İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada karar çıktı. İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi, Ekrem İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada karar çıktı.
İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi, Ekrem İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi. Mahkeme, İmamoğlu hakkında TCK’nin “belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” konusunu içeren 53. maddesinin uygulanmasına da hükmetti.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun çağrısının ardından binlerce yurttaş Saraçhane’de toplandı. Miting sırasında “Hak, hukuk, adalet” ve “Hükümet istifa sloganları” atıldı. İYİ Parti lideri Meral Akşener ve İmamoğlu burada birlikte açıklamalarda bulundu. Akşener, “Bu şarkı burada bitmez” dedi.
EKREM İMAMOĞLU: BİZİ MAHKUM ETMEYE KALKANLARI SANDIKTA PİŞMAN EDECEĞİZ
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezasına ilişkin, “Bizi mahkum etmeye kalkanları pişman edeceğiz. Nerede edeceğiz? Sandıkta edeceğiz. Onlar, bizi germek, kızdırmak, öfkelendirmek istiyorlar ama biz ne yapacağız biliyor musunuz? Bizim 2023 ideallerimiz var. Hep birlikte omuz omuza, gece gündüz çalışacağız. Milletimizi aydınlık günlere taşımak adına 2023 yılında, seçimlerde, bu ülkenin üstüne çökmeye çalışan zihniyeti hep birlikte göndereceğiz” dedi. Tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini anımsatan İmamoğlu, “İstanbul’da büyük bir irade ortaya koydunuz. 6 Mayıs’ta seçimi iptal ettiler, tokadı misli misli attınız ama doymadılar, doymadılar, doyamadılar. Bugünkü davada verdikleri ceza, ortaya koydukları irade, çirkin bir sonuçtur” diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davanın bugün yapılan duruşması sırasında, İstanbulluları Saraçhane Meydanı’na çağırmıştı. İmamoğlu, mahkemenin 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası vermesi üzerine, kendisini İstanbul Büyük Belediyesi’nin Saraçhane binasının önünde bekleyen İstanbullulara seslendi. İmamoğlu’na, halka hitap etmek için çıktığı otobüsün üstünde, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da eşlik etti. İmamoğlu, konuşması sırasında, belediyenin önündeki caddenin trafiğe kapatılmamasına da tepki gösterdi. İmamoğlu, şunları söyledi:
“Saraçhane’ye, evinize hoş geldiniz. İstanbullular, ‘İstanbul kimin’ demiştik? Sizin, sizin, 16 milyon İstanbullunun. Hangi çılgın, sizin, millete ait herhangi bir sürecin önüne set kurabilirmiş? Hangi çılgın, zincir vurabilirmiş? Hiç kimse, hiç kimse vuramaz. Bu akşam biriz, birlikteyiz. Yarın, çoğalarak daha fazla bir arada olacağız, daha fazla birlikte olacağız. Şimdi, birlik ve beraberliğimizin güzel bir anını bu akşam başlatıyoruz, yarın çok daha büyüyecek. Genel başkanlarımız burada olacak, hep birlikte olacağız.
“YARIN HALKIMIZI BURAYA DAVET EDECEĞİZ. ÖNÜMÜZDEKİ AYDINLIK GÜNLERE BİRLİKTE BAKACAĞIZ”
Bu akşam burada buluşmamızın temel sebebi, yaşadığımız büyük hukuksuzluk. Biz, hayatımızda aklımıza gelmeyecek şeyleri yaşıyoruz. Bu akşam, saygıdeğer Genel Başkan’ımız bizim beraber, duygularını paylaştı. Değerli Genel Başkan’ım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, beni aradı ve yarın Altılı Masa’nın liderleriyle birlikte yine İstanbulluların evinde bir arada olacağız. Zamanını sizinle paylaşacağım. Yarın, halkımızı buraya davet edeceğiz. Önümüzdeki aydınlık günlere birlikte bakacağız.
“BU DAVA, MİLLET İRADESİYLE KAVGA EDEREK BU SÜRECİ BİR AVUÇ İNSANIN İSTEDİĞİ YÖRÜNGEYE OTURTMAK İSTEYENLERİN ORTAYA KOYDUĞU İRADEYİ YÖNETEN BİR DAVADIR”
Bu dava, Türkiye’nin düştüğü durumun özetidir. Bu dava, ülkeye adalet ve demokrasi gibi en ulvi değerleri getirmek istemeyen insanların yönettiği davadır. Hatta ‘Devlet biziz, millet biziz, her şeyin sahibi biziz’ diyen insanların utanmaz bir şekilde süreci etki altına alıp karar verdikleri bir davadır. Hukuku yok sayarak, millet iradesiyle kavga ederek bu süreci bir avuç insanın istediği yörüngeye oturtmak isteyenlerin ortaya koyduğu iradeyi yöneten bir davadır. Keşke bu dava bir hukuk davası olsaydı, adalet önünde bir yargılanma süreci olsaydı. Aslında bu dava, ‘bozuk düzen’ diye tarifleyeceğimiz bir davadır. Aldıkları her karar kendi çıkarları için.
