Röportaj: Muhammet Furkan Uzun
”Sert bir korner, kim vurursa gol olur ve gooollll! Küçük Orhan! O ortaya kim vurursa gol olurdu sayın seyirciler. Sevin Orhan, bu senin hakkın…” Spiker Öztürk Pekin, Orhan Kaynak’ın Hüseyin Avni Aker stadyumunda Aston Villa ağlarına attığı golü bu sözlerle anlatmıştı. Orhan Kaynak, İngiltere’deki maçta da Aston Villa ağlarını havalandırırken Trabzonspor, sahadan 2-1 mağlup ayrıldı. Fakat 2-1’lik bu yenilgi belki de kulüp tarihinin en güzel yenilgisiydi. Zira o yenilgi sayesinde Trabzonspor, ilk defa bir İngiliz takımını elemişti.
90’ların ortasındaki efsane Trabzonspor takımının özel isimlerinden biri, Türk futbolunda ve Trabzonspor tarihinde büyük bir iz bırakıp adını kulüp tarihine altın harflerle yazdıran ”Küçük Orhan”, Orhan Kaynak’la Sarıyer Avcılık ve Atıcılık Spor kulübü tesislerinde buluşarak dünü, bugünü ve yarını konuştuk.
En son Elazığspor’da görev aldınız. Orhan Kaynak, kariyerine nasıl devam etmek istiyor? Futbol adamı Orhan Kaynak’ın en büyük hedefi, hayali nedir?
Teknik direktör olarak en büyük hayalim Türk Milli takımını çalıştırıp Avrupa’da teknik direktörlük yapmak. Futbolcuyken Milli takımda, Türkiye’nin büyük kulüplerinde ve Avrupa’da futbol oynamayı hayal ediyordum. Futbol hayatımda hayal ettiğim her şeyi gerçekleştirdim. Milli takımda oynadım. Beşiktaş ve Trabzonspor gibi iki büyük kulüpte oynadım. Yunanistan’da oynadım.
‘’Trabzonspor’la Kendimi Buldum’’
Telefon numaranızın sonu bile 61 olduğuna göre Trabzon ve Trabzonspor’la olan bağınızın devam ettiğini düşünüyorum. Dışarıdan gelen bir isim olarak Trabzon şehrinin ve Trabzonspor’un Orhan Kaynak’a verdiği en önemli şey nedir?
Trabzonspor bir marka. Bu markanın altında görev alan herkes, bu markanın bir çalışanıdır. Ben de bu markanın çalışanıydım. Bu marka sayesinde hem kendi kariyerimde hem de Trabzonspor’un tarihine iz bıraktım. Bir anımı anlatayım size. Trabzonspor’a transfer olmadan önce Barcelona’ya attığı gol nedeniyle Hamdi Aslan’ı çok kıskanmıştım. Kendi kendime şöyle diyordum ‘’Hamdi Aslan şuan dünyanın en mutlu insanıdır. Ben de inşallah Avrupa’nın büyük takımlarına gol atarım’’ Aston Villa’ya attığım golden sonra bu yüzden iki elimi kaldırıp ‘’Allah’ım şükürler olsun bana bugünleri gösterdin’’ dedim. O hayalimi gerçekleştirdim.
Trabzonspor’a hem ekonomik anlamda çok büyük katkı sağladım hem de attığım gollerle kulüp tarihinde iz bıraktım. Bir sezonda 25 gol attım ama milli takıma seçilemedim. Bu durum beni biraz üzmüştü ama Trabzonspor kendimi bulduğum, başarılı olduğum bir yer. Ayrılırken çok üzüldüm. Kulübün ekonomik sıkıntıları vardı. Kulüp birkaç oyuncu satmak zorundaydı. 2-3 oyuncunun toplamından daha çok para getirip kulüpten ayrıldım, ekonomik katkı sağladım. Trabzonspor her zaman bir fabrika gibi üretip satmak zorunda. Kulübe iyi oyuncular transfer edebilmek için ekonomik gücünüzün iyi olması gerekiyor. Yusuf Yazıcı, Ali Kemal Denizci, Serdar Bali bunlar Trabzonspor’a büyük katkı sağladı. Kulüpten yetişen insanların başarılı olması Trabzonlular için de Trabzonsporlular içinde bir gurur kaynağıdır.
‘’Trabzonspor’da Kalmak İçin Çok Israrcı Oldum’’
Trabzonspor’daki son sezonunuzda başarılı bir sezon geçirdiniz. Az önce de dediğiniz gibi 25 gol atarak takımın en golcü oyuncularından biri oldunuz. Aston Villa’ya attığınız gollerle kulübün tarihinde iz bıraktınız. Fakat sezon bitimiyle beraber Beşiktaş’a transfer oldunuz. Beşiktaş’a transfer sürecinizde neler yaşandı? Ayrılmayı siz mi istediniz yoksa kulüp mü sizi ayrılığa itti?
