Trabzon’un Akçaabat ilçesinde yapımı planlanan sahil düzenlemesi kamuoyunda kafaları karıştırdı.
Akçaabat merkezinden başlayarak Yaylacık-Söğütlü ve Yıldızlı Mahallesi’nin sonuna kadar devam edeceği söylenen projede, kesintisiz yürüyüş ve bisiklet yolu, kafeteryalar, aktivite alanları, aqua park, amfi tiyatro, etkinlik sahaları gibi alanlar yer alacağı ifade edildi.
Konuyla ilgili yerel basına açıklamalarda bulunan Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim; “Günübirlik tesis, çocuklar için oyun alanı, gençler için kafeler vs. zaman içerisinde oluşacak. Plajlar koyulacak, insanlar faydalanacak. Bunun Yaylacık kısmında spor bakanımız ile beraber imzalamış olduğumu protokoller var. Cumhurbaşkanımızın destekleriyle yüzme havuzu, kapalı spor salonu, gençlik merkezi var içinde. Bunlarla beraber bir bütün olarak sahile düzenleme yapıyoruz” dedi.
Karadeniz Sahil yolu inşası ve sonrasında ortaya çıkan çevre ve doğa tahribatını hafızasında canlı tutan pek çok yurttaş, sosyal medyadan endişelerini dile getirmeye başladı. Akçaabat Belediyesi kamuoyunu yeterince ikna edici açıklama yapmamasından ve Karadeniz Sahil yolunda geçmişte yaşanan acı tecrübeler kamuoyunda kafaların karışmasına neden oldu. Deniz ile bağlantısının kopmamasını ve doğal deniz sahili kumsalı ve yürüyüş yollarının tahribata uğramaması için çok sayıda Akçaabatlı sosyal medyadan çağrıda bulundu.
Kamuoyunda bu endişeler oluşmuşken, Karadeniz Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Coşkun Eruz’un açıklamaları endişelerin haklı olabileceğinin işaretini verdi. Coşkun Eruz, doğal kıyılarda dokunulmaması gereken sınırın dalga etkisinin ulaştığı en son nokta olarak ele alınması gerektiğini belirterek kıyı çizgisi ile deniz arasında kalan kumsala hiçbir müdahalenin yapılmaması gerektiğini söyledi. Bilgisayar başında üretilen projelerin doğal yapıya uymayacağını aktaran Eruz, bilimsel ölçüm, analiz ve modelleme yapılmadan mühendislik uygulamaların yapılmaması gerektiğini dile getirdi.
“KUMSALA KESİNLİKLE HİÇBİR MÜDAHALE, YAPI YAPILMAMALIDIR”
Karadeniz Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Coşkun Eruz; doğal kıyılarda dokunulmaması gereken sınırın dalga etkisinin ulaştığı en son nokta olarak ele alınması gerektiğini söyleyerek kıyı çizgisi ile deniz arasında kumsala hiçbir müdahalenin yapılmaması gerektiğini vurguladı.
Eruz, “Akçaabat Söğütlü sahili, sahil düzenleme projesi, yürüyüş-bisiklet yolu inşa alanı. 1. fotoğraf 12 Mart 2021, 2. fotoğraf 12 Mart perşembe gece ve 13 Mart 2021 Cuma yaşanan fırtına ile oluşan 1-2 metre dalga sonrası aynı sahilin durumu. Deniz kendine ait olanı alır ve düzenler, bunu da kıyılarda dalga aşındırması, akıntı taşıması ve biriktirmesi ile yapar. Doğal kıyılarda, kıyı çizgisi dokunulmaması gereken sınır, dalga etkisinin ulaştığı en son nokta olarak alınmalıdır. (2 metre değil Trabzon da 5 metreye kadar extrem dalga oluşma riski mevcuttur.) 1990’da 4-5 metre yüksekliğe sahip dalga Trabzon kıyılarını, 10-20 tonluk blok ve kayalarla tahkim edilmiş liman mendireğinin bir kısmını dahi tahrip etmişti. Kıyı çizgisi ile deniz arasında, kumsala kesinlikle hiçbir müdahale, yapı yapılmamalıdır” uyarısında bulundu
“BİLGİSAYAR BAŞINDA GÖRSELLİĞİ ÖN PLANDA OLAN PROJELERLE MÜDAHALE EDİLMESİN”
Bilgisayar başında üretilen projelerin uygulamada doğal yapıya uymayacağını aktaran Eruz, kıyı düzenlemelerinin kıyı çizgisi ile deniz arasındaki doğal kıyıya ve kumsal formuna dokunulmadan yapılması gerektiğini belirtti.
Eruz, şunları söyledi ; “Fiziki coğrafyaya, ölçülmüş kıyı çizgisi sınırlarına, hidrodinamik etki analizine dayanmayan, bilgisayar başında üretilen çok güzel projeler, uygulamada doğal yapıya uymayacaktır. Deniz ilk fırsatta kıyıyı eski haline döndürmek için tahrip edecek, burun vb. çıkıntıları bozacak, çekek, koy gibi oyuntu alanlarını dolduracak ve dengeyi kurarak olabildiğince düz bir kıyı oluşturmaya çalışacaktır. Lütfen kıyılara bilgisayar başında görselliği ön planda olan projelerle müdahale edilmeyip, kıyının hidrodinamik yapısı (dalga, akıntı), jeolojik yapı, kıyı topografyası ve batimetrik yapıların yerinde ölçüme dayalı tespit ve modelleme çalışmaları yapılarak müdahale edilsin. Kıyı düzenlemeleri kıyı çizgisi ile deniz arasındaki doğal kıyı, kumsal formuna dokunmadan yapılmalıdır.”
“YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN, KEŞKE DEMEDEN”
Trabzon’un doğal kıyısının ve kumsallarının artık yanlış projelerle tahrip edilememesi gerektiğini söyleyen Eruz, “Kıyıları doldurup ilk fırtınada tahrip olmasına sebep olmak ve buna doğal afet demek, bilim ve teknoloji çağında, üniversite kentinde ne ahlaki, ne de insani olmaz. Doğayı tahrip eden, milletin parasının heba olacağı, doğa şartlarında sürdürülebilir olmayan yatırımlardan kaçınmak gereklidir. Trabzon ili, 119 kilometre kıyıya sahip, 1960 öncesi yüzde 76’sı kumsallardan oluşan bir deniz şehri ve ili idi. 2021 yılına gelindiğinde Trabzon’un 10 sahil ilçesinin kıyılarında, bir kısmı yapay tahkimatlarda oluşmuş toplam 7500 metre, ilçe başına 750 metre, il nüfusuna köre kişi başı 10 santimetre kumsalı kalan bir il. Trabzon’un artık kaybedecek, müdahale edilecek 1santimetre dahi doğal kıyısı, kumsalı olmamalı. Bilimsel ölçüm, analiz ve modelleme yapılmadan mühendislik uygulamaları yapılmamalıdır. Yarın çok geç olmadan, keşke demeden” açıklamalarında bulundu.
CHP AKÇAABAT İLÇE BAŞKANLIĞI AÇIKLAMADA BULUNDU.
Tartışmalı proje ile ilgili bir açıklama da CHP Akçaabat İlçe Başkanlığı’ndan geldi. İlçe Başkanı Mustafa Bak imzasını taşıyan açıklamada; “Akçaabat Belediyesi’nin şehir merkezinden başlayarak Yıldızlı mahallesi sonuna kadar olan deniz sahilinde yapımına başladığı kesintisiz yürüyüş ve bisiklet yolu projesi ilçemiz için bizlerinde uzun yıllardan beri ısrarla yapılması ve ilçemize kazandırılması konusunda taleplerimiz olmuştur” denildi.
İlçe için ihtiyaç ve önem arz eden projelere destek vereceklerinin altını çizen CHP Akçaabat İlçe Başkanı Mustafa Bak; ”Bizler bugüne kadar Akçaabat için yapılacak olan her türlü hizmete destek olduk, olmaya da devam edeceğiz. Bunun böyle bilinmesini istiyorum. Ancak bu yürüyüş ve bisiklet yolu projesiyle ilgili olarak halkımızın da bizim de bazı kuşkularımız vardır. Zaten daha önceki yıllarda plansızca yapılan dolgu alanlarıyla birlikte Akçaabat sahilinin bir çoğu yok olmuş, tahkimatsız şekilde yapılan bu dolgular ile hem kıyı balıkçılığı yok olmuş hem de insanlarımızın denizle ilişiği kesilmiştir. Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim’in birkaç gün önce basına verdiği bir demeçte “Belli yerlerde Taşıt İzleri de olacak ancak büyük araçların girebileceği şekilde olmayacak” açıklamasıyla burada araçlar içinde bir yol planlandığı ortaya çıkmıştır.
Buradaki sahile zaten mevcut haliyle belli yerlerden dikey olarak ulaşılabilmektedir, aynı şekilde yeni dikey yollarla projenin desteklenmesi daha doğru olacaktır. Eğer Yaylacık’tan Yıldızlıya kadar ayrıca bir araç yolu da düşünülüyorsa bu projenin özüne aykırı bir durumdur. Bir yanda araç yolu bir yanda da egzoz gazları arasında bir yürüyüş yolu nasıl olacaktır. Ayrıca bu yol ilerleyen zamanlarda mevcut trafik sorunlarından dolayı birçok insanımızın ve özellikle de dolmuşların kullanacağı bir yol haline gelecektir ki, aslında esas amaç bu projeyle birlikte bir taşıt yolu mu amaçlanıyor? sorusunu akıllara getirmektedir.
Bu daha önce bizlere asla olmayacak diye söylenen sahil yolu projesinin yeni bir versiyonu mu! bu konuda ciddi endişelerimiz vardır. Bizler bu alanda yapılacak olan plaj, bisiklet ve yürüyüş yolu projesinin söylenildiği şekilde yapılmasını elbette destekliyoruz, ancak elimizde avucumuzda kalan son sahilinde tekrar yok olmasına ve bu projenin amacı dışında yapılmasına asla müsaade etmeyeceğimizi ve takipçisi olacağımızı halkımızın bilmesini istiyorum” şeklinde endişelerini dile getirerek uyarılarda bulundu.
