Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4,5 ay önce atadığı Naci Ağbal’ı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı görevinden alırken, yerine eski milletvekili Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu‘nu atadı. Bu kararla beraber, cumhuriyet tarihinde ilk kez, Merkez Bankası’nda 20 ay içinde 4 başkan görev yapmış oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan Merkez Başkanı Atama Kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Naci Ağbal, Erdoğan’ın görevden aldığı üçüncü Merkez Bankası Başkanı oldu. Naci Ağbal’dan önce Merkez Bankası Başkanı olan Murat Uysal ve Murat Çetinkaya da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan tarafından görevden alınmıştı.
Uysal, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun 28. maddesindeki güvenceye rağmen Cumhurbaşkanı kararnamesi ile görevden alınan üçüncü başkan oldu.
Merkez Bankası beklentinin üstünde faiz artırdı, Yeni Şafak’tan tepki geldi
Merkez Bankası, geçen perşembe günü (18 Mart 2021) mart ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında 100 baz puan beklentilerin de üzerinde, 200 baz puan faiz artırmış ve politika faizini yüzde 19 olarak belirlemişti. Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi, manşetinden Merkez Bankası Başkanı Ağbal’a tepki göstermiş, “Bu operasyonu kim adına çektiniz” ifadesini kullanmıştı.
Yeni Şafak’ın söz konusu haberinde haberinde “Dünya, ekonomideki faiz etkisini azaltmaya çalışırken Türkiye’de Merkez Bankası, 83 milyonun sesine kulak tıkayarak faizi yüzde 17’den yüzde 19’a çıkardı. Piyasa beklentisinin bile üzerinde yapılan 200 baz puanlık müdahale, ekonomik gerekçelerle izah edilemeyen bir faiz artışı oldu. Merkez Bankası’nın Türkiye’nin büyümesini frenleyecek bu operasyonu kim veya kimler adına ve hangi amaçla çektiği merak ediliyor” ifadeleri yer almıştı.
Yeni Şafak’ın 19 Mart 2021’deki manşetinin gecesinde, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevinden alındı ve yerine Yeni Şafak yazarı, eski milletvekili Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu atandı.
Kavcıoğlu’nun faize ilişkin düşünceleri
Kavcıoğlu, Yeni Şafak’ta yayınlanan 9 Şubat 2021 tarihli “Enflasyon, faiz ve döviz kuru” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Merkez Bankası’nın yüksek faiz politikasında ısrar etmemesi gerekir. Dünyada faizler sıfıra yakınken bizde faiz artışına gitmek ekonomik sorunları çözmeyecektir. Aksine, ilerleyen dönemlerde sorunları daha da derinleştirecektir. Çünkü, faiz artışları dolaylı olarak enflasyonun artmasına yol açacaktır.
“Dünyada likiditenin bol olduğu dönemlerde Türkiye yıllarca yüksek faiz düşük kur politikası uyguladı. Sıcak para yatırıma değil yüksek faize geldi. Sıcak para ülkeden çıkarken de düşük kurdan TL’den dövize dönüp ülkeden çıktılar. Yüksek faiz düşük kur politikasından kaybeden hep ülkemiz oldu.”