1969 yılından beri aralıklarla,
1998’den beri de aralıksız yaşadığım şehir olan Ankara adeta yanıyor.
Bugün 20 Temmuz 2021.
Gölgede hava sıcaklığı 41 derece.
Balkonda oturmuş Hasan İzzettin DİNAMO’nun Kutsal İsyan adlı kitabını okuyorum.
Saat 15 civarı.
Karşımda Pir Sultan Abdal İlkokulu.
Okulun bahçesi göz hizamda.
Hem de 8. katta oturmama rağmen.
Görme alanım içinde geniş bir parkımız var.
Zaman zaman o parkın içinde yürüyüş yapıyorum.
Bazen 5,
Bazen 10 bin adım yürüyerek.
Kışın parkımızda tilki bile şov yaparken,
Kanatlı hayvanlardan başlıcaları;
Saksağan,
Serçe,
Güvercin,
Karatavuk,
Sığırcık ve mevsimine göre diğer kuşlar.
Ama yaz başında gelen kanarya kuşlarını izlemek en büyük zevkim.
Zira yürüyüş parkının her iki tarafındaki akasya ağaçlarının oluşturduğu adeta tünel içinde gösteri yapan kanaryalar.
Sesi ile doyumsuz şov yapan bu kuşlar şimdilerde zor durumda.
Site/mahallemiz içindeki önce ev için alınıp,
Sonra sokağa bırakılan başıboş köpekler,
Yaşadığım apartmanın bize bakan yamacında, zaten eğim nedeniyle zor büyüyen çam ağaçlarının altını öyle bir ovmuş ki, adeta tünel yaparak bu sıcaktan, kendilerine sığınak yapmışlar.
Tünelden boşalttıkları toprağı da sokağa boşaltıvermişler.
Bağlı olduğumuz Etimesgut Belediyesi personeli de buradan geçmekte,
Adeta kör,
Ya da şaşı gibi buraya bakmaktadırlar.
İşte bu hayvanların halen burada yaşayanları bir araya toplanmış,
Bir ağaç gölgesine sığınmış,
Ağızları açık,
Dilleri dışarda bugün.
41 derecede yaşıyoruz abi.
Ankara da klima istiyor abi!
Pandemi nedeniyle sokağa çıkamadığım günleri anımsıyorum.
Tatil beldelerine gitmemiş olsaydı mahalle halkımız, bu sıcakta evine kapanmak zorunda kalacaktı bugün.
O nedenle yanıyoruz abi!