadolu Fayı’nın Yalova Çınarcık hattı boyunca gittiği ve bununda 1893’te kırıldığını ileri sürmüştük. Bu boyutuyla bu kesimde risk olmadığını vurgulamıştık. Risk taşıyan yegâne fayın 1912’de kırılan Tekirdağ Silivri fayının doğu ucundaki Kumburgaz çukurundaki fay olduğu vurguladık. Geçen yıl Eylül ayında Silivri depremi olduğu zaman bizim uzun zamandır beklediğimiz depremdi.
ANA DEPREMİN ETKİSİYLE HEYELAN SÖZ KONUSU OLACAKTIR
Depremin etkileyeceği Küçükçekmece ile Büyükçekmece arasında kalan kesimde bölgenin jeolojisine bakılacağı zaman altta kil taşları üst kireç taşları söz konusudur. Kil taşlarıyla çakıl taşları arasında olan bir bölge vardır. Bu bölgede heyelan potansiyeli sahiptir. Bu bölgedeki kuzey ve güney gidişli hatlar genç faylardan oluşmaktadır. Bunlar Büyükçekmece Gölü’ne doğru giden faylardır. Bu fayların çalışmasıyla ve buradaki ana depremin etkisiyle olduğu zaman heyelanlar söz konusu olacaktır.”