Söyleşen : Cumali Yardım
Trabzonspor Eski Asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu, Vira Trabzon’un sorularını yanıtladı. Hacısalihoğlu, Trabzonspor’un geçmişinden bugüne pek çok konuya değinirken, gündem yaratacak açıklamalarda bulundu.
Trabzonspor bu şehir için ne ifade ediyor, Trabzon için Trabzonspor ne ifade ediyor? Trabzonspor’un bu şehre kültürel, sanatsal, ekonomik olarak nasıl bir katkısı var? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Trabzonspor, Trabzon için çok şeyden ötesini ifade eder. Zira Trabzonspor, tek başına bir duygu, bir gurur, bir yaşam tarzı değil, bunların hepsi ve daha fazlasıdır. Bu anlatılmaz yaşanır. Dolayısıyla sanatında, ekonomisinde, kültüründe, toplumsal her biriminde vardır ve birinci derecede rol sahibidir.
‘’Trabzonspor Kimsenin Cebine Sığmaz’’
‘Trabzonspor Kimsenin Cebine Sığmaz’ sözlerini Hakan Kulaçoğlu’nun derlediği Fırtına, İhtilal, Efsane kitabında kullandınız. Günümüzde hala aynı fikirde misiniz?
Trabzonspor düşünce olarak hiç kimsenin aklına ,duygu olarak kimsenin kalbine, ekonomi olarak da hiç kimsenin cebine sığmaz. Bu; dün de böyleydi bu gün de böyle.
”Sorumsuz insanların katladığı borçlar yakın gelecekte daha da içinden çıkılmaz bir hal alacaktır”
Trabzonspor’un çeşitli yönetimlerinde Asbaşkan olarak görev yaptınız, dolayısıyla profesyonel kulüp yönetimi konusunda tecrübeniz fazla, elinizde olsa Trabzonspor’un nasıl bir yönetim politikasıyla başarılı olabileceğini düşünüyorsunuz?
Futbolda Türkiye’nin yıllardır süre gelen büyük eksikleri, büyük yanlışları var. Bu kadar yanlış bir düzen içinde ,sihirli bir değnekle buna çözüm bulmak mümkün değildir. Dünyada futbolda ileri ülkelerde olduğu gibi kulübün zararı – karı cebine dokunacak ya bir sahibi, ya da yargı önünde hesap verecek bir sorumlusu olmalıdır.. Bugün yaşanan bunca savrukluğun, bunca yanlışlığın yüzde doksanı böyle bir sorumluluk yüklenildiğinde otomatikman ortadan kalkar.. Aksi takdirde çözümsüzlük devam eder, gelen giden popülist yaklaşımlarla gününü gün eder, olan kulübe olur. Sorumsuz insanların katladığı borçlar yakın gelecekte daha da içinden çıkılmaz bir hal alacaktır
”Hem zarar etmeyecek hem sevenlerine gerçekleri iletecek bir TV modeli oluşturmalı…”
Eylül 2018 tarihinde “Trabzonspor TV’ yi kuracağız ancak İnternet üzerinden yayın yapacağız, TV kanalları zarar ediyor” demiştiniz. Ancak bu konuda bir gelişme olmadı. Neden?
Bu değerlendirmeyi yaptıktan kısa süre sonra beni doğrular tarzda ulusal – yerel birçok TV kuruluşu ekonomik sıkıntılar sonucu kapandı. Bu işi bir kulüp nasıl başarsın? Nitekim diğer kulüplerin televizyon kanallarındaki sıkıntılar da ortada. Ancak büyük kulüplerin, dolayısıyla Trabzonspor’un sosyal medyadaki bunca yalan, yakıştırma, algı oluşturma içerikli haberleri karşısında gerçeği taraftarına iletmek gibi bir ihtiyacı ve mecburiyeti de var.. Demek ki bu iki gerçeği çalıştırarak hem zarar etmeyecek hem sevenlerine gerçekleri iletecek bir TV modeli oluşturmalı
Bir çok amatör branşa sahip olmasına ve başarılarına karşın Trabzonspor Kulübü için hala bir Spor Kulübü olamadı, Futbol Kulübü olarak kaldı diyenler var. Geçmişte başarılı sayılabilecek Basketbol ve Hentbol hamleleri olmuştu, ancak uzun ömürlü olamadılar. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Doğrudur, ideal olanı kulübün sadece bir branşta değil birçok branşta faaliyet göstermesidir. Ama nasıl? Ekonomisi buna izin veriyorsa, bunun üstesinden hem ekonomik olarak hem başarı olarak gelmeli. Yoksa faydadan çok zarar getirir.
