Neredeyse tüm sağlık otoriteleri, insan sağlığı için yürüyüşü önemsemektedir.
Hatta o kadar ki bazıları yürüyüşü başa oturtmaktadırlar.
O nedenle bütün dünyada da 3 Ekim Dünya Yürüyüş Günü olarak anılmaktadır.
Afedersiniz “Kutlarız” demeyi çok isterdim.
Şahsen de yürüyüşün önemini çok iyi bilen,
Günlük ortalama yürüyüşünün 7-8 bin adımdan az olmayanlardanım.
Bilindiği üzere, 2019 yılının 19 Mayıs’ında Büyük Atatürk’ün Samsun’a ayak basışının 100 yılı olması nedeniyle; Samsun-Anıtkabir arasını (430 kilometre) 23 günde tamamlayan birisi olarak bu yürüyüşlerimin çok faydasını gördüm.
Hatta bu nedenle de Büyük Atatürk’ün ayak bastığı her noktayı yürümemiz,
Bu bölgenin tüm tarih ve turistik alanlarını inceleyerek,
Güzergâhımız üzerinde yaşayan insanlarımızın Atatürk sevgisini hissederek Anıtkabir’e gelmiştim.
Değerli arkadaşım E. Kur Alb. İsmail Bayar ile Anıtkabir’e geldiğimiz andaki psikolojimizi hâlâ unutamıyorum.
Bu nedenle de bu süreci; “Kurtuluştan Kuruluşa 100 Yıl Yürüyüşü” adlı bir kitapla da taçlandırmıştım.
Bunca uzun bir yol sırasında bir televizyon programına canlı katılmış ve “Adeta toprak ayaklarımın altında kayıyor, beni Büyük Atatürk’e doğru çekiyor.” Demiştim.
Bu duyguyu asla unutmayacağım.
Şimdi gerek sabah sporlarımdaki yürüyüşümde,
Gerek şehir içi yürüyüşlerimde (Ki, Ankara içinde zorunlu olmadıkça toplu taşım aracı dahi kullanmam) hep bu duyguyu yaşarım.
Yürüdükçe daha yürüyesim geliyor.
Hele de giydiğim ayakkabımın içinde mutlu isem değme keyfime.
Ancak, “Şayet ayakkabın dar ise dünya geniş olmuş neye yarar.” Misali yürümek sanırım çok büyük mutluluktur.
Doyma ile doldurma arasındaki farkı bilmeden yaşamak ne ise öncelikle spor, sonra da yürüyüş sağlığımız için önemli bir eylemdir.
Hâlbuki doysak da doldursak da yürüyüş ihmal etmemeli,
Başta sağlık kurumlarımız da “Özellikle günümüzdeki sağlık sorunlarını aşmanın en önemli şartlarının spor yapmak, bunun en kolay yolu da yürümektir.” Diyebilmelidir.
Yoksa yılda bir kez Anadolu Yakası’ndan Avrupa Yakasına yürümeyi ya da koşmayı spor olarak algılamamalı, doğrudan teşvik etmelidir.
Yoksa sağlıklı olmak ya da sağlıklı kalmak başka yollarla kolay değildir.