Kimse kimseyi ayrılığa itmedi. Konuştuk anlaştık. O dönem rahmetli Kenan İskender bir yöneticiden ziyade abimiz, babamız gibiydi. Her futbolcuya öyle yaklaşırdı. Başkanımız Faruk Özak’ta aynı şekilde onun gibiydi. Kulübün menfaatleri doğrultusunda en iyi şartları göz önüne alarak konuştuk anlaştık. Kalmak için de çok ısrar etmiştim. Bana da diğer oyuncular kadar para verin. Ben kalmak istiyorum desem de ‘’paramız yok, biz sana istediğin ücreti verebiliriz ama sonra sıkıntı yaşarız’’ dediler. O dönem Trabzonspor’da diğer takımlardan teklif alan başka oyuncularda vardı ama benim kadar yüksek teklif alan yoktu. O gün bana gelen teklifin bugün ne kadar olduğunu dahi hesaplamak mümkün değil.
Benim için ödenen bonservisle Trabzonspor 11 tane milli oyuncunun iki yıllık maliyetini karşıladı. Şimdi böyle bir şey olabilir mi? O zamanki paraları bugünkü paralarla karşılaştıramıyorsun. Bugün yıllık 2-3-4-5 milyon Euro kazanan oyuncular var. Hem Trabzonspor’un hem de bizim mutlu olabileceğimiz bir transfer gerçekleşti. Sonrasında da Beşiktaş’a imza attım. Transferim hakkında şunu da söyleyeyim gelen teklifler arasında bana en az para veren takım da Beşiktaş’tı.
Daha sonra Faruk Özak başkanımız benim Trabzonspor’a geri dönmemi istedi. Trabzonspor’la olan ilişkilerim bugün dahi iyi. Ama ben Beşiktaş’ta kalıcı olmak istediğimi, bazı şeylerden vazgeçmek istemediğimi söyledim. O yüzden Beşiktaş’la devam ettim. Beşiktaş’tan sonra Kocaelispor’a transfer oldum, o sezon Kocaelispor çok güçlü bir takımdı. Orada sakatlıklar ile boğuştum. Schalke’ye Hami Mandıralı’nın yanına gittim. Oradaki doktor hastalığıma teşhis koydu ve 37 yaşına kadar sakatlanmadan futbol hayatımı sürdürdüm. Sonra’da zaten Trabzon’a Akçaabat Sebatspor’la döndüm.
‘’2-3 Transfer Yapılsaydı UEFA Kupası Şampiyonu Olurduk’’
1994 ve 1995 yıllarındaki kadrolar kulüp tarihinin en önemli kadrolarından olarak gösteriliyor. Siz kaçan o iki şampiyonluğu neye bağlıyorsunuz? Futbolcu grubunun tecrübesizliği mi? Yoksa şampiyonluk hasretinin getirdiği baskı mı, şampiyonluğun gelmesini engelleyen şey sizce neydi?
O sezon çok dar ve alternatifsiz bir kadroya sahip olduğumuz için şampiyon olamadık. Bunu her yerde söylüyorum 1994-1995 sezonunda UEFA kupasında şampiyon olabilirdik. Dediğim gibi dar bir kadroya sahip olduğumuz için bunu yapamadık. Ama ona rağmen ligde şampiyon olmak için Arçil ve Şota transferleri yapıldı. 3 yabancı kuralı hakkı vardı. İki yabancı oyuncumuzu gönderip onların yerine Avrupa kupalarında oynamayan Arçil ve Şota’yı aldık. Çok iyi oyunculardı ama daha önceki takımlarında Avrupa kupası maçına çıktıkları için bizimle Avrupa kupalarında oynayamıyorlardı.
Aston Villa sonrasında Lazio ile karşılaştık. Lazio maçında İki sakat, iki de cezalı oyuncumuz vardı. Zaten 12-13 kişilik bir takımdık. Yedek oyuncularımız Trabzonspor seviyesinde oyuncular değildi. Geride bıraktığımız sezonki Trabzonspor kadrosuna benzer bir kadromuz vardı. Kadromuz biraz geniş olsaydı biz Lazio’yu elerdik, tüm takımları yener 1995 yılında UEFA kupası şampiyonu olurduk. Avrupa kupalarında oynayabilecek oyuncuları transfer edebilseydik kesinlikle o sezon Avrupa’da şampiyon olurduk.
‘’Aston Villa Maçıyla Yeniden Doğdum’’
Aston Villa maçında attığınız gollerle iz bıraktınız. Aston Villa maçlarına dair neler söylemek istersiniz?
Aston Villa maçı öncesi kulüpte çok büyük sorunlar vardı. Taraftarlar yönetim ve Şenol Güneş’i istifaya davet ediyorlardı. Villa’yı eleyince işler değişti tabi (gülüyor) Aston Villa maçına çokta umutla gitmemiştik. Ama çok beceriksiz çıktılar. Ben böyle beceriksiz takım görmedim. Her geldikleri atak pozisyon oluyor ama atamıyorlar. Penaltıyı bile 3 kere attılar da anca gol oldu. 10 kişi oynuyoruz adamlar gol atamıyor şaka gibi. Maç Allahtan uzatmaya gitmedi. 38-0 bitmesi gereken maç 2-1 bitti ve tur atladık (gülüyor) Orada attığım golle örümcek ağlarını aldım! O maçın hikayesi çok büyük. Villa, fizik olarak bizden üstün bir takımdı.
