Ömer Faruk Ciravoğlu
Tuba Büyüküstün
Kıvanç Tatlıtuğ
Yönetmen: Ali Bilgin
Senarist: Ece Yörenç
Bu diziyi izlememek için uzunca bir süre direndim. Tuba Büyüküstün’ün kötü olacağından değil. Kıvanç Tatlıtuğ hakkında nedense bir önyargım oluşmuştu. Aslında temelsizdi. Ne kendisi hakkında dişe dokunur bir bilgim ne de oyunculuğuyla ilgili bir görüşüm vardı. Hep tekrarlarız, oyuncuları rolleriyle değerlendirmeyin diye. Ama işte Aşk-ı Memnu’da rolünü biliyoruz ya. Feodal yanımız bunu hazmetmemiş demek ki. Kıvanç, yine de beni yanıltmıyor. Kasıntılı ve şımarık bir tip çiziyor. Arabasında inmesi dakikalar alıyor, kapıyı aynı ağırlıkla kapatıyor. Yetişmesi gereken acil bir olaya bile yüzünü sıvazlamadan gidemiyor. O kadar ağırdan alıyor ki, zannedersiniz Nuri Bilge Ceylan’ın sanat filminde oynuyor.
Neyse sonunda karar verdim ve sonuna kadar izledim. Tuba, gene muhteşem bence. Bazı arkadaşlarım oyunculuğunu beğenmiyor ama bence yanılıyorlar. Mimikleriyle, vücut diliyle rolüne izleyenleri inandırıyor. Aşksa aşk, kızgınlıksa kızgınlık, küskünlükse küskünlük; gerçeklik duygusunu yaratıyor. Hem zaten oyuncuları sadece dizilerden değerlendirmek eksik olur. Tuba Büyüküstün, “Daha” da (Ahra), “Orman” da (Zeynep) olarak ayrıca Zarife ve Gülizar rolleriyle değerlendirilmeyi ve övgüyü fazlasıyla hak ediyor.
Bu dizi zaten Tuba’nın oynadığı bazı dizilerden kotarılmış bir senaryo. “Asi” dizisi gibi iki ailenin düşmanlığı etrafında örülmüş. Yine “Asi” dizisindeki gibi boğulmaktan kurtarılmasına benzer olayla başlıyor öykü. Orada partneri Demir onu boğulmaktan kurtarıp, anılarındaki travmaların etkisiyle arkasına bakmadan uzaklaşıyordu oradan.
Kıvanç da, at sırtında uçuruma sürüklenen Tuba’yı kurtarıyor ve ona evleneceklerini söylüyor. Bana da “pes yani” dedirtiyor. Bunu hangi senarist hiç tanımadığı birine üstelik ona minnet duyulduğu bir anda söyletebilir. Hangi oyuncu bu repliği o anda söylemeyi kabul edebilir, bilemem ve anlayamam.
Bir de kötü adam figürü var. O da “Ihlamurlar Altında” dizisinden alınma ”Cem” karakteri. Orada senaristler biraz da flört sahneleri katarak, Tuba’ya “sen de sorumlusun” havasını yaratmışlardı.
Cesur ve Güzel’de bu yok. Buradaki Rıza, (Yiğit Özşener) Sadece uzun hapislik yıllarında gazeteden kestiği fotoğraflarıyla fantezi yapmış. Ayrıca da zalimlikte sınırsız bir karakter.
Dizi tutmamış anlaşılan. Ama gene de neyse ki “Gönülçelen”deki gibi bütün oyuncuları Paris trenine bindirerek final yapmamışlar. Mutlu son yakışmış…
Dizinin kadın oyuncuları muhteşem yalnız.
Bunu belirtmeliyim. Tuba’nın dışında Irmak Örnek (Şirin), Sezin Akbaşoğulları (Cahide) ve Zeynep Kızıltan (Hülya) karakterlerinde döktürüyorlar.