İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2019’da İstanbul’da iptal edilen 31 Mart seçimi sonrasında 23 Haziran’daki seçimi yeninden kazanmasının ardından; “İstanbul’da Hizmette 4 Yıl Sunumu” düzenledi. Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan programda konuşan İmamoğlu, 4 yıllık görev süresi boyunca yaptıkları hizmetleri paylaştı.
ÇAĞATAN AKYOL / Kamera: ADEM KARABAYIR… ANKA Haber Ajansı
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediye başkanlığının dördüncü yılı dolayısıyla düzenlenen programda; “4 yıl önce bu göreve talip olduğumda İstanbul’a, bu kötü dönemden sonra mutlak bir değişim vaat etmiştim… Vakti gelmiş bir değişimin önünde durulmaz. 23 Haziran bu gerçeğin kanıtlandığı önemli günlerden biridir. O yüzden 23 Haziran bu şehir için Demokrasi Zaferidir” dedi. İmamoğlu ayrıca, “Değişmek zorundayız. Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafe açtığımızı unutmamak zorundayız… Muhalefette yaşanacak yenilenme yeni bir ittifak mimarisinin kurulmasının da en güçlü anahtarıdır… Değişemeyen ve dönüşemeyen bir muhalefet iktidarı da değiştirmekte güçlük çeker. Ülkeye demokrasiyi getirebilmek için önce kendimizi değiştirmeliyiz. Tarih geçen yüzyılda CHP’ye Türkiye’nin modern ve güçlü bir devlet olmasına öncülük etme rolü vermişti. Zaman şimdi bize toplum eliyle daha güçlü bir demokrasi inşa etme sorumluluğunu kayıtsız şartsız sunuyor. Bu görevden asla ve asla kaçmayacağız” diye konuştu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2019’da İstanbul’da iptal edilen 31 Mart seçimi sonrasında 23 Haziran’daki seçimi yeninden kazanmasının ardından bugün; “İstanbul’da Hizmette 4 Yıl Sunumu” düzenledi. Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan programda konuşan İmamoğlu, 4 yıllık görev süresi boyunca yaptıkları hizmetleri paylaştı.
“KENDİLERİNİ ÜLKENİN SAHİBİ ZANNEDENLER, O GÜN DERSLERİNİ ALDILAR”
“4 yıl önce İstanbul ve Türkiye, sizlerin, bu ülke vatandaşlarının verdiği kararla, yeni bir döneme adım attı. Aynı zarftan çıkan dört oydan yalnızca birini geçersiz ilan edip vatandaşın iradesini yok sayanlar, kendilerini ülkenin sahibi zannedenler, o gün derslerini aldılar. Anladılar ki, hiç kimse milli iradenin üzerinde değildir. Milletin kararını ancak millet değiştirir” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“23 HAZİRAN DEMOKRASİ ZAFERİ KUTLU OLSUN:
Milletimiz 23 Haziran 2019’da o demokrasi dersini vermeseydi, Türkiye çok daha karanlık bir yola girerdi. 23 Haziran, bu ülkeyi hukuk ve demokrasi rotasında tutma iradesinin zaferidir. Demokrasimiz adına yeni umutların başlangıcıdır. 23 Haziran Demokrasi Zaferi kutlu olsun. 23 Haziran’ı bir demokrasi bayramı, bir şenlik haline getiren irade, milletimizin iradesidir. Ve sandıktan nasıl çıkarsa çıksın, o irade bizim için her zaman kıymetlidir, her zaman itibarlıdır. O irade her zaman başımızın üstünedir.
‘BİZDEN Mİ, ONLARDAN MI’ DİYE BAKAN ANLAYIŞTAN KURTULMAK ZORUNDAYIZ:
Siyaset, özünde sorunlarımızı konuşarak çözmenin aracıdır. Seçimler, sonuç ne olursa olsun, kim veya kimler kazanırsa kazansın bizim bir arada, kardeşçe yaşama isteğimizin ifadesidir. Şunu biliyoruz ki, ayrıştıran, kutuplaştıran siyaset anlayışıyla belki seçim kazanabilirsiniz ama birliğimizin, bütünlüğümüzün kaybolmasına yol açarsınız. Türkiye’yi büyük bir aile gibi görmeyen; insanlara ‘Bizden mi, onlardan mı’ diye bakan anlayıştan kurtulmak zorundayız. Biz 4 yıl önce kendimize bir soru sorarak işe başladık: İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu kadim şehrin ve şehirde yaşayan 16 milyonun iddiasını ve layık olduğu yaşam kalitesini sağlamak bakımından nelere odaklanmalıdır? Bu soruya verdiğimiz vizyon cevabımız açık ve kısaydı: İstanbul Adil, Yeşil ve Yaratıcı bir şehir olacak!
YAPTIĞIMIZ HER İŞİ ÖZENLE, SAYGIYLA, AİDİYET DUYGUSUYLA YAPIYORUZ:
Sonra da prensiplerimizi tanımladık: İstanbul kutuplaşmayı bitirmek için demokratik değerlere ve demokratik katılıma öncelik verecek. İstanbul Modeli’nde liyakat, şeffaflık, hesap verebilirlik esas olacak. Bütün bunları hedeflerken, bu benzersiz şehirde yaşayan her bir fert için eşit fırsatlar sunan, her biri vatandaşı istisnasız olarak onurlu ve saygın kabul eden bir bakış açısıyla hizmet eden bir sosyal belediyecilik anlayışı hâkim olacak. Nihayetinde de İstanbul’da, 16 milyonluk büyük bir aile olduğumuz duygusuyla çalışılacak. Üstlendiğimiz sorumluluğa böyle başladık. Her bir hemşerimizi bu büyük ailenin eşit bir ferdi olarak gördük, görmeye devam ediyoruz. İstanbul’u bu büyük ‘ailenin evi’ olarak hissetmenin sonucu olarak, yaptığımız her işi özenle, saygıyla, aidiyet duygusuyla yapıyoruz. Onun için ortak aklı ve ortak iradeyi arayarak, katılımcı mekanizmaları sonuna kadar işleterek kararlar alıyoruz. Sorunların bütün taraflarını memnun edecek, kapsamlı ve kalıcı çözümler geliştirmenin peşinde koşuyoruz.
