Ayşe Sula Köseoğlu’nu mumla aramak!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Trabzon’da 5 yerel gazete, ilçelerde 4 tane haftalık gazete, hatırı sayılır 6-7 okuru bol internet haber sitesi, haber ve programlarıyla ön planda olan Rize’nin TV’si Çay TV’nin Trabzon temsilciği ve 2 tane daha uyduda kanal var. Türkiye’de basın, maalesef gelinen ve getirilen noktada tarafsızlığını kaybetmiş ve güç odaklarına teslim olmak zorunda kalmıştır.

Trabzon’da da böyledir, Adana’da da, Diyarbakır’da, İzmir’de, Hatay’da da…

Aksini iddia eden varsa gelsin, tartışalım.

Bu durum gazete sahiplerinin ve gazetecilerin eseri değil.

Maalesef meslekle ilgili uygulanan yanlış politikaların neticesidir.

Güven kaybeden mesleklerin başında gazetecilik geldiği gibi, en fazla işsizliğin yaşandığı sektörlerin başında da yine gazetecilik geliyor.

Elbette halen tarafsızlığını koruyarak, ekonomik ve ötekileştirilme kaygıları gölgesinde kamu adına objektif gazetecilik yapmak için büyük mücadele vermek zorunda kalan saygın meslektaşlarımız da var. Elbette aynı kaygılar nedeniyle deveyi güdemeyip, diyardan giden gazetecilerimiz var.

Meslek onurunu korumaya çalışan gazetecilerin sayıları fazla olsa bile ekonomik olarak rekabete ayak uyduracak kadar güçlü değiller.

AVM’ler karşısındaki, mahalle esnafı gibiler… Belki daha güvenilir, belki daha sağlam ama yalnız ve güçsüzler…

Geçenlerde Trabzon’daki gazeteler içinde muhalif ses olarak bilinen Kuzey Ekspres Gazetesi’nin satışı gerçekleşti. Şimdi Trabzon’daki bazı muhalif isimler, bu satışla ilgili şöyle bir endişe taşıdıklarını dile getiriyorlar; “Gazete yayın politikasını değiştirecek, o da artık belirli bir güce hizmet edecek…”

Bu muhalefetteki isimleri anlamak gerçekten zor.

Gazeteciler güçsüzleştirilip, belirli bir kesime muhtaç haline getirilme sürecinde ne yaptınız?

Kuzey Ekspres’in mevcut ekonomik koşullara rağmen güç bela yayın yaptığını sağır sultan bile duymuştur. Diğer gazetelerin de durumu farklı değil…

Bazılarının sahipleri iş adamı olduğu için Kuzey Ekspres kadar sıkıntı çekmiyorlardır.

3-4 yıldır gazete “ha satıldı, ha satılacak” durumundaydı zaten.

Kaygılı muhalefetin içinde o gazeteyi satın alacak bir ya da bir kaç cengaver yok muydu?

Yoktu demek ki…

Benim de fazlaca emeğim olan Kuzey Ekspres Gazetesi’nin satışı ve yayın politikası konusunda fikrimi soranlara aynen böyle cevap veriyorum. Bu da toplu bir cevap olsun:

Kusura bakmayın; şikayet etmeye, kaygı duymaya pek hakkınız yok.

Bugün Sözcü Gazetesi, Türkiye’de en çok satan gazete…

Bunun nedeni ile ilgili herkesin bir fikri vardır.

Neden Trabzon’un bir Sözcü Gazetesi yok?

Olamaz mıydı?

Olmadıysa bu kimin kabahati?

Eleştiri yapan muhalefet kesimin, önce bu soruyu kendilerine sormaları gerektiğini düşünüyorum…

AYŞE SULA KÖSEOĞLU’NU MUMLA ARAMAK

Trabzon’un Cumhuriyet döneminde kadın milletvekili AK Parti döneminde oldu. Hakkını teslim edelim. Bu ilk kadın milletvekili o dönemki AK Parti Kadın Kolları Başkanı Safiye Seymenoğlu idi.

Safiye Hanım, Bakan Faruk Özak’ın destekleriyle 5. sıradan milletvekili olmuştu. Safiye Hanım’ın Trabzon’da mimarlık ofisi vardı. Trabzon sokaklarında karşılaşırdık. Aktif siyasetin içinde olduğu için de gündemde olan isimlerdendi. Fakat milletvekili seçildikten sonra Ankara’ya yerleşen Safiye Hanım için kayıp ilanı versek yeriydi. Milletvekilliği döneminde son derece pasifti. Sonrasında da hakkında çıkan bir takım iddialar oldu, şimdilerde ne yapar, ne eder bilmiyoruz. Safiye Hanım, Cumhuriyet döneminin ilk kadın milletvekili olarak tarihe geçti o kadar. Bir de güler yüzü ve saygın duruşuyla hatırlıyorum kendisini…

Seymenoğlu’ndan sonra milletvekili koltuğuna Avukat Ayşe Sula Köseoğlu geldi.