”Avni Aker stadyumu futbol mabedi yapılmalıydı, bahçe değil”
Trabzonspor’un tarihi için önemli bir yerde olan Avni Aker stadı yıkıldı ve yerine ‘’millet bahçesi’’ adı verilen bir bahçe yapıldı. Trabzonspor’da yapımı uzun yıllar alan yeni stadyumuna taşındı. Sizce Trabzonspor, Avni Aker de kalmalı mıydı?
Avni Aker Stadyumu bugünkü şartlara göre restore edilip doğru anlayışla işletilebilirdi, bu doğru olurdu.. Ancak Akyazı doğru şartlarda işletilirse bu da doğru olur… Demek ki mesele hangi isim olması değil ,çağa uygun, kulübe en fazla maddi ve manevi kazancı sağlayacak olan işletme modelini uygulamaktır… Ancak Avni Aker tarihi başarılara imza atılan alan olduğu için, yapılan bahçede göstermelik değil, daha belirgin bir şekilde “futbol mabedi” kimliğiyle halka sunulmalıydı
”Kendinden önce kulübü düşünen kişiler yönetici olmalı”
Ahmet Ağaoğlu’nun başkanlıktaki ilk günlerinde onun yönetiminde beraber çalıştınız. O günden bugüne yönetim içerisinde bazı problemler yaşandığı biliniyor. Trabzonspor’un mevcut yönetimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Son 1 sene içerisinde 3 farklı teknik direktörle çalışıldı.
Bir kulübün başkanı, yönetimi önce o günkü bütçesini, kulüp politikasını ve hedefini iyi bilecek.. Belirlediği programı taraftarlarıyla seçim öncesi ve sonrası paylaşacak. Takımın hedefi, ekonomik çözümler, sosyal projeler, gelecekle ilgili planlar vs.. bir yılda hiç bir planın, projen olmadan sık sık hoca değiştirirsen, kulübü değil sadece kendini kurtarır, taraftarı oyalarsın.. Özetle; kendinden önce kulübü düşünen kişiler yönetici olmalı. Bu anlayıştaki yöneticiler hata yapsalar bile kulübe zarar verecek yanlışları yapmaz, yapamaz.
”Başkan adaylığı kararı tek başıma alacağım bir karar değil”
Aralık 2021’de Trabzonspor’da yine bir başkanlık seçimi olacak. Trabzonspor’da farklı zamanlarda farklı görevlerde bulunmuş bir isim olarak siz aday olmayı düşünüyor musunuz? Düşünmüyorsanız Trabzonspor başkanlığına yakışacağını düşündüğünüz, aday olması halinde destekleyeceğiniz bir isim var mı?
Her seçimin kendi döneminde doğrusu ve mantığı vardır. Koşullar nedir, ihtiyaçlar nedir, adaylar kimdir, taahhütleri nedir? Seçildikten sonra bu sözlerinin gereğini yerine getiriyorlar mı? Buna bakmak lazım. Ancak her dönem için en önemli kriter seçilecek başkanın camiayı tanıması, spor yöneticiliğini bilmesi, sözüne güvenilir biri olması ve üstlendiği görevi, makamı hazmedebilmesidir. Yoksa hem kulübe hem kendine zarar verir, taraftarı üzer.
Başkan olmadan önce bu kulüpte görev yaparak hem kendinin camiayı, hem camianın onu tanıması başkan olacak kişi için, işin ideali gibi görünüyor. Başkan adayı kriterlerim bunlardır. Benim aday olup olmamam günün koşullarıyla ve camianın genel eğilimiyle ilgilidir. Demek istediğim bu benim tek başıma alacağım karar değildir.
”Malatya maçında yaşananlar tarihe geçti”
Trabzonspor’da asbaşkanlık yaptığınız son dönemde Malatya deplasmanından alından farklı yenilgi sonrası birtakım kararlar alındı. O karşılaşma sonrasında neler yaşandı? Ünal Karaman’ın istifa ettiği ve sizin bunu engellediğinize dair haberler vardı.
