Bitmeyen Bir Kara Sevda: Hüseyin Avni Aker

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İlk yazımın başlığı “Tarihsel Bağlamda Bir Mekân Örneği: Hüseyin Avni Aker Stadyumu” olup şu şekilde sonlanmıştı; “Hüseyin Avni Aker Stadyumu diğer bağlamda “stadyum” tanımlamasını aşan kültürel ve toplumsal bir kalıttır. Mekânların gücü, içlerinde birikmiş anılar kadar, bizim hayal ve anımsama gücümüze bağlıdır.” Anımsama ve anımsatma amacının yerine geldiğini düşünerek ikinci yazımla bu işlevi sürdürmek istiyorum. Söz konusu ikinci yazıma, ilk yazıma yorum yaparak içinde bulunduğumuz durumu çok net bir şekilde ortaya koyan;  Yıkılan Hüseyin Avni Aker Stadyumunda şampiyonluk kutlamaları gören üç kulüp başkanlarından biri olarak tarihe geçen Ahmet Celal ATAMAN’ın yorumuyla başlamak istedim. “Ne yazık ki bu kenti yönetenler, yaşayanları olarak bizler, hepimiz tarihin belleğinde sanıklar olarak yerimizi alacağız. Ne yazık ki bu böyle. ” Tarihin belleğinde “sanık olmaya” hiç de niyetimizin olmadığını sevgili Ataman amcaya belirtmek isterim.

Ahmet Celal Ataman’ın yorumu şu sorgulamaya neden oluyor; Niçin ve nasıl bu noktaya geldik? Bizi bu noktaya kimler ve neler getirdi? Bunca olumsuz yapılanmaya karşı neden susuyoruz? Soruların yanıtını bulmaya çalışırken; Siyaset ve iktidarlar, ekonomik krizler, hızla ilerleyen ve yaşamımızın her alanına giren teknoloji ve internet dünyasının insanları tepkisizleştirdiği ya da zamanında tepki koyma durumunu engellediği çıkarımlarına ulaştım. Tüm bu etkenler –politik, ekonomik, teknolojik, kültürel değişim- toplum olma gerekliliğinin temeli olan birçok yapıyı –kavramı- etkisiz ve geçersiz hale getirmiştir. Aile, komşuluk, sevgi, sanat, edebiyat, eğitim ve tarih gibi kavramların giderek önemi azalmaktadır. Bu tanımlamalara uygun örneklerden biri de Hüseyin Avni Aker Stadyumunun yıkılması ve adının yok edilmesinin sessizce kabul edilmesidir.

Mekan ve birey iç içe bir yaşamı oluşturduğu için arada farklı bir bağ, duygu oluşur. Bu duygu anlamında ilk bilimsel yaklaşım, Yi-Fu Tuan  tarafından ortaya konulmuştur; insanın, yer ve mekan ile kurduğu “hissi bağları”, “Topophilia”(yer, mekan ,sevgisi ve aşkı) kavramı olarak tanımlamıştır. Daha sonra İngiliz akademisyen John Bale, bu kavramı spor yapılan mekanlar açısında incelemiştir. Özellikle futbol stadyumları etkileşim gücü yüksek mekânlardır. Tribündeki ses ve temas, çimin kokusu, maçın coşkusu derken farklı duyuların aynı anda devreye girdiği doksan dakikalık bir tribün deneyimi, insanın ve mekânın hafızasına kazınır. Literatürde bu tip etkilenmeye ‘topofilya’ (topophilia) deniyor; bir nevi ‘mekânla aşka düşmek’ (Bu tanıma Trabzonspor ve Hüseyin Avni Aker’e duyulan aşk nasılda tamı tamına uygun düşüyor. ) Trabzon’da ise “futbol-mekân-aşk” denilince, şüphesiz akla ilk olarak ‘Avni Aker’ ismi geliyor.

(Mekânlarla) kurulan bu bağ, kimi mekânların yıkılmasında üzüntü yaratırken; Trabzon 19 Mayıs Kapalı Spor Salonunun yıkılması beklenilenin tam aksine pasta kesilerek kutlanmıştır. Mekânla duygusal bağı olmayanlar yıkımı pasta keserek kutlarken, bu durum biraz önce tanımladığımız mekân-birey ilişkisi açısından çok da anlaşılır bir olgu değildir.

Mekânlar bireyin kente aidiyetini güçlendirir ve kentle ilgili anılarını ve geleceğini belirler. Geçmişle gelecek arasında kurulan bağın temelini mekânlar ve isimleri sağlar. Trabzonluların özellikle gençlerin kentle kurdukları aidiyet, kimlik ve sevgi bağının içerisinde Avni Aker Stadyumu çok özel bir yere sahiptir. Orada maç izlemek, sahada yaşanan sevinç ve üzüntüler mitleştirilerek anlatılır. Trabzonspor taraftarı ve ulusal yada yerel basın Trabzonspor’un iç sahadaki maçları için Trabzon’da ifadesinden ziyade Avni Aker’de ifadesini kullandıkları halen hafızalarımızdadır.

Toplumsal ve bireysel yaşamda Avni Aker Stadyumu; insanların hayatlarını etkileyen, ortak sevinci ve üzüntüyü yaşatan, birlikteliğin, toplumsal ve bireysel ilişkilerin gelişmesine katkı sağlayan, kolay ulaşılabilirliği, yaşamın ve kentin tam merkezinde olması ile insanların hayatında önemli yere sahiptir.

avni

Mekânın toplum üzerinde oluşturacağı olumlu ya da olumsuz etki yine mekânın ismi ile birlikte anılır. Mekanlar bu isimlerle anılır ve bu isimler üzerinden kent belleğindeki yerini alırlar. Hüseyin Avni Aker Stadyumu’nun yıkılması, Trabzonspor ve Trabzon şehrinin spor tarihine, kimliğine, gençlerin ve insanların aidiyet duygusuna  önemli hasarlar vermiştir. Mekanın yıkılmasının ileride ortaya çıkacak toplumsal ve kültürel travmayı önlemesi için Hüseyin Avni Aker isminin devamlılığı ve varlığı için  ait olduğu stadyuma adının verilmesi önemlidir. Avni Aker’de maç izlemeye gidenler çok iyi bilirler. Sadece maç izlemek değildir yaşanan. Meydan’dan, Faroz’dan, Yeni Mahalle’den, Moloz’dan, Hızırbey’den, Arafilboy’undan ve daha nice yakın mahallelerden kortejler halinde stada yapılan yolculuk esnasında büyük coşkular yaşanır ve tüm kent Anadolu kaplanını taa yüreğinde hissederdi. Şehrin en yaşamsal yerinde bulunan Avni Aker Stadyumuna maç izlemeye gidenlerin oluşturduğu bayram ve şenlik havası, maça gidemeyenler için de önemliydi. Stadyumda maçı izleyenlerle maça gidemeyenler aynı duyguda birleşirdi: adeta  kent futbola bürünür ve futbolu yaşardı.

Şimdi ki durumda ise kentten izole edilmiş bir noktaya konuşlandırılan stada, ulaşım tam bir bireysellik(araç anlamında) ve muamma içindedir. Adımların yerini özel araçlar, tezahüratın ve coşkunun yerini ise trafik lambaları ve egzoz dumanları almıştır. Durum böyle iken biz diyoruz ki Mekansız bıraktınız, isimsiz bırakmayacağız !!

Hüseyin Avni Aker’in kızı Türkan Aker kendisiyle yapılan röportajda  babasının isminin stadyumdan silinmesiyle ilgili  şöyle konuşuyor “insanın içi burkuluyor. Tabi ki babamın isminin yaşamasını isterim.”

Müflis tüccar mantığı ile hareket eden Trabzonspor yönetimi, bu anlamda  çok kötü bir tutum sergilemiştir. Kendi çocuğuna isim koymaktan aciz bir baba-anne tavrı ortaya koymuştur. “Arena” modasına uyma konusunda istekli ve gönüllü olmuştur. Trabzonspor başkanlığı yapmış Muharrem Usta şöyle diyor “Son yıllarda isim sponsorluğu kulüpler için önemli bir kaynak olmuştur. Stadımızın da bir isim sponsoru olacaktır.” Türkan Aker babasını  şöyle anlatıyor: “babam paraya ehemmiyet vermezdi” Paraya ehemmiyet vermeyen bir öğretmenin  isminin para karşılığı yok edilecek olması ne acı! Hüseyin Avni Aker ismi, para karşılığı satılacak bir isim değildir. Hüseyin Avni Aker, hiçbir para birimiyle ölçülemeyecek büyüklük ve değerdedir. Trabzonspor’u şirket mantığı ile yönetemezsiniz. O Trabzonlulara ait çok önemli bir değerdir. Trabzonluların onayı olmadan “ben yaptım oldu mantığı” ile hareket edemezsiniz. Trabzonspor yönetimi kadar taraftar dernekleri de Hüseyin Avni Aker isminin yok edilmesi konusunda sorumluluk sahibidir.

Hüseyin Avni Aker Stadyumu, bireysel ve toplumsal belleğimizde kişileri ve olaylarıyla derin izler bırakmıştır. Stadyumun yıkılması ve isminin değiştirilmesi, birey ve toplum belleğinde zararlara neden olacağından bunların mutlaka halka sorulması gerekir. Trabzonluların ve Trabzonspor sevdalılarının kentlerine, onun mekânlarına, doğasına yapılan saldırı yıkım ve yok etme karşısında sessiz kalacağını düşünmüyorum.

Trabzon da futbol ve Trabzonspor bir karasevda ise eğer; bunun nedeni Avni Aker ve onun adını taşıyan stadyumudur. Trabzonspor’un eski futbolcularından Şenol Ustaömer’in  sözleri Avni Aker’in önemini en iyi şekilde anlatıyor. “Ali Sami Yen’den önce Galatasaray vardı, İnönü’den önce Beşiktaş vardı ama Avni Aker’den önce Trabzonspor yoktu! Çünkü Trabzonspor tam da o stadın yerinde doğmuştur. Anadolu futbol devrimi orada yapıldı.” Trabzonluları biz yapan bu karasevdadan vazgeçmeyeceğiz ve bu karasevdada ısrar edeceğiz. Yeni yapılan stadyuma bu kent ile özdeşleşen Hüseyin Avni Aker isminin verilmesinde ısrar ediyoruz. Avni Aker ismini yok etmek Trabzon’u insansız, geçmişsiz, anısız ve futbolsuz bırakmaktır. İnsan olmakta ve Avni Aker isminin verilmesinde kararlı olacağız.

Kent halkını, Trabzonspor taraftarlarını, Ahmet Celal Atamanı ve Avni Aker’in kızı Türkan Aker’i kimsenin üzmeye hakkı yoktur. Stadın adı “Beden Eğitimi Öğretmeni Hüseyin Avni AKER” dir ve öylede kalacaktır. Bu yazılar başlatacak olduğumuz kampanyanın temelini oluşturuyor. Akyazı’daki stadyumun adı “Beden Eğitimi Öğretmeni Hüseyin Avni AKER” dir, Avni Aker futboldur, futbol Avni Aker dir. Futbol arenada değil stadyumda oynanır. Trabzon’un tüm bileşenlerine, Tüm eğitimcilere, futbol dünyasına, Eski yönetici ve futbolculara ve en başta Trabzonlulara çağrımızdır.

Bitmeyen Bir Kara Sevda: Hüseyin Avni Aker

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Vira Trabzon ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!