Aston Villa maçıyla yeniden doğdum. Villa maçı Trabzonspor’un kurtuluşuydu. Trabzonspor o maçla ve benden gelen bonservisle beraber en az 5 senesini kurtardı. Villa bizi eleseydi UEFA kupası şampiyonu olurdu. Biz onlara çelme taktık. Bizden önce İnter’i elemişlerdi. Zaten Aston Villa, İngiltere ve İrlanda milli takımlarının karması gibi bir takımdı. Bugünkü Liverpool gibi Manchester City gibi bir takımdı. Hocaları da çok tecrübeliydi, Allah rahmet eylesin. Villa’da oynayan Dalian Atkinson daha sonra Fenerbahçe’ye transfer olmuştu. Türkiye’de onla karşı karşıya oynarken o maçı hatırlatıp onunla dalga geçiyordum.
‘’Trabzonspor’u Şampiyon Yapmak İstiyorum’’
Ocak ayında Hami Mandıralı ile yaptığımız röportajda 1995 yılındaki takımı kast ederek ‘’Bir gün o takımdan biri antrenör olarak Trabzonspor’u şampiyon yapacak’’ demişti. Siz ne düşünüyorsunuz?
Benim işte (gülüyor) Ben çok isterim. O kadrodaki futbolcuların karakterleri çok iyiydi. Antrenörlükleri de iyi, aslında antrenörlük yapmalarına da gerek yok. Hepsinin bilgisi, eğitimi, tecrübesi var. Her şeyi görmüş insanlar. Avrupa, Türkiye… Bu isimlerin Trabzonspor parçası olması önemli. Ama daha önemlisi Trabzonspor’un başındaki insanların bu insanlardan faydalanması. Gördüğüm kadarıyla şuana kadar sadece Ünal’dan faydalandılar. Ama 9 yıllık kontrat yapıp bir yıl bile çalışmayan hocalar Trabzonspor’da daha makbul olabiliyor! Kimi kast ettiğimi anlamışsındır. Bu kulübün Hami, Ünal gibi isimlerin fikirlerinden faydalanması, onlara danışması lazım. Herkesten fikir alınamaz tabi ama en azından bazı kişilerden alınmalı.
Daum, Özkan Sümer, Şenol Güneş, Rasim Kara ve Gündüz Tekin Onay gibi Türk futbolunda büyük izler bırakan isimlerle çalıştınız. Futbol adamı Orhan Kaynak, bu isimler dahil hangi teknik direktörü örnek alıyor ve çalıştırdığı futbolculara onun tarzıyla yaklaşıyor?
Gündüz Tekin Onay benim için büyük bir efsanedir. Futbola başladığım yıllarda davranış, karakter, bilgi ve beceri olarak Gündüz Tekin Onay Türk futbol tarihinin en iyi isimlerinden biri.
‘’İbrahim Hacıosmanoğlu, Vahid Halilhodzic’in Yardımcısı Olacağıma Dair Söz Vermişti’’
Futbolu bıraktıktan sonra Trabzonspor’da yardımcı antrenörlük görevinde de bulundunuz. Takım arkadaşınız olan Hami Mandıralı’nın yardımcılığını yaptınız. Geliş ve ayrılış süreciniz nasıl gelişti?
Ben o dönem Rıza Çalımbay hocayla çalışıyordum. Rıza hocanın yanından ayrılıp kendi ayaklarımın üzerinde durmaya karar verdim. O dönemde Trabzonspor’da Mustafa Reşit Akçay hoca ayrılınca Hami Mandıralı teknik direktör oldu. Dönemin başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu aradı, ‘’Hami ile beraber olmanı istiyoruz Trabzonspor’a gelmek ister misin’’ diyerek teklif yaptı. Başkan böyle deyince Trabzonspor’dan gelen bir teklife hayır deme şansınız olmuyor. Hiçbir beklentim olmadan kabul ettim. Hatta ondan sonraki yılda devam edecektim, başkan benim kalmamı istemişti. Başkan Hacıosmanoğlu bana, ‘’Halilhodzic ile anlaşılırsak Hami bizimle devam etmek istemiyor’’ dedi.
Başkan Hacıosmanoğlu ile her gün beraberdik. Bana göreve devam edeceğime dahil söz vermişti. Ancak kontrat yapılmadı. Sanırım Vahid Halilhodzic beni kabul etmedi. Trabzonspor’da antrenör olarak görev aldığım günlerde başarılı olduk. Takımı alt sıralardan alıp Avrupa kupalarına götürdük. Katkım olduysa ne mutlu bana. Muharrem Usta’nın başkanlık döneminde de antrenörlük için bir teklif aldım. Anlaştık ama imza atılmadı. Sanırım yine dönemin teknik direktörü Ersun Yanal onay vermedi. Trabzonspor o dönem Aatif Chahechouhe’yi transfer etmek istiyordu. Aatif’i Türkiye’ye getiren kişi olduğum için Muharrem Usta bu transferin konuşulduğu günlerde Aatıf’ın yanına gitmemi ve transferde yardımcı olmamı istedi. Türkiye’de değildim. Yurtdışında olduğumu Muharrem Usta’ya söyledim. Yurtdışında olmama rağmen üzerime düşen görevi yaptım.
‘’Trabzon’un Futbol Kültürü Yüksek’’
Trabzonspor’da Futbol oynamak mı daha zor, antrenörlük mü? Geçmişten bugüne Trabzonspor’da futbol oynayan pek çok futbolcu, Trabzon şehrinde futbol oynamanın zor olduğunu dile getiriyor.