“MİLLETİMİZİN YAŞADIĞI ZORLUKLAR, YOKSULLAŞMASI, EĞİTİMDEN ADALETE BİRÇOK SORUNUN ÜSTÜNÜ KAPATMAK İÇİN ORTAYA KOYDUKLARI ÇİRKİN BİR İRADE SÜRECİNİN SONUCUDUR”
Milletimizin yaşadığı zorluklar, yoksullaşması, eğitimden adalete birçok sorunun üstünü kapatmak için ortaya koydukları çirkin bir irade sürecinin sonucudur. Çocuklarımızın gelecekle ilgili umudunun kalmadığı bir ortamda, ortaya sudan sebeplerle, uydurma gerekçelerle dava üreterek, hukuku da zedeleyerek hepimizi yaralayan bir süreçtir bugün yaşadığımız dava.
“6 MAYIS’TA SEÇİMİ İPTAL ETTİLER, TOKADI MİSLİ MİSLİ ATTINIZ AMA DOYMADILAR, DOYMADILAR, DOYAMADILAR”
Bu bozuk düzen, aslında 31 Mart gecesi Anadolu Ajansı üzerinden o verileri kapatıp seçimi elimizden almaya cesaret ettikleri gün başlamıştır. Hukuka karşı, demokrasiye karşı asla ve asla mücadele edemeyecekler. İstanbul’da büyük bir irade ortaya koydunuz. 6 Mayıs’ta seçimi iptal ettiler, tokadı misli misli attınız ama doymadılar, doymadılar, doyamadılar. Bugünkü davada verdikleri ceza, ortaya koydukları irade, çirkin bir sonuçtur.
Okuyacağım şeyi dinleyin; ‘Görüyoruz ki yargı gerçekten bağımsız değil. Böylece, yargının işleyişine adalet ilkelerinin değil, siyasetin egemen olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Siyasi rakiplerimiz, güç ve çıkar odakları, seçim sandıklarında karşımızda duramayacaklarını, önümüzü kesemeyeceklerini iyiden iyiye anlamış olmalılar ki böyle bir yola başvurdular. Bu yol, yanlış bir yoldur. Çünkü adalet, gün gelecek, yargıyı siyasallaştıranlara da lazım olacaktır.’
“O GÜN ‘MİLLET’ DİYE YOLA ÇIKANLAR, BUGÜN ‘MİLLET BİZİZ’ DİYORLAR, ‘DEVLET BİZİM’ DİYORLAR AMA SONUÇ ALAMAYACAKLAR”
Ne kadar doğru cümleler değil mi? Ben de öyle düşünüyorum. Yahu bu kararı aldıran zat, bu sözler senin değil mi? Bu sözler, bu belediyenin başkanı iken sizinle ilgili alınan bu kararla ilgili yaptığınız konuşmanın cümleleri bunlar. Görüyorsunuz değil mi? Nereden nereye? O gün ‘Millet’ diye yola çıkanlar, bugün ‘Millet biziz’ diyorlar, ‘Devlet bizim’ diyorlar ama sonuç alamayacaklar. Bu sabahki umudum bir ise şu anki umudun bin, bin, bin.
Bakın, bugün milletin canı yanmış, on binlerce insan burada. Bakın, şurada bile bozuk düzen, benim emniyet mensubu kardeşlerimi zor durumda bırakıyorlar. Yolu kapatmıyorlar. Ne için biliyor musunuz? Buraya gelenler zor durumda kalsın diye.
“BU ÜLKENİN ADALETE, VİCADANA, UMUDA İHTİYACI VAR”
Yarın, yine burada olacağız. Sizleri davet edeceğiz ve dertleşeceğiz. Başta CHP Genel Başkanı’mız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, çok kıymetli Genel Başkan’ımız İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve diğer partilerin liderleriyle birlikte, bize eşlik edenlerle mücadele edeceğiz. Bu ülkenin adalete, vicdana, umuda ihtiyacı var.
“BİZİ MAHKUM ETMEYE KALKANLARI SANDIKTA PİŞMAN EDECEĞİZ”
Bütün şehirlere sesleniyorum. Niye biliyor musunuz? Bugün burada yaşatılan şey, ülkemizin her yerinde insanlarımıza yaşatılabilir. Bizi mahkum etmeye kalkanları pişman edeceğiz. Nerede edeceğiz? Sandıkta edeceğiz. Onlar, bizi germek, kızdırmak, öfkelendirmek istiyorlar ama biz ne yapacağız biliyor musunuz? Bizim 2023 ideallerimiz var. Hep birlikte omuz omuza, gece gündüz çalışacağız. Milletimizi aydınlık günlere taşımak adına 2023 yılında, seçimlerde, bu ülkenin üstüne çökmeye çalışan zihniyeti hep birlikte göndereceğiz. Size net olarak söyleyeyim. Bakın, bizi yıldırmak isteyenlere buradan söyleyeyim; aradan 3,5 sene geçmiş olabilir ama benim hâlâ gençliğim var. Hâlâ umudumuz yüksek. Dediğim gibi; milyonlarca, ceketini çıkarıp kollarını sıvayacak Türk milleti var. Adalete susamış Türk milleti var.”