BELEDİYESİ’NİN BÜTÇESİNİ, ‘AİLE BÜTÇESİ’ HASSASİYETİYLE YÖNETİYORUZ:
Adalar’daki fayton sorunundan, kentsel dönüşüm uygulamalarımıza; taksi sorununa yaklaşımımızdan Halk Bakkal uygulamamıza kadar her alanda bu felsefeyle çalışıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesini, ‘aile bütçesi’ hassasiyetiyle yönetiyoruz.
ESKİ YANLIŞLIKLARI SİLİP ATIYORUZ:
Her bir kuruşu İstanbul için harcıyor, bu şehirde eski yanlışlıkları silip atıyoruz. Asla israfa geçit vermiyoruz. Bu şehrin bütçesini büyük ailemiz için doğru bir öncelik sıralamasıyla harcıyoruz. Yardıma ihtiyaç duyanın yardımına koşuyoruz. Ulaşım, altyapı, çevre, sağlık, eğitim, kültür ve tarihi miras yatırımları gibi kalıcı ve dönüştürücü işlere ağırlık veriyoruz. Kentsel dayanıklılıkla ilgili bu ülkedeki en önemli adımları atıyoruz. Hayatın her alanında yatırım üstüne yatırım yapıyoruz.
3.5 YILDA 46,2 KİLOMETRE UZUNLUĞUNDA 5 METRO VE 1 TRAMVAY HATTINI HİZMETE AÇTIK:
Ulaşıma tüm zamanların en büyük yatırımını yapıyoruz. Trafik sorununu çözmek, kent içi hareketliliği ve yaşam kalitesini artırmak için yatırımların aslan payını metroya ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz. İş başına geldiğimizde projesi olmayan, finansman sorunu çözülmemiş, yapım çalışmaları tümüyle durdurulmuş, inşaat alanları terkedilmiş metro inşaatları devralmıştık. En temel gerekleri yerine getirilmeden, tamamen seçim yatırımı olarak kamuoyuna duyurulmuş, yarım yamalak metro projelerini biz hızla düzelttik ve hayata geçirdik. Size büyük bir gururla söyleyebilirim ki, 3.5 yılda toplam 46 istasyona sahip 46,2 km uzunluğunda 5 metro ve 1 tramvay hattını hizmete açtık. Halen 8 metroda inşaatlarımız devam ediyor. 2024 Mart’a kadar raylı sistem ağına 18,9 km daha raylı sistem kazandırarak bu büyük başarıyı devam ettiriyoruz. Önümüzdeki 9 ayda hizmete açacağımız 3 raylı sistem hattımızla birlikte yıllık ortalama 13 km metroyla İstanbul tarihinin, yıllık bazda en çok metro üreten yönetimiyiz. Bu sadece şehrimiz ve ülkemiz için değil, dünya için de önemli bir rekordur. Böylelikle karbon nötr bir kent ve sürdürülebilirlik hedefleriyle kalıcı yatırımlar yapıyoruz. Başlattığımız yeni uygulamayla, İstanbullulara 6 metro hattında hafta sonu 66 saat kesintisiz metro hizmeti sunuyoruz. Bu yatırım ve hizmetlerimizin sonucu günlük raylı sistem kullanan İstanbullu sayısı yüzde 35 artarak 1.8 milyondan 2.6 milyona çıktı. Raylı sistem alanında büyük bir inovasyonla TRAM34 adlı projemizi geliştirerek yerli ve milli tramvaylarımızı üretmeye başladık. İstanbul’a 2030 ve sonrası için hedeflediğimiz 740 km’lik raylı sistem ağına ulaşma hedefine aklın ve bilimin ışığında ilerliyoruz.
TAMAMEN YER ALTINDAN GİDEN 74,5 KM UZUNLUĞUNDAKİ 13 İSTASYONLU HIZRAY PROJESİNİ HAZIRLADIK:
Bu projelerden en önemlisi ise İstanbul’un en büyük, en hızlı metro projesi olan, şehri bir uçtan diğerine bağlayan ve tamamen yer altından giden 74,5 km uzunluğundaki 13 istasyonlu HIZRAY projesini hazırladık. Yeni nesil ve ekspres metro projemiz olan HIZRAY ile doğu batı ekseninde, Sabiha Gökçen Havalimanı’dan Beylikdüzü’ne 55 dakika gibi bir sürede ulaşım sağlanabilecek olup, sadece bu hatta günde 1,5 milyon yolcu taşımayı hedefliyoruz. Öte yandan toplamda 2 milyonu aşkın İstanbullunun yaşadığı Sefaköy – Beylikdüzü metro hattının ise projesini ve finansmanını hazırladık. İBB Meclisinden onayımızı da aldık. Bu konuda da aynen 300 metrobüs projesinde olduğu gibi, Sayın Cumhurbaşkanından onay bekliyoruz.
HERKESİN ARTIK ÇOK İYİ BİLDİĞİ ENGELLEMELERE RAĞMEN, 2.800 TAKSİ DOLMUŞUN YENİ NESİL TAKSİLERE DÖNÜŞÜMÜNÜ SAĞLADIK:
Ulaşım yatırımlarında ağırlığı metroya verirken diğer boyutları da ihmal etmedik. 3 bini aşkın özel halk otobüsünü İETT markası altında birleştirerek hizmet standardını yükselttik. Bu kapsamda taşeronda çalışan şoförleri büyükşehir ailesine katarak ailemizi büyüttük. İBB ailesine kazandırdığımız bin 841 şoförü de çalışma koşullarını iyileştirerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi güvencesine aldık. Kendi kaynaklarımızla finanse ettiğimiz 195 yeni metrobüsü hizmete soktuk. Yıl sonuna kadar sayı 252 olacak. İstanbullunun akaryakıt, elektrik ve bunun gibi kalemlere gelen fiyat artışlarından etkilenmesini engellemek için ayda 1 milyar lirayı aşkın büyük bir sübvansiyon sağlıyoruz. Herkesin artık çok iyi bildiği engellemelere rağmen, 2.800 taksi dolmuşun yeni nesil taksilere dönüşümünü sağladık. Bunların küçük bir kısmı da hizmete girdi. Kalanları da eğitimlerini ve standartlarını tamamladıkça İstanbul sokaklarında hizmet vermeye başlayacak.