Futbol oynamak çok güzel, zor da değil. Teknik direktörlük zor bir meslek. Trabzon’da daha da zor bir meslek. Trabzon, futbol kültürü yüksek bir şehir. Orada takdir görmek kolay değil.
Sivasspor’da Roberto Carlos’un yardımcılığını da yaptınız. Türk futbolunda büyük izler bırakan Hami Mandıralı ve Dünya futbolunda büyük izler bırakan Roberto Carlos, Orhan Kaynak’a ne kattı? Carlos özelinde konuşmak gerekirse onda diğer antrenörlerden farklı olarak gördüğünüz bir şey var mıydı?
Dünyaya hala ikinci bir Roberto Carlos gelmedi! Carlos’la iletişimimiz devam ediyor. Hala görüşüyoruz. Çok donanımlı, kalbi çok geniş bir insan. Onda asla kibir yoktu. Her gelenle fotoğraf çekilirdi. Herkese yardımcı olmaya çalışırdı, futbolculara da o tarzla yaklaşırdı. Bu özellik bende de var. Kıskanmak, ego, kin bunlar bende yok. Carlos’la uzun yıllar beraber olmak isterdim. Carlos şuan Real Madrid’in Asya sorumlusu, Madrid’in reklam yüzü. Sezon başında onla görüştüğümüzde şakayla karışık olarak, ‘’Carlos, Fenerbahçe teknik direktör arıyor gelmiyor musun?’’ demiştim o da bana ‘’Ben Real Madrid’de çalışıyorum’’ şeklinde cevap vermişti
”Slimanı Trabzonspor’un Gündemindeydi”
Geçtiğimiz günlerde ‘’Trabzonspor’da antrenörlük yaptığım dönemde Aboubakar’ı istemiştik’’ demiştiniz. Bu transfer neden gerçekleşmedi, Aboubakar’ın transferini siz mi önermiştiniz?
Aslında istemedik, sadece izledik. Ama şartlar müsait değildi. Porto’ya transfer oldu. Aboubakar o yıllarda gelecek vaat eden bir oyuncuydu. Satın alınabilecek bir oyuncu değildi. Parayla dahi alamazdık, kariyer planlamasında Türkiye’yi son durak olarak gören bir oyuncuydu. Avrupa’dan gelen oyuncularda genelde bu problem oluşuyor. Türkiye’yi son durak olarak görüyorlar. Siz hayata başlarken doğuya mı gidersiniz batıya mı? Batıya gidersiniz. Onlarda hayatın bitimine doğru doğuya gidiyor.
Trabzonspor özelinde konuşurken Türkiye gerçeklerini de görmemiz gerekiyor. Türkiye, tüketici bir ülke. Oyuncu izlerken dünyayı gezdim. Oyuncu gözüm iyidir. Carlos ve Sergen Yalçın ile çalıştım. Benim diplomam varken onların diplomaları yoktu. Çok ülke gezdiğim ve çok oyuncu izlediğim için oyuncu havuzum geniş. Mesela İslam Slimanı, yıldız bir futbolcu olmadan önce Trabzonspor’un gündemindeydi. Zaten genç oyuncuları alıp onları yıldız yapmak önemli.
Slimani’yi Siz Mi İstemiştiniz?
Slimani’yi Vahid hoca önermişti. Aboubakar’ı da Fransa’da yaşayan bir yöneticimiz vardı o tavsiye etmişti.
‘’Celutska’nın Transferinde Katkım Oldu’’
Trabzonspor’a transfer etmek için istediğiniz veya tavsiye ettiğiniz oyuncu olmuş muydu?
Fransa’ya oyuncu izlemek için gittiğimde forvet Sakho’yu izlemiştim. Premier Lige transfer oldu daha sonrada Bursaspor’a geldi. Oyuncunun kariyeri ne kadar yüksek olursa olsun Trabzonspor’a Beşiktaş’a veya Galatasaray’a ne verecek? Ben bunu görürüm. Öngörüm yüksektir. Aatif Chahechouhe’yi Türkiye’ye ben getirdim. O yüzden Sakho’nun Trabzonspor için verimli bir transfer olmayacağını düşündüm.
Celutska mesela. Şenol Güneş’in ekibi onu stoper olarak izlemişti. Bana, ‘’Celutska’yı alırsak Trabzonspor’a katkı sağlar mı?’’ diye sormuşlardı ‘’Olur. Çok da rahat oynar’’ diyerek tavsiyede bulunmuştum. Celutska’nın Trabzonspor’a transferinde katkım oldu.
‘’İsteseydik Adrian’ı 1.5 Milyon Euro’ya alırdık!’’
Başka oldu mu peki? O dönem çok fazla transfer yapılmıştı. Adrian, Zokora, Henruiqe, Sapara gibi
Adrian’ın Trabzonspor’a geldiği sene ben Sivasspor’a Kâmil Grosicki’yi aldım. Trabzonspor Adrian’ı 5 milyon Euro’ya aldı. Biz onu daha ucuza alabilirdik. Adrian’ın değeri 5 Milyon Euro değildi! biz isteseydik Adrian’ı 1.5 Milyon Euro’ya alırdık.
