Sümela Manastırı’nda yapılacak bir ayini yönetmek için Trabzon’a gelen Fener Rum Patriği Bartholomeos’a hediye edilen formanın üzerinde yazan “Ekümenik” yazısı ortalığı birbirine kattı.
Fener Rum Patriği’ne hediye edilen formada yazan “ekümeniklik” yazısıyla ilgili açıklama: Hukuki gerçeklerle bağdaşmıyor
Sümela Manastırı’nda yapılacak bir ayini yönetmek için Trabzon’a gelen Fener Rum Patriği Bartholomeos’a hediye edilen formanın üzerinde yazan “Ekümenik” yazısı ortalığı birbirine kattı.
MHP lideri Bahçeli, “Türkiye’de ekümenik diye bir kurum ve görev tanımı yoktur” dedi. Konuyla ilgili açıklama yapan Fatih Kaymakamlığı, Fener Rum Patrikhanesinin “ekümeniklik” iddiasının hukuki gerçeklerle bağdaşmadığı ve “ekümenik” sıfatının bulunmadığı belirtti.
Fener Rum Patriği Bartholomeos, Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı’nda yarın 9.’su düzenlenecek ayini yönetmek için Trabzon’a geldi. Trabzon Havalimanı’nda çiçeklerle karşılanan Bartholomeos’a, iş insanı Efkan Başkan tarafından Bartholomeos’a arkasında “Ekümenik Patrik Bartholomeos” yazan Trabzonspor forması ile bordo-mavi atkı ve çiçek hediye edildi.
BAHÇELİ: TÜRKİYE’DE EKÜMENİK DİYE BİR KURUM YOK
Konuyla ilgili MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ” Türkiye’de ekümenik diye bir kurum ve görev tanımı yoktur. Lozan Antlaşması gereğince, Fener Rum Patriği’nin siyasi ve idari işlerle uğraşmaması, ülkemizdeki Rum-Ortodoks vatandaşlarımıza ruhani hizmet vermesi hüküm altına alınırken, Fatih Kaymakamlığı’na bağlı bir din görevlisi olmasının dışında hiçbir statüsü de olamayacaktır.” dedi.
KAYMAKAMLIK’TAN “EKÜMENİK” AÇIKLAMASI
Ortaya çıkan görüntülerin kamuoyunda tartışma konusu olması üzerine Fatih Kaymakamlığı tarafından bir açıklama yapıldı. Fatih Kaymakamlığından yapılan yazılı açıklamada, Fener Rum Patrikhanesi Patriği Dimitri Bartholomeos’un ve Patrikhanenin zaman zaman “ekümenik” kavramını kullanması nedeniyle açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
Açıklamada, 30 Ocak 1923’te Yunanistan ile Türkiye arasında imzalanan Türk ve Rum Ahalinin Mübadelesine Dair Mukavelename’de Patrikhanenin durumu ve statüsü ile ilgili bir hükme yer verilmediği, bu mukavele ile Türkiye’de yaşayan Rumlarla Yunanistan’da yaşayan Müslüman Türklerin yer değiştirdiği, İstanbul ve Bozcaada ile Gökçeada’daki Rumlarla Batı Trakya’daki Müslüman Türklerin mübadele dışında bırakıldıkları hatırlatıldı.
“DAYANAĞI YOK”
Azınlıklar konusunda Türkiye’nin temel hukuki dayanağını oluşturan 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’nda da Patrikhane ile ilgili bir hükme yer verilmediği aktarılan açıklamada, “Patrikhanenin İstanbul’da kalması karşılığında mübadele dışı tutulan Rum cemaatinin dini bir kurumu olarak kalacağına, siyasi bir faaliyetinin bulunmayacağına ilişkin katılımcı ülke delegasyonlarının sözlerinin senet olarak kabul edildiği belirtilerek, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi ile ruhani meclisinin yetki alanı, İstanbul Başpiskoposluğu ile Bozcada ve Gökçeada bölgesi Rum cemaatinin dini ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı tutulmuştur.” ifadelerine yer verildi.
