Derenin içine gizlenen Temel, tarlada çalışan Fadime’ye alçak sesle; “gız Fadime gel aşağıya da sevişelim…”der. Teklifi duyan Fadime feryadı figan başlar bağırmaya; “yetişin komşular… ırz düşmanı var… yardım edin…” Temel gayet sakin ve kararlı, yüksek bir sesle; “niye bağırıyorsun Fadime, senin iyiliğin için dedim!..”
Cumhur ittifakına sorarsanız, bütün çalışmalar halkın iyiliği için!
Hem yerli, hem milli…
Geçen yazımda hükümetin dış politikasını ‘görünen kısmıyla’ yazmıştım. Bu sefer, son 1 yıldaki iç politikasından özet yapacağım. İçine düştükleri çelişkiyi, kafa karışıklığını ve çifte standardı somutlaştırmak için örnekler vereceğim.
İşte bazıları;
Parti kongresi yapmak serbest, düğün yasak.
Hacı-hoca cenazeleri kitlesel, akraba-komşu-arkadaş cenazeleri kısıtlı.
Toplu ulaşıma hıncahınç binmek sakıncasız, sahilde piknik yapmak sakıncalı.
Cami-Kuran kursu açık, okullar kapalı.
Geçilmeyen köprüye para var, esnafa para yok.
Holdinglerin vergi borcu siliniyor, çiftçinin traktörüne icra gönderiliyor.
TÜİK’e göre enflasyon düşüyor, pazarda fiyatlar artıyor.
İhale sözleşmesini soruyorsun; “ticari sır” deniyor.
Sayıştay raporlarındaki yolsuzluğu dile getiriyorsun; “gizli belge” diyor.
Devlet bankaları usulsüz kredi verdi mi diyorsun; “banka sırrı” diyor.
Şehit yakınları için toplanan paralar nerede diyorsun; vatan bölünmez diyor!
Ekonomik kriz için önlem al diyorsun; ezan susmaz- bayrak inmez diyor!
Halk aç ve çaresiz diyorsun; Almanya bizi kıskanıyor diyor!
Fabrika açalım, üretelim diyorsun; Kanal İstanbul diyor!
Döviz neden artıyor diyorsun; dış güçler diyor!
128 milyar dolar nerde diyorsun; aileme laf söyletmem diyor!
Hak-hukuk-adalet diyorsun; fetöcü diyor!
Boğaziçi’nin itirazına kulak ver diyorsun; zehirli yılan-terörist diyor!
Böyle yuvarlanıp gidiyoruz. Sonumuz nereye varır bilmiyoruz.
Hiç dert etmeyin!
Ünlü Türk büyüklerinden ‘düşük profil’ Binali Yıldırım; “biat et, rahat et” demişti.
Fadime gibi cazgırlaşmayın, iktidar ne derse “itaat edin!.. biat edin!..”
Sakın kızmayın; her şey “iyiliğiniz için!..”
Biraz daha sıkın dişinizi, uzaya gidiyoruz…