Trabzonspor, Türk futboluna 3 büyük antrenör sundu. Ahmet Suat Özyazıcı, Özkan Sümer ve Şenol Güneş. Sizce Trabzonspor neden Şenol Güneş sonrası bir isim daha çıkaramadı? Oysa yeni bir Şenol Güneş çıkarabilmek için Hami Mandıralı, Mustafa Reşit Akçay, Sadi Tekelioğlu başta olmak üzere Trabzonlu antrenörlere de şans verilmişti
Şenol Güneş’te Trabzonspor’a geldiğinde direkt olarak iyi bir teknik direktör olmadı. Şenol Güneş kaç kez geldi Trabzonspor’a 4 değil mi? Sorunun cevabı sende saklı aslında. Ondan başka 4 defa gelen var mı? (Gülüyor) 4 defa şans verilmesine de gerek yok. Bence Hami hoca da Ünal hoca da gayet başarılıydı. Dönemlerindeki ekonomik şartlar önemli. Ünal’ın döneminde transfer yasağı vardı. Ünal hoca daha ne yapsın? Kadroda kimin oynadığı da önemli değil. Ama yarışabilecek bir kadro var mı? Önemli olan bu.
‘’Avni Aker’in Olduğu Yer Verimli Kullanılabilirdi’’
Türk futbol tarihi için önemli bir yerde olan Avni Aker stadı yıkıldı ve yerine ‘’millet bahçesi’’ adı verilen bir bahçe yapılıyor. Sizce Trabzonspor, Avni Aker de kalmalı mıydı? Ve yeni stadyuma ‘’Şenol Güneş’’ spor kompleksi isminin verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Hüseyin Avni Aker isminin verilmesi gerektiğini düşünenler de çoğunluktaydı.
Herhalde bu karar siyasi bir durum. Şehrin önde gelenleri isim olarak böyle bir karar vermiş saygı duymak lazım. Şenol hoca Trabzonspor’la başarılı olmuş, 4 defa çalışmış Dünya Kupasında Milli takımla derece yapmış bir isim. Hüseyin Avni Aker devri bitti. Yeni bir stadyum gerekiyordu. Ancak Avni Aker stadyumunun olduğu alan bir spor alanı olarak değerlendirilebilirdi. Tesisler, tenis kortları, basketbol-futbol sahaları olacak şekilde bir düzenleme yapılabilirdi.
Orhan Kaynak bugün futbolcu olsaydı dolu tribünler önünde olması şartıyla Hüseyin Avni Aker stadyumunda son kez oynamayı mı isterdi, yoksa Medical Park stadyumunda oynamayı mı isterdi?
Avni Aker’de son kez de oynadım Akyazı’da ilk maçta da oynadım, golümü de attım. Zaten ondan sonra da sakatlandım (gülüyor)
Trabzonspor günlerinizde Avrupa’dan teklif almış mıydınız? Aldıysanız bu transfer gerçekleşmediği için herhangi bir pişmanlık duyuyor musunuz?
O zamanlar Avrupa’ya gitmek çok zordu. Beşiktaş’tayken Schalke ile temasımız oldu ama o dönem yurtdışına transfer olmak çok zordu. Hami mesela gitti ama yaşantı olarak uyum sağlayamadı.
‘’Ünal Karaman Çok Başarılıydı’’
Ünal Karaman ile devre arasında yaşanan ayrılığı nasıl değerlendiriyorsunuz? Pek çoklarına göre Ünal Karaman ile devam edilseydi Trabzonspor, sezonu şampiyon olarak tamamlayabilirdi. Siz ne düşünüyorsunuz?
Olabilirdi. Sonuçta sonunu bilmiyorsun. Ama bence Ünal Karaman Trabzonspor’da başarılıydı. Yönetimle olan sıkıntıları bir seferde kopma noktasına gelmedi. Yönetim tarafından bakınca yönetim, hoca tarafından bakınca hoca haklı. Ne olursa olsun kötü ayrılmamak gerekiyor. Ünal Trabzonspor’un evladı. Trabzonspor’da büyük bir camia. Uyum ve ilişkiler çok çok önemli. Ünal Karaman Trabzonspor’da çalıştığı zaman zarfında büyük işler başardı. Bunu çok konuşup dillendirmeye de gerek yok. Hüseyin Çimşir’de başarısız olmadı ama çok puan kaybetti. Az yenilgi aldı ama son haftalarda çok berabere kaldı.
Yönetim, Ünal sonrasındaki dönemde hatalar yaptı. Newton’la başlamak büyük bir hataydı. Ahmet Ağaoğlu başkan olduğundan bu yana kulübü yaşanılır bir hale getirdi. Ağaoğlu döneminde transfer yasağı vardı ama ondan önceli yönetimler yüzünden bu yasak geldi. Ertuğrul Doğan ve Mehmet Yiğit Alp’de güzel şeyler yapıyor. Malum kongre tarihi yaklaşıyor. Onun içinde başarılı olmak için son adımlar atılıyor.
‘’Tecrübeli ve Genç Oyuncularla Harman Yapmak Lazım’’
Evet o konuya gelelim. Geçtiğimiz yıllarda gelecek vaat eden oyuncular tercih edilirken bu sezon Gervinho, Peres ve Hamsik gibi marka değeri yüksek isimler tercih ediliyor. Sizin yorumunuz nedir?
