Hocam, bir futbol takımının planlamasında doğru bilinen yanlışlar nelerdir?
“1- Star oyuncu transferi
2- Paralı yönetim
3- Kariyeri yüksek teknik direktör
4- Her ne pahasına olursa olsun şampiyonluğa oynamak
5- Alt yapıyı yetersiz görmek
6- ‘Ben bilirim.’ yanlışlarından kurtulamamak
7- Üyelerin kulüp tercihli değil de kişi tercihli seçim anlayışı”
Türkiye’de büyük dediğimiz takımların birden fazla taraftar grupları var ve yönetime de etkili oluyorlar. Hatta oyuncu alınması satılmasında rol alıyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
“Taraftar, sermayesi sadakat olan en büyük ortaklıktır. Taraftar dernekleri kulüpe paralel kuruldukları için bir bütünlük yaratılması oldukça zordur. Bütünlüğe değil, parçalanmaya sebep olurlar. Kurumlarla kitle arasına giren yeni taraftar örgütleri, yönlendirici bir egemenlik, seçilip gelenlerin yönetme haklarını gasp etmişlerdir.
Taraftar olmak, kalabalıklara katılmak değil, bilinçli bir farkındalıkla kimliğine sahip çıkmak demektir. Taraftar, takım yapmaz; takımı destekler. Taraftar; oyuncu sahiplenmez, takımı sahiplenir. Taraftar iyi gün dostu değil, iyi gün yaratıcısı olur. Taraftar ‘Birileri başarsın, biz sevinelim.’ demez! Her koşulda bağlılığını hissettirir. Taraftar, gösteriyi zenginleştirmesini bilmelidir. Taraftarın itibarı sövenlerle değil, sevenlerle sağlanmalıdır.
Taraftar şiddeti soluyan, sözü kirleten, oyuncuyu ürküten, yönetimleri yöneten etkilerinden vazgeçip ne zaman gerçek taraftar olmak erdemine ve saygınlığına ulaşırsa işte o zaman futbolun gerçek şova döneceği zamandır. Yapay taraftar üreten kulüpler, doğal taraftarı yok etmiştir ve sonunda kontrolden çıkmış bir kitle, kulüpler için en büyük tehlike hâline gelmiştir. Seven, okşayan, güven veren taraftar yerine; acıtan, ürküten, çökerten bir taraftar profili var.”
Hocam, kimdir gerçek taraftar?
“1-Kişilere değil kulüpe bağlı olan,
2-Oyuncuların başarısında destekleriyle etkili olma bilinci taşıyan,
3-Başarısızlıkta kulübe ve oyunculara sahip çıkan,
4-Kulübe maddi manevi kazandıran,
5-Kendi gerçeğinin bilincinde olan
a)Kendi öz kaynaklarını desteklemek,
b)Bütünleşmenin gücüne inanmak ve katkı yapmak,
c)Ortak vizyona bağlanmak,
d)Misyonuna uygun gerekli desteği vermek (kişileri değil, kulübü sahiplenmek.)
Günümüzde bilinçli taraftar, iyi bir takımdan daha değerlidir. Çünkü bir takımın doğru desteği, yeterli motivasyonu yoksa kaliteli oyunculara sahip olması çok şey kazandırmaz. Başarı, başarısızlıktan birbirine güvenenlerin ve dayanışmasını sürdürenlerin hakkıdır.”
Hocam, en iyi rehber nedir?
“En iyi rehber bir kural kitabı değildir, deneyimdir. Danışmanların idari, teknik ve ekonomik kavramları etkileme gücü ve güvenirliliği yoksa danışmanlık bir refakatçiye ve onaylamacılığa dönüşür. Yaşarken eskiyenlerin deneyimlerine değer vermeyenler, işini iyi yapmaktan çok, işi kendi başına yapma bencilliği içindedir. Bütün başarılı insanların ortak yanı, başkalarının deneyimlerinden yararlanma bilgi ve becerisine sahip olmalıdır.”
Olgunlaşma ne zaman değerini bulur?
“Olgunlaşma hayatta insanın karşısına çıkan güçlükler, üzüntüler, acılar yanında; iyilikler, sevinçler ve başarılar da eklendiğinde gerçek değerini bulur.”
Siz konuşmalarınızda futbol akademisinden bahsediyorsunuz. Bu konuya çok önem verdiğinizi biliyorum. Futbol Akademisi nedir?
“Futbol eğitiminin çağdaş bir seviye kazanabilmesi için bir fırsat olması yanında, Trabzon potansiyelinin değerlendirilmesi yolunu açandır. Trabzonspor’un üstünlük sağlayacağı bir rekabet pozisyonunu alabilmesi ancak, kendi kaynaklarını kullanabilme kabiliyeti ile mümkündür. Bunun dışındaki her seçenek Trabzonspor’u yok etme seçeneğidir.”
Hayatımız ne yazık ki kötülüklerle dolu. Hocam, iyilikler ne ister?
“İyilikler; bilgi ister, birlik ister, doğruluk ister, sevgi ister, mücadele ister, yenilik ister, öngörü ister, özveri ister, kararlılık ister!”
İyilikler, neyi istemez?
“Bilgisizliği, haksızlığı, ahlaksızlığı, korkaklığı, teslimiyeti istemez!”
Türk Futbolunu ‘daha iyi’ olmaktan alıkoyan nedir?
“1-Özerkliğini koruyamamak.
2-Futbol Federasyonu yönetim kurallarında görev alanların Türk futboluna değil de kendilerini öneren kulüplere ve kesimlere hizmet etme anlayışı.
3-TFF yönetim kurulunda bilgi yetersizliğini giderecek danışman ve uzmanlara yer verilmeyişi.
4-Kulüpleri kurumsallığa yönlendirecek ve aşırılıklardan alıkoyacak etkin bir otoritenin olmayışı.
5-‘Kulüpler Birliği Vakfı’ dışında kalan delegelerin çoğunlukta olmasına rağmen örgütlenmedikleri için genel kurullarda ve futbolla ilgili alınan kararlardan ortaya bir görüş ve etki koyamamaları.
6-Yabancı oyuncu transferine sayı ve kalite olarak ülke koşullarına uygun bir kriter getirilmemesi.
7-Play-off kararı, etkileri hiç düşünülmeden alındığı için ligin akışı, dengesi ve heyecanı kaybolduğu gibi, play-off dışında kalacak kulüplerin maddi kayıp ve pasif bekleme nedeniyle oldukça zora girecek olması.
8-Sahip olunan potansiyele bir gelişim yolu açamamak.”
TFF Genel Kurulu seçimlerinde hangi kriterlere dikkat edilmiştir?
“Bugüne kadar TFF Genel Kurulu seçimlerinde iki kriter geçerli olmuştur:
1- Siyasetin belirledikleri
2- Kulüplerin kendi çıkarlarına uygun olarak önerdikleri
Yani futbolunun adamı değil, çoğunlukla herkesin adamı olma kaypaklığına sahip olanlar tercih edildi. Herkesin adamı olmak, adam olmamaktır! Bulunduğumuz yere baktığımızda futbolun bu çirkeflikten, kirlilikten ve yetersizlikten kurtulması için doğru yönetici tercihleri yapılması bir temenni değil, bir zorunluluktur.
Yanlış insanlara değer vermek, doğru insanları yok etmenin en etkin yoludur. Hiçbir şey kendiliğinden doğru ve yanlış, iyi ya da kötü değildir. Bir şeyin ne olduğu, bizim ne olduğumuza bağlıdır. Yani, biz neysek olan da odur.”
Not : Özkan Sümer’in cevapları şimdiki zaman için değil, yaşamı boyunca verdiği cevaplardır.
Kaynak : Kendini Yaratan Adam Özkan Sümer, Hasan Al. (Lütfen bu kitabı alıp okuyun.)