EĞİTİMDE, ÇOCUK HAKLARI VE ÖDEV…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Çocuk dediğimiz; “İnsan yavrusu”, “ergenlik çağından önceki birey”, “bir yetişkinden beklenen olgunluğu gösteremeyen kimse”, “yetişkinliğe hazırlanan kimse”dir[1]. Çocuk hakları ise, yasal veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel kavramdır. Ödev ise, Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre ve yasa bakımından gerekli olan iş veya davranışlardır.

Ailede, çevrede ve okulda kişilerin, özellikle çocukların hukuk düzenince korunan hakları ana, baba, öğretmen, yetişkinler ve hükümetler tarafından ısrarla savunulması gerekmektedir. Çocuk haklarını korumaya uymayan kişilere karşı ise kanuni girişimlerde bulunmak yetişkin yurttaşların görevidir.  Çocuklardan yetişkin kişi gibi insanlık, töre ve yasa bakımından gerekli olan iş ya da davranışlar –ödev- beklemek; çocuk haklarından önce bu istekleri onlara “aşılamaya” ya da “alıştırmaya” çalışmak, çocukların gelişim evrelerine uygun bir yöntem değildir.

Cocuk haklari e1641995328970

Bu nedenle “Çocuk Hakları Sözleşmesi”’nde yer alan bazı hükümlere bir göz atalım[2]:

• Çocuğa uygulanacak hukuk, daha erken yaşta ergin olmayı öngörmüyorsa 18 yaşından küçük herkes çocuktur (m. 1).

• Çocuklar arasında dil, din, ırk, cinsiyet vb. nedenlerle ayrımcılık yapılamaz (m. 2).

• Çocuğun onuru ve saygınlığı en üst değerdir (m. 16).

•Çocuklarla ilgili tüm girişimlerde, her kararda, her işte ve yargıda çocuğun yüksek yararlarına öncelik tanınır (m. 3).

• Çocuk, yaşama ve gelişim hakkına sahiptir. Devlet, çocuğun yaşamasını ve gelişimini güvence altına almalıdır (m. 6).

• Çocuk; kimliğinin ayrılmaz parçaları olan isim, vatandaşlık edinme, nüfusa kaydolma, ana-babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahiptir (m. 7).

• Çocuk, yüksek yararına aykırı olmadıkça, ana-babasıyla birlikte yaşama hakkına sahiptir. Devlet gerekli durumlarda ana babalara ve vasilere uygun yardımları yapmalıdır; çocukların bakımı ile ilgili kuruluşları, hizmetleri geliştirmelidir (m. 9).

• Çocuk,görüşlerini serbestçe ifade etme, kendisini ilgilendiren bir eylem sırasında görüşlerinin dikkate alınmasını isteme hakkına sahiptir (m. 12).

• İlköğretim zorunlu ve parasız olmalıdır. Çocuk kişiliğini, yeteneklerini ve becerilerini geliştirecek bir eğitim görme hakkına sahiptir. Eğitim, çocuğu özgür bir toplumda sorumlu bir yaşama hazırlamalıdır. Çocuğa uygulanacak disiplin yöntemleri çocuğun haklarına ve saygınlığına uygun olmalıdır (m. 28).

• Çocuk, boş zamanlarını verimli bir biçimde değerlendirme, oyun oynama, kültürel ve sanatsal etkinliklere katılım, gerekli bilgilere ulaşma hakkına sahiptir (m. 31).

• Çocuğun bilgi edinme, özel yaşam, düşünce, din, vicdan, dernek kurma ve toplanma özgürlükleri korunmalıdır (m. 14, 15, 16,17).

• Çocuk ekonomik sömürüye karşı korunmalı, eğitimi ve gelişimi engelleyecek hiçbir işte çalıştırılmamalıdır (m. 32). 31

Bianet :: "Roman çocukları pandemi sürecinde eğitimden koptu"

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 42. maddesinde; “Taraf Devletler, Sözleşme ilke ve hükümlerinin uygun ve etkili araçlarla yetişkinler kadar çocuklar tarafından da yaygın biçimde öğrenilmesini sağlamayı taahhüt ederler.” hükmü yer almaktadır.

 “İçgüdü Çağını” henüz bitirmiş, “Duyumlar Çağına” henüz girmiş bir çocuğa gücü oranında karşılaştığı zorlukları aşması ve mutluluğunu yaşaması için çalışmak, bu çağdaki çocukların eğitim tarzına en uygun düşen yaklaşımdır. Onları ‘İnsan istencinin keyfi zorbalığından bağımsız’ bir şekilde yetiştirmek; erdemleri bile gözlem ve deneyimler yoluyla öğrenmelerini sağlamak bizim birinci derecede görevimiz olmalıdır. Çocuklara ‘sevgi, saygı, işbirliği, sorumluluk, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma gibi davranışları kazandırmadan, örnek olmayı beceremeden onlardan  “bize göre” davranış sergilemesini beklemek J.J. Rousseau’nun dediği gibi, dindarlık, cesaret, doğruluk ve adalet gibi kavramları teorik olarak öğretmeye çalışmak beyhude bir gayrettir. Dawey ise, hareket özgürlüğü kısıtlanmış sadece konuşmaya ve dinlemeye dayalı klasik bir eğitimin bağımlılık ve edilgenlik –pasiflik- yarattığını söyler[3].

Haklarıyla donatılmadan önce ödev yapmaya, yetişkin olmaya, yetişkin gibi davranmaya zorlanan çocuk büyüdüğünde; kişiye, insana yakışacak tutum ve davranış sergilemekten uzak yapmacık bir kişilikle donanır, toplumun baş belası olur. Bu şekil yetiştirilen çocuk büyüdüğünde, “bana bu dünyada arpa verin, ben size öteki dünyada buğday vereceğim,” der. Dinin direği olan namazı, dinin tamamı sanıp her türlü haksızlığı ve ahlaksızlığı yapar; Allah için kurban kesip dağıtacağı yerde küp için kavurma yapıp saklamayı ya da satmayı yeğler. Yaratan’ın aynı kalıptan insan yaratmadığını, dillerimizin farklı olduğunu görmeyip, aynı kalıptan çıkma insanlar yetiştirmeyi; yetenekle değil de paranın gücüyle yükselen insanlar yetiştirmeyi ödev olarak yapmaya çalışır. Çocuklara karşı örnek olmayı beceremeyen büyüklerin elinde yetişkin olanlar, ‘camiye gidip gül koklar, kiliseye gidip mum yakar’, ya da davranışlarında bir türlü kurtulamadığı beceriksiz büyüklerin izlerini sergiler.


[1] Doç. Dr. Yasemin KARAMAN KEPENEKCİ, Yrd. Doç. Dr. Canan ASLAN, OKULÖNCESİ DÖNEME SESLENEN

KİTAPLARDA ÇOCUK HAKLARI, Eğitim, Araştırma ve İnceleme Dizisi – I  S.7, Ülaşılan Adres: https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/4890/Okul%C3%B6ncesi%20D%C3%B6neme%20Seslenen%20Kitaplarda%20%C3%87ocuk%20Haklar%C4%B1.pdf?sequence=1&isAllow

[2] Doç. Dr. Yasemin KARAMAN KEPENEKCİ, Yrd. Doç. Dr. Canan ASLAN, A.g.y.

[3] Ahmet Cevizci, Eğitim Felsefesi, s.98,138

EĞİTİMDE, ÇOCUK HAKLARI VE ÖDEV…

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Vira Trabzon ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!