Her yıl 20 Kasım’da kutlanırdı.
Son yıllarda kutlanır gibi yapıldığı kanısındayım.
Çocuklara tacizde bulunanlara bakılırsa sözüm daha da anlamlaşır.
Çocuklarımız;
Bizim sermayemiz değil mi?
Çocuklarımız geleceğimiz değil mi?
Çocuklarımız bizim gücümüz değil mi?
Çocuklarımız bizim mutluluğumuz değil mi?
Çocuklarımız bizim başarımız değil mi?
Çocuklarımız bizim göz nurumuz değil mi?
Elbette onların haklarının da olması gerekirdi elbette.
Ama bu haklar;
Taciz edilmek değildir.
Hak etmedikleri yaşta evlendirmek değildir.
Kötü niyetlilere sermaye yapmak hiç değil.
Kaldı ki “Çocuk Hakları Yasası” da bu nedenle çıkarılmıştır.
Uyuluyor mu bilmiyorum.
Ama var.
Var ama geçmiş yaşlarına rağmen,
Din adına vaaz etmelerine rağmen,
Neredeyse sakalı boyunca çocuklara tacizde bulunan soytarılardan sonra “Çocuk Hakları Yasası” olsa neye yarar olmazsa neye yarar?
Bir yasa varsa, onun uygulayıcıları,
Yapımcıları ve
Hukuki sorumluluğunu taşıyanların bu yasayı ve
Gerekçelerini tekrar tekrar iyi okumalıdırlar.
Çocuklar özeldir,
Çocuklar istisnadır,
Çocuklar korunmaya muhtaçtır.
Bunu yapacak olan devletin şahsında siyasi iradedir.
Bu nedenle bugünden başlamak kaydıyla “Çocuk Hakları Yasası” yeniden gündeme alıp, gereğini yapmak yetkili ve sorumluların asli görevi olmalıdır.
Olmaya sürekli devam etmelidir.