Karasızlığı ve güvensizliği inanma eyleminin önünde en büyük engel görüyorum. Bir yalana değil onlarca yalana şahit olduğum için gelecek seçimlerde uygulanması düşünülen 9 Rakamlı Adres Kodu sistemini, 9 rakamlı tuzak olarak görüyor, endişe ile karşılıyorum.
Ülkenin yönetimini 18 yıldır elinde bulunduran istenç; seçime üç yıl olduğu halde 9 Rakamlı Adres Koduyla gündem oluşturmaktadır. Nedir 9 Rakamlı Adres Kodu? Ülkenin yönetimini elinde bulunduran siyasi istenç, son Cumhurbaşkanlığı ve 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde güven veren bir tutum takınmadığı için uygulamaya koymak istediği sistem toplumda olduğu gibi bende de doğal olarak kararsızlık ve güvensizlik yaratmaktadır.
CHP Milletvekili Erdoğan Toprak basın açıklamasında, “Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Adres Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan ve test uygulaması aşamasında olan 9 Rakamlı Adres Kodu ile bütün adresler 9 rakamlı bir sayı ile ifade edilip Adres Kayıt Sistemi’ne –AKS- yüklenecektir. Böylece kişinin o adresine girenin ve çıkanın kontrolü sağlanacak, kişisel tüm verileri kontrol altına alınmış olacaktır… Bu uygulamanın yeni bir fişleme hazırlığı olduğunu… Bilişim ve teknoloji şirketlerinin ‘profil çıkartma-kişisel veri depolama’ gibi uygulamalarının olduğunu ve kullanıcılara ait bu verileri reklam şirketlerine, ilaç şirketlerine, iletişim şirketlerine büyük bedellerle pazarladıklarının ortaya çıktığını” hatırlattı.
Basın açıklamasında ayrıca: “.. Meclis’in, sivil toplumun, siyasi partilerin ve hepsinden öte vatandaşın kendisinin bilgisi dışında, herhangi bir yasa düzenlemesi yapılmadan, bir daire başkanına 83 milyonun tüm verilerinin emanet edileceği ve kontrole alınacağı bir sistem kurulduğunu belirterek, ‘Bu verilerin art niyetli kullanılmayacağının, özel hayatın ihlal edilmeyeceğinin garantisi nedir? Atanmış bir Bakan ve onun atadığı bir Daire Başkanı mı’?” diyerek endişelerini bir bir sıraladı.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi –ADNKS- ile T.C. kimlik numaraları birbirleriyle tümleşik –entegre- duruma getirilmiş, Seçim Bileşim Sistemi -SEÇ-SİS- adlı yazılımla da seçmen listeleri elektronik ortama aktarılmış ve seçim sonuçları bir gecede belirlenir duruma getirilmiştir. Erdoğan Toprak, durum böyle olduğu halde uygulama için, “Seçmen kütüklerini adres ve isim bilgisiyle kontrol edilemez hale getirerek bugünden kaybedecekleri malum bir seçim öncesi hile-sahtekârlık hazırlığıdır,” dedi.
Test aşamasına getirilen “9 Rakamlı Adres Kodu” sistemi güven vermiyor, çünkü CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuz Yılmaz’ın Sayıştay raporlarına dayanarak PTT hakkında TBMM’de yaptığı açıklamalar ortada tabak gibi duruyor: “Evrak tarama tasnif işine 5 yıllığına 300 milyon harcanır mı?” Diyen Yılmaz: “Bu işi kendi çalıştıracağı uzmanlarla 5 yılda 10 milyon liraya yapması mümkünken 300 milyon bedelle bir yüklenici aracılığıyla yandaş şirketlere peşkeş çekmesi inanılır gibi değil,” diyor. 9 Rakamlı Adres Kodu sistemine bu nedenle 9 Rakamlı Tuzak diyoruz.
Değerli milletvekilimiz Erdoğan Toprak’ın endişelerine katılıyor, biz de: “A” seçmen listesinde “963852741” adres kodlu kişi, “B”, “C”… vb. Seçmen listelerinde aynı ya da değişik bir kodla yazıldığını, 4 seçmenin olduğu bir adreste 6 seçmenin yazıldığının, 40 seçmenin olduğu bir apartmanda 50 seçmenin yazıldığını ad ortada olmadığı için kimler nasıl iki veya daha fazla kez yazılan kişilerin ayrımına varacak? diyoruz. Hile yolunun yolcuları için Mevlana Celelettin-i Rumi’nin: “Hile yıldırıma benzer, onun ışığıyla yolcuların yolu görmelerine olanak –imkân- yoktur,” sözünü hatırlatıyoruz.
Kısacası rakam fırtınasına uğrayacak olan seçmen listelerine bakanın, bırakın bir biri üstüne iki veya daha fazla kez yazılan kişilerin eklenip eklenmediğini kontrol etmeyi, kendi kod numarasının yazılı olduğu yeri bulmakta zorlanacaktır, başı dönecektir. Dokuz rakamlı tuzağı, ikiyüzlü davranışlarla, söylenen yalanlarla, uygunluk gözetilmeden yapılan atamalarla, yasa tanımaz tutumlarla, diploması gerçek olmayanları milletin gözünün içine baka baka gururla savunanlarla, halkın gözünden düşen anlağın son çırpınışı olarak görüyorum.
Bu anlak iyelerinin, Türkiye Cumhuriyeti sütüne karışmış yanlış maya olduğu gerçeğini, insanımızın en küçük ve en büyük ferdine varıncaya kadar herkes anlamıştır. Bu nedenle iktidar iyelerinin her eylemi halkın nazarında kararsızlık ve güvensizlik yaratmaktadır. Anlaşılmayı, ulaşılmayı ve sorgulanmayı istemeyen, yaptıklarıyla halkın huzuruna çıkmaktan korkan, sanki ezince –zulme- uğrayan kendileriymiş gibi akıllarına eseni söyleyen, yapmaya çalışan, halkın gözünden düşen bu anlak iyeleri, iktidarın sefasından düşmemek için düzmeciliğin –sahteciliğin- eteğine tutunmayı hak gibi görmeye çalışması düşündürücüdür.
Her şeyin ayrımında olan bu halk; yanlışları, olumsuzlukları, haksızlıkları, hukuksuzlukları, adaletsizlikleri davranışa dönüştürenlerle, çalışmadan, hak etmeden kazanmak isteyenlerle yaşamak; içinde duygudan başka bir şey bulunmayan düşünce iyeleriyle de artık yönetilmek istemiyor. II. Büyük Eriedrick’in, “dilediğini düşün, ama buyruklara uy!” şeklindeki eylemsiz bir düşünce doğrultusunda hiç yönetilmek istemiyor.
Halk, üç-beş kişiye hizmet eden, haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin tavan yaptığı düzeni bütün olumsuzluklara rağmen, oyuna gelmeden sandık yoluyla değiştirmek istiyor; hile peşinde olanlara da La Edri’nin, “hile; oyunu kazandırsa da, kaderi değiştirmez,” sözünü ve 23 HAZİRAN 2019 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim sonuçlarını hatırlatıyorum.
