Söyleşen: Cumali Yardım
Karanlığın içinden geçtiğimiz zamanları yaşıyoruz. Nefesimiz düğümlenirken boğazımıza etrafımızdan ışık arıyoruz, rehber bulmaya çalışıyoruz. Toplum ve birey, kendisini yalnız hissettiğinde ya da ötekileştirildiğinde “bir topluluğa ait olmak” güdüsünü taşır. Bu aidiyet duygusunun kitleselleşmesi ve kollektif bir şekilde bir araya gelmesinin sonucunda ise Sivil Toplum Kuruluşları kurulmuştur. Temelleri bağımsızlık ve özgür irade üzerine kurulan Sivil Toplum Kuruluşları; bireyi merkeze alan, kitlesel mücadeleyi güçlendirmek amacıyla kurulmuş yapılardır.
Birlikte yaşamı paylaştığımız ancak varlığını bilmediğimiz bir çok yapıyla iç içeyiz. Bu yapılardan en önemlisi de STK’larıdır. Varlıklarını duyduğumuz ve bildiğimiz birçok STK’nın ne olduğunu, neyi amaçladığını, neler yaptığını bilmiyoruz. STK’lar tüm Türkiye için olduğu kadar Trabzon için de önemli ve vazgeçilmez yapılardır. “Trabzon’daki STK’lar ile Pazar Söyleşisi” adını verdiğimiz bu söyleşide Trabzon’daki tüm STK’lara yer açıp bu konuda bilgilenmek ve demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan STK’ların önemine yer vereceğiz. Örgütlü toplum sağlıklı toplumdur düşüncesiyle yola çıktığımız “Pazar Sohbetleri” dizisinde; Trabzon’daki Sivil Toplum Kuruluşlarını tanımak ve toplumsal yapılar içindeki yerini anlamak umuduyla böyle bir söyleşi dizisi gerçekleştiriyoruz. Bu söyleşimizin ilk konuk STK’sı ise “Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’dir.”
Hep bu birliktelik dileklerimle, iyi okumalar dilerim.
Günümüz demokrasisinin en önemli unsurlarından birisi de Sivil Toplum Kuruluşlarıdır. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti olarak cemiyetinizi ve demokrasi blokları içerisindeki yerinizi nasıl tanımlarsınız?
Demokrasi kişisel ve müşterek hürriyetlerin kamusal kurumlarca tanınmasına dayanır. Sivil toplum, kararlarını bağımsız olarak veren, bir denetim altında olmayan toplumsal etkinliklerde bulunan kişilerin iletişim yapılarıdır. Sivil toplumun varlığından bahsedebilmesi için demokratik bir toplumun gerekliliği kaçınılmazdır. Dolayısıyla sivil toplum, demokrasi ve kişiler yani toplum ayrılmaz yapı unsurlardır. Biz de cemiyet olarak tam da bu noktada köprü vazifesi görmekteyiz. Toplum cemiyetimiz aracılığıyla kendilerini ifade etme özgürlüğüne sahip olmaktadır. Kuruluşumuzdan beri toplumdaki çok sesli yapının gelişmesini, fikirlerin özgürce buluşmasını ve çoğalmasını sağlamaktayız. Bu bakımdan kamuoyunun sesi olarak kişilerin toplumsal sorunlar karşısında bir rolü olduğunu hatırlatarak toplumu korumakta ve güçlendirmekteyiz.
Trabzon’da faaliyet gösteren bir cemiyet olarak şehre kültürel, sosyal ve ekonomik anlamda bir katkı sunuyor musunuz? Sunuyorsanız bu çalışmalarınız nelerdir? Bu çalışmalarınızı yeterli buluyor musunuz?
Yasama, yürütme ve yargının yanında 4. kuvvet basın, toplumsal kalkınmanın ve gelişmenin ana unsuru olarak çalışmaktadır. Dolayısıyla Anadolu basınına öncülük eden ve tarihi çok eskilere dayanan Trabzon basınının kentin gelişimine büyük katkı sağladığını düşünüyorum. Yerel basının gücüne dayalı olarak, ulusal basının tartışma konularını basın vasıtasıyla yerele taşırken, yerelin sorunları ve çözülmesi gereken problemlerini de şehrin siyasetçilerinin önüne getiriyoruz. Böylece şehrin ticari, ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlarının çözümü konusunda kamuoyu oluşturuyoruz.
Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ olarak 28 Eylül-5 Ekim 2019 tarihleri arasında “Kuruluştan Kurtuluşa-Söğüt’ten Çanakkale’ye ”adlı proje gerçekleştirdik.
