Bir yazım insanını mutlu eden bir ileti ne olabilir? Tabi ki yazılarının okunup takdir edildiğinin bildirilmesi bunlardan biridir. Bir süre önce aldığım bir iletide şöyle sesleniliyordu: “Size inanamıyorum. Çok şey okudum ben; ünlü düşünür Nietzsche benim yaşam kaynağımdır. Ama bu nasıl bir şey sanırım tarif edemem. Yazılarınızdan çok etkilendim. Üslubunuza âşık oldum. (Sanırım bu doğru bir cümle.)
Öğrencilerime bu gün öykülerinizden okuyacağım ve kitabınızı alacağız. Elli beden çocuklar ayakta alkışlayacak bu gün sizi, biliyorum…”
Bir sonraki ileti ise şöyleydi: “Bu gün sizi soktuk sınıfa, sadece dinledik. Öğrencilerimden birinin adı Can… ‘Bu gün sen ol öğretmen, ben sizi dinlemek istiyorum.’ dedim. ‘NADİA’ adlı öykünüzü ve şiirlerinizden bir kaçını ona verdim, okudu. Kuzularım nasıl acıkmışlar güzel yazılara. Gözleri ışıldadı. Hüzünlendiler. İlk kez; öğretmen oluşumdan gurur duydum… Siz harikasınız, ne diyeyim. Biz, sizi alkışladık ayakta. Hepsi başıma toplandı ben de nasibimi öpülerek aldım. Nadia öykünüzü okul gazetemize aldık. Kardelenler size kucak dolusu sevgi gönderdi. ‘Öğretmenim, canımızsınız.’ dediler. Oysa onlar benim canlarım. Tanrı sizi hep korusun, Böyle kalın, hiç değişmeden…11 – C Sınıfı’nın şairisiniz artık.”
Ne diyeyim; başını öne eğmeyen insanların söylediği özgürlük şarkısı olsun gelecek yıllarınız.