Malatya maçında yaşananlar da, bunların çözümü de, sonuçları da bu kulübün tarihine geçecek çok önemli olaylardı. Hiç beklenmeyen ve herkesi şok eden bu skor sonrasında yönetenleri radikal önlemler almaya mecbur bırakarak kulübü çok daha büyük zararlardan kurtardı, doğru yola soktu..
”Onur ve Burak’ın kadro dışı bırakılmasını Ünal Hoca İstemişti”
Yine aynı karşılaşma sonrasında takımın iki kaptanı Onur Kıvrak ve Burak Yılmaz kadro dışı bırakıldı ki bu doğru bir hamle olarak kabul edildi. Bu iki oyuncunun kadro dışı bırakılma sürecinde neler yaşandı? Bu karar hocanın raporu doğrultusunda mı alındı yoksa tamamen yönetim kararı mıydı?
Bu konuda tabii ki öneri, sorumlu ve yetkili olan hocadan geldi. Yönetim de bu karara oy birliği ile destek verdi.
”Ünal Karaman’ın ayrılış süreci Türk futbol tarihine geçecek kara mizahtır”
Trabzonspor’da geçen sezon yaşanan ayrılığı nasıl değerlendirirsiniz. Ünal Karaman ile sürpriz şekilde yollar ayrıldı ki kamuoyuna göre yönetim hatalı davrandı. Ünal Karaman kalsaydı Trabzonspor, sezonu şampiyon olarak tamamlayabilirdi. Hem Ahmet Ağaoğlu’nu hem de Ünal Karaman’ı yakından tanıyan bir isim olarak siz bu ayrılık hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ünal Karaman’ın ayrılış süreci Türk futbol tarihine geçecek kara mizahtır… Rakiplerinden 9 puan öndeki bir takımın hocası, kendi isteği olmadan, bir skandal, bir yüz kızartıcı olay örneğin bir şike hadisesi olmadan şayet görevden alınıyorsa ve bu konudaki açıklamayı da hiç görevi ve sorumluluğu olmayan Divan Başkanı yapıyorsa bunu Trabzonspor sevenlerinin, taraftarlarının enine boyuna değerlendirmesi gerekir…. Tuz kokmuştur.
Geçmişten bugüne Transfer edilen bir çok yabancı futbolcu oldu. Bu futbolcular kulüpten ayrıldıktan sonra TS elçisi gibi bulundukları ülkelerde scout olarak görevlendirilmesi gibi bir düşünce var mı ya da yapıldı mı?
Takımdan ayrılan yerli- yabancı hoca ve oyuncularla ayrılığı iyi organize etmeliyiz. Sonradan ilişkiyi kesmeyip diyalog içinde olmalıyız. Bunun anlatılmaz faydaları olacaktır. Bugüne kadar yaşanmış bir çok olumlu örnekleri de vardır.
”Alt yapıya sözde değil özde değer vermek gerekir”
Taraftarların şampiyonluk ve başarı konusundaki hayal kırıklıkları TS yönetimini nasıl etkiler? Taraftarlar başarısızlığı Trabzonspor’un özünden uzaklaşmasına bağlamakta, bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Verilen sözler, taahhütler yerine getirilmezken, yakın geçmişte, borcu daha az, maliyeti daha düşük bir kadroyla ligi ikinci bitirdiği halde başarısız sayılan bugün dördüncülüğü başarı gibi sunulan borcu katlanmış kulüp, dolayısıyla yönetimi için nasıl “başarılıdır” diyebiliriz? Üstelik başarıyı kovalarken büyük ihtiyaç duyacağı kaliteli oyuncularını satarak ya da göndererek elden çıkarmışken! Öze dönüş girişimlerinin biraz da kendiliğinden oldukça önemli mesafe kat ettiği dönemde alt yapıdan gelen oyuncularının bazılarını sadece para kaynağı olarak görmekle, bazılarını da kolayca harcama yoluna gitmekle öze dönüş olmaz. Şimdi bakın üçüncülüğün imkanı yokken, dördüncülük garantiyken, alt yapı oyuncularına gençlere hiç şans verilmedi. Demem odur ki; alt yapıya sözde değil özde değer vermek, sahip çıkmak, yatırım yapmak gerekir. 1461 Trabzon’un küme düşürülürken, “alt yapıya önem veriyoruz” demek şayet mizah amaçlı bir söylem değilse, vahim bir aldatmaca, bir kandırmacadır….