RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programına konuk olan İBB İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan, gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İBB Teftiş Kurulu’nun önceki döneme ait usulsüzlükler, yolsuzluklar ve israfı soruşturduğu 50 dosyaya yönelik açıklamalarda da bulunan Özkan,
“AKP, ülkeyi Darül Harp olarak görüyor, yolsuzlukla elde ettiklerini de savaş ganimeti sayıyor, helal kazanç olarak nitelendiriyor. Ona uygun fetva verecek hocaları da var” dedi.
Dosyalardaki kamu zararı 13 milyar TL civarında gözükse de aslında usülsüzlüğün boyutunun çok daha büyük olduğunun altını çizen Özkan, belediye kaynaklarının AKP döneminde tamamen tarumar edildiğini söyledi.
İBB İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan, Seyir Hali programında Ali Çağatay’ın sorularını yanıtladı.
İbrahim Özkan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
– İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) önceki dönemde yapılan usulsüzlük iddialarına ilişkin İBB teftiş kurulu inceleme başlattı. Durum basına yansıyınca “Biz araştırırız” diyerek dosyaları devralan İçişleri Bakanlığı, bu dosyalara yönelik bugüne kadar hiç bir işlem başlatmadı, hiçbir dava açılmadı.
-Mayıs ayı meclisi konuşmamda yeniden hatırlattığım, Başakşehir’de ulaşımı askeriyenin içinden geçen ve hiçbir fonksiyonu olmayan 22 bin 251 metrekarelik bir araziyi bir vatandaştan 13 milyon 396 bin dolara satın almışlar. Bugün Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ekspertizlerine yaptırılan tespite göre o yerin bugünkü değeri 1 milyon 892 bin dolar. Yani belediyeyi yaklaşık 12 milyon dolar dolandırmışlar.Belediyenin ne işi olur böyle bir araziyle? Bunlar usulsüz, belediye kaynaklarının tamamen tarumar edilmesi. Ve maalesef bunlar görevi devr aldığımızdan beri hep karşılaştığımız konular…
-AKP döneminde 2016 yılında Kiptaş, Başakşehir’de 300 milyon TL’ye arsa satın almış. O kadar enteresan ki; ahlaksızca, fütursuzca, KİPTAŞ maketi bile hazırken burayı yeşil alana çevirdiler. İBB Meclisinde AKP ve MHP üyelerinin bulunduğu Cumhur İttifakı çoğunlukta; AKP grubunun teklifi ve oylarıyla bu yer “yeşil alan” ilan edildi. Çıktılar hiçbir utanma, arlanma olmadan da şunu söylediler:
“İstanbul’a yeni yeşil alan kazandırdık.”
-AKP’nin iktidara gelişinde 3Y (Yasaklar- Yolsuzluk ve Yoksulluk) felsefesi vardı. Bunlar bugün zirve yaptı. Din eksenli siyasal islamın temsilcisi olduklarını söyleyenlerin, camiler üzerindeki yolsuzluğunu da anlatayım;
Selatin Camileri var biliyorsunuz. Bir usulsüzlük de AKP’li İBB’nin “Selatin Camilerinin İbadete Hazır Halde Bulundurulması Hizmet Alımı” ihalesinde ortaya çıktı. Bizim yaptığımız çalışmalarda yaklaşık 36 milyon TL çıkan bir maliyet var. İhaleler yaklaşık maliyetlere göre çıkartılır. Ama maalesef bu ihaleyi 105 milyon maliyet çıkaran şirkete vermiş, sözleşmeyi de 99 milyona yapmışlar. İhaleye giren firmalar aynı firmalar, sadece unvanları değişik. Öyle enteresan fiyatları var ki; aralarında metrekarede sıfır kuruşlar var.Danışıklı bir çalışma olduğu belli! Burada belediyeyi 67 milyon 307 bin TL zarara uğratmışlar.
“NE TÜRKÇE ANLIYORLAR NE DE ALLAH KELAMI DİNLİYORLAR”
– Ülkeyi AKP Dar-ül Harp olarak görüyor, yolsuzlukla elde ettiklerini de savaş ganimeti sayıyor, helal kazanç olarak nitelendiriyorlar. Ona uygun fetva verecek hocaları da var. Ben İBB Meclis Kürsüsü’nde birçok kez bunları dillendirdim. Benim hafız olmamı,iyi derecede Arapça bilmemi ti’ye almaya kalktılar. “Siz Türkçe anlamıyorsunuz, ben size Allah’ın kelamıyla mukabele edeyim, siz de bu hükümlere uyun” dedim. Hatta israfla ilgili bir ayeti hatırlattığımda, İBB AK Parti Grup Başkanvekili Tevfik Göksu bey, “ayetler sizin ağzınıza yakışmıyor” dedi.
Aynı gün Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Mansur Yavaş da bu konuyla ilgili bir konuşma yapmış, kendilerini Allah’ın yerine koymamaları konusunda uyarmıştı AKP’li meclis üyelerini…Maalesef ülke bu halde.
-İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu biliyorsunuz 17 gün gecikmeli mazbata alabildi. MEDYA A.Ş.’nin bir ihalesi oluyor. İhalenin ikinci hak edişini, faturayı sayın İmamoğlu’nun mazbatayı aldığı tarihte yapıyorlar, faturayı kesiyorlar. Ödeme ise sayın valinin kayyum olduğu dönemde yapılıyor.
Bunun gibi o kadar fazla örnekleri var ki; mesela İBB’nin üzerindeki ağır yüklerden biri de Çamlıca Cami. Burası yaklaşık 290 milyon dolar İBB’ye ek maliyeti var. İBB cami için aydınlatmadan temizliğe, güvenlikten bakım ve onarıma kadar toplam 290 milyon 601 bin 510 dolar harcadı. Bugünün parasıyla yaklaşık 2,5 milyar liralık bir rakamdan bahsediyoruz.
Durdurulmuş olan 10 metronun bile İBB’ye yaklaşık 10 küsur milyar lira maliyeti oluştu.
“YOLSUZLUKLAR DİZ BOYU; ONLARIN TEK DERDİ KANAL İSTANBUL”
-Ülkenin Cumhurbaşkanı İstanbul’u dert ediniyor ve grup konuşmalarında bile İstanbul’u konuşuyor. Sancaktepe-Yenidoğan’da Cumhurbaşkanlığı Yatırımlar Başkanlığı tarafından onay verilmeyen bir hattı, 2-3 yılı geçmiş 4. yıla dönüyor.
Çökme riski var, yol kapalı. Ben de o bölgenin meclis üyesiyim aynı zamanda.
Hazine onay vermediği halde bir kara propagandaya başladılar “metroları dolduruyorsunuz” diye. Metroların doldurulduğu falan yok.
Bugün 10 metroda birden çalışma olan dünyadaki tek şehir İstanbul.
-İBB’nin yaşadığı durumu anlatacak çok önemli bir detayı da vereyim:
İller Bankasından şehirlerin payları ay sonu gönderilir. İlk defa 23 haziran öncesi bu pay gönderiliyor ve 15 günde bu paraları harcıyorlar. İştirakleriyle beraber aylık yaklaşık 1 milyar ödemeleri varken, biz kasayı teslim aldığımızda kasada 7 milyon TL vardı. Ambara fare girmiş misali böyle bir durumla karşılaştık.
Sayın Ekrem İmamoğlu İBB’de çok büyük bir mücadele veriyor. İnanılmaz bir eforla çalışıyor. Biz de Millet İttifakı’nın bir parçası olarak sayın başkanın sürekli yanındayız. Ve bu durumu görünce gerçekten İstanbul adına üzülüyoruz
-Öyle enteresan işler olmuş ki: İhale hazırlanırken bir plan, projesi olur
Planı projesi olmayan ihaleler yapılmış, ödemeler yapılmamış müteahhitler perişan,
vatandaş almış ihaleyi “köprülü kavşak yapacaksın” demişler sonra da “ biz vazgeçtik oradan, sen git Şile’deki limanı yap” demişler. Vatandaş gitmiş oradaki limanı yapmış şimdi yönetim değişmiş, vatandaş derdini anlatamıyor.
-Dosyaların incelenmesine yakın dönemden başlandı. Mevlüt Uysal ve Kadir Topbaş dönemi. Henüz Recep Tayyip Erdoğan dönemine gelinmedi. 50’ye yakın dosya var ve birçoğu için valilik izni gerekiyor. Valilik izin vermiyor, yargı işlem yapmıyor tamamen durdurulmuş bir süreç. Bu kadar iddia varken hiçbir iddianın araştırılmaması ülkedeki durumu gösteriyor. Tam da Karakuşi Kadı hikayesindeki gibi yani kimi kime şikayet edeceksiniz. Bu ülkede hükümet değişmeden bundan hiçbir netice alma şansımız yok maalesef..
Mesela; Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu bey, AK Parti döneminin İBB Genel Sekreter Yardımcısı, ihale ve harcama yetkilisi. Bu ihalelerin hepsinin altında imzası var ama hiçbir şey yapamıyorsunuz maalesef. Soruşturma izni alamıyorsunuz. Sadece bunları duyurmakla, halkı bilinçlendirmekle mükellefiz. İnanılmaz derecede usulsüzlük ve kamu kaynaklarının heder edilmesi durumu mevcut. Ve tüm bu usulsüzlükler delilli, belgeli, ispatlı…
-Onların tek dertleri, İstanbul’u, Marmara’yı büyük bir çevre felaketine sürükleyecek Kanal istanbul, başka hiçbir dertleri yok.
Sürekli gündem değiştirme peşindeler ama asıl gündem bu usulsüzlükler, kamu kaynaklarının heder edilmesi ve yolsuzluklar…
-Gelişmiş ülkelerde temiz eller operasyonunu savcılar başlatır bizde temiz eller operasyonunu illegal işlerle daha önce anılan insanlar başlatmaya çalışıyor. Buna rağmen maalesef ülkenin savcıları görmedim, duymadım, bilmiyorum rolünü oynuyorlar. Başında Cumhuriyet olan savcılık makamının cesur olması ve bu iddiaları derhal araştırması gerekir.