5 Aralık 1934 devrimdir.
Atatürk’ün kadına verdiği değeri anlamak için çok önemli bir gündür.
Kadınların siyasette, yönetim kadrolarında yer almasını, yönetenleri seçmesini öngören teklif, TBMM’de milletvekillerinin tümünün oylarıyla kabul edildi.
Türkiye’de birçok Batı ülkesinden çok daha önce kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmış oldu.
Kadını insan yerine koymayan bir anlayışla mücadele eden Atatürk, kadınların haklarını bu teklifle teminat altına alarak bu ülkede yaşayan kadınlara en büyük armağanı verdi.
Bir kez daha Ata’mıza minnettarız.
Açtığı yolda, gösterdiği hedefe, durmadan yürüyeceğimize ant içeriz…
ATA’MIZA SAYGISIZLIK YAPAN KADIN MİLLETVEKİLİ
Atatürk, sayesinde bugün mecliste oturan tüm kadın milletvekilleri, Ata’mıza iki kat daha fazla saygı göstermek zorundadır, minnet duymalılardır.
Ama görüyoruz ki AK Parti Trabzon Milletvekili Bahar Ayvazoğlu, Atatürk’e saygısızlık yapabiliyor…
Geçtiğimiz günlerde, 2013 yılındaki söylemiyle yeniden gündeme geldi Ayvazoğlu…
O dönem yaptığı, “Son indirilmiş kitap: Nutuk, Korkulması ve utanılması gereken kutsal varlık Atatürk, soldan soldan geliyorlar :))” şeklindeki paylaşımı yeniden gündeme gelince açıklama yapma gereği duydu Ayvazoğlu ve paylaşımının “ironi” olduğunu söyledi.
Böyle ironi mi olur?
İroni yapacak başka konu bulunamadı mı?
Üzülüyoruz, gerçekten…
Trabzon adına, ülke adına üzülüyoruz…
Artık değerler üzerinden, kutuplaştırıcı söylemler hiç bir partinin dili olmamalı.
Ne çektiysek, bunlardan çektik…
Ülkenin ve Trabzon’un o kadar çok sorunları var ki, bu halkın bütün milletvekillerinden beklentisi sorunlara üretecekleri çözüm önerileri ile gündeme gelmeleridir.
EMRE BELÖZOĞLU’NA ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ
Trabzonlu Serhan Albayrak’ın sahibi olduğu Turkuvaz Medya Grubuna bağlı Fotomaç Gazetesi, Süper Lig 2019-2020 Sezonu En İyileri’ni seçti.
Nasıl seçti, kimle seçti bilemiyoruz.
Trabzonspor’a karşı eylem ve söylemleriyle, ırkçı hareketleriyle ve FETÖ iddialarıyla hafızamıza kazınan Emre Belözoğlu “Türk Futboluna Üstün Hizmet Ödülüne” layık görüldü.
Ödül, Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş’e verdirildi.
Ödülü layık görenin de, verenin de Trabzonlu olması akılla-mantıkla anlaşılacak bir durum değil.
Biz hiç bir şey anlamadık.
Anlayan varsa bize de anlatsın…
Türk futboluna hizmeti ne olmuş Emre Belözoğlu’nun merak içindeyiz…
PANDEMİ GÜNLERİNDE NE YAPIYORUM
Pandemi hayatımıza gireli neredeyse 1 yıl olacak.
Onunla yaşamayı öğrendik, kurallı yaşamaya alıştık.
Artık sadece çalışıyoruz.
Başka hiç bir şey yapamıyoruz.
İnsanın yapısı her koşula ayak uydurabilecek şekilde tasarlanmış ancak pandemi sürecinin hepimizde bir ruhsal sendrom oluştuğu kesin.
Aşırı gerginiz, aşırı tahammülsüzüz ve diğer duygularımızı da aşırı yaşıyoruz gibi geliyor bana…
Uzmanlar açıklıyor; anksiyete (kaygı bozukluğu) ve panik atak en yaygın hastalık olmuş.
Peki, ne yapmalıyız?
Ruhsal açıdan süreci daha az zararla nasıl atlatabiliriz?
Her tarafta bize yapmamız gerekenleri dayatan binlerce haber, binlerce telkin var…
Çok da şunu öğreneyim, bunu öğreneyim derdinde olmuyorum.
Zencefilli çay, yok efendim keçi boynuzu, paça falan hikayelerinde boğulmuyorum.
Ben kendime bulduğum formülleri paylaşayım;
Sürekli aktif ve çalışma hayatının içinde olduğumuz için monotonluk hiç bana göre değil. Evde vakit geçirmeye alışkın değilim, ayrıca sevmem de.
Evde vakit geçireceksem netfilx, dergi, kitap şart…
Film izlemek iyi geliyor.
Pasta ve börek yapmayı öğrenme çabalarım sürüyor.
Fazla eşyalarımdan kurtulmaya çalışıyorum.
Bunlar bana iyi geliyor. Zaten evde de çalıştığımız için çok da boş vakit kalmıyor.
Dışarıdaysam; normalin üzerinde bir hoşgörüye bürünme çabam var.
Bu hiç kolay olmuyor.
Hayatta tahammül edemeyeceğim durumlar karşısında “sakin ol” telkini imdadıma yetişiyor.
Yaşadığım stresin sadece benim sorunum olmadığını, herkesin aynı stresi yaşadığını bilmek, saçma belki ama beni rahatlatıyor.
Kendi önlemlerini alıp, gerisini şansıma bırakıyorum… Şöyle ki; maske, mesafe, hijyen üçlüsünden asla taviz vermiyorum. Dolmuş kullanıyorum ve arka koltuklardan gelen paraları uzatmıyorum. Siz de uzatmayın. İtiraz edin. Kalabalık olduğunu düşündüğüm ortamlara gitmiyorum.
Daha da ne yapayım, gerisi şansıma kalmış…
Ha bir de olmazsa olmazım; müzik…
İş yoğunluğu dışında her an müzik dinlemeye çalışıyorum.
“Müzik ruhun gıdası”, “Sağlık Olsun”, “İnsan kendisinin doktoru” gibi klişe sözlerin yüzde yüz haklılığına inanıyorum…
Yeni bir yıla yaklaşırken, umudumu asla kaybetmiyorum.