İDDİA GERÇEKLERLE BAĞDAŞMIYOR
Açıklamada, Lozan Antlaşmasının azınlıkların korunması başlıklı 38-44. maddelerinde gayrimüslim Türk vatandaşlarının statüsünün belirlendiği kaydedilerek, şu bilgilere yer verildi:
“Buna göre, azınlık statüsüne alınan vatandaşlarımızın dini serbestiyet içerisinde kendi dilleriyle ibadet ve eğitim yapmaları, ayrıca ibadethaneleri ile mezarlıklarını korumaları hususunda gerekli kolaylığın gösterileceği taahhüt edilmiş, Antlaşmanın 45. maddesinde ise Türkiye’nin azınlıklara tanıdığı bu hakları Yunanistan’ın da Batı Trakya’daki Türk azınlığına tanıyacağı taahhüdü yer almıştır. Hülasa; Lozan Antlaşmasının müzakereleri sırasında durumu uzun süren tartışmalar sonunda belirginleşen Patrikhane, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile yeni bir statüye dönüştürülmüş bulunmaktadır. Bu durum çerçevesinde Patrikhane, Türkiye’deki Rum azınlığın bir kilisesi olarak sadece dini yetkileri haiz bir kilise niteliğinde Antlaşmanın ‘Azınlıkların Korunması’ başlıklı çerçevesinde mütalaa edilmesi gereken dini bir kurumdur. Yunanistan’ın uygulamasının tersine, Türkiye’de din görevlilerini kendilerinin seçme özgürlüğü bulunmakla birlikte Patrikhanenin siyasi-yönetsel açıdan ‘ekümenik’ vasfı bulunmamaktadır.
Nitekim Rum olmayan diğer Ortodoks kiliselerinin işlerine dönük müdahalesinin yargıya taşınması sonucunda Yargıtay 4. Dairesinin E: 2005/10694, K.2007/5603 sayılı kararında: ‘Egemen bir devletin kendi topraklarında yaşayan azınlıklara kendi vatandaşlarından farklı bir hukuk uygulayarak çoğunluğa dahi tanımadığı bir takım ayrıcalıkları onlara tanımak suretiyle özel bir statü vermesi, Anayasanın 10. maddesinde gösterilen eşitlik ilkesine açıkça aykırılık oluşturacağından kabul edilemez. Bu nedenle Patrikhanenin ekümenik olduğu iddiasının, yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. İstanbul Valiliğinin 6 Aralık 1923 tarih ve 1092 sayılı yazılarından da anlaşılacağı üzere Patrikhanede dini ve ruhani seçimlere katılacak ve seçilecek kişilerin Türk vatandaşı olmaları ve seçim sırasında Türkiye’de görevli bulunmaları gerekmektedir. Bu husus da Patrikhanenin ekümenik sıfatının bulunmadığının açık bir göstergesidir.’ şeklinde vurgulanmıştır. Sonuç olarak; Lozan Anlaşması tutanakları ile yargı kararlarında Fatih Kaymakamlığına bağlı dini bir kuruluş olarak kabul edilen Fener Rum Patrikhanesinin ‘ekümeniklik’ iddiası hukuki gerçeklerle bağdaşmamaktadır.”
EKÜMENİKLİK NEDİR?
Ekümen kavramı ‘dünya patrikliği’ anlamına gelmektedir. Ekümen kavramının ilk ortaya çıkışı 1517 yılında Yavuz Selim’in, Mısır‘ı fethettiğinde, İskenderiye ve Antakya Patrikhanelerini de, İstanbul’daki Patrikhane’ye bağlaması ve patriği de ‘Milletbaşı’lıktan , ‘Ekümen’ yani ‘Cihan patriği’ ilan etmesiyle ortaya çıktı.