(SÖZ; Metin YURTBAŞI’nın, Atasözleri Sözlüğü. S: 245. 2012. İstanbul) kitabından alınmıştır.
Bu söz çok anlamlı,
Çok önemlidir.
Tek şartı var; insanın gönlünde olmak,
Ya da insan gönlüne girmek.
Bu evlat olabilir,
Torun olabilir,
Sevgili olabilir.
Kısaca bir canlı olabilir.
Geçen hafta değerli dostum,
Kıymetli gönüldaşım, Mustafa ÖNSEL buna en güzel örnek olarak gösterilebilir.
Bir babanın gönül erinin,
O kişinin başının üstünde yeri olması buna örnektir.
Daha 23 yaşında,
Hayatının muradında,
Belli bir başarıyı yakalamış,
Başarılarını gerek ailesine ki başta anne ve babasına ispat etmiş,
Dostlarına,
Yakınlarına,
Onu yetiştiren hocalarına ispat etmiş,
Yaşı 23 olan bir delikanlının ölümü.
Yaka,
Yıka,
Kıra,
Döke gitti adeta.
Tekrar başsağlığı ve sabır dileklerimle bir gönül erine vurgu yapmak istedim.
Elbette gönül erlerini sayarken sevgiliden de söz etmek gerekir.
Öyle bir sevgili ki, yeri geldiğinde,
Zamanı oluştuğunda en önemli gönül eri olabilir.
Gönül ise başlı başına bir sorundur.
İçi okunmaz,
Elinde sopası yok,
Etkileme gücü yalnızca taşıyana aittir.
Böyle bir gücün yaptırımlarını düşünmek de elbette önemli.
Yakıp,
Yıkmadan,
Kırıp dökmeden dingin ve sabırlı olabilmek de ayrı bir güçtür.
Sabır,
Selamet ve
Sanırım gözyaşı bunları geçiştirmenin en kolay yoludur.