KUR’AN DİLİ, ARAPÇA VE TÜRKÇE

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yüce kitabımız Kur’an Arapçanın Kureyş Lehçesiyle indirilmiştir. Bu dilin içerisinde 9. Yüzyılda (839 – 923) yılları arasında yaşamış din ve tarih bilgini Muhammed bin Cerîr Taberî, İbn-i Abbas’ın Tefsir-i El-Faz-ul Kur’âniye isimli eserinde, Kur’ân’da Farsça, Habeşce, Nabtiyece, Türkçe, Yunanca ve daha pek çok milletin dillerinden kelimeler vardır[1], diyor. Bu görüşten hareketle araştırmayı derinleştirdiğimde şaşırtıcı, beklenmedik bilgilerle karşılaştım. Bir eğitimci olarak edindiğim bu bilgileri Türk dili ve ekini -kültürü- için yararlı olacağı düşüncesiyle okuyucularımla paylaşma gereğini duydum.

1000’li yıllarda yaşamış İranlı İslam bilgini, tefsir, kelâm, fıkıh, lügât ve belâgat gibi birçok İslam’i bilim alanında araştırmalar yapmış ve çeşitli eserler vermiş Fars kökenli filozof ve İslâm âlimi olan Zemahşeri; Şad suresi 57 ve Nebe surasi 25 ayetlerinde geçen “ğassâk”; ekvâb “küpler” anlamına gelen ve Gaşiye suresi 14, İnsan suresi 15, Vaka suresi 18, Zuhruf suresi 71 ayetlerinde geçen sözcüğün Türkçe olduğunu söylemektedir[2].

Protestan bir Avustralya Semitik dil profesörü, Ortadoğu el yazmaları ile ilgili kapsamlı tarihi çalışmaların yazarı olan Arthur Jeffery, Tevrat’ta da geçen ve Kur’ân’da bulunan “Tennur” kelimesinin, kökenini araştırır, birkaç ihtimal –olasılık-  içinde bu kelimenin Akatça yani Türkçe olduğunu ve “tinûru” şeklinde geçtiğini ileri sürer. Elmalılı hiç münakaşa –tartışma- yapmadan “tennur” kelimesinin Türkçedeki “tandır” olduğunu söyler[3].

Hakan Uğur, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi’nin 1. Sayısındaki “Kur’an-ı Kerim’deki Arapçalaşmış Kelimeler -Türkçe Kökenli Kelimeler Örneği” başlıklı yazısında; kaynaklardan tespit ettiğimiz kadarıyla Kur’an’da geçen “ğassak”, “tennur” ve “ekvab” kelimeleri Türkçe asıllıdır. Bu kelimelerin eski dönemlerden beri Türk toplulukları içinde kullanıla gelen Türkçe kelimeler olduğunu ve bunların Türkçe asıllı muarreb –Arapçalaşmış ve Arapçanın kurallarına uydurulmuş- Kur’an kelimeleri olabileceğini çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz,[4] diyor.

Yılmaz Dikbaş da Muhammed bin Cerîr Taberı’nin açıklamaları doğrultusunda hareket ederek Gündem Arşivi adlı internet sitesindeki “Kur’an’da Arapça Olmayan Yüzlerce Sözcük Var[5]” başlıklı yazısında: Bakara Suresi’nin 104. ayetinde ve Nisa Suresi’nin 46. Ayetinde geçen “raina”; besmelelerde ve başka birçok yerlerde geçen “rahman”; Hac Suresi’nin 40. Ayetinde geçen ve havralar anlamında olan “salavat” sözcüklerinin Arapça değil İbranice olduğunu söylüyor. Devamında da:

Ayrıca Kur’an’da geçen “İncil”, “rakim”, “mizan”, “kıstas”, “kırtas”, “sırat” ve “tafak”  sözcüklerinin Yunanca-Rumca; “ebarik”, “istebrak”, “biya”, “dinar”, “zencebil”, “sicill”, “kâfur”, “misk”, “sündüs” sözcüklerinin Farsça; “esfar”, “rebbaniyyun”, “rehven”, sücceden”, “cehennem”, “tur”, “şehr”, “Firdevs”, “kayyum” sözcüklerinin Süryanice; “haram”, “eraik”, “evvah”, “tağut”, “haseb”, “hûben”, “düriyy”, “sinin”, “şatr”, “tuba”, “yahur”, “naşie”, “yasin” sözcüklerinin Habeşçe; “ahire”, “ula”, “betain”,  “tetbir”, “teht”, “seyyid”, “mişkat”, “mühl” sözcükleri Berberice-Kıptice; “isrî”, “ekvab”, “ill”, “havariyyun”, “seferetün”, “sürhünne”, “abbedte”, “ta-ha” , “menas” sözcüklerinin Nebatice olduğunu söylüyor.  

Kutsal kitabımız Kur’an’da geçen ancak Arapça olmayan ve Arapça lehçelerin – Arab-ı Ariye: Has Arapların, Arab-ı Musta’ribe: Sonradan Araplaşmış olanların, Arab-ı Müstacime: Yabancılaşmış Arapların[6]–  hiçbiri ile bağlantısı olmayan yukarıdaki sözcükler bu savı doğrulamaktadır. Bu sözcüklerin büyük bir bölümünün Arapça karşılığı olduğu halde yüce Yaradan tarafından kullanılmıştır! Bu da bizlere Kur’an’ın, “Ey insanlar” ya da “Ey iman edenler” ifadelerini sıkça kullanmasıyla evrensele seslendiğini, ona ait olduğunu göstermektedir.

Bu bilgilere ulaştıktan sonra, yazı ekininin, bilgiyi belleğin dışında –betikte- kaydetmenin ne kadar önemli ve hayati olduğunu; Kur’an’ın sadece sevap kazanmak için anlamadan okunması gereken bir betik olmadığını, bu yazımda yaptığım gibi öğrenmek için daha çok incelenmesi-araştırılması gerektiğini anladım. Arapçanın kutsallığından, saflığından söz edenlerin; 21. Çağda yazılı kaydı bırakıp işitme, görme ve konuşma duygularıyla yaşamaya, düşünceleri akılda depolamaya çalışanların yanıldıklarını,  zarar ettiklerini gördüm. Dünyada konuşulan dillerin hiçbirinin saf ve duru kalması olanaksızdır; diller mutlaka başka dillerden etkilenmek durumunda olduğunu daha bir kuvvetle anladım. Yüce Tanrının varlığının delillerinden biri de, “dillerimizi farklı yaratması” olduğuna göre hiçbir dilin Tanrı katında birinciliği, ikinciliği ya da üçüncülüğü olmadığını anladım.

Bütün bunlar ortada iken birileri çıkıp Türkçeyi ve Türk ekinini yadsıyarak –inkâr- , küçük görerek Arapçayı ve Arap ekinini yüceltiyor ve kutsallaştırıyorsa aklın sesini duymuyor, kutsal betiğin buyruklarından anlamıyor demektir. Türkçeyi ve Türk ekinini yadsıyanlar, beyinlerini sadece kulaktan besliyor, kendi inancını din diye yutturmaya çalışanları dinliyor ya da din ve dil bilgisini eylemiyle taçlandırmayanların, kutsalları sürekli bozanların, gerçekleri yüzyıllarca Türk insanı anlamasın için uyutanların, uyuşturanların ve de unutturmaya çalışanların –dincilerin- peşinden gidiyor demektir. Dünyada “bugün konuşulan 3000 kadar dilden yalnızca 78 tanesinin edebiyatı bulunmaktadır.[7]”  78 dilin içinde Türkçenin bulunuyor olmasını, doğru olan, övgüye değer olan, erdemli olan ve Türk Ulusunun mutluluğunu yükseltmeye yönelik olan Harf ve Dil Devrimine; bunların düşünce babası Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. Çünkü o, Kur’an’da yukarıda sözü edilen incelikleri ve daha pek çok güzellikleri iyi anlayıp, gericiliğin kol gezdiği yıllarda eylem koymasını bilmiştir; yerinin ışıkları hiç sönmesin


[1] https://www.Ömer Örtlek yeniasya.com.tr/omer-ortlek/kur-an-i-kerim-de-her-milletin-lisanindan-kelimeler-mevcuttur_458615  2021, saat 18.56

[2] Ahmet BEDİR, Doç. Dr., Kur’an’daki Türkçe Kelimeler (marife, yl. 2, say. 3, k2002, s. 299-302) Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Ulaşılan Adres: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/827171,s.301-302

[3] Ahmet BEDİR, a.g.y. s.301-302

[4] https://acikerisim.erbakan.edu.tr/xmlui/handle/20.500.12452/2623

[5] https://xn--gndemarivi-9db80j.com/gundemarsivi.com/kuranda-arapca-olmayan-yuzlerce-sozcuk-var/

[6] Ömer Örtlek a.g.y.

[7] Walter J.Ong, Sözlü ve Yazılı Kültür, Metis Yay, 2020, 7. Basım, S.19

KUR’AN DİLİ, ARAPÇA VE TÜRKÇE

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Vira Trabzon ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!