2015 Yapımı kısa metrajlı Onur Saylak, Doğu Yaşar Akal filmi.
Senaryosunu yine Onur Saylak, Doğu Yaşar Akal ve Hakan Günday birlikte yazmışlar. Yönetmenler, Onur ve Doğu Yaşar’ın ilk sinema filmleri.
Oyuncular: Mustafa Uğurlu, Tuba Büyüküstün, Selim Bayraktar, Muhammet Uzuner, Mavi Mercan
Suriyeli göçmen Omar’ın (Selim Bayraktar) ve kızının bir gününün hikâyesi.
Ülkesinde memur olan Suriyeli mülteci Omar, İstanbul’da dilenci durumuna düşmüştür. Bir yandan da başıboş hayvan yakalayıp Petshop’a satmaktadır.
Petshop sahibi Fahri (Mustafa Uğurlu) ondan yakınlardaki ormandan yılan yakalamasını ister.
Ormanda koşu yapan bir çift, köpeklerini ararken, yılan tarafından sokulan yarı baygın haldeki Omar’a rastlar.
Film, burada başlar ve biter. Bu çiftin rastladıkları ölü mü, baygın mı belli olamayan mülteci karşısındaki şaşkınlığı, ürküntüsü, çaresizliği, korkusu neye tekabül etmektedir.
Ben burada somut mülteci sorunundan ziyade (ki bir yanıyla öyledir) esaslı bir Kapitalizm eleştirisi buldum. Bu sahnelerde bireyin paramparça halini gördüm.
Onur Saylak, şiddetin nesilden nesile aktarılmasından hareketle, bir “fren” mümkün mü sorusunu soruyor. Ve vasatın yüceltilmesine, aklın, kalbin arkaya itilmesine, koca bir yalan balonu yaratılmasına haklı olarak “öfke”sini dile getiriyor.
Onur’a onurlu yolculuğunda başarı diliyor ve devam diyorum.
Film, birçok uluslararası seanslarda gösterilmiş. Berlin’de ve Londra’da ödüller almış.
Tuba Büyüküstün, kısacık rolleriyle “Orman” daki Zeynep, “Daha” daki Ahra olarak hafızalarımızda kalacak ve gelecek kuşaklarca da anılacaktır. Sinema ve toplumsal tarihte parlak bir yeri olacaktır.
Sefirin Kızı’ndaki” Mavi” olarak veya Kara Para Aşk’taki “Elif”adıyla değil, belki bir parça da Zarife ve Gülizar olarak hatırlanacak.
Çağan Irmak’a Babam ve Oğlum filminde, Titrek Hamsi Örgütü kitabımın ilham verdiğini düşündüğüm yaratıda ifadesini bulan (s.120), darbe günü sokakta doğum sahnesi ve bunu canlandıran Aysun’u da bu listeye dahil etmek isterim. Eğer esinlenme doğruysa bundan memnuniyet duyarım. Tuba Büyüküstün de bu rolüyle gurur duyuyordur umarım.
Hayat çok yönlü bir mücadeleyse eğer, sinema bu direnişin en etkin başkaldırı silahıdır.
Bu hatırlatmalarla, aklımızı ve kalbimizi arkaya atmamızı önlemeye bir katkı da ben sunabildiysem, ne mutlu bana…