“Osmanlı Devleti’nin bizlere bırakmış olduğu tarihi, kültürel, sanatsal, politik ve sosyal izleri Trabzon Gazeteciler Cemiyeti olarak basın heyetimizce Söğüt, Bursa, Çanakkale, Edirne, İstanbul, Ankara ziyareti ile yerinde inceledik. Osmanlı izlerini asırlar boyu süre gelen bağlarını canlı tutulması ve güçlenmesi amacıyla 45 basın mensubumuzun iştirakiyle bahsi geçen illerde temaslarda bulunduk. Osmanlı izlerini yerinde araştırdık ve gözlemledik. Bu proje ile bir gönül bağı oluşturduk, kültür köprüsü kurduk.
Yine İçişleri Bakanlığı’nın desteklediği “Güneydoğu’nun Kadim Şehirlerini Tanıyoruz, Tarihini Öğreniyoruz” Projesi kapsamında Tunceli, Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa ve Gaziantep’e kültür gezisi düzenledik. Proje kapsamında Tunceli, Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa ve Gaziantep şehirlerine ziyaret gerçekleştirdik. Ülkemizin her bölgesi ayrı bir tarih ve kültürel mirasa sahip. Bu mirası tanımak için böyle bir projeyle yola çıktık ve ziyaretlerimizi gerçekleştirdik.
Trabzon da çalışmalar yapan bir cemiyet olarak Trabzon ve Trabzonluların Sivil Toplum Kuruluşlarına bakışı nasıl, bundan biraz bahseder misiniz?
Ülkemizde yüz binleri aşan sivil toplum kuruluşu mevcut. Keza ilimizde 1700 civarı bir sayı söz konusu. Bu rakamlar demokrasinin en önemli yapı taşlarından birinin STK’lar olduğunu kanıtlıyor bize. Çoğu aktif kuruluşlar, güzel projeler gerçekleştiriyorlar. Sayının fazla olması Trabzonluların sivil toplum kuruluşlarına bakışının katılımcı ve destekleyici boyutta olduğunu gösteriyor. Bu desteğe binaen Sivil Toplum Kuruluşlarımızın Kamu ve sivil toplum ortak payda etrafında kamuoyu oluşturması ve yapacağı çalışmalar çok önemli. Bu çalışmaları yaparken kendi amaçlarından sapmadan toplumsal faydaya yönelik ilgili oldukları konularda toplumu bilinçlendirebildikleri ve kamuoyu oluşmasını sağladıkları ve toplumun istemleri doğrultusunda bir baskı unsuru olabildikleri sürece var olabileceği unutulmamalı. Dolayısıyla sivil toplum kuruluşlarının toplumun gelişiminde işlevsel yönden, ekonomik ilişkilerin ve organizasyonların yapılanmasında da iktisadi açıdan önemli rol aldıklarını görüyoruz.
Sivil Toplum Kuruluşları ve demokrasinin geleceği konusundaki düşünceleriniz nelerdir? Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Platformu olarak değişmesini istediğiniz hususlarda bir baskı unsuru olabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Yaşadığımız son yüzyılda Sivil Toplum Kuruluşları ve demokrasinin önemi bir hayli artmıştır. Ülkemizde sivil toplum olgusu dünyadaki gelişmelere paralel olarak hem gündelik hayatımızda hem de siyasette hızla itibar kazanan bir kavram haline gelmiş ve sivil toplum halk nezdinde de imajını giderek düzeltmeye başlamıştır. Artık hem ulusal hem de yerel bazda ülke gündemiyle ilgili önemli kararlar alınmadan önce sivil toplum kuruluşlarıyla istişareler yapılmaktadır.
Tüm bu gelişmelere rağmen sivil toplum gibi batıda doğup gelişen demokrasi kavramına ülkemizde yaşanan darbeler ile aslında darbe vurulması da bir başka örnek. Bu darbeler tarihimizden gelen sivil dayanışma geleneğinin unsuru ile önlenebilmiştir. Özetle devletin, amacından sapmayan faaliyet alanını destekleyici ve yol açıcı olarak sivil toplum kuruluşlarına destek vermesi demokrasinin temel gereklerinden biridir.
Sivil Toplum Kuruluşu’nun önemli bir misyonu da toplumun sorunlarını çözerek onu geleceğe hazırlamaktır. Cemiyetinizin bu çabaları, geleceği hazırlama da yeterli olur mu? Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Trabzon gazeteciler cemiyeti bünyesinde yer alan yerel basın kuruluşları ile yerelin sorunları ve çözülmesi gereken problemlerini takip ederek şehrin siyasetçilerinin önüne getiriyoruz. Böylece şehrin ticari, ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlarının çözümü konusunda kamuoyunun sesi oluyoruz. Çoğunlukla güçlü medyamızla birlikte tek ses olarak tarih, spor, kültür ve sanat şehri Trabzon’a önemli getiriler kazandırdık.