2010 yapımı bir Yusuf Kurçenli filmi. Yusuf Kurçenli Rize/Çayeli doğumlu olduğu için duyduğumuz sempatinin yanında, imza attığı filmlerle de gönlümüzde taht kurmuştu zaten. Senaryosunu da kendi yazdığı Yüreğine Sor’u izlememişim. Bir kayıpmış gerçekten. Yapımcısı Nesteren Davutoğlu. Ada Ajans’ta çalıştığım kısa dönemden bu ismi anımsıyorum. Yusuf Kurçenli ile evli imiş.
Yaylalarda bulutları elini uzatsan tutacak gibi olursun ya. İşte öyle başlıyor film. Karadeniz manzarasının, müziğinin, horonun hasretini çekenler için ilaç gibi gelecek sahneler bolca var. Karadeniz bölgesinde çekilen birçok film gibi Yüreğine Sor da, yörede çokça bulunan taş köprülerin olduğu Çamlıhemşin köylerinde çekilmiş.
Gramafon Avrat’la adını hafızalarmıza kazıyan Yusuf Kurçenli, izlemediğimi üzülerek öğrendiğim, 12 Mart ve 12 Eylül’ü anlattığı Çözülmeler ile 1994-1995 yıllarında, en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi özgün senaryo dallarında ödüller almış. Karatma Geceleri’yle de ayrıca 9. İstanbul Film Festivali’nde en iyi Türk filmi ödülünün sahibi olmuş .
Tuba Büyüküstün (Esma), Kenan Ece (Mustafa) başroldeler. Ayrıca Ayla Algan, Orhan Alkaya, Şevval Sam bile rol almış. Ne yalan söyleyeyim Tuba Büyüküstün’e Karadenizlilik yakışmış. İzlediğim rollerinde halk oyunları özürlü olduğu kanısına vardığım Tuba, horon’da oldukça başarılıydı. Filmin ana teması, ülkemizde bazı yörelerde varlığını bildiğimiz gizli din taşınması ve bunun yaşanması. Ben bunu ilk defa Yorgo Andreadis’ten öğrenmiştim. Hatta bu adı taşıyan bir kitabı da vardı Yorgo’nun. “Gizli Din Taşıyanlar” galiba Belge Yayınları’ndan çıkmıştı.
Esma, (Tuba Büyüküstün) Mustafa’ya (Kenan Ece) aşıktır, Ancak Mustafa ve ailesi Ortodoks Hırıstiyan’dır. Evlerinin mahzeninde ibadethaneleri gizlidir. Burada inançlarını yerine getirirler, vaftiz törenlerini ve ibadetlerini burada yaparlar. Ancak köyde herkes onları Müslüman sanmaktadır.
Her ne kadar köyde bir Papaz ve bir sahnede dikkatimi çeken Şapel (küçük kilise) varsa da bu böyledir. Belki de bilinen meşru Hırıstiyanlar da ayrıca vardır. Bu konuda bilgi eksikliği benim cahilliğim olabilir. Ülkemizin bu gerçekliğinin filme aktarılması, bir trajediye ışık tutması açısından oldukça önemlidir. Galiba da sinemada bir ilktir.
Mustafa’nın dedesinin cenaze töreninde babaannesi gerçeği açıklayınca sır ortaya çıkacak, aşk da çıkmaza girecektir. Ayrıca köy zengininin oğlu da Esma’ya vurulmuştur. Ve onu Mustafa’ya yar etmeye hiç de niyetli görünmemektedir.
Aşıklar kaçmaya karar verdiklerinde Mustafa’nın annesi kendini yakma teşebbüsünde bulunarak oğlunun kaçmasını önleyecek, aşklarının çıkmaza girdiğini anlayan Esma da kaçmaktan vazgeçerek ve kendini köprünün üstünde yakacaktır.
Final, biraz gereksiz yere aşırı trajik çekilmiş. Adeta Filmin akışı içinde anlatılan benzeri bir masalın uygulaması gerçekleştirilmiş.
