İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, FOX TV ekranlarında İsmail Küçükkaya’ya konuk oldu.
Demokrasi Meydanı’nda soruları yanıtlayan İmamoğlu, Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının görüldüğü 11 Mart’tan 19 Kasım’a kadar bulaşıcı hastalıktan hayatını kaybeden toplam kişi sayısını da açıkladı.
“3 haftalık kapanma yapmalıyız”
Acilen 3 haftalık kapanma yapmalıyız çağrısını tekrar eden İmamoğlu, İstanbul’da Mart ayından 19 Kasım’a kadar bulaşıcı hastalıktan vefat eden kişi sayısının 10 bin 681 olduğunu söyledi.
Salgının çok hızlı büyüdüğünü ifade eden İmamoğlu, “HES ugulaması var. Vali, bakan haksız bulmuyor. Otobüslerde uygulama yapalım, hasta bilgisini verin sistemden iptal edelim, diye. Yok kişisel verilerin paylaşmayız, diyorlar. Ben devletin parçasıyım. Otobüse bindikten bir gün sonra yollasam bilgiyi ne olur?” dedi.
İstanbul Valisine de seslenen İBB Başkanı, Cuma namazları ile ilgili mutlaka tedbir alınması gerektiğini belirtti.
İmamoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları:
- Tam kapanma olmadığı sürece sınırlı tedbirler daha ciddi sorunlar doğurabilir.
- Sağlık Bakanının bu sayı işine hararetle sarılmasına üzülüyorum. Bunu yapmasın. Dünkü vefat sayısı İstanbul tarihinin en yüksek vefatı diyorum. Bizim verilerimizle yarışmayı bıraksın. 3 hafta kapanma yapsın. Biz minnet duyacağız kendisine.”
- Bakın bizim verilerimize göre İstanbul’da 17 Kasım’daki toplam vefat sayısı 410. Aynı gün bulaşıcı hastalıktan vefat sayısı 164. 18 Kasım’da vefat sayısı 424, 167 hastalık sayısı. Dün toplam vefat sayısı 441’e ulaştı. Bulaşıcı hastalıktan 180 kişi öldü.
- Bizim bulaşıcı hastalıktan 19 Kasım itibariyle ulaştığımız toplam sayı 10 bin 681.
Soruşturma ile İlgili Konuştu
Kanal İstanbul söylemler ile hakkında soruşturma başlatılan İmamoğlu, konuyu şöyle değerlendirdi:
“Cuma günü bana soruşturma yazısı geldi. Okuduğumda dehşete düştüm. Sayın Meral Akşener’e duyarlılığı için çok teşekkür ediyorum. Cuma günü ben bu yazıyı aldıktan sonra benim sayın Akşener’e bir ziyaretim oldu, çok üzüntülüydüm kendilerine bahsettim. Dehşet içindeydim. İdare bütünlüğünü bozucu eylemde bulunduğumu iddia ediyor müfettiş. Tam 1 sayfa, bölücü devlet otoritesi tanımaz benimle ilgili imada bulunuyor. Hadi oradan sen kimsin ya? Bölücülük yapan kendisi. Bazıları ortaya çıkıp diyecek ki bölücülük yok, algı yapıyor falan… Geçin bu işleri. Kanal İstanbul projesi, bir seçim projesidir. Adı da çılgın proje. Tam 9 yıl sonra tartışmalı bir ÇED raporuyla gündeme geldi. ÇED raporuna ben dahil on binlerce İstanbullu vatandaş itiraz başvurusu yaptı.”