Şu son yıllarda televizyon serseriliği yapıyorum. Bu pandemi ile başlamadı. Benim gibi devrimcilikten başka bir şey bilmeyen, 30 yılı profesyonel 50 yıldır politikadan başka bir şeyle uğraşmayan biri için anlaşılır bir durum olmasa gerek. Bu notu paylaşırken bile “arkadaşlarım ne der?”in çekincesini taşıyorum.
İlk “Her Yerde Sen”le başladı. İyi bir senaryo değildi. Seyrek de olsa kaliteli diyaloglar vardı ama beni asıl Aybüke Pusat’ın oyunculuğu etkiledi ve rastladıkça izledim ve sevdim.
Tesadüfen Datça’da toplu bir yemekte buluştuğumuz Kadir İnanır’a da söyledim. Birlikte oynadıkları “KAPI” filmini izlemiştim. “Kendini tam vermiyor,” dedi. Bunu yazıyorum çünkü kendisine de söylemiştir diye düşünüyorum. Söylemediyse de, ustasının bir uyarısı olarak alabilir.
Özge Gürel’i’ Bay Yanlış’ ta izledim. Birlikte oynadığı Can Yaman öyle fazla beğendiğim bir oyuncu değil. Burada da diziyi Özge sürüklüyor, o ‘dandik’ senaryoya hayat veriyordu. Özge, son derece sempatik ve harika bir oyunculukla hep “geç bunu” dürtünüzü önlüyor ve sizi ekrana bağlıyor.
Tesadüfen izlediğim Erkenci Kuş’un neredeyse müptelası oldum. Bunu Demet Özdemir’in oyunculuğu sağladı. Biraz da 10 yıl önce yitirdiğim arkadaşım Ayla’dan izler buldum, canlandırdığı karakterde. Naiflik değil ama, hafif sakarlık, açık sözlülük ve dobralık. Farklı olarak Ayla, Demet kadar beceriksiz değil, güzel yemek yapardı.
Demet, burada canlandırdığı karakterle özdeşleşen bir oyunculuğu üstelik de o karakteri sevdirerek yapıyor. Kamera da onu seviyor. Yönetmenin yerleştirdiği ufak tefek hoşluklar da dikkate değer. Kafka ve Cemal Süreya görsellikleri güzeldi de,”Milenaya Mektuplar”ın her cümlesini ezbere bilirim absürtlüğüne lüzum yoktu. Türk filmlerinde bolca izlediğimiz öpüşürken bacağını arkaya kıvırma esprisinin yinelenmesini de Demet akıl etmiş olmalı.
Demet’i “Annem”de de izledim. Çok güzel olabilecek bir senaryo ‘dar’ ele alınmış ve harcanmıştı. Bunda Demet’in bir suçu yok tabii ki.
“Doğduğun Ev Kaderindir”i izleyemiyorum. Aslında senaryo tam benim aradığım türden. Toplumsal sorunlara ayna tutma çabasında ama fazla acıtıyor. Benim açımdan Pandemi dönemine uygun değil. Birkaç dakikadan fazla bakamadım. Yine de Demet’in her rolün üstesinden gelebileceğini gösteriyor.