Eğitimci, Araştırmacı ve Yazar Yılmaz KESKİN Yazdı…
Bezdiri -mobbing-; bir grup insanın, bir kimseye veya başka bir gruba sosyal kabadayılık yapması. Kişide duyum, düşünme, davranış, coşku gibi zihinsel olgulara şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı verme anlamındadır.
Ülkemizdeki dinci bezdiricilik, tarikat ve liderinin us dışı eylemleriyle körüklendiği güçlendirildiği kanısındayım. Bu yolun öğrencileri, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına değil, tarikat liderlerine aşırı ölçüde coşkuyla, tutkuyla, hayranlıkla, körü körüne, akıl ve bilimden uzak bir şekilde bağlıdırlar. Yeme, içme ve barınma gibi ihtiyaçlarını karşılama dışında düşünceleri olmayan, kurtuluşumuzun ve kuruluşumuzun lideri Mustafa Kemal Atatürk’e, devrim ve ilkelerine karşı olan ve bu konuda verilen görevi kusursuz yerine getirmeye çalışan özelliktedirler.
Sivil ve askeri okulların kadrolarına “tarikatlarca” yerleştirilen dinci bezdiriciler -mobbingçiler-, beş vakit namazlarını cami cemaatiyle kılıp hainliklerini, haksızlıklarını bu yöntemle gizleme özelliğindedirler. Bunlar, alınacak, terfi edecek öğrencilerle, tek tek ve yüz yüze konuşurken adayların temiz siciline, yüksek not seviyesine, uygunluk durumuna, bilgisine ve becerisine bakmadan, kendi inanç doğrultusunda bir eleme yapan özelliktedirler. Bu da bana demokratik, laik, hukuk devletinin; Atatürkçü çizgide olan eğitim kurumlarının gizli bir düzen, tuzak –kumpas- ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
Dün ABD’nin Akdeniz’deki vurucu gücü olan 6. Filo’nun, İstanbul Boğazında boy göstermesini desteklemiş, bu durumu protesto eden “devrimci gençliğe” karşı durmuş olan bu anlak iyeleri; 53 yıl sonra bugün “devrimci gençliğin” o eylemine, coşku ile bağlı oldukları liderleri istediği için hak veriyor, onu destekliyor. Niye? Çünkü bu anlağın iyelerinde düşüncede doğruluk, düzgünlük, tutarlılık ve usu kullanma diye bir özellik yoktur.
Dinci bezdiriciler –dini kullanarak yarar elde eden maşalar-; bilinci, sezgisi, düş gücü ve bilmeye yönelmesi gibi özellikleri çok zayıftır. Özgür olmaktan pek memnun olmazlar, bir şeyi ortaya koyma, yaratma güçleri çok zayıftır; tanımlı olanı kendi düşüncesiymiş gibi yaparlar. Çoğunluk kavramını haklılığın gerekçesi gibi kullanırlar. Egemen oldukları alanlarda sağlık için uygun olup olmadığına bakmadan, akıl ve mantık süzgecinden geçirmedikleri, ancak seslendirmek istedikleri düşünceleri bir tür şiddet olan “yüksek sesle” dillendirmekten büyük haz duyan özelliktedirler.
Dinci bezdiriciler; Yozlaştırdıkları, katılaştırdıkları, nefretle doldurdukları, us dışına çektikleri demokrasinin kurumlarını daha bir güçsüz duruma getirmek için canla başla çalışırlar. Aklı, bilimi ve gerektiğinde itirazı kullanmaktan çekinmeyen yönetici ve öğretmenler bu anlağın korkulu rüyasıdır. Bu tür yöneticileri korkutmak, yıldırmak, istifaya zorlamak için belediyenin zabıtalarını, doktorunu ve hemşiresini bile okula göndererek sağlığa uygunluk denetimi yaptırma gibi özellikleri vardır.
Dinci bezdiriciler, kendilerine verilen görevleri yaparken silahın namlusundan çıkmış kurşun gibidirler. Devletin lojmanında yasaların verdiği hakla oturan bir memuru, lojmandan çıkarmak, tayınını isteyip bulunduğu okuldan gitmesini sağlamak ya da emekliliğini istemek ereğiyle ikide bir kâgir lojman duvarlarının depreme dayanıklı olup olmadıklarını denetlemek gibi yöntemlerle rahatsızlık veren özellikleri vardır.
Dinci bezdiriciler, görevden almak istenilen bir okul yöneticisini, velilere, onların destekçileri öğretmenlere dine karşı gibi göstermek için zaman zaman okul çıkış kapısında, okul bahçesinin içinde öğrencilere cübbeli, takkeli kişilerce dini bildiriler dağıtıp, okul idarecisini kışkırtarak müdahale etmesini ister özellikleri vardır.
Dinci bezdiriciler –dini kullanarak yarar elde edenlerin maşalar-, kadını bir özne olarak değil çocuk fabrikası, çocuk bakıcısı, saçı uzun aklı kısa olarak görür. Kadını, erkeğin yaratıldığı cevherden yaratıldığına inanmadıkları için acıları ve aşağılanmaları hak eden bir yaratık olarak gören, domuz etini haram olduğu için yemeyen, ancak, kendinin, kamunun malını domuz gibi yiyenleri görmeyen, görmek istemeyen özelliktedirler
Ülkemizdeki “dinci bezdiriciler” –dini kullanarak yarar elde eden mobbingçiler- kurumsal refleksleri kırmak, çalışanların duygusal taciz yoluyla performansını, dayanma gücünü yok etmek ve onları işten ayırmaya zorlamak, boşalan kurumlara kısa süreli kurslarla sözde Tanrıbilimci kişileri yerleştirmekle görevlidirler. Bu nedenle diyorum ki; dinci bezdiriciler, akşamüzeri ve kuşluk vakti çalan güneşte gölgelerinden başka büyüyen hiçbir değerleri olmayan özelliktedirler. Kurulu saat nasıl sadece zamanı göstermek için çalışırsa, bunlar da “El Kaide”, “El Nusra”, “Işid”, “Hamas” ve “Taliban” gibi kendilerine verilen görevi yapmaktan başka değer üretmeyen özelliktedirler.