‘Son kez konuşuyorum’ dediği grup kürsüsüne tekrar döndü: …esti, gürledi, tehdit etti!
Satılık kalemlerden söz etti.
Geminin kaptanı benim dedi, güven istedi…
Anadolu’da bir deyim vardır, “arsızın arkasına teneke bağlamışlar bu takırtı nereden geliyor demiş” diye… Varın gerisini siz anlayın.
Aralıksız 12 seçim kaybetmesine rağmen herkese ayar çeken kişiye başka ne söylenir ki!
Basit ve kısa yazacağım.
Herkesin anlayacağı dilde ve sadece somut olanları…
İtirazı olan iletsin, şüphesi olan araştırsın!
Belleğimizde kalanları sıralıyorum:
13 yıldır CHP’nin lideri.
Yegâne başarısı ‘adalet yürüyüşü’.
Onun kurduğu ve başarı diye yutturulan Millet İttifakı’nın kime yaradığı tartışmalı. Toplamı %2 bile etmeyen 4 partiye 39 vekillik verdi.
Yine başarı diye yansıtılan 2019 Yerel Seçimlerini farklı bir açıdan değerlendirdiğimizde ise; gerçekte halkın genel merkeze oy vermediğini ama yerelde partiye sahip çıktığını görüyoruz: Oy oranı %30. Bu sonuç karşısında CHP genel merkezinin şapkayı önüne koyup kara kara düşünmesi gerekirken, İstanbul ve Ankara gibi büyük illerin kazanılması, acı gerçeklerin gizlenmesine örtü yapıldı.
Gelelim madalyonun öbür yüzüne; Bay Kemal’in geçmişine…
- Üniversite öğrenciliğinde silik ve apolitikti.
- Merkez sağ iktidarların bürokratı olarak yükseldi.
- DSP’ye milletvekili adaylığı için başvurdu, Ecevit reddetti.
- Soros’un vakfı TESEV’in kurucuları arasında.
- Eline tutuşturulan yolsuzluk dosyalarıyla parlatıldı.
- Kaset kumpasıyla CHP’ye Genel Başkan seçtirildi.
- Kendini lider yapan yol arkadaşlarını teker teker harcadı.
- “Dev Çınar Yeni Filiz” sloganıyla rota değiştirdiğini itiraf etti; Y-CHP zuhretti.
- Liboşları, islamcıları, bölücüleri yanına aldı, 6 oku tedavülden kaldırdı.
- Dinci Ekmeleddin’i dayattı, tıpış tıpış sandığa dedi.
- ‘Helalleşme’ söylemiyle CHP’nin şanlı geçmişini şaibeli ilan etti.
- Girdiği tüm seçimleri kaybetti.
- %26 ile teslim aldığı CHP’yi 13 yıl sonra ve 4 partinin desteğine rağmen %25’e geriletti.
- TR 705 kodlu CİA ajanını milletvekili ve genel merkez yöneticisi yaptı.
- Atatürk’e “katliamcı” diyen Orhan Sarıbal’ı yine Bursa’dan TBMM’ye taşıdı.
- Gösterdiği ve göstermediği adaylarla solcu ve Atatürkçüleri küstürdü.
- Mezarı kazılan RTE ve AKP’yi suni teneffüsle hayata döndürdü ve ülkeyi tekrar onlara teslim etti.
Daha saymaya gerek var mı?
RTE’nin kazanabilmesi için tek bir koşul vardı; Bay Kemal’in aday olması…
75 yaşındaydı, yıpranmıştı, halka güven vermiyordu… Tüm anketlerde Millet ittifakının en zayıf halkası çıkıyordu; Yavaş, İmamoğlu ve Akşener’in ardında kalıyordu.
Sosyolojik, psikolojik, politik verilerin hepsi aday olmamasını gösteriyordu; buna rağmen aday oldu ve adam tekrar kazandı!
Başından beri belliydi. Çok zorlanacağı ve hatta kazanamayacağı ihtimali vardı; bu sayfadan çağrı yaptım “aday olma, abi ol” dedim, açık ara kazanacak kişi aday olsun istedim.
Aklı başında ve işi bilen herkes itiraz etti. Daha acı olansa bazı koltuk sevdalı soytarıların, göz göre göre felaketin gelişine kişisel ikballeri için gık çıkarmamasıydı.
“…olmaz, olmamalı” diyenler linç edildi.
Asla riske edilmemesi gereken seçimi altın tepside, elbirliğiyle Cumhur İttifakı’na sundular.
Dayatmayla aday oldu, yenildi…
Yenildik…
Göz göre göre felakete sürüklediler ülkeyi!.. Aklı, bilimi, aydınlığı savunanları, laik cumhuriyet ve demokrasi mücadelesi verenleri, eşit ve özgür bir yaşam için beslenen son umutları takıntılı egoları yüzünden kurban ettiler.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin hayallerini çaldılar!
Kemal Kılıçdaroğlu ve saz arkadaşları bile bile lades dedi, yıkıldık…
Bittik…
Kahrolduk…
Diri diri gömüldük…
Şimdi çıkmış, koltuğu bırakmam diyor. Atatürk’ün ‘en büyük iki eserim’ dediği; Cumhuriyet’i ve Parti’yi işbirlikçileriyle yok etmeye kararlı olduğunu hiç çekinmeden açıkça ilan ediyor!
Şüphesiz her arsızlığın ve yüzsüzlüğün bir bedeli olacaktır.
Son cümlem şudur; bu ülkede bundan sonra yaşanacak tüm olumsuzluklarda en az AKP kadar CHP yönetimi ve onun çıkarcı/biatçı şakşakçıları da tarih önünde sorumludur.
Hesap vakti geldi.
Fatura ağır…
Ödeme bekliyoruz ‘Bay Kemal’…