Bir kasabanın boylu boyunca içinden günde onlarca turizm otobüsü geçiyor ve biz Maçkalılar otobüsleri seyretmenin dışında hiçbir şey yapamıyoruz. Otobüstekiler de bizi seyretmenin dışında Maçka için bir şey yapmıyor. Sadece camdan bakıyorlar ve biz de konu mankeni olarak kasabanın içinde oluyoruz. Film platosu gibi… Ne tuhaf değil mi?
Ama söz konuşmaya geldi mi “Biz turizm kasabasıyız!” demekten de kendimizi alamıyoruz. Şöyle yapıyoruz, böyle yapıyoruz, konuşmalar uzadıkça uzuyor. Her yıl aynı terane devam edip duruyor. Çünkü bir yıl önce konuşulanları unutan, o konuşmayı hatırlatacak çabayı harcamayan, üstüne ölü toprağı atılmış gibi dolaşıp duruyoruz güzelim kasabamızın içinde.
Dünyanın en güzel tarihi yerlerinden biri olan Sümela’yı, bir yetkilinin dediğine göre bir milyona yakın yerli yabancı turist gezecekmiş. İnsana umut aşılıyor bu açıklama. Bu kadar ziyaretin ekonomik krizin aşılmasında Maçkalı esnafa faydası çok büyük olur diye düşünüyorsun. Ancak gelin görün ki o turizm ziyaret nüfusu Maçka’ya uğramadan bir hayalet gibi gelip geçiyor kasabanın içinden. Ne tuhaf değil mi?
Şöyle bir düşünün o turizm nüfusunun kasabanın içine uğradığını, esnafın da turizm yerlerinde yapılan fırsatçılık içinde olmadığını! Bunun için eğitimler aldığını… Gelen turistleri anlayışla karşıladığını ve yardımcı olduğunu… Bunun için yetkililerin hep denetimde olduğunu bir düşünün. Şimdi söyleyin Allah aşkına, bu turizm nüfusu karşısında bu kasabanın ekonomik sorunu olur mu?
Şimdiki durum ise kasabanın önünden koskocaman bir nehir akıyor; ama kasaba susuzluktan kırılıyor! Kasabada yaşayanlar susuz; ancak susuz olduklarını anlatamıyorlar. Hadi kasabalı susuz olduğunu anlatamıyor. Hadi anlatmak isteyenleri dinlemiyorlar diyelim. Allah aşkına bir yetkili de şu önümüzden akan kocaman nehiri Allah’ın bir lütfu diye görmüyor mu? Ne tuhaf değil mi?
Bu yazıyı okurken “Kasabada akıl birliği yapacak kimse yok mu?” diye düşünebilirsiniz. Cevabı ne yazık ki yok!
Belki “Bunun için çözüm üreten bir yetkili var mı?” diye düşünebilirsiniz. Ona da cevabım ne yazık ki yok!
“Çözüm üretmeye çalışan ve bunun için çaba harcayan esnaf var mı?” diye düşünebilirsiniz. Üzgünüm o da yok!
“Hep Maçka’dan yazıyorsun. Senin çözüm önerin yok mu?” diyebilirsiniz. Tabii ki var. Hem de harika bir çözüm önerim var.
“Eeee, o zaman paylaşsaydın ya!” diye aklınızdan geçiriyorsunuzdur. Evet arkadaşım, herkesle paylaştım. Milletvekilleriyle, Maçka’yı yönetenlerle, siyasi partilerle, muhtarlarla… Ancak yapabilecek olanlar beni dinledi, ama yapmadı! Yapamayacak olanlar kamuoyu oluşturur, diye düşündüm; o da yeterince oluşmadı. Ne yazık ki uykudan bir türlü uyanamıyoruz.
Evet, evet duyuyorum sizi! “O zaman ağlamayana mama da yok.” diyorsunuz! Haklı olabilirsiniz; ancak çok kısa sürede gerçekleştirilecek bir çözüm var.
Esnafı ekonomik krizden kurtaracak. Maçka’yı belki de dünyanın en çok konuşulacak kasabası yapacak bir çözümüm var.
Bu çözüm Maçkalı herkesi mutlu edecek ve herkes bunun için canı gönülden seferber olacak. Yeter ki bu mekanizmayı çalıştırmak için bir yetkili sadece bir kere de Maçka’nın geleceğini düşünerek ayağa kalkıp düğmeye bassın. İşte o zaman siz Maçka’yı görün.
Haftaya çözüm önerimi yazacağım. Haftaya salı günü buluşmak üzere hoşçakalın.