İYİ Parti Belediye Meclis üyesi Davut Çakıroğlu, Selim Pastanesi ve Yomra Belediyesi ile Avrasya Üniversitesi arasında yaşanan krize alakalı önemli açıklamalarda bulundu.
TARİHİ BİNAYA BALKON ÇIKANLAR…
Kişilere göre ayrı muamelere yapıldığına dikkat çeken Çakıroğlu, “Ülkemiz ve dünya çok hızlı güncellenen gündemler yaşamaktadır. Biz de genel itibariyle; Akdeniz, Azerbaycan, Kıbrıs, Suriye odaklanması yaşıyor olmamıza rağmen siyasi kimliğimizin yerelliğine binayen şehrin gündemini de takip etmek, olan olaylara tanıklık etmek durumundayız. Şehrin efsanesi Selim pastanesine polis, zabıta yapılan masa operasyonunu, Avrasya Üniversitesi ile Yomra Belediyemiz’in yaşadığı sorunu şehir adına değerlendirmeliyiz. Öncelikle şunu vurgulamalıyım ki duruşumuz kimliğe ve kişiye göre değildir. Kaldırımlarla ilgili kullanım talimatı açık olmasına rağmen, farklı tutuma bazı iş yerlerinin maruz kalması hakkaniyetli değildir. Meydanda tarihi bir binaya balkon çıkartanlar, İskenderpaşa Cami avlusuna kafe, cephanelikte tarih tahribatının üzerine suni çim serenler, tarihi hamamlara bakkal, sit alanına tünele niyet bir çift göz yapanlar “disiplinden bahsetmemeli” dedi.
GÜÇLÜ OLAN HAKLI OLMAYACAK, HAKLI OLAN GÜÇLÜ OLACAK
Yomra Belediyesi ve Avrasya Üniversitesi arasında yaşanan krizle alakalı da açıklama yapan Çakıroğlu, “Avrasya Üniversitesi’nin maalesef bu tarz gayrı meşru konularla gündeme gelmesi üzücü bir durumdur. Daha öncede İller Bankasından devralınan binaya birilerinin gözünün içine baka baka atılan kaçak kat ile gündeme gelen üniversite, zannedersem günümüz siyasetinin hukuk, hak, kanun tanımamazlığından, siyaseti hakim güç görmesinden, göstermesinden faydalanarak “nasılsa kanun çıkarıp bu arazileri bana vereceğini beyan eden vekiller var” diyerek Yomra Belediyemiz ile bir restleşme yaşamıştır.
Mütevelli Heyeti Başkanı Sn Ömer Yıldız o kadar yerini yadırgayan ve haddini zorlayan bir açıklamaya imza atmıştır ki şehrin Valisinin, ilçenin Kaymakamının “Devlet” kimliğini unutup onlardan adeta emrinde çalışan işçiler gibi bahsetmektedir. Sn Yıldız’a cesaret veren siyasiler bu duruma da bir açıklama getirebilirler mi..? “Sen rahat ol, bir kararname ile alırız onları görevden” mi demişlerdir kendilerine ki pek bir saygı ifadeleri içermeyen açıklamalar okuduk. Burada hedef yapılan Belediye Başkanımız Sn Mustafa Bıyık kardeşim değil konunun bir tarafı, bir taraf Yomra halkıdır.. Yomralılardır,, Trabzon’lulardır. Millettir. Bu koltuklar milletin malının, devletin malının peşkeş çekileceği makamlar değildir.
Tam tersi, millet adına alınan sorumluluk gereği milletin olanın millete tahsis edilmesini sağlayacak, milletin olanı koruyup kollayacak sorumluluk mercileridir bu makamlar..
Sn Bıyık her türlü haklılığına rağmen sulh olmak için çaba göstermiştir ancak üniversite yetkilileri bütün iyi niyete rağmen Belediye’yi yok saymıştır.
Gelinen nokta ve gelişen süreç Belediye’yi yetkisini kullanmaya mecbur bırakmıştır. Belediye’yi adeta barbarlıkla suçlayan kişilerin eğitim eri kimliği taşıyan kimlikteki kişileri açılan duvar kanallarına sokarak algı yaratmaya çalışması bize Şener Şen’in oynadığı “ağa maraba” içerikli Türk filmlerini hatırlatmıştır.
Özel sektör olan ve kâr amacıyla faaliyet gösteren bir kurumun, millete hizmet aracı olan bir kurumun malını gasp etmesi esasen bugüne kadar Devlet yetkililerinin hesap sorması gereken bir durumdur. Algıların olguları yönettiği, yok ettiği günümüz siyaset arenasında bir kez daha ya da bu kez “ağalar” kazanmayacak, millet kazanacak. Aldıkları iktidar desteği, iktidar vekillerinden aldıkları cesaret, güvence işe yaramayacak.
Bu saatten sonra Yomra halkının olanı hiçbir güç Yomra’dan, Yomra halkından alamaz. O millet ki, yok sayıldığında sizi rahatlıkla yok sayar, sayacaktır. Ve bu tahsisi üniversiteye yapanlar, yaşanan süreçten sonra çıkıp zannedersem milletten, Yomra halkından özür dilerler.. Güçlü olan haklı olmayacak, haklı olan güçlü olacak”