Köseoğlu, milletvekilliğinden önce, milletvekilliği döneminde, hem de milletvekilliğinden sonra Trabzon’dan hiç kopmadı. Trabzon gerçeklerinden de kopmadı. İnsanlara üstten bakmadı. Siyasette ve siyaset dışında dünya görüşünün aynı olmadığı kişilere karşı hiç bir zaman ayrıştırıcı ve ötekileştirici söylemlerde bulunmadı. Siyasetin birleştirici gücünü kullanmaya çalıştı.

Köseoğlu’ndan sonra kadın kontenjanından milletvekilliği koltuğuna 3. sıradan AK Parti Kadın Kolları Başkanı Bahar Ayvazoğlu geldi. Bahar Hanım da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun desteğiyle milletvekili oldu. Artık bunlara takılmıyoruz.

Herkes birilerinin desteğiyle bir yerlere geliyor memlekette.

Fakat, Bahar Hanım’ın siyasi üslubuna, paylaşımlarına, meclisteki hallerine, yaptığı açıklamalara takılmamak mümkün değil.

O nasıl bir kin, o nasıl bir öfke, o nasıl bir intikam duygusu Bahar Hanım!!!

Herkes sizin gibi düşünmek zorunda değil Bahar Hanım!

Sizin gibi düşünmeyenlere sürekli hakaret edemezsiniz ve suçlayamazsınız Bahar Hanım!

Yani tamam sizi o koltuğa getiren Bakan Soylu’ya bir vefa borcunuz var.

Her fırsatta yanında olduğunuzu hissettirmeye çalışıyorsunuz ama bunu başkalarını suçlayarak ve ötekileştirerek yapmanız buradan bakınca tuhaf gözüküyor.

Siyasi üslubuna, liyakatine, kişilik ve karakterine baktığımızda Ayşe Sula Köseoğlu gerçekten mumla arıyoruz.

Trabzon’un kadın milletvekili neden var?

Neden AK Parti kadın kontenjanı koyuyor?

Övünüyor bununla AK Parti… Övünmeli de…

Fakat, bunun bir anlamı olmalı değil mi?

Trabzon’daki kadınların sorunlarına çözüm üretiliyor mu?

Pandemi döneminde kaç kadın Trabzon’da işsiz kalmış mesela?

Mart ayından bugüne kadar kadına karşı artan şiddet olaylarının sayısı, nedenleri ve iyileştirilmesi konusunda bir fikriniz var mı?

Köydeki Ayşe teyzenin, Fatma teyzenin ürettiklerini sattığı pazar yerlerinde son durum ne? Geçimlerini sağlayabiliyorlar mı? Bir fikriniz var mı?

Trabzonlu kadınlar yönetim kadrolarında var mı?

Kadın bakış açısının önemi nedir?

Kadın nedir?

Bir fikriniz var mı?

Bir elin parmağını dahi geçmeyen biz kadın gazetecilerin sorunları var mı? Bir kere bile sordunuz mu?

Sadece kadınların sorunları değil elbette kadın milletvekilinin asıl gündeminde çocuklar da olmalı…

Çocuklar ne yapar? Çocuklara ne yapılır?

Haberiniz var mı?

Trabzonluların da binlerce sorunu var.

Fakat Bahar Hanım milletvekili koltuğundan düşünce savaşı ilan etmiş, diğer parti sıralarına bağırıp duruyor…

Ankara’dan Trabzon nasıl görünüyor bilemiyoruz ama Trabzon’dan Ankara hiç güzel görünmüyor maalesef.

Milletin açlıktan, ekonomik dar boğazdan benzin döküp kendisini yakmaya çalıştığı böyle bir dönemde Trabzonlunun şovlarla kaybedeceği vakti yok.

Samimiyetle söylüyorum; yüzünüzü diğer parti sıralarına değil, Trabzon’a dönmenizde her açıdan fayda var.

IRKÇILIK MESELESİ

Bazen istenmeyen olaylar hayırlara vesile olur. Şampiyonlar liginde yaşanan ırkçılık olayına bu açıdan bakıyorum. Türkiye’de ve dünyada ırkçılığın konuşulması ve lanetlenmesi çok önemli.

Fakat ırkçılığı lanetlerken bile ırkçılık yapan bir zihniyet var…

Türk futbolunda ırkçı hareketler deyince ilk akla gelen Emre Belözoğlu’dur.  Başakşehir’de de Belözoğlu’na kucak açılması, şuanda içinde bulunduğumuz durum açısından oldukça manidardır.

“Türk futboluna üstün hizmet ödülü” verdik.

Buradan iyi bir iki yüzlülük dersi çıkar…

Dini, dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun insanlar eşittir.

Bir iyi insan vardır, bir de kötü insan…

Ayşe Sula Köseoğlu’nu mumla aramak!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Vira Trabzon ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!