Hiç kimsenin teşekkürüne ihtiyaçları olmadıklarını biliyorum. Kendilerini göstermek için de gitmediklerini ve buna ihtiyaçları olmadığını da biliyorum. Onları herhangi birinin zorlamadığını ya da baskı yapmadığını da biliyorum. Tamamen kendi istekleri ve iradeleriyle deprem bölgesine gittiler.
Onların yardıma gitmesinin en büyük nedeni Mustafa Kemal Atatürk’ün 20 Ekim 1927 Gençliğe Hitabesinde dediği gibi “İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!” tespitini kalplerinde ve kanlarında hissettikleri için gittiler.
Kudret yani güç; zeka, beceri, yetenek, hızlı karar verme! En önemlisi de vatan olunca damarlarındaki asil kanda bulunan uyarı ve onları Maçka’dan deprem bölgesine bir anda uçuruverdi. Benim gözümde onlar Maçka’nın gururlarıdır!
Fedakarca hiç tanımadıkları ve zor durumda olan insanların yardımına koşarak gittiler. İşte kendi istekleriyle emek verme, çaba sarf etme, bir kişinin elinden tutma, akan gözyaşlarının yanında olma iç güdüsü büyük bir fedakarlık örneğidir!
Bu davranışlar her yiğidin harcı değildir; çünkü insanlar yaradılıştan bencildir. Bu içinden gelerek ve bunu karşılıksız yapan insan candır ve canandır. Kısacası insandır!
Siz hiç kendinden geçmiş çaresiz bir babanın elinde ölen kızının elini yakın bir mesafeden gördünüz mü? Siz hiç bir umut bütün tırnakları kırılana kadar çaba sarf edip onlara feda olsun parmaklarımdan akan kanlar deyip beton yığınını kaldırdıktan sonra anneye sarılmış bir çocuk ölümü gördünüz mü?
Sabahtan akşama kadar “Çocuklarım içeride!” diyerek bağırmaktan sesi kısılan ve ayakta bir heykel görünümüne ulaşan bir anneye günlerce şahit oldunuz mu?
Siz “Evde köpek bakarsanız o eve melek girmez!” diyen ve İslam’ı anlamamış, yanmaz kefen satan bir din bezirganına inat meleklerin yardım ettiği köpek on dört insanı hem de canlı olarak yerini tesbit edip o canları kurtardığına şahit oldunuz mu?
Bir kedinin sanki yardım ister gibi inşaat yığının içine girip çıkmasını takip edenlerin dört canı kurtardıklarını ve kedinin o evin kedisi olduğuna şahit oldunuz mu?
Bir şey yapalım!” diye koşan insanın orada çaresizlik içinde oluşan eksiklikler nedeniyle günlerce bir şey yapamadan yığınlardan gelen yardım sesinin yardıma gelenlerin ruhlarını delip geçtiğine şahit oldunuz mu?
İşte bu fedakar Maçkalılar bunlara hep şahit oldu! Bu yaptıkları fedakarlık kendilerinden birçok şeyler feda etmelerine neden olmuştur. Ne kadar iyi niyetle olursa olsun bu afet bölgesinde yaşadıkları bu kişilerden çok şey götürdüğü aşikardır. Biz televizyonda seyrederken gözyaşlarımızı tutamazken onlar o felaket içinde neler yaşamıştır?
Şimdi biz Maçkalılar bu afete karşılık beklemeden koşan ve bizi gururlandıran bu canlara teşekkür etmeyelim mi? Bizi gururlandıkları gibi biz de onları bu fedakarlıklarından dolayı gururlandırmayalım mı?
Şimdi Maçka’da karar vericiler oraya giden isimleri tespit edip tüm Maçkalıların teşekkürlerini bir toplantı yaparak onlara sunmasını ve bunu belgelendirmelerini bekliyorum. Bu isteğimizi yapacaklarını umut ediyorum. Onlar bizim gururumuz!