YÜZDE 70 ARTIŞLA 34 HATTA VAPURLARIMIZ 16 MİLYONA HİZMET VERİYOR: Deniz ulaşımını iyileştirmek için üst üste atılımlar yaptık. Örneğin, çürümeye terkedilmiş tarihi gemilerimizi restore ederek sefere sunduk. 2019’da göreve geldiğimizde, deniz şehri İstanbul’da sadece 20 hatta Şehir Hatları vapurları çalışıyordu. Bugün yüzde 70 artışla 34 hatta vapurlarımız 16 milyona hizmet veriyor. Yine yıllardır atıl halde bırakılan Haliç Tersanesini yeniden çalışır hale getirerek, burada ürettiğimiz 5’i hibrit 50 adet Deniz Taksi’yi İstanbulluların hizmetine sunduk.
İSTANBUL OTOPARK ANA PLANI’NI BİTİRDİK:
Kavşak, cadde, meydan düzenlemeleriyle trafiği rahatlatacak, şehir hayatını kolaylaştıracak çok dönüştürücü yatırımlar yaptık. İçinde tarihi Beyazıt Meydanı’nın da olduğu 16 adet meydan düzenlemesi yaptık. Biz kent meydanlarını sadece bir otopark, taşıt trafiğine çözüm olan soğuk ve kimliksiz yerler olarak değil, şehrimizde yaşayan ve şehrimizi ziyaret eden insanların bir araya geldiği, farklı hayat tarzlarının kaynaşmasına olanak sağlayan birer sosyal, kültürel merkez olarak bakıyoruz. Ele aldığımız her bir meydanı şehrimizin kimliğini ve değerlerini yansıtan kamusal alanlar olarak yeniliyoruz. Mecidiyeköy Meydan, Bağcılar Meydan, Küçükçekmece Cennet Meydanı ve Üsküdar Mimar Sinan Meydanı’nı tamamladık. Şehrimizdeki otopark sorununun çözümü için İstanbul Otopark Ana Planı’nı bitirdik. 2019’dan bu yana 5 bin 100 araç kapasiteli yol üstü otopark, 13 bin 500 araç kapasiteli katlı otopark ve 11 bin 300 araç kapasiteli açık otopark olmak üzere toplam 30 bine yakın araç kapasiteli otoparkı hizmete sunduk.
İSTANBUL’UN 2036 OLİMPİYAT ADAYLIĞI SÜRECİMİZİ BAŞLATTIK:
Demokrat bir yönetim için ne yaptığınızdan çok nasıl yaptığınız önemlidir. Göreve gelir gelmez; İstanbul’un yeni ve demokratik yönetim biçiminin sembolü olacak İstanbul Planlama Ajansı’nı kurduk. Kısa adıyla İPA, demokratik katılım kanallarının inşa edilmesi; kentin tüm paydaşları, bilim ve düşünce insanlarıyla İBB’nin idari yapısı arasında önemli roller üstlendi. Çok sayıda çalıştay düzenleyerek vatandaşın demokratik katılımı için mekanizmalar geliştirdi. Ulusal ve uluslararası ölçekte 800’ün üzerinde uzman, 3500 kurum temsilcisi ve 35 bin kişiyi içine alan devasa bir ekosistem inşa ettik. İPA bünyesinde İstanbul’un uluslararası iddiasına uygun yapıları da harekete geçirdik. Örneğin şehrimizin liderliği ve inisiyatifiyle 2021 sonunda kurduğumuz B40 Balkan şehirler ağını bir yıl içinde 54 üyeye çıkararak, bölgemizde büyük bir kentsel diplomasi ve iş birliği sürecini başlattık. Daimi sekreteryasını İstanbul olarak üstlendiğimiz bu dostluk ve kentsel demokrasi ağının dönem başkanlığını bu yılın Ocak ayında Atina’ya devrettik. Yine, İstanbul’un 2036 Olimpiyat adaylığı ve şehrimizin bir spor ve Olimpiyat şehri olmasını sağlamak için İPA kampüsünde bir ofis ve milli takım kurarak, adaylık sürecimizi başlattık.
İSTANBUL YEŞİL ŞEHİR EYLEM PLANIMIZI HAZIRLAMAYA BAŞLADIK:
Şehrimizin geleceği ve büyük İstanbul ailesinin sürdürülebilir kalkınması için ‘İklim değişikliği ile mücadele’ yol haritamızı oluşturduk… İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak C40 Şehirler İklim Liderliği Grubu’na Türkiye’den üye olan ilk ve tek belediyeyiz. C40 Belediye Başkanları Zirvesinde Deadline 2020 dokümanını imzalayarak İstanbul’un 2050 yılı için, karbon nötr ve dirençli şehir olma taahhüdü verdik. Bu taahhüt doğrultusunda İklim Değişikliği Eylem Planımızı 2021 yılında yayınladık. Ayrıca, Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planımızı tamamladık. İstanbul iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarıyla, AB İklim Nötr ve Akıllı Şehirler içinde 100 misyon şehrinden biri oldu. Ayrıca İstanbul Türkiye’den tek şehir olarak, 100 misyon şehri arasından seçilen 30 pilot şehirden biri oldu. Avrupa İmar Kalkınma Bankası ile yapmış olduğumuz iş birliği sonucunda Yeşil Şehirler Programına da dahil olduk ve İstanbul Yeşil Şehir Eylem Planımızı hazırlamaya başladık.
SU BASKINLARINI VE SELLERİ BU ŞEHRİN KADERİ OLMAKTAN ÇIKARDIK:
İstanbul’un 25 yıldır ihmal edilmiş ne kadar büyük altyapı sorunu varsa, hepsini teker teker çözdük. İstanbul’un kent direncini artıracak kapsamlı yatırım hamleleri gerçekleştirdik. Özellikle içme suyu, atık su ve yağmur suyu hatlarında çok ciddi altyapı yatırımları gerçekleştirdik. 2 bin kilometreye yakın atık su hattı, 200 kilometreye yakın yağmur suyu altyapısı inşa ettik. Böylece su baskınlarını ve selleri bu şehrin kaderi olmaktan çıkardık. Yeni biyolojik su arıtma tesisleri açarak, mevcutların kapasitesini artırarak şehrimizin yarınlarını da güvence altına aldık. Yaklaşık 100’ün üzerinde noktada taşkın riskini ortadan kaldırdık. Onlarca yıldır çevresindeki nüfusa hayatı çekilmez eden Kurbağalıdere sorununu kökünden çözdük, suyunu pırıl pırıl hale getirdik. Selde can kayıplarına sebep olan Ayamama ve sıkça taşkın yaşanan Haramidere olmak üzere birçok derede ıslah çalışmaları gerçekleştirdik. Tuzla 3. Kademe ve Baltalimanı gibi yeni birçok atık su arıtma tesisi açarak, mevcutların kapasitesini artırarak şehrimizin yarınlarını güvence altına aldık. Atık sulardan geri kazanım suyu kapasitemizi artırdık. Kronik bir sorun olan Marmara Denizi’ne, İstanbul Boğazı’na ve Haliç’e kontrolsüz atık su girişini engelledik. Uygulamaya koyduğumuz insani su hakkı anlayışıyla her 2,5 metreküp suyun 0,5 metreküpünü İstanbulluya ücretsiz olarak veriyoruz. İstanbul suyunun güvenli kontrolü ve takibi için İstanbul Su Kontrol ve Otomasyon Merkezi’ni (İSKOM) faaliyete geçirdik. Avrupa Yakası’nda su kesintilerinin önüne geçecek 33.6 kilometrelik Terkos İkitelli İsale Hattını tamamlayıp hizmete aldık. İstanbul’un su kaynaklarını korumak amacıyla 2019 yılından bugüne dek tam 619 kaçak yapının yıkımını gerçekleştirdik. Su ve atık su yatırımlarımızı sürdürürken İstanbul’un tarihi su yapılarına da sahip çıkarak su kemerleri ve çeşmelerde restorasyon çalışmaları gerçekleştirdik.
İBB’YE AİT BİNALARIMIZ İÇİN GÜNEŞTEN ENERJİ ÜRETMEYE BAŞLADIK:
Şehrimizde ‘Yeşil Çözüm’ anlayışını hâkim kılarak temiz enerji alanında büyük ve kalıcı yatırımlar yaptık. 2019 yılında 66 Mega Watt olan atıktan enerji üretimimizi, yaptığımız yatırımlarla tam dört katına çıkardık. Silivri Seymen LFG Tesisi, Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi, Kemerburgaz Biyometanizasyon Tesisi ve Şile Kömürcüoda Biyometanizasyon Tesisi gibi yeni yatırımlar yaptık. Dahası İBB’ye ait binalarımız için güneşten enerji üretmeye başladık. Geçtiğimiz yıl, çöpten elektrik üretimini yüzde 55 artırarak 2,5 milyon İstanbullunun 1 yıllık enerji ihtiyacını üretir hale geldik.
TOPLAM 7,5 MİLYON METREKAREDEN FAZLA AKTİF YEŞİL ALANI ŞEHRİMİZE KAZANDIRDIK:
Bütün bu yatırımların yanı sıra ‘Yeşil İstanbul’ hedefimiz doğrultusunda İstanbulluların doğayla kolayca buluşmasını sağlamak için kent ormanları, yaşam vadileri, sahil parkları ve korular açtık. Toplam 7,5 milyon metrekareden fazla aktif yeşil alanı şehrimize kazandırdık. Şehrimizde yaşam kalitesini artırmak için 52 tane Gülhane Parkı büyüklüğündeki yeşil alanı İstanbulluların hizmetine sunmuş olduk. Bir yandan da İstanbul’u sessizleştirmek için stratejik gürültü haritalarını hazırlıyoruz. Gürültü seviyesinin yüksek olduğu Beşiktaş Anadolu ve Kartal Samandıra Otoyollarının kenarlarında gürültü bariyeri uygulaması yaptık. Kentsel planlarımız doğrultusunda başka ilçeler için de gerekli alanlarda yatırımlarımızı yapmaya devam ediyoruz.
DEPREM AFETİNE KARŞI ALACAĞIMIZ TÜM ÖNLEMLERİ BÜTÜNLÜKLÜ BİR ŞEKİLDE ELE ALIYORUZ:
Aile Evimiz İstanbul’u depreme dirençli hale getirmek en önemli önceliklerimizden oldu. Yıllardır ihmal edilen mahallelerin plan sorunlarını çözerek, kentsel dönüşümün önünü açtık. Bu konuda hızla sonuç alabilmek için çok geniş bir iş birliğini hayata geçirmek gerekiyor ama maalesef hükümetimizden bu konuda hiçbir olumlu geri dönüş görmüyoruz. Ama biz elimizdeki imkanları en geniş biçimde kullanarak sonuç almaya çalışıyoruz. Güçlendirme için attığımız önemli adımlarda, ulaşımdan lojistiğe kadar deprem afetine karşı alacağımız tüm önlemleri bütünlüklü bir şekilde ele alıyoruz. Geliştirdiğimiz Hızlı Tarama Yöntemi’yle 35 bine yakın inceleme yaptık. İstanbul Yenileniyor sistemi üzerinden sürdürdüğümüz kentsel dönüşüm çalışmalarına 24 bin başvuru yapıldı. 6 binden fazla konut ve ticari birimde, yaklaşık 25 bin kişi ile uzlaşma aşamasına geçildi. 6 sosyal konut, 7 kentsel dönüşüm projesi, 1 Kaynak Geliştirme Projesi olmak üzere 14 KİPTAŞ projesini tamamladık. 17 projenin temellerini attık. KİPTAŞ tarihinde ilk kez projeleri sahiplerine erkenden kavuşturduk. KİPTAŞ Silivri 4. Etap sosyal konut projesini beş ay, KİPTAŞ Tuzla Meydan Evler sosyal konut projesi altı ay ve KİPTAŞ Tuzla Aydınlık Evler sosyal konut projesini tam 1 yıl erken teslim ettik.
4 YILDA TAM 630 YAPIYI RESTORE ETTİK:
Biz, İstanbul’un tarihini, kültürünü bir ‘aile yadigârı’ olarak görüp, o duyguyla sahip çıkıyoruz. Geride bıraktığımız 4 yılda tam 630 yapıyı restore ettik. Artİstanbul Feshane, Anadolu Hisarı, Yerebatan Sarnıcı, Taş Mektep, Müze Gazhane İklim Müzesi, Yedikule Gazhanesi; Moda, Beşiktaş ve Kadıköy İskeleleri, Botter Apartmanı, Cendere Sanat, Dünya mirası Kara Surları… Kütüphane Troleybüs gibi pek çok yapının yanı sıra, 175 tarihi çeşme, 175 tarihi mezarlık alanını restore ederek hayata döndürdük.
4 YILDA 234 BİNİ AŞKIN ÇOCUĞA 21 MİLYON LİTRENİN ÜZERİNDE SÜT DAĞITTIK:
4 yıldır hayatın her anında, aileden biri gibi, İstanbulluların yanındayız. Özellikle ihtiyaç sahibi İstanbulluların sorunlarını hissederek, sevgiyle, saygıyla, özenle hizmet sunuyoruz. Örneğin, 10 bin aileye Yenidoğan Destek Paketi sunduk. Bu sayımıza 15 bin ailemizi de ekledik ve toplam ulaştığımız aile sayımızı 25 bine çıkardık. Anne Kart ile 4 yaşına kadar çocuğu olan 532 bin anneye ücretsiz ulaşım hakkı tanıdık. Annelerimizin 862 Milyon TL’lik geçişlerini sübvanse ettik. Örneğin, 4 yılda 234 bini aşkın çocuğa 21 milyon litrenin üzerinde süt dağıttık. Halen 57 olan kreşlerimiz Eylül ayı itibariyle 75’e çıkacak.
100 BİNDEN FAZLA İHTİYAÇ SAHİBİ AİLENİN 356.300 SU VEYA DOĞAL GAZ FATURASININ ÖDENMESİNE YARDIM ETTİK:
Yardıma muhtaç ailelere dört yılda toplam 460 bin Sosyal Destek Kartı dağıtarak, ayrıca karakış desteği, evlilik desteği gibi konularda nakdi yardımlar yaparak toplamda 1,5 milyon haneye sosyal destek sağladık. Böylelikle bizden önceki yönetimlerin 4 katını aşan bir sosyal yardım bütçesiyle ihtiyaç sahibi İstanbulluların yanında olduk. Keza İstanbul Vakfı aracılığıyla 3 yılda 600 bin kişiye kurban eti, 370 bin aileye gıda yardımı yaptık. 1.500 kız öğrenciye burs verdik, staj ve iş imkânı sağladık. Afet bölgelerine 20 tır dolusu malzeme ve 25 konteyner ve 150 çadır gönderdik. Gönüllü kadınlarla 3.5 ton örgü kıyafet örerek afetzedelere ulaştırdık. ‘Askıda Fatura’ kampanyamızla yüz binden fazla ihtiyaç sahibi ailenin 356.300 su veya doğal gaz faturasının ödenmesine yardım ettik.
45 BİNDEN FAZLA AİLEYE ÜCRETSİZ EKMEK DESTEĞİ VERDİK:
Yine aynı yöntemle; 405 bin 611 adet Askıda Fatura ödemesi, 84 bin 712 adet Askıda Aile Destek Paketi, 60.231 adet Askıda Anne-Bebek Destek Paketi, 34.563 adet Askıda Eğitim Destek Paketi, 14.985 kişiye Askıda Ulaşım Destek Paketi dağıtımı sağladık. 16 bin 898 bin depremzedeye Askıda Fatura üzerinden destek paketi sağladık. İstanbul Halk Ekmek aracılığı ile 45 binden fazla aileye ücretsiz ekmek desteği verdik. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza İstanbulkart ile değişen miktarlarda düzenli nakit destek sunduk. 306 bini aşkın haneye toplamda 2 milyar 80 milyon 209 bin lira ödeme yaptık. 29 liraya 4 çeşit yemek sunan 9 Kent Lokantamızı vatandaşımızın hizmetine sunduk. 4. ekmek fabrikamız olan Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikası’nı açtık. Normal ekmek üretim kapasitemizi günde 1,5 milyondan 1,8 milyona çıkardık. Daha evvel büfemiz olmayan Şile Çatalca Silivri’ye büfe kurduk. İstanbul’un 129 noktasına yeni Halk Ekmek büfesi açtık. Böylece toplam büfe sayımız 683’e ulaştı.
75 BİN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİNE YILLIK 4.500 TL BURS SAĞLADIK:
Büyük İstanbul ailesinin geleceği olan çocuklarımıza ve gençlerimizin eğitimine destek olmak bizim en büyük önceliğimiz. 75 bin üniversite öğrencisine yıllık 4.500 TL burs sağladık. İşbaşına geldiğimizden bugüne 191 bin üniversite öğrencisi ile ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki 334 bin öğrencimize toplam 812 milyon liralık maddi destek sağladık. 11 yurtla 3.500 yatak kapasitesine ulaştık. Bunu yakında 5 bin yatak kapasitesine ulaştıracağız. Bizden önce 20 olan kütüphane sayısını tam 3 kat artırarak 60’a yükselttik. İstanbul’un 9 ilçesinde teknoloji atölyeleri açtık. Enstitü İstanbul İSMEK bünyesinde toplam Haziran 2019’dan bu yana 1,5 milyonu aşkın İstanbulluya 1.700’ü aşkın dalda eğitim verdik. Türkiye’nin yetişkin eğitimi alanında en büyük kamusal uzaktan eğitim kataloğuna sahip olan Enstitü İstanbul İSMEK Uzaktan Eğitim Platformu ile tanıştı. Enstitü İstanbul İSMEK, Bölgesel İstiham Ofisi ile birlikte sürdürdüğü iş birliği ile binlerce İstanbullu’ya yeni yetkinlik ve beceriler kazandırarak onların istihdama katılımına destek oldu. Enstitü İstanbul İSMEK, bir ilke imza atarak Büyük İstanbul Otogarı Eğitim Merkezi’nde Türkiye’de turizm ve yeme-içme sektörünün en çok ihtiyaç duyduğu mesleklerden olan barista eğitimi vermeye başladı ve özellikle gençlerin bu sektörün önde gelen firmalarında işe yerleşmesini sağladı.
İSTANBULLUNUN HAREKETSİZ KALMAMASI İÇİN YERİMİZDE DURMADIK:
Eğitimle sporu ve kentsel hareketliliği de birlikte ele aldık. İstanbullunun aktif olması, hareketsiz kalmaması için biz de yerimizde durmadık. Daha sağlıklı nesiller ve gençlere şimdiden spor alışkanlığı aşılamak için, 4 yılın sonunda yılda 120.000 çocuğumuzu spor okulu eğitimi vererek büyüttük. 70 spor tesisimiz, 28 branşta 19.6 milyon kişiye hizmet verdi. İstanbul’un dört bir yanında hizmete açtığımız ve ilçelerimize değer, insanlarımıza sağlık ve hareketlilik katan Haliç Su Sporları Merkezi, Arnavutköy Boğazköy Havuzu, Bayrampaşa Muratpaşa Yüzme Havuzu, Kartal Yakacık Stadyumu, GOP Halit Kıvanç Stadyumu, Sultanbeyli 100. Yıl Spor Tesisi gibi spor komplekslerini şehrimize kazandırdık.
İBB TARİHİNDE İLK DEFA KADIN ÇALIŞANLAR OTOBÜS ŞOFÖRÜ, VATMAN, CANKURTARAN VE ŞEHİR HATLARI’NDA DENİZCİ OLARAK GÖREVLERİNİN BAŞINA GEÇTİ:
Büyük İstanbul ailesi için istihdam ihtiyacını da ilk kez biz mesele edindik ve kalıcı çözümler ürettik. Bu maksatla; şehrimizde ilk kez kurduğumuz Bölgesel İstihdam Ofislerimiz aracılığıyla 25 ilçede 26 şube ile 120 bin kişiye özel sektörde iş imkânı sağladık. Bu hizmetimizi en kısa sürede 39 ilçeye taşıyacağız. Kadın istihdamına her alanda öncelik tanıdık. Dört yılda İBB, İETT, İSKİ ve iştiraklerimizde kadın çalışan oranımız yüzde 31, kadın yönetici oranımız ise yüzde 230 arttı. İBB tarihinde ilk defa kadın çalışanlar otobüs şoförü, vatman, müdahale ekibine itfaiyeci, metro istasyon amiri, otopark görevlisi, cankurtaran ve Şehir Hatları’nda denizci olarak görevlerinin başına geçti. Yine örneğin açtığımız 9 Kent Lokantasının çalışanlarının tamamı da kadın. Teknoloji sektörünün ihtiyaç duyduğu yetişmiş insan kaynağına katkı sağlamak amacıyla özel sektöre istihdam sağlamak üzere 100 Kadın Yazılımcı projesini ve gençlerimizi istihdam ettiğimiz İBB Tech-Gelecek projesini hayata geçirdik. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İETT, İSKİ ve iştiraklerinde her yıl 3 binin üzerinde öğrenciye staj imkânı tanıdık. Ailemiz İstanbullunun sağlığını korumak bizim ilk günden beri üzerinde titrediğimiz bir diğer asli görevimiz oldu. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza sunduğumuz evde sagˆlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması için yeni merkezler açtık, açmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda Eyu¨p Gu¨zeltepe, Esenyurt ve Arnavutköy ilçelerinde hayata geçirdiğimiz Halk Sağlığı Merkezlerimizle; Adalar, Arnavutköy, Başakşehir, Çengelköy, Esenyurt, Güzeltepe, Maltepe, Sultanbeyli ve Zeytinburnu’nda açtıklarımızla toplam 27 Psikolojik Danışmanlık Merkezimizle; temelini attığımız Eyüpsultan Dr. Mustafa Kemal Gavuzogˆlu ve Bedriye Gavuzogˆlu Vakfı Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezimizle; ÖZGEM Özel Gereksinimli Bireyler Eğitim Merkezlerimizle; 812 bine yakın İstanbulluya koruyucu, önleyici, rehabilite edici sağlık hizmeti sunduk, psikolojik destek ve terapi hizmetleri verdik, 783 bin defa evde sağlık hizmeti sunduk. Başta otizmli olmak üzere gelişimsel yetersizliği bulunan ya da risk grubundaki çocuklarımıza ve ailelerimize özel eğitim-terapi ve destek hizmetleri sağlıyor, alkol, madde ve teknoloji bağımlılarına yönelik hizmetler sunuyoruz.
İstanbullu çiftçi ve üreticilere İBB tarihinde daha önce hiç görmedikleri destekleri sunduk. Üreticilerimize fide, yağlık ayçiçeği tohumu, buğday tohumu, gübre, sulama malzemeleri, mazot, kuzu besi yemi, mısır tohumu, büyükbaş sığır ve manda süt yemi dağıtarak şehrimiz kırsalında tarımsal kalkınmanın en önemli destekçisi olduk. Kemerburgaz’da yıllardır atıl hâlde bırakılan serayı Fide Üretim Merkezi’ne dönüştürüp fide üretimine başladık; fideleri 15 ilçe ve 166 mahalledeki çiftçilerimize hibe ettik.
2 MİLYONU AŞKIN İSTANBULLU ÜCRETSİZ İBB WİFİ HİZMETİNDEN BURADAN FAYDALANIYOR:
İstanbul’un ve İstanbullunun dijital dönüşümü yatırım yaptığımız bir diğer stratejik alan oldu. Bu doğrultuda dünyanın ilk güvenli Şehir Süper Uygulaması olarak geliştirdiğimiz İstanbul Senin platformunu belediyemizin tek mobil giriş kapısı haline getiriyoruz. 2 Milyonu aşkın İstanbullu ücretsiz İBB Wifi hizmetinden buradan faydalanıyor, otobüsün durağa ne zaman geleceğini bu uygulamadan görüyor, başvuru ve ödemelerini bu kanaldan yapabiliyor, İstanbul’daki etkinlikleri bu mecradan takip ediyor. Aynı zamanda bir demokratik katılım platformu olan İstanbul Senin ile fikirlerini ifade eden İstanbullular şehrin yönetim sürecine katılım sağlıyor. Oyun dünyasında gençlerin desteklenmesi için Oyun Geliştirme Merkezi OGEM’i kurarak Türkiye’nin ilk kamu destekli oyun geliştirme kuluçka merkezini faaliyete geçirdik. Mobilite, çevre-enerji ve fintech alanında İstanbul’un sorunlarına teknolojik çözümler geliştiren girişimleri destekleyen Tech İstanbul girişimcilik çağrısını gerçekleştirdik. Veri ve yapay zekâ alanında kurumların, öğrencilerin ve uzmanların iş birliği yapmaları, veri odaklı proje çalışmaları yapabilmeleri için İBB Veri Laboratuvarı’nı hizmete açtık. Yenilediğimiz İstanbulkart Mobil ile fiziksel İstanbulkart’ı dijitale taşıyarak İstanbul içi toplu ulaşımı uçtan uca dijitalleştirdik. Böylece otobüslerde, metrolarda, metrobüslerde, deniz ulaşımında ve Marmaray’da QR kodla geçiş sağladık. Ulaşımda aylık QR geçiş sayısı 10 milyona ulaşırken, Dijital ortamda karta para yüklemeleri yüzde 35’lere ulaştı. Zengin eğitim içerikleriyle geliştirdiğimiz ‘Her Yaşta Dijital’ platformuyla yaş almış İstanbulluların interneti kolayca kullanmalarına imkân tanıdık.
Online olarak açtığımız Askı Plan uygulamasıyla herkesin istediği mahallenin planını takip edebilmesini, inceleme ve itiraz yapabilmesini sağladık. Bu uygulamamızda 1,2 milyon kullanıcı 4,6 milyon görüntüleme ve 10 milyon etkileşim gerçekleştirdi. Bu sayede ülke tarihinde ilk kez askıya çıkarılan planların mahallelere kadar ulaşımını sağladık. Uzun yıllar sonra metroda internet hizmetini başlatarak günlük 2,5 milyon vatandaşa ücretsiz internet hizmeti sağladık.
18 BİN 264 PERSONELİMİZLE AFETZEDELERİN YANINDA OLDUK:
Bu yıl ne yazık ki tüm ülkemizi sarsan büyük bir deprem felaketi yaşadık. Bu felakette acil müdahale ve yaraların sarılabilmesi için tüm Türkiye tek yumruk haline geldik. Biz de İBB olarak vatandaşlarımızın yardımına koştuk, tüm gücümüzle aylarca gece gündüz çalıştık. 18 bin 264 personelimizle 1551 iş makinamızla afetzedelerin yanında olduk. Arama Kurtarma ekiplerimiz 561 vatandaşı enkazdan canlı çıkardı. Bölgeye gönderdiğimiz Osmangazi ve Orhangazi feribotlarımızla depremzedelere konaklama, sağlık, rehabilitasyon ve kreş imkanı sağladık. 1.4 milyon kişiye iaşe, 230 bin kişiye mobil büfe hizmeti verdik. Bölgeye toplam 52 TIR Halk Ekmek, 124 TIR Hamidiye Su, 768 Yardım TIR’ı ve 9 bin c¸adır ve 700 yardım aracı gönderdik. İlçe belediyelerimizle kurduğumuz 25 Aşevinde halen günde 130 bin öğün yemek vermeye devam ediyoruz. Toplam 1.6 milyar TL’lik işgücü ve bütçeyi afetzedelere yardım için kullandık ve kullanmaya da devam ediyoruz.
BÜTÜN BUNLARI BİLDİĞİNİZ AKIL ALMAZ ENGELLEMELERE RAĞMEN YAPARKEN, BİR YANDAN DA İSTANBUL’UN BORÇLARINI ÖDEDİK:
İBB, tüm kamu kuruluşlarında olduğu gibi aslında halkın, vatandaşın malı. Bizim görevimiz bize verilen bu emaneti büyüterek bizden sonra geleceklere teslim etmek. Aynen İBB’de olduğu gibi iştiraklerimizde de disiplinli mali politikalarla istikrarlı büyüme elde ettik. İştirak şirketlerimizin gelirleri 2022 yılında bir önceki yıla kıyasla iki kattan fazla artarak 31,5 milyar TL’den 72 milyar TL’ye ulaştırdık. Yatırımlarımızı seçerken halkımıza en üst düzeyde yarar sağlayan ve kendi kendini finanse etme yeteneği yüksek olanlara öncelik verdik. İştirak şirketlerimizin yatırımlarını bir önceki yıla kıyasla yüzde 63 artırarak 1 Milyar TL’den 1.6 Milyar TL’ye çıkardık. Bu kapsamda sadece iştirak şirketlerimiz tarafında bu yılın sonuna kadar yaklaşık 5,5 Milyar TL’lik yatırım yapmış olacağız. İştiraklerimizin öz kaynaklarını da 2022 yılında önceki yıla göre yüzde 52 artırarak 12.2 Milyar TL’den 18.6 Milyar TL’ye yükselttik. Bütün bunları bildiğiniz akıl almaz engellemelere rağmen yaparken, bir yandan da İstanbul’un borçlarını ödedik.
SİZE GÖRE FETRET DEVRİ, 16 MİLYONA GÖRE BÜYÜK ATILIM DEVRİ:
2019’da devraldığımız 4,5 milyar Avroluk borcu 3.6 milyar Avroya düşürdük. Peki birileri ne diyor? İstanbul’un Fetret devriymiş. Size göre Fetret devri, 16 milyona göre büyük atılım devri…
İSTANBUL’UN YAKIN TARİHİ ÖYLE BÜYÜK İHMAL VE İHANETLERLE DOLU Kİ ZAMAN KAYBETME LÜKSÜMÜZ YOK:
Yaptıklarımızın listesi uzar gider. 2022 bizim için bir projeler ve açılışlar yılıydı. 150 Günde 150 Proje diye başladığımız bir maratonu 300 Günde 300 Proje diyerek tamamladık. Her gün yeni bir proje, yeni bir çözüm sunmanın mutluluğunu yaşadık. 2024 yılı Mart ayı sonuna kadar, daha da yüksek bir tempoyla İstanbul’a projeler kazandırmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki 9 ayın hizmet maratonunu da çok yakında hemşerilerimizle paylaşacağız. Biz çok yüksek tempoda çalışmak ve mutlaka başarmak üzere organize olmuş bir yönetimiz. İstanbul’un yakın tarihi öyle büyük ihmal ve ihanetlerle dolu ki zaman kaybetme lüksümüz yok.
VAKTİ GELMİŞ BİR DEĞİŞİMİN ÖNÜNDE DURULMAZ:
4 yıl önce bu göreve talip olduğumda, İstanbul’a, bu kötü dönemden sonra mutlak bir değişim vaat etmiştim. ‘İstanbul’a yeni, taze, güçlü bir başlangıç yapacağız’ demiştim. Çok şükür bunu başardık. İstanbul başardı, bu kadim şehirde güçlü bir kök saldı. Her değişim, bir zihniyet devrimiyle başlar. Biz İstanbul’da, vatandaşın şehre ve yerel yönetime bakış açısını değiştirdik. İstanbullular artık daha azına razı olmayacak. Yapılan her işte insana saygı, şehre özeni talep edecek. ‘Bu şehirde bundan böyle adalet ve liyakat hakimdir’ diyecek. Bir avuç insanın eşi, dostu, yakını değil. Ya da bir kesimin mutlu edildiği değil, milletin mutlu edildiği bir süreci her zaman isteyecek. Yapılan her işte şeffaflığı, katılımcılığı talep edecek. İstanbullular artık daha azına razı olmayacak. İsrafa, ihmale, partizanlığa geçit vermeyecek. Değişim, eldekiyle yetinmeme, daha azına razı olmama duygusuyla başlar. İktidarlar, bu duyguyu kaybettirmeye çalışırlar. İktidarlar, insanlar ellerindekine razı olsun, daha fazlasını, daha iyisini talep etmesin isterler. İşe yaramadı ve işe yaramaz. Vakti gelmiş bir değişimin önünde durulmaz. Gücü, iktidar dayanağı ne olursa olsun göreceksiniz asla değişimin kimse duramaz. 23 Haziran bu gerçeğin kanıtlandığı önemli günlerden biridir. O yüzden 23 Haziran bu şehir için Demokrasi Zaferidir.
VATANDAŞIN DEĞİŞİM TALEBİNE CEVAP VEREMEDİK:
Ne yazık ki, cumhuriyetimizin 100. yılına girerken Türkiye, milli iradeye dayalı yönetim fikri zayıflamış, toplumsal kesimler arasındaki kutuplaşma derinleşmiş, adalete güven tükenmiş halde. Bu haliyle ülkemiz demokratik dünyadan uzaklaşmış bir durumda. Muhalefet olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem Meclis hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybettik. Vatandaşın değişim talebine cevap veremedik. İktidarı değiştirecek bir güven ve umut ortamını oluşturamadık.
TOPLUM BİZDEN ESASLI BİR DEĞİŞİM BEKLİYOR:
Bugün içinde olduğumuz tablo sadece bir seçim yenilgisi tablosu değildir. Çaresizlik ve ümitsizlik Türkiye’yi, giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklüyor. Dünya örneklerinden biliyoruz ki, muhalefetin etkisiz ve zayıf olduğu demokrasiler yaşayamaz. Muhalefetsiz rejimlerde vatandaşlar iktidarların merhametine terk edilir. Toplum bizden esaslı bir değişim bekliyor. Bu değişimi gerçekleştiremezsek ne vatandaşların beklentisini karşılayabiliriz ne de bulunduğumuz mevzileri koruyabiliriz. Daha da kötüsü, uzunca bir süre toplumsal muhalefetin değişim arzusunu ve umudunu kolay kolay yeniden harekete geçiremeyiz. Bu tablo devam ederse önümüzdeki yerel seçimlerde de başarılı şansı kalmaz.
DEĞİŞMEK ZORUNDAYIZ:
Türkiye muhalefetini buradan çıkarmak zorundayız. Bunu çıkartmak, CHP’nin göstereceği kararlı değişim iradesine bağlıdır. Bir bütün olarak kendimizi, partimizi, muhalefeti yeniden inşa etmek, kazanacak modeli hayata geçirmek zorundayız. En acil ve en hayati ihtiyaç budur. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmek yetmez. İdeolojik-politik hattımızı sosyal demokrasinin evrensel ilkeleriyle, toplumun bugünkü özgürlük, adalet ve eşitlik talepleriyle ve zamanın ihtiyaçlarıyla hep birlikte güncelleme mecburiyetimiz var. Parti içi demokrasi vazgeçilmez prensibimiz olmalı. Değişmek zorundayız. Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafe açtığımızı unutmamak zorundayız. En şeffaf haliyle vatandaşları dinlemek, taleplerini almak, onlarla beraber güçlenmenin; vatandaşın katılımını siyasete, muhalefete katılımını en güçlü şekilde artırmak zorundayız. Muhalefette yaşanacak yenilenme yeni bir ittifak mimarisinin kurulmasının da en güçlü anahtarıdır.
DEĞİŞEMEYEN VE DÖNÜŞEMEYEN BİR MUHALEFET İKTİDARI DA DEĞİŞTİREMEZ:
Toplumun bizden çok güçlü ve esas bir değişim beklediğini ben birebir İstanbullu hemşehrilerim başta olmak üzere milletimizden duyuyorum. Bu değişimi gerçekleştiremezsek; ne vatandaşın beklentilerini karşılayabilir, ne de bunu sağlayabiliriz. Yeni ittifakların toplumda güven tazelemesi ve iktidar umudunu diri ve enerjik tutması bir zaruret olması prensibi üzerinden; değişemeyen ve dönüşemeyen bir muhalefet iktidarı da değiştirmekte güçlük çeker. Ülkeye demokrasiyi getirebilmek için önce kendimizi değiştirmeliyiz.
BU GÖREVDEN KAÇAMAYIZ, KAÇMAYACAĞIZ:
Tarih geçen yüzyılda CHP’ye Türkiye’nin modern ve güçlü bir devlet olmasına öncülük etme rolü vermişti. Zaman şimdi bize toplum eliyle daha güçlü bir demokrasi inşa etme sorumluluğunu kayıtsız şartsız sunuyor. Bu görevden asla ve asla kaçmayacağız. İstanbul’da değişimi gerçekleştirdiğiniz ve 4 yıldır sürekli artan bir destekle sahip çıktığınız için sizlere ve tüm hemşerilerime çok teşekkür ediyorum. Sizin desteğiniz, iradeniz ve emeğinizle İstanbul değişti. Sizlere, bu eşsiz şehre ve ‘Durmamak üzere yola çıkanlar asla yorulmazlar’ diyen Atatürk’e layık bir yönetici olabilmek benim için en büyük onurdur. İstanbul’dan sonra tam ve gerçek bir demokrasinin, adalet ve liyakatin bu ülkenin bütün kurumlarında, hayatın bütün alanlarında hakim olmasını diliyorum.”