Gıda denilince muhtemelen aklınıza yitecek gelir.
Ben öyle düşünmüyorum.
Bir otoritenin dediği gibi “Dünyadaki bütün arıları yok edin, hayat en fazla 5 yıl sürer.”
O nedenle gıdaların oluşumuna katkı veren her şeyi de bu kategoride değerlendirmek gerekir.
Tabi tüm canlıları da içine alarak.
Ancak düşünülen gıda, insanı hayatta tutan besin değerleridir.
Çay,
Buğday, mısır,
Şeker kamışı,
Her türlü meyve,
Hayvansal ürünler,
Her türlü sebze ve dolayısıyla bunlardan üretilen diğer mamuller.
Bu alanda bir zamanlar “Kendi kendine yetebilen nadir ülke”lerden iken, bugün neredeyse her şeye muhtaç hale geldik.
Pamuktan pirince,
Buğdaydan samana,
Hayvan etine kadar ithal ediyoruz.
Tabi bu arada daha önce bu ürünleri de üretenler şehre akın etti ve iş arar duruma geldi.
Birisi asgari ücretle çalışmak için iş ararken,
Bazıları da elindeki ile yetinemez duruma geldi.
Zira herkes gıda tüketiyor.
Hem o kadar ki daha önce üretenlerde.
Dostumuz bile olmadığı söylenen örneğin Yunanistan’dan gıda alıyoruz.
Zaten kaç tane dostumuz kaldı ki?
Acaba gıda ithal ettiğimiz ülkeler bizim midelerimizi de kendi midelerine dönüştürme,
Ya da bu gıdalar sayesinde bize karşı başka bir niyetleri olabilir mi?
Olursa bunu kim anlayacak?
Olmama ihtimali var mı?
Ekonomik sıkıntı içinde olan ülkemiz için maliyet;
Biz üretince mi daha ucuz,
Yoksa ithal edince mi?
