Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Cemil Çiçek’in açıklamalarına cevap verdi.
CHP Ekonomi ve Esnaf Masası Heyeti Diyarbakır’da. Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Cemil Çiçek’in “Ortalıkta siyasetçilerin araçlarına çantalar dolusu para konulduğu iddiaları var. Bunu görmezden gelebilir misiniz” açıklamasına “Cemil Çiçek, sen Erdoğan’a bu soruları sor. Sorabilir misin bilmiyorum; çünkü ucu sorduğun adama da gidiyor. Geminin su aldığını herkes biliyor” dedi. Ağbaba, “20 milyon kişi sosyal yardımlardan geçimini sağlıyor. ‘Ben ekonomistim’ diyen Erdoğan’ın Türkiye’yi getirdiği durum bu. İyi ki Erdoğan itfaiyeci değil. İtfaiyeci olsaydı vay halimize… Türkiye’yi yakardı, söndüremezdi” diye konuştu.
CHP Ekonomi ve Esnaf Masası üyesi milletvekilleri, bölge ziyaretleri kapsamında Bingöl’ün ardından Diyarbakır’a geldi. Heyetin basın toplantısında konuşan İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Barış odaklı bir siyasetle Kürt meselesini çözeceğiz. Zor süreçlerden geçtik daha zorundan geçiyoruz. AKP, Kürt meselesi yüzünden çözülmeye başladı. Eşit yurttaşlık çerçevesinde Türkiye’nin toplumsal barış meselesini çözmek için irademizi ortaya koyduk. Halkımızın yanında olduğumuzu göstermek içim buradayız” dedi.
“CEMİL ÇİÇEK’E ‘GÜNAYDIN’ DİYORUZ”
Esnaf Masası Başkanı ve Malatya Milletvekili Ağbaba, Eski TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek’in “Araçlara çantalar dolusu para konulduğu iddiasını görmezden gelebilir misiniz?” sözlerine yönelik şunları söyledi:
“Cemil Çiçek keşke bu soruyu her hafta toplandığı Erdoğan’a sorsaydı ya da Süleyman Soylu’ya veya Binali Yıldırım’a sorsaydı. Sen eskiden bakanlık yaptın, şimdi AKP’nin en etkili siyasetçilerinden birisin. İyi polis kötü polis rolünü oynamayı bırakın. Çantalar dolusu parayı, 10 bin dolar maaşı kim aldı, sen biliyorsun. Temiz rolü oynayacak ya… Pisliğe bulaşmamış kimse yok. Bu soruyu kamuoyuna değil,her hafta toplandığın Recep Tayip Erdoğan’a sor. Bir de ‘görmezden gelinemez’ diye söylüyorlar, görmezden gelen Recep Tayyip Erdoğan. Kamuoyu her şeyi görüyor, biliyor. Normalde Erdoğan’ın konuşmadığı tek bir konu bile yok. Şimdi bu konuyla ilgili de cevap versene. Eski milletvekilinin dövülmesini, milletvekillerinin suç örgütleri tarafından maaşa bağlanmasını, milletvekilinin arabasına çantalar dolusu para bırakılmasını, Hürriyet Gazetesi’nin basılmasını herkes zaten görüyor. Cemil Çiçek’e günaydın diyoruz.”
“SEN BU SORULARI ERDOĞAN’A SOR”
“Seçim için dağıttıkları kahveler suç örgütü tarafından karşılanıyor. Suç örgütü lideri yurdun dört bir yanında onlarca miting yapıyor. Sezgin Baran Korkmaz’a ‘sana soruşturma açılacak, yurtdışına kaç’ deniliyor. 750 milyon dolar, medya grubu almak için yandaşa kredi veriliyor. Bunların onda biri CHP’de olsaydı yer yerinden oynardı. AKP’deki sessizliğin nedeni, hepsinin bir şekilde bu konuyla ilişkili olması. Sorulacak soru çok. 10 bin dolar maaş alan hangi ahlaksız diye bir kez daha soruyoruz. 10 milyondan fazla kişiyi işsiz bırakıp, 20 milyona yakın kişiyi sosyal yardıma muhtaç etmişsin. Bu işin içerisinde AKP’den bulunmayan siyasetçi yok. Dünya alem biliyor ki, bu skandalların Erdoğan’la da ilişkisi var, AKP’li bakanlarla da ilişkisi var. Cemil Çiçek, sen Erdoğan’a bu soruları sor. Sorabilir misin bilmiyorum; çünkü ucu sorduğun adama da gidiyor. Herkes biliyor, geminin su aldığını, herkes biliyor, kaptanın yalan söylediğini, herkes biliyor, zarların hileli olduğunu ve herkes biliyor AKP’nin gideceğini. Erdoğan ‘Verdiğimiz kararlı mücadeleyle Türkiye’yi suç örgütlerinin tasallutundan kurtardık’ diyor. Kurtarılmış hali buysa vah ülkemin haline. Senin küçük ortağın daha dün mafya liderini cezaevinde ziyaret etmedi mi? Mafya liderine özel af çıkarılmadı mı? Ülkeyi Dallas’a çevirdiler, kimin eli kimin cebinde belli değil”
Ağbaba’nın konuşmasında dikkat çeken diğer noktalar şöyle:
CHP’Yİ ELEŞTİREN AKP’LİLERİN ALTINDA İBB ARACI VAR: Öyle rezaletler var ki, saymakla bitmiyor. Dar gelirliler için yapılan sosyal konutlar Cumhurbaşkanlığı çalışanlarına verilmiş. 827 tane araç Cumhurbaşkanlığı, 15 Temmuz Derneği, AKP Genel Merkezi ve Türkiye Gençlik Vakfı’nın bulunduğu insanlara tahsil edilmiş. İBB’nin önünde eylem yapan ahlaksızın altında İBB’nin arabası var. AKP’li yöneticilerin altında İBB’nin araçları var. Bunların hepsi ahlaksız. ‘Bal tutan parmağını yalar’ derler ya bunlar arıyı yemiş. KİPTAŞ’a ait 35 daire ile arsa takasının Bilal Erdoğan’ın Türkiye Gençlik Vakfı için takas yapıldığı ortaya çıkmış. Maliyeti 57 milyon lira olarak hesaplanan iş yandaşlara, 65 milyon liraya verilmiş. Çamlıca Camisi için 2 milyar 522 milyon 421 bin 106 lira ödenmiş. İstanbul’u babalarının çiftliği gibi yönetmişler. Bunları burunlarından fitil fitil getireceğiz.
HAYALLER KANADA, GERÇEKLER TANZANYA: Ülkemizin yetiştirdiği en ünlü ekonomist Tayyip Erdoğan, ‘Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefine ulaşmaya artık çok daha yakınız’ iddiasında bulundu. Yalandan kim ölmüş. Şimdi size birkaç rakamı paylaşmak istiyorum.20 milyona yakın kişi sosyal yardımlardan geçinebiliyor. 3,3 milyon işçi asgari ücretin altında maaş alıyor.1 milyon işçi ise asgari ücretin yarısından da az kazanıyor. İşsiz sayısı 10 milyonu geçti. Asgari ücretli yılbaşından bu yana 443 lira yoksullaştı. TÜİK’e göre enflasyon yüzde 17, gerçek enflasyon yüzde 40’ın üzerinde. 34,5 milyon kişinin bankalara bireysel kredi borcu var. Son 1 yılda 2,3 milyon kişi kredi kullandı. Halkın bankalara borcu 872 milyar TL’ye, çiftçinin ise 149 milyar TL’ye yükseldi. Kredi kartı borçları 153,5 milyar lira. Türkiye, işsizlik açısından dünyadaki en kötü 20 ülkeden biri hâline geldi. Tarım sektörü borçları yaklaşık 20 milyar liralık artış gösterdi. Takibe alınan kredi borcu 5 milyar lirayı geçti. 2020 yılı sonu itibarıyla nüfusun yaklaşık yüzde 78’i borçlu hâle geldi. Geçim sıkıntısı kaynaklı intihar sayısı 2 yılda yüzde 31 arttı. Listeyi uzatmak mümkün. Neredeyse 3. dünya ülkeleriyle başa baş gidiyoruz. Enflasyonda Gana, Kenya, Kongo gibi Afrika ülkelerinden daha gerideyiz. Faizde dünya 7.’si enflasyonda dünya 14.’süyüz. Sudan, Angola, birkaç yıl önce iflasını ilan eden Lübnan’ın faizi bile bizden daha düşük. Gerçeklerle prompterda yazanlar arasında dağlar kadar fark var. Hayaller Kanada, gerçekler Tanzanya. ‘Ben ekonomistim’diyen Erdoğan’ın ülkeyi getirdiği durum budur. İyi ki Erdoğan itfaiyeci değil. İtfaiyeci olsaydı vay halimize… Türkiye’yi yakardı, söndüremezdi.
AVRUPA’DA UYUŞTURUCU KALMADI ÇÜNKÜ HEPSİ TÜRKİYE’DE: Türkiye’nin en büyük problemi uyuşturucu. Siirt’te babalar yalvarıyor, Bitlis’te ‘çocuklarımıza sahip çıkın’ deniyor. Bingöl’de en büyük problem uyuşturucu. İktidarımız muhafazakar ya, 2002’den bu yana uyuşturucu bağımlılığı yüzde 700 artmış, fuhuş yüzde 800 artmış. Soylu övünerek uyuşturucuyla mücadele ettiğini söylüyor. ‘Avrupa’da uyuşturucu kalmamış, Türkiye yakalıyor’ diyor. Attığı tivitlede kendini açığa veriyor. Avrupa’da uyuşturucu kalmadı, çünkü hepsi Türkiye’de, Türkiye’yi uyuşturucu merkezi yaptılar. Binali Yıldırım ‘benim oğlum Venezuela’ya bir poşet maske bir poşet test kitiyle gitti’ demişti. Türkiye tam olarak bir çiftliğe dönüşmüş durumda. Burada Doğu bölgemizde genç işsizliği yüzde 50 olmuş durumda. AKP’li siyasetçiler çift maaş alıyor.”