Bu isimlerin yanına genç oyuncular serpiştirilirse doğru bir iş yapılmış olur. Altınordu örneğinde olduğu gibi tecrübe ile genç oyuncuları birleştirip bir harman yapmak gerekiyor. Ancak Trabzonspor bunu kaldırır mı? Önümüzdeki yıllarda kaldırmayacak. Bu transferler ile ‘’bu sene şampiyonluğa oynuyoruz’’ imajı veriliyor ama önemli olan bu oyuncuların Trabzonspor’a ne vereceği. Bence Trabzonspor’da bir arşiv olmalı. Yönetim de hoca da gitse bir oyuncu havuzu olmalı. Gelen kişiler o arşivden yola çıkarak hareket etmeli. Her yönetim değişikliğinde kim boşa çıkmışsa onu alıyoruz. Oysa uzun süreli olarak oyuncu takip edilebilir. 3 sene sonra Trabzonspor kapanmayacak ki.
‘’Türkiye’de Antrenörlerin Çoğu Belgesiz Çalışıyor!’’
13 Yıldır antrenörlük yapıyorsunuz. Bu 13 yılda Türk futbolunda kulüplerin ekonomik durumundan yabancı kuralına pek çok şey değişti. Antrenörlük içinde bir değişimden veya gelişimden bahsedebilir miyiz?
Ben Türkiye’deki antrenörlerin parayı gözetmeden Avrupa’ya oyuncu gibi gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Antrenörlerimiz Avrupa’ya gitmeli ve buradaki Türk oyuncuları da yanlarına almalı. Avrupa’da şart değil. Azerbaycan’a, İran’a, Moğalistan’a, neresi olursa olsun gitmeliler. Ben Yunanistan’a futbolcu olarak gittim benden sonra Tümer Metin, Erol Bulut, İbrahım Kutluay gitti. Yunanistan’da 6 ay top oynadım Türk- Yunan ilişkileri düzelttim (gülüyor) Yunan kültürüyle bizim kültürümüz çok benziyor. Türkiye’ye bir Romen teknik direktör geliyor. Onunla beraber 5 tane de Romen futbolcu geliyor. Ne olduğu belli değil. Hoca gittiği zaman o oyuncular da gidiyor. Benim beklentim bu. Zaten fırsat gelirse ben de gideceğim.
Türkiye’de takım çalıştırmak çok zor. Çok fazla antrenör var ve çoğu diploma almadan bu işi yapıyor. Buna izin verilmemesi gerekiyor. Geçen günlerde Federasyon bir açıklama yaptı. PRO Lisans Antrenörlük kursuna katılım 100 bin TL oldu. Bu durum kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Asgari ücretin 2.800 bin TL olduğu bir ülkede Antrenörlük eğitim bedeli 100 bin TL tam 35 katı. İngiltere’de ise sadece 4 katı. PRO Lisans alınca ne olacak? Zaten Federasyon bir tane PRO Lisans ile herkesi çalıştırıyor. Federasyon’un Kulüpleri takip etmesi gerekiyor.
Roberto Carlos, Sivasspor’un başındayken UEFA, Roberto Carlos için TFF’ye haber gönderdi. UEFA, TFF’ye ”Roberto Carlos dünya yıldızı olmasına rağmen Türkiye’de lisanssız olarak Teknik Direktörlük yapıyor. Carlos’un işine son vermezseniz size ceza vereceğiz’’ dedi. Daha sonra Carlos’un işine son verildi ve o tarihten beri Türkiye’de takım çalıştırmıyor. Çünkü UEFA, Carlos’u tanıyor. Senin ülkendeki Ahmet’i, Mehmet’i tanımıyor. Carlos, benim diplomamla çalışmıştı. Antrenörlerin çoğu belgesiz çalışıyor. Emre Belözoğlu’nun lisansı yok ama kulübeye girebiliyordu. Federasyon’un bunu takip etmesi gerekiyor. Ben de aynısını yaptım. Doğru bir şey değil.
‘’Sınır Olmamalı’’
Yabancı sınırı- serbestliği hakkında neler düşünüyorsunuz? Son alınan kararla beraber kural değişti fakat kulüpler birliği alınan bu karara tepki gösterdi. Siz ne düşünüyorsunuz?
Federasyon doğru söylüyor. Geçen sene alınan karara bütün takımlar imza attı. Federasyonun bu kararına kulüpler yeni bir karar gibi davranıyor. Burada bir iletişim eksikliği var. Birlikte karar almalarına rağmen şaşırmış gibi yapıyorlar. Türk oyuncunun da yabancı oyuncunun da serbest olması gerekiyor. Sınırlamak büyük bir sorun. 14 yabancı 14 yerli nedir? Serbest olmalı. Durmadan değişiyor. Sistem yok.
‘’Bazı Başkanların Trabzonspor’a Kazandırmadığı Rakamı Ben Kazandırmışımdır’’
Ülke olarak taraftar profilimizin değiştiğini düşünüyor musunuz? Bir demecinizde ‘’Taraftar 6 gol atmamıza rağmen neden daha fazla atmadınız diye tepki gösterdi’’ demiştiniz. Birkaç sezon önce Trabzonspor, tarihinin en farklı mağlubiyetlerini alırken dahi bu tarz bir tepki ortaya konmadı mesela. Sizce bu değişimin nedeni nedir? Sizce, sizin döneminizde büyük takımda oynamak mı daha zor, yoksa bu dönemde büyük takımda oynamak mı daha zor?
Bizim dönemde oynamak çok zordu, şimdi çok daha kolay. Bizim dönemimizde herkes herkesi tanıyordu. Son dönemlerde büyük takımlarda oynayan oyuncular başka büyük takımlarda oynayabiliyor. Bizim dönemde böyle değildi. Ben Beşiktaş’a gittiğim için çok tepki almıştım. Ogün ve Abdullah’da çok tepki almıştı. Şimdi herkes istediği takıma gidiyor buna da profesyonellik diyorlar. Anlayış ve işleyiş değişti.
Taraftar çok sevdiği insanın ayrılışına üzülüyor. Ama kulüp benim ayrılışım nedeniyle çok büyük para kazandı. Allaha şükür ben de kazandım ama kulüp daha çok kazandı. Belki de Trabzonspor’a bazı başkanların kazandırmadığı rakamı ben kazanmışımdır. Bizim dönemimizde taraftar her maçın farklı kazanılmasına alıştığı için hep hareket, hep atak istiyordu. Şimdi her şeye razılar takım gol atamıyor ‘’çok iyi oynadık’’ diyorlar.
‘’Altyapıdan Çıkan Oyuncular Tesadüfen Çıkıyor’’
Türkiye’deki futbol iklimini nasıl tanımlarsınız Size göre Nelerde eksiğiz? Çalışma ahlakı mı, yetenek sıkıntısı mı, altyapı sistemi mi? Milli takımlar eski teknik direktörü Sepp Piontek’in Türk futbolcuları kastederek ‘’sizin tek probleminiz var o da çalışmamak’’ şeklinde bir açıklaması var. Siz ne düşünüyorsunuz?
Altyapılarda eksiğiz. Altyapılarda verilen eğitim yeterli değil. Hocaların imkanları ve sayıları yeterli değil. Federasyon’un bunu takibini yapmalı. Altyapıdan çıkan oyuncular tesadüfen çıkıyor.
Geçmişte Altyapıdan çıkan oyuncular yetenek, fizik ve mental açıdan son zamanlarda altyapıdan çıkan oyunculara göre daha önde gibi. Yusuf Yazıcı hariç altyapıdan çıkan oyunculara baktığımız zaman dahi bunu görebiliyoruz. Trabzonspor altyapısının yeteri kadar iyi olduğunu düşünüyor musunuz?
3-4 Yıl sonra futbolcular büyük sıkıntı yaşayacak. Çünkü pandemi nedeniyle alt liglerde maçlar oynanmıyor. 12-13 yaşında çocuklar 1.5 yıldır maç oynayamıyor. Bunun sorununu 3-4 yıl sonra yaşayacağız. Takımda oynayamayan oyuncuları kiraya vermek gerekiyor oynamaları ve gelişmeleri için. Oturarak gelişemezsin. Trabzonspor’un pilot takıma ihtiyacı var.
‘’Trabzonspor’la Şampiyon Olmanın Heyecanı Yüksek Olurdu”
Futbolcu Orhan Kaynak hangisini daha çok isterdi? Avrupa Şampiyonasında veya Dünya Kupasında Türk Milli takımıyla forma giymeyi mi yoksa Trabzonspor’la lig şampiyonluğu yaşamayı mı?
Milli takımda neden şampiyonluk kazandırmıyorsun bana? Milli takımla Trabzonspor’u bir tuttun olmadı (gülüyor) Trabzonspor’la şampiyonluğu seçerim. A Milli olamasam da çeşitli kategorilerde Milli formayı giydim ama Trabzonspor’da şampiyon olamadım. Trabzonspor’la şampiyon olmanın heyecanı yüksek olurdu.
Avrupa Şampiyonasında Türkiye’nin şansı için neler düşünüyorsunuz? İtalya hariç her takım eşit güçte gözüküyor
Milli takımın formu biraz düşmüş gibi gözüküyor. Hazırlık maçı yapacak takımda bulamadık. Gine ile hazırlık maçı yaptık. Gine nedir? Afrika liginde oynamıyoruz ki. Milli takımımız bu konuda zayıf kaldı. Oyuncu kalitesi olarak yükseğiz ama oyun kalitesi olarak çok zayıfız. Fransa ve Alman kültüründen bahsediliyor. Biz alt takımları hiç umursamadan Direkt A takıma bakıyoruz. Federasyon’un böyle bir hazırlık yapma gibi de derdi yok. Burak Yılmaz Fransa’da oynadığı futbolu burada ne zaman oynadı? Orada oyuncularımız ya çalışıyor, ya da oyuncularımızı çalıştırıyorlar. Burada oyuncunu parayla da çalıştıramıyorsun, acayip bir durum var. Yönetim- taraftar- hoca herkes bir oyuncuya ‘’senin oynaman lazım, sen iyisin, senin hakkın yeniliyor’’ diyerek yaklaşıyor.
‘’Halil Akbunar, Beşiktaş- Fenerbahçe- Galatasaray’la Antrenmana Bile Çıksa Milli Takımda Olurdu’’
Hami Mandıralı, Fatih Tekke, Gökdeniz Karadeniz Milli formayı pek çok isimden daha fazla hak etmiş olmalarına rağmen çok az sayıda milli oldular. İki büyük takımda oynayıp toplam 500 küsur maça çıkmasına rağmen milli formayı giyemeyen bir futbolcu olarak sizce milli takımda bir ‘’negatif ayrımcılık’’ söz konusu mu?
O dönemde Trabzonspor’un 9 oyuncusu Türk milli takımında Arçil ve Şota da Gürcistan milli takımında oynuyordu. Göztepe’li Halil gibi olmuştum. 25 gol attım milli olamadım. Demek ki dönemin milli takım hocası beni sevmiyordu. Halil’de Beşiktaş- Fenerbahçe- Galatasaray’la antrenmana bile çıksa milli takımda olurdu. Şenol Güneş belki de turnuva sonrasında büyük takıma gitmek istiyordur. Bazı antrenörler öyle yapar ya (gülüyor)
‘’Türkiye Şartlarını Biliyorum’’
Ogün Temizkanoğlu 2002 Dünya kupası kadrosuna alınmadığı için Şenol Güneş’e kırgın olduğun söylemişti. Sizin bu konu için Mustafa Denizli, Fatih Terim Milli takımda görev alan diğer teknik direktörlere karşı bir kırgınlığınız olmuş muydu?
Kırgınlıklar gelip geçiyor… Akçabat Sebat’ta iki sezonda toplam 22 gol attım ama yine seçilemedim. Türkiye’nin şartlarını biliyorum. Çağırmazlardı. A milli olabilirdim ama olamadım yazık oldu. Beşiktaş’ta oynarken Mustafa hoca milli takımdaydı. Rıza hocada yardımcısıydı. Kulübünde oynarsan seni Milli takıma alacağım demişti. Ama Beşiktaş’ta doğru düzgün oynayamadım. Bir gol atıyordum 5 maç yedek bırakılıyordum. Belki de her maç gol atmamdan korkuyorlardı. O yıl Beşiktaş’ta 8 tane forvet vardı.
‘’Akıllı Oyuncular Türkiye’ye Gelmiyor’’
Adanalısınız ve Adana Demirspor’da da görev aldınız. Demirspor uzun bir aradan sonra bu sezon süper lige yükseldi. Neler söylemek istersiniz?
Adana futbolu, Türk futbolu için çok önemli. Benim gençlik yıllarımda Adana’da futbol turnuvaları olurdu ve Trabzonspor’da oraya gelirdi. Bursa karması, Trabzon karması sürekli Adana’ya gelirdi. Murat Sancak aldıktan sonra Adana Demir çıkış yakaladı. Murat başkanla iki gün önce bir yerde karşılaştım. Ligde kalıcı olmak istiyorlar. Balotelli Adana Demirspor’a gelirse güzel olur. Oynadığı takım vasat olabilir kafa yapısı farklı olabilir ama Balotelli büyük bir oyuncu. Türkiye’ye çok da akıllı oyuncular gelmiyor (gülüyor) 14 tane geliyorsa bir Anadolu takımından 4 tane sayamazsın.
‘’Adana, Trabzon Değil!’’
Siz, Fatih Terim ve Hasan Şaş başta olmak üzere Adana’dan çok futbol adamı çıktı. ama Adana takımları ligde tutunamıyor, neden?
Adana, Trabzon değil. Trabzonlular, Trabzon’da söz sahibi. Adanalılar değil.
‘’Özkan Sümer, Kendisine Bile Ceza Verirdi’’
Geçtiğimiz aylarda Özkan Sümer’i kaybettik. Özkan Hoca hakkında neler söylemek istersiniz?
Özkan hoca beni Trabzonspor’a kazandırdı. Mekanı cennet olsun. Samsun’da beraber çalıştık. Sonra da ben Trabzonspor’dayken Trabzonspor’da görev almıştı. Çok değerli bir insan. Onun bir ceza sistemi vardı yemeğe- toplantıya geç kalan herkese ceza kesiyordu. Bir gün kendisi yemeğe kendisi geç kaldı. Kendisine ceza kesti (gülüyor)
Özkan Sümer’e girersek 2-3 saat konuşmamız gerekir ama mesela Özkan hoca bir oyuncuya taktığı zaman onun üzerine çok fazla giderdi. Fevzi adında bir arkadaşımız vardı Samsunspor’da sağ bek oynuyordu. Özkan hoca önümden geçsin de ona bağırayım düşüncesiyle Fevzi’yi maçların ikinci yarısında sol bek oynatıyordu. Faruk Özak’ta büyük işler başardı. Yokluk vardı onun zamanında. Bir gün Faruk başkan soyunma odasına geldi. Tahtaya kulübe gelecek ödemelerin listesini yazdı. Şu ayda şu kadar para bekliyoruz size de şu ayda ödeme yapacağız demişti. Ama ödeme yapamadı. Herkes ona inanır, güvenirdi. Şimdi yöneticiler karşılıksız çek veriyor!
Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş’ten yardımcı antrenör olarak bir teklif aldınız mı? Fatih Terim’den örnek vermek gerekirse ekibine sürekli eski futbolcuları topluyor. Selçuk, Riera, Ümit Davala…
Hayır almadım.
Teklif beklemiş miydiniz?
Kariyer başlangıcında birilerinden destek bekliyorsun. Birilerinden destek alamazsan gelişemezsin. Birilerine bir şeyler öğretmek gerekiyor. İnsan yetiştirmek bitki yetiştirmeye benziyor. Şenol hoca dışındaki hocalar, özellikle Fatih Terim ve Mustafa Denizli, eski oyuncularına sahip çıkıyor.
Teşekkür ederiz. Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Hayır yok. Ben